Öfke, kızgınlık, üzüntü veya utangaçlık gibi duyguların “bedelleri olan” duygular olduğuna inanma eğilimindeyizdir. Ancak araştırmalar inandığımızın aksine, öfke başta olmak üzere negatif duyguların bambaşka yüzlerinin olduğunu göstermektedir.
Negatif duyguları pozitif yönde kullanmak
Öfke, üzüntü, utangaçlık gibi duyguların negatif olduğunu düşünsek de bütün duygular işlevseldir. Mahcubiyet uyandıracak bir durumun öncesinde gelen bir sinyal olabilir ve bu sinyal bir hata yaptığınızı fark ettirerek davranışınızı değiştirmenizde yardımcı olabilir. Utangaçlık kişisel etik kodunuzu ihmal ettiğinize dair bir işaret olabilir. Üzgünlükle veya hayal kırıklığıyla kalmayı öğrenmek büyük açılımlar yaşatabilir.
2015 yılında Luna Park Sidney’de düzenlenen “Mutluluk ve Sonuçları” isimli konferansta ‘Pozitif Psikolojinin Indiana Jones’u olarak anılan Robert Biswas, Greenland’a yaptığı araştırma gezisi anılarını anlattı. Seyahatinin ilk gününde botu buzlu suda alabora olmuş, ıslanmış, üşümüş ve yemek yemek için avlanmak zorunda kalmıştı. Avlanma konusunda beceriksiz olduğu için utanmış, köydeki çocuklar onunla dalga geçmişti. Ancak Biswas bu günü hayatının en güzel günü olarak hatırlamaktaydı.
Birçok ders barındıran bu hikayeden hareketle Biswas, çoğu araştırmasını modern yaşamın bizleri nasıl küçük bir odaya tıkıp negatif duygularla baş başa bıraktığını ortaya koyan ‘konfor bağımlılığı’ üzerine yaptı. Öfke, utanç, mutsuzluk gibi duyguları nasıl yanlış yorumladığımızdan, her daim neden mutluluk peşinde koştuğumuzun sorgulamasından yola çıkarak negatif duyguların öteki yüzlerini ortaya koydu.
Hiçbir duygu sonsuza kadar sürmez
‘Her duygunun bir yeri vardır. %100 mutluluk için atışta bulunmak gerçekçi değildir.’
Basitçe söylemek gerekirse, psikolojik gerçekliklerinin farkında olan, pozitif ve negatif duyguların hepsini rahatça yaşayabilen kişiler daha sağlıklı bireylerdir. Sonsuza kadar sürgün yemiş bir duygu yoktur. İçinde bulunduğumuz durumla tamamen oturduğunda negatif duygular oldukça işlevlidir.
Adaletsizliğe maruz kaldığınızda öfke duygusunu hissetmek adaletsizliği cevaplamak için gerekli olan enerjiyi harekete geçirir. Eğer bir kayıp yaşadıysak, üzgün olmak gerekliliktir.
Öfkenin diğer yüzleri nelerdir?
- Öfke harekete geçme bir motivasyonu sağlar. Özellikle adaletsizlikle karşılaştığınızda veya bir şey amaçlarınızı gerçekleştirmenize engel olduğunda öfke size harekete geçirebilir.
- Öfke yaratıcılığı ateşler. Yaratıcı beyin fırtınası görevi verilen kişiler, öfkeliyken üzgün veya nötr oldukları zamanlara kıyasla daha fazla fikir geliştirirler.
- Öfkeyi içimizde tutmak sağlığımız için zararlıdır. Adaletsizliğe uğradıklarında öfkesini içlerinde tutan kişiler, öfkesini dışa vuran insanlara kıyasla daha fazla kalp hastası olmaktadır.
- Öfke optimizmi yükseltir. Laboratuvar araştırmalarında orta derecede öfke taşıyan insanlar oyunlarda daha fazla risk almakta, ihtimallerin sınırlarını keşfetmeye daha eğilimlidirler. Öfke, olay ve olayın sonuçları üzerinde daha fazla hakimiyet hissi vermekte ve alınan risklerin bedelini ödeme konusunda daha optimist yapmaktadır.
- Öfke dikkati odaklar. Pozitif duygular manzaraya bakarken ormanının tamamını görmenizi sağlayacak kadar zihni dağıtabilirken, öfke duygusu sadece ağaçları görmenizi sağlayacak kadar dikkatinizi tek bir yöne odaklar.
Öfkeyi dominant duygunuz haline getirmek bilge olmayan bir tavırdır ancak öfkenin etkili bir şekilde dışa vurumu doğru durumlarda uygun sonuçlar yaratır. Biswas-Diener’ın da dediği gibi: “Araştırmalar öfke nöbetlerinin sadece %10’unun şiddete neden olduğunu ortaya koymuştur. Bu durum öfkenin agresyonla aynı şey olmadığını kanıtlar.”
Öfke iyi veya kötü değildir. Öfke duygunuzla nasıl hareket ettiğinize göre değişir. Kendi kendinize sormanız gereken tek soru: “Öfkem durumu iyileştiriyor mu yoksa duruma zarar mı veriyor?”
İlginizi çekebilir: Öfkelendiğinizde sövmek aslında sanıldığı kadar kötü değil