X

Nefes kesen manzaraları ve ilgi çekici hikayeleriyle Almanya’nın mutlaka görmeniz gereken kale ve şatoları

Almanya, kuralların çok katı uygulandığı, düzenli şehirlerden oluşan bir ülke algısını anımsatır hep. Bu özellikleri geçerli olsa da Almanya birçok doğal güzelliği barındıran huzurlu bir ülke aynı zamanda. Bir diğer özelliği de adeta masallardan fırlamış birçok kale ve şatoya ev sahipliği yapması. İşte bu yapılardan mutlaka görmeniz gerekenler.

Neuschwainstein Kalesi

Neuschwainstein, Almanya’nın en ünlü masal kalesi. Masal kalesi denemin nedeni sadece kalenin güzelliğinden değil, aynı zamanda Walt Disney’in şatosunun bu kaleden esinlenerek yapılmış olması.

Neuschwainstein kalesi bulunduğu yer itibari ile de büyüleyici bir manzaraya sahip. Schwangau kasabasının tüm güzelliklerini kaleden görebiliyorsunuz.

Kale, halkı tarafından çok sevilen ve 18 yaşında kral olan Ludwig tarafından yaptırılmış. Kendisi doğa üstü hikayelere ve operalara çok düşkünmüş. Bunu kaleyi gezerken de görüyorsunuz. Kale dışarıdan bakıldığında çok güzel ve masalsı görünse de içinde sizi ürperten bir kasvet hakim.

Kalede yer alan taç giydirme odasında zemin dünyayı, tavan ise güneş ve yıldızları temsil edecek şekilde tasarlanmış ve buna uygun resim ve objeler bulunuyor. Gökyüzünü temsil eden tavanın tam ortasında da kraliyet tacına benzeyen bir avize var. Bu, kralın dünya ve gökyüzü ya da başka bir benzetme ile cennet ve cehennem arasında olduğu anlamını taşıyormuş. Bu odada ayrıca Ayasofya’dan esinlenerek yapıldığı söylenen kilise resimleri var.

Kalenin dış tasarımını yapan kişi aslında sahne ressamı olan biriymiş. Kalenin en üst katındaki odada yer alan sahnenin de resmini yapmış. Sahne gösterileri ve operaya düşkün olan Kral Ludwig burada çeşitli davetler verir oyunlar sahneletirmiş. Kral Ludwig 40 yaşında dünyaya gözlerini yummuş. Kalenin birçok yerde denk geldiğiniz fotoğraflarını çekebileceğiniz birkaç nokta bulunuyor. Bunlardan en bilineni Marienbrücke ismindeki köprü. Biz gittiğimizde tadilatta olduğu için kapalıydı.

Neuschwainstein, Almanya’nın en ünlü masal kalesi.

Diğer bir alternatif de bir başka ünlü kale Hohenschwangau’nun bahçesini kullanmak. Bahçeden kalenin güzel açılarını yakalayabilirsiniz.

Tegelberg Dağı’na çıkan teleferik.

Bunlar dışında bence en iyisi Tegelberg Dağı’na çıkan teleferik. Biz teleferiğe yürüyerek gittiğimiz için yol boyunca kaleyi çok güzel açılardan gördük ve fotoğrafladık.

Kalenin dışı daha etkileyici ve güzel ama kalenin içini de gezmek isterseniz internet üzerinden rezervasyon yaptırıp biletinizi alabilirsiniz. Seçtiğiniz saate göre gruplar rehber eşliğinde kaleyi gezebiliyor. İçeride fotoğraf çekmek yasak. Geziniz bitip kalenin balkonuna çıktığınızda Alpsee, Alpler ve Hohenschwangau kalesinin oluşturduğu manzara sizi büyüleyecek. Neyseki burada istediğiniz kadar fotoğraf çekebilirsiniz.

Geziniz bitip kalenin balkonuna çıktığınızda Alpsee, Alpler ve Hohenschwangau kalesinin oluşturduğu manzara sizi büyüleyecek.
Hohenschwangau Kalesi

Bu güzel kale de Scwangau kasabasında bulunuyor. Ayrıca Neuschwanstein kalesi ile karşılıklılar. Bu kalenin sunduğu manzara da görülmeye değer.

Hohenschwangau Kalesi / Almanya

Kalenin içini de gezmek isterseniz internet üzerinden rezervasyon yaptırmanız mümkün. Ben Neuschwanstein kalesini gezmenizi, bu kaleyi ise manzara ve bahçesini görmek için ziyaret etmenizi öneriyorum.

Hohenzollern Kalesi
Hohenzollern Kalesi / Almanya

Eğer yolunuz Stuttgart’a düşerse şehrin yakınlarındaki bu kaleyi listenize ekleyin mutlaka. Svabya Alpleri üzerinde yer alan kale uzaktan bakıldığında terkedilmiş bir yeri andırıyor. 11. yüzyılda inşa edilen kale, birkaç kez yıkılıp yeniden inşa edilerek günümüzdeki halini almış. Kalenin tepede bulunması nedeniyle manzara yine nefes kesici güzellikte.

Hohenzollern Kalesi’nin tepede bulunması nedeniyle manzara yine nefes kesici güzellikte.
Eltz Kalesi
Eltz Kalesi / Almanya

Yemyeşil bir doğanın içinde tepelere kurulmuş güzel bir kale daha. Köln yakınlarına giderseniz mutlaka uğramalısınız. Kalenin etrafından geçen Moselle Nehri de manzaraya ek güzellik katıyor. Kaleye ismini veren Eltz Ailesi günümüzde de kalenin sahibi. Böyle bir kaleye sahip oldukları için oldukça şanslılar…

Cochem Kalesi
Cochem Kalesi / Almanya

Moselle nehrinin ikiye ayırdığı Cochem şehrine güzellik katan Cochem Kalesi şehri kuşbakışı görebileceğiniz bir noktada bulunuyor. Yemyeşil üzüm bağlarından geçerek kısa bir yürüyüşle kaleye ulaşıyorsunuz. Kaleye çıktığınızda şehrin manzarası bir süre izlenmeye değer. Köln’e yapacağınız geziyle Cochem gezisini birleştirebilir ve bu güzel kaleyi ziyaret edebilirsiniz.

Heidelberg Kalesi

Neckar Nehri’nin ikiye ayırdığı romantik şehir Heidelberg’i biraz daha romantikleştiren bir kale Heidelberg kalesi. Şehir çok küçük olduğu için kale hemen hemen her noktadan görülebilir. Almanya’nın en eski üniversitesi burada olduğu için şehir öğrencilerin yoğun olduğu bir yer.

Neckar nehrinin ikiye ayırdığı romantik şehir Heidelberg’i biraz daha romantikleştiren bir kale Heidelberg kalesi.

Heidelberg kalesi kızıl taşlarıyla şehri güzelleştiren en önemli yapı. Kalenin yapımı 13. yüzyıllara dayandığı için bazsı yerleri yıkılmış. Kaleye ister yürüyerek isterseniz teleferik ile çıkabilirsiniz. Kaleye ulaştığınızda hem kale hem de görünen manzara oldukça güzel bir görüntü sunuyor. Ayrıca kalede konser, opera gibi bazı kültürel etkinlikler de düzenleniyor. Bu büyülü ortamda böyle bir aktiviteye katılmak da güzel bir deneyim olabilir.

Lichtenstein Kalesi

Masal gibi bir kale daha… Bu kale de Stuttgart şehrine çok yakın olup yine Svabya Alplerinde bulunuyor. Bu da kaleye çıktığınızda sizi güzel bir manzara bekliyor demek oluyor. Kale eski görünse de aslında 19. yüzyılda inşa edilmiş.

Lichtenstein Kalesi / Almanya

Kaleyi gezmek isterseniz rehber eşliğinde grupla dolaşmanız mümkün. Gezi sonrası isterseniz kalenin anahtarını da elinize alabilirsiniz.

Lichtenstein Kalesi / Almanya

Almanya her ne kadar sanayi ülkesi olarak bilinse de aslında birçok güzelliği de barındırıyor. Daha paylaştıklarım gibi birçok kale, saray ve şato var. Almanya’nın farklı bir yönünü keşfetmek isterseniz paylaştıklarım size güzel bir rehber olacaktır.

İlginizi çekebilir: Avrupa güncesi: Almanya Lübeck

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Banu Okunakul: İTÜ Elektronik ve Haberleşme Mühendisliğinden mezun olup üzerine bir de İTÜ Telekomünikasyon Mühendisliğinde master yaptım. Masterım sırasında tanıştığım kurumsal hayat ile ilişkimiz hala devam ediyor. Yaş 30’lara yaklaşınca ne istiyorum ben ve ne yapıyorum ben arasındaki çatışmaları ben de yaşamaya başladım. İş hayatını merkezden çıkarıp “Ben” i merkeze oturtunca hayat daha renklendi. Bu renk yelpazesine spor, dans, geziler ve fotoğrafçılığı da kattığımda yaş 35 olmuştu:) Fotoğrafçılık ile birlikte seyahat etmek hayatımda daha da önemli bir yer kazanmaya başladı. Şimdilerde ise “Tam zamanlı gezgin nasıl olunur?” un yollarını aramaktayım.
İlgili Makale