Son zamanlarda sosyal medyada sıkça ‘boomer’ ifadesine rastlamış olabilirsiniz… Peki, nedir bu boomer, nereden çıktı biliyor musunuz? Basit bir argo kullanımı mı yoksa çok daha derin anlamlar barındırıyor mu? Özellikle ‘OK boomer’, şeklinde gördüğümüz bu terimin en kaba tabiriyle Türkçe’de kelimenin karşılığı olan ‘moruk’ anlamında kullanıldığını söylemek mümkün. Yani; ‘tamam moruk, sensin’ de denilebilir. Ancak, hakaret ya da saldırgan bir hitap olmanın ötesinde jenerasyonları birbirinden keskin bir şekilde ayıran bu terim, yaygın olarak değişime, yeniliklere direnç gösteren genellikle belli bir yaşın üzerindeki -Z kuşağı dışında kalan- kimseler için kullanılıyor.
Boomer teriminin açılımına dair detaylara geçmeden önce gelin kuşakları kısaca bir hatırlayalım. X-Y-Z kuşaklarını tanıyoruz ama bazen de karıştırabiliyoruz. Daha doğrusu farklı kaynaklar farklı doğum yılı aralıklarını savunabiliyor, ancak aşağı yukarı hangi kuşağın hangi yıllar arasında olduğunu tahmin etmek mümkün. Z kuşağı, yani bugünün en genç nesli, 2000 yılı ve sonrasında doğan jenerasyonu tanımlamak için kullanılıyor. Bazı kaynaklar bunu 1997 sonrası olarak da değiştirebiliyor. Diğer yandan Y kuşağı, 1981 ile 1996 yılları arasında doğanları kapsıyor. X kuşağı ise 1964 ile 1981 yılları arasında doğan kişiler için kullanılıyor. Peki, ‘boomer’lar hangi yılların aralığında? Birçok kaynak, 1946 ile 1964 yılları arasında doğan yani bugün 58 ile 76 yaşında olan yetişkinleri ‘boomer’ olarak nitelendiriyor. İşin aslı, boomer da değil, ‘baby boomers’.
Boomer ne anlama gelir?
1946 ile 1964 yılları arasında yaşanan doğum patlamaları yani yeni bebek sayılarının hızla yükselmesine refer etmek kullanılan bu tabir, günümüzde belli bir yaş aralığından daha çok karakteristik özellikleri tanımlamak için kullanılıyor. Hangi karakteristik özellikleri diyecek olursanız en geniş haliyle güncel gelişmeleri kabul etmeyen, teknolojiden uzak, değişime ayak uydurmak yerine direnç gösteren, bakış açısını değiştirmekle uğraşmayan kişiler için diyebiliriz. Yani, birinin bu yıllar arasında doğması bugünkü anlamıyla boomer olduğu anlamına gelmiyor. Örneğin, yaşı bu nesile göre daha genç olmasına rağmen düşünce yapısı nedeniyle eleştirilen boomerlar da olabilir.
Eleştirmekten bahsetmişken ‘Gelişmeleri takip etmesinler, teknolojiden uzak kalsınlar, ne var sanki, onlar eski toprak…” gibi düşüncelere dalmış olabilirsiniz; hemen belirtelim mesele yaş yani ‘eski toprak’ olmaktan biraz daha farklı.
Dünyanın değişim ve dönüşüm hızını düşündüğümüzde her an onu yakalamanın imkansıza yakın olduğunu çoğumuz kabul edebiliriz; bu hemen hemen hepimiz için olağan bir durum olabilir. Ancak, gelişmeleri yakalayamamak ya da geç yakalamak ile tamamen reddetmek ve bugünün şartlarını kabul etmemek arasında epey bir fark var. Ve bu farklar bireysel etkiden daha çok toplumsal, hatta küresel etkiler de yaratabiliyor. Dünya nüfusunun giderek yaşlanıyor olması ile genişleyen bu etkiler, boomer kullanımının artmasına da neden olabiliyor.
Boomer teriminin var olmasının bir diğer nedeni de özellikle Z kuşağındaki bireylerin, duyulmadıklarını, kabul edilmediklerini, anlaşılmadıklarını hissetmelerinden kaynaklanıyor. Şöyle ki, ‘paralarını avokadolu bir tosta harcamak yerine neden biriktirip ev almadıklarına’ dair bir konuşma, Z kuşağının canını sıkabiliyor.
Konu, elbette ki bu kadar basit ve sığ değil. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden doğa dostu adımların atılmasına, eskilerin ‘atma-verme lazım olur’ ya da ‘al, ileride kullanırsın’ düşünce yapısına karşı minimalizm anlayışına, bireysel-toplumsal başkaldırıdan gençlerin neden sabit bir 9-5 iş yapmak istemediklerine birçok alan boomerların, ‘boomer’ olarak nitelendirilmelerine neden olabiliyor. Çünkü çoğu zaman anlamaya, empati kurmaya, çağı yakalamaya ve çağın ‘gerçek’ sorunlarını görmeye direnebiliyorlar. Elbette ki sözümüz, meclisten dışarı ama tablo ne yazık ki çoğu zaman böyle görünüyor.
Peki, ne yapmalı? Ben bir boomer mıyım, biz boomer mıyız ya da bir boomerla karşı karşıya mısınız? Sakin olun, hepsinin ortak bir çözüm noktası var. Bu konuyu iki yönlü bir yol olarak düşünebilirsiniz. Eğer anlaşılmadığınızı, karşınızdaki kişinin sizi anlamaya, çağı yakalamaya çalışmadığını, dirençli bir şekilde dar bir bakış açısından herhangi bir konuya yaklaştığını düşünüyorsanız ‘Ok boomer’ deyip uzaklaşmak bir çözüm değil. Böyle yaptığınızda iyi bir değişime yol açmaz, aksine bu ayrımın daha da yerleşmesine zemin hazırlarsınız. Onu yerine stratejinizi değiştirebilir, daha yapıcı konuşmalarla yaklaşmaya çalışabilir, basit, doğru ve küçük adımlarla yanlış kalıpların yıkılmasına yardımcı olabilirsiniz.
Öte yandan, siz ‘Ok boomer’ tepkisi aldığınızda sinirlenip tepki göstermek yerine neden böyle oldu diye düşünmeye başlayabilirsiniz. Karşınızdaki kişiye -muhtemelen Z kuşağından birine- “Neyi anlamadığımı anlamama yardımcı olabilir misin?” ya da “Bir kahve içerek konuşabilir miyiz, bu sayede neden bana boomer dediğini anlayabilirim…” şeklinde yaklaşabilirsiniz.
Çağ, hepimizin çağı. Yapılması gereken tek şey ilişkilerimizi daha üretken bir noktaya taşımayı başarabilmek. Ve istedikten sonra bu mümkün, çünkü doğum yılları üzerine ne anlamlar yüklenirse yüklensin sadece sayılardan ibaret. İçlerini dolduran biziz.
İlginizi çekebilir: Biyolojik yaş nedir: Yaşınız ile biyolojik yaşınız aynı olmayabilir