X

Nefes almak üzerine James Nestor’dan öğrendiklerim

Uzun zaman sonra tekrar başladığım düzenli egzersizler kısa sürede etkisini gösterdi. Fiziksel bir değişimden öte ufak ama kutlamaya değer katkılarından bazıları; güne daha mutlu uyanmak, nefes nefese kalmadan merdiven çıkmak, rahatça koşabilmek ve kızımla oynarken onun hızına yetişebilmek 🙂 Diğer yandan çok iyi eğitimli ve işini aşkla yapan bir eğitmenin sizinle olması ve her bir egzersiz sırasında akla gelen çokça yeni fikir de sayabileceğim diğer artılar. Tüm bunlar olurken tek başına egzersizin faydası olmayacağının da farkındayım. Eğitmenin bana verdiği doğru nefes aksiyonları bir haftadan sonra gerçekten fark yaratmaya başladı. Daha dinç uyanıp daha enerjik olmamda çok anlamlı bir katkısı var. Günde yaklaşık 22.000 kez tekrarladığımız nefes alıp verme eylemini nasıl tekrarladığımızın hayatımızı bu denli etkilemesi de inanılmaz. Tüm bunların üzerine merak edip bilimsel açıklamasını bulduğum “nefes alma” eylemine dair James Nestor’dan öğrendiklerimi paylaşmak istiyorum bu yazımda.

Kitaptaki en önemli mesajlardan biri, çok tanıdık ama bilimsel detaylarıyla beni şaşırtan bir alan, burundan alınan nefes ağızdan alınana göre çok daha sağlıklı ve oksijen yönünden güçlü (ağızdan alınana göre %18 daha fazla oksijen). Aslında kan basıncının daha düzenli olması, kalp ritminin dengede olması, bakteri oranının azalması gibi sebeplerden dolayı burun, vücudun nefes ile dengesini sağlamakta usta. Öte yandan ağızdan alınan nefes, gece uykuların daha fazla bölünmesine, böbreklerin daha fazla sıvı tüketmesine sebep oluyor. Uyku apnesi de beraberinde dikkat bozukluğu, konsantrasyon eksikliği, şeker hastalığı gibi yan etkilere sahip. 20 yaşlarında deviasyon ameliyatı olduktan sonra geçmiş 5-6 yılın nasıl geçtiğini düşündüm, rahat nefes alamadan. Üstelik belki de daha geçmişe dayanan bir mazisi var, küçükken burna gelmiş bir darbenin henüz gelişmemiş kıkırdaklara verdiği hasarın sonucu olabilir, aslında özellikle bebeklik döneminde yaşanan darbelerin uzun vadede etkileri çıkabildiğini de bu deneyimle gördüm. Fark edip ağızdan alınan nefesi azaltmak da uzun vadeli ne kadar doğru bir adım olmuş diye düşündüm.

Besinleri çiğneyerek yutmak ile nefes almak arasında da doğru orantı var. Yüz kaslarını daha çok kullanmak, ağızın daha geniş açılması ve dişlerin işlevinin güçlenmesi ve tüm bunlarla birlikte nefes dengesinin olması sağlıklı bir ağız yapısının olmazsa olmazı. Modern beslenmeye geçiş öncesinde besinlerin tüketilebilmesi için saatlerce çiğnendiği bir dönemden günümüze formatlar çok değişti, beslenme alışkanlıkları da. Sert besinler tüketmek, çiğnemek, solunum yolu tıkanıklığını önlüyor, dişlerin yapısını güçlendiriyor. Dolayısıyla geleneksel beslenme yöntemlerini tekrar hatırlayıp besinleri ona göre tüketmek de küçük ama çok etkili bir adım.

Kan dolaşımı ve nefes arasındaki ilişki de yine kitabın odak alanlarından. Vücudumuzda normal şartlarda her dakika 7500 litre kanın tam dolaşımı tamamlanıyor ve bu da hücrelere temiz oksijen dolaşımını sağlıyor. Dolaşım hızı arttığında, hızlı nefes aldığımızda nefesin ciğerlere ve diğer organlara yaptığı basınç oranı artıyor. Ayrıca beynimizin görsel işleme, hafıza gibi alanlarını etkileyen hipokampus ve duygusal hafıza ile tepkilerimizi belirleyen amigdala gibi bölgelere kanın ulaşma hızı da günlük işlevlerimize direkt etki ediyor. Az çoktur mantığıyla Çinli bilim insanlarının araştırmalarına da yer veren kitapta nefesi günde 13.500 ile limitlemenin ve dakikada ortalama 9,5 nefes yerine almanın 5,5 a inmesinin vücuda giren hava kapasitesini daha doğru ve yönetilebilir formata getirip kan basıncı dengesini sağladığını anlatıyor. 

Hızlı nefes alıp verdiğimizde vücudumuzda karbondioksiti daha az tutabildiğimizi, bunun da kandaki pH seviyesini düşürerek kanın daha asidik olmasına sebep olduğunu söylüyor Nestor. Aslında yavaşlattığımız nefesin vücudun denge bulmasında sayısız faydası var. Kitap içerisinde geçen bir diğer önemli örnek çalışma da Dr. Elisha Morte’nin 2014 yılında astım hastalarıyla yaptığı araştırma. Sadece nefesi yavaşlatarak ve vücuttaki karbondioksit miktarını dengeleyerek pH ı %5,5’lara getirdiğinde 4 hafta gibi bir sürede astım semptomlarımın 120 hastada azaldığını, bazılarında kaybolduğunu söylüyor.

Sağ ve sol burun deliğinden alınan nefesin farklı etkileri olduğunu anlatıyor kitap. Aslında sağ burun deliğini gaz pedalına, sol burun deliği ise sanki frene benzetiliyor. Sağ burun vücudu ısıtma, kortizol (vücudun strese verdiği tepkiyi düzenleyen hormon) düzeyini yükseltme gibi direkt acil durumlarda harekete geçmemizi sağlayan sempatik sinir sistemine etki eden faydaları var, sol burun deliğinin ise parasempatik sinir sistemine (tehlike anında stres seviyesini düşürmeye yardımcı sinir ağı) etki ederek yaratıcı düşünceye desteklediğini ve olumsuz duygularda uzun süre kalıp kalmamamızı belirlediğini söylüyor. İki burun deliğinin dengesini korumak oldukça kritik.

Hangi durumda olursak olalım, kaygılı, üzgün, stresli sadece nefes alma hızımızı yavaşlatmamız bizi bir sonraki mücadeleye hazırlamak konusunda önemli bir adım. Endişesinden dolayı hararetli şekilde konuyu anlatmaya başlaması ardından sadece bir yere oturup biraz nefes al ve konuşalım dediğimiz birini düşünelim, aslında bir şeylerin değiştiğini gözlemleyebiliyoruz. Öfkesini bir su içtikten sonra sanki hiç yaşamamış gibi hisseden, bir nefes molasıyla kendine yeni bir fırsat verebilen kişiler eminim sizin çevrenizde de vardır. Sadece egzersiz yaparken değil hayatımın her alanında bu kadar etkisi olabileceğini yeni öğrendiğim nefesin bilimsel faydalarının size de farklı bakış açısı katmasını diliyorum. Seçimlerinizde yapabileceğiniz ufak değişikliklerin hayatınıza olumlu etkisini deneyimlediğiniz bir gün olsun 🙂

İlginizi çekebilir: Dağınık zihinle baş etmek ve “dikkat” molası vermek üzerine

Didem Sümer Tiryaki: Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji lisans eğitimi ardından Galatasaray Üniversitesi'nde işletme yüksek lisansını tamamladı. Yaklaşık 10 senedir özel sektörde İnsan Kaynakları alanında çalışıyor. Kadın Girişimciler Derneği'nin Geleceğin Kadın Liderleri programından 2013 yılında mezun oldu. Kagider ve Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği'nde öğrenci veya yeni mezun kadınlara mentorluk yaptı. BÜMED'in yürüttüğü Next-Gen programında mentorluk çalışmalarına devam ediyor. Deneyimsel oyun terapisi eğitimleri ardından supervizyonlarını tamamladı ve Oyun Terapisi Uygulayıcısı oldu, son iki senedir gönüllü olarak 2-11 yaş arası çocukları destekliyor. Öğrenmeyi, gezerek/okuyarak veya deneyimlerek yeni bilgiler keşfetmeyi, bu öğrenme ve keşiflerinden insan doğasına dair çıkarımlar yapmayı ve bunları yazmayı seviyor.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale