Öyle besinler hayal edin ki, istediğiniz kadar yiyorsunuz ve üstelik kilo kaybediyorsunuz. Negatif kalorili gıdalar dünyanın özlemini çektiği bir bilimsel gelişme. Bu mucize besinler gerçek mi yoksa kurgulama mı? Bunu açıklamadan önce, biraz gizemini aralayalım.
Negatif kalorili besinler teorisi
Negatif kalorili besinler teorisi, besinlerin sindirilip vücudun yararlanabileceği hale gelmesi sürecinde sahip olduğu kaloriden daha fazlasını bu süreçte harcatması olarak tanımlanır.
Negatif kalorili besinler
Kereviz, lahana, sarımsak, sirke ve yeşil yapraklı sebzeler çok az kalori içerdikleri için negatif kalorili besinler olarak bilinmektedir.
Vücut, besinleri sindirmek için gerçekten enerji kullanır mı?
Evet. Besinlerin sindirimi için harcanan bir enerji vardır. Ortalama günlük enerji gereksinimimize katkısı %10 dur. Besinlerin termik etkisi (TEF) ya da yenilenlerin ısı enerjisi olarak tanımlanır.
Ağız yoluyla alınan besinlerin vücudun kullanabileceği yapı taşlarına ayrılması, mekanik ve kimyasal sindirim yoluyla gerçekleşir. Bu süreçte birçok organ, enzim ve hormon rol alır. Enerji bu süreçlerde harcanır.
En yüksek termik etkiye sahip besin öğesi protein, daha sonra karbonhidrat ve en az etkiye sahip olan ise yağdır.
İşlenmiş besinler yememeniz için, size bir de küçük sır verelim: Araştırmalar gösteriyor ki, işlenmiş besinler işlenememişlere göre %50 daha az termik etkiye sahip.
Efsane mi gerçek mi?
Gerçek olamayacak kadar güzel bir hayal. Çünkü ne yazık ki, bu teorinin arkasında hiçbir bilimsel veri bulunmuyor.
Siz yine de beslenmenizde bol bol kereviz, marul, elma sirkesi, limon, turp ve sarımsağa yer verin. Bu besinler kilonuzu korumaya gerçekten yardımcı olur ve sağlığınız için gerekli makro ve mikro besin ögeleriyle doludur.