Nefes yani oksijen vücudunuzda her yere girip çıkabilen bir ajan gibidir. Dolasıyla da her noktada değişim yaratabilir. Azlığı veya çokluğu da vücudumuzda olumsuz etkiler yaratabilir. O yüzden karbondioksit ile denge içerisinde olması gerekir. Hep oksijen ön plana çıksa da vücudumuzda karbondioksit de en az onun kadar önemlidir. Her iki gazın da vücudumuzda dengesinin bozulması birçok soruna yol açabilir. Strese maruz kaldığınız, çok yorulduğunuz anlarda nefesinize bakın ya fark etmeden nefes tutarsınız ya da nefes nefese kalırsınız, bir davranış ve duygu, düşünce, olay veya hareket sonrasında olabilir.
Vücudunuz yaratmış olduğunuz strese karşı nefes alış-verişinizi duruma karşı adapte eder, bu sinir sisteminin oluşturduğu bir durumdur. Bunu otomatik olarak sistemler arasında geçiş olarak kullanır. Sinir sistemimizde rahat anlarda ve savaş ve stres anlarında farklı çalışır, artık bunu hepimiz duymuşuzdur. Sempatik ve Parasempatik sistem olarak geçer. Bu sistemlerde vücut hormonal, kassal, zihinsel pek çok tepkime oluşturur ve oluşan olumlu veya olumsuz koşullara karşı bizi hazır hale getirmeye çalışır.
Bu sırada nefes reaksiyonlarımız duruma göre değişkenlik gösterir. Genellikle çoğu kişinin aklına “Nefes almayı mı bilmiyoruz, doğru nefes mi olur, peki bu çalışmaları niye yapacağız?” gibi sorular gelir. Bir önceki yazıda size çok da sıkmadan sistemi derinlemesine anlatmaya çalıştım. Yaşanılan pek çok olumsuz psikolojik ve fizyolojik adaptasyon sonucunda her mekanizmamızda kayıplar, işleyiş bozuklukları, gelişimler ve değişimler olduğu gibi nefes alış-veriş düzenimiz ve şeklimizde de değişiklikler olabiliyor. Bunlar içsel ve dışsal çok farklı bir veya birden fazla duruma bağlı olabilir.
Gün sonunda hiçbirimiz robotlar gibi bir işleyişe, süper genetiklere veya yaşam koşullarına sahip değiliz. Sistemimiz biz ona bakmayı öğrendikçe daha pozitif anlamda ilerliyor. Bu noktada da vücudunuzun her yerine ulaşabileceğiniz nefes çalışmaları karşımıza çıkıyor. Bunu da nasıl yapıyor; hücrelerimize ve sinir sistemimize ulaşarak. İletişimi bedenimizde kim sağlıyordu; sinir sistemimiz. Dolayısıyla onun üzerinde yaratacağımız her etki bizim her köşemizi olumlu olumsuz etkiliyor.
Nefes çalışmaları sırasında nefes düzeni, sıklığı, temposu, miktarı gibi çalışmalar sinir sisteminizde etkiler yaratacağı için bunlar üzerine fiziksel ve psikolojik çalışmalar yapmanız başka anlarda yaşayacağınız duygu, düşünce, davranış, durumlar, olaylar, hareketler gibi pek çok konuya adaptasyon kapasitenizi geliştirmenize yardımcı olacaktır. Vücut otomatik olarak davranmayı sever. Biz de daha sonraki büyük streslere karşı onu önceden bilinçli olarak hazırladığımızda yaşanılan olumsuz durum anlarına önceden hazır olacak ve strese dayanıklılık kapasitesini geliştirecektir.
Stres dediğimizde bunu sadece olumsuz olarak algılamamamız gerekir. Çünkü yaptığımız her hareket, her davranış, her duygu aslında değişken oranlarda sinir sistemimiz üzerinde bir stres demektir. Hayatınızın fiziksel ve psikolojik her alanında kullanabileceğiniz nefes çalışmaları da en kolay şekilde yapabileceğiniz ve size her anlamda gelişim sağlayabilecek bence en etkili yöntemlerin başında gelmektedir. Aynı zamanda geçmişte olumsuz bağlam kurduğumuz birçok duygu, düşünce ve davranış konusundaki durumları yeniden düzenlemek için de bize yardımcı olabilmektedir. Küçük bir duygu düzenleme çalışmasıyla plastisite ve nefes konusu hakkındaki üç yazılık serüvenimizi kapatalım.
Egzersiz
- Yüksek yoğunlukta yaşadığınız özellikle de olumsuz yükte bir duyguyu düşünün ve bu duygunun yoğunluğunu 1’den 10’a kadar en yüksek olacak şekilde derecelendirin.
- Sonrasında bu duyguyla birlikte olan olayı düşünün ve gözlerinizi kapatın. Sonrasında ağzınızda alıp verecek şekilde 10 derin nefes alıp verin, nefesler yavaş veya çok hızlı olmasın, orta düzeyde olsun.
- Bu bölümden sonra o duygunun yoğunlaştığını hissedebilirsiniz.
- Şimdi de o duygu yerine bugün olsa o duygu ve olay karşısında nasıl bir olumlama yaratırdınız, onu düşünün.
- Örneğin; Kendi kararlarınızı veremeyip kötü hissediyorsanız, olumlama olarak kendi kararlarıma ve irademe güvenebilirim gibi bir değişiklik.
- Yani kendinize o olay karşısında vermek istediğiniz her türlü duygu veya olumlama cümlesini koyabilirsiniz.
- Şimdi aynı 10 nefes çalışmasını gözleriniz kapalı şekilde bu olumlama ile gerçekleştirin. Yoğunlaşın.
Sonrasında bakın bakalım ilk olumsuz yükteki duygunuzun derecesinde ufak da olsa nasıl bir değişiklik göreceksiniz. Bu çalışmaları düzenli devam ettirdiğiniz takdirde size destekleyici olacaktır.
Not: Bu çalışmaları tek başına bir terapi gibi düşünmeyiniz. Bütün bu çalışmalar size uygun şiddetlerde olmadığında ne kadar masum görünse de sizin için Pandora’nın kutusunu açmak gibi olumsuz tetiklemeler yaratabilir. Büyük duygu yoğunluğu değişiklikleri yaşıyor ve tek başınıza duygularınız ve davranışlarınız konusunda zorluklar yaşıyorsanız ve bu tarz çalışmalarda zorlanma hissederseniz, lütfen bu konularda bir psikolog veya psikiyatrist uzmandan destek alınız. Meditasyon, nefes çalışmaları, enerji terapileri gibi çalışmaların destekleyici çalışmalar olduğunu unutmayınız.
İlginizi çekebilir: Duygu olur, düşünce olur, yol olur