X

Nedir bu erteleme davranışı: Erteleme davranış döngümü nasıl yenebilirim?

Biz vaktimizi tereddütler ve ertelemelerle boşa harcarken, hayat akıp gider.” –Seneca

Teslim gününüzün sonuna geldiniz ve daha önce oluşturduğunuz yapılacaklar listenize bakıyorsunuz. Listenin en altında bir süredir ertelediğiniz bir projeniz var. Saat de geç oldu, zaten yorgunsunuz. Kendinize bu konuyu yarın halledeceğinizi söylüyorsunuz. Ancak içinizde bir huzursuzluk hissi var. Ertelediğiniz için kendinize kızgınsınız. Eğer bu senaryo size tanıdık geldiyse, merak etmeyin yalnız değilsiniz.

Modern dünya yaşamının son dönemlerde belki de en güncel sorunlarından bir tanesi tekrarlayan erteleme davranışımız. Hepimiz günlük yaşantılarımızda belirli işleri, belirli bir sıra ile veya kendi seçtiğimiz bir düzen doğrultusunda yapmaya çalışıyoruz. Ancak bazen planladığımız bir görevi çok kısa ve ya basit olsa bile zamanında yerine getirmeyerek erteliyor veya geciktiriyoruz. Ertelediğimiz görevlerin zaman içinde birikmesi, daha fazla stres ve kaygı yaratmamıza neden olabiliyor ve hatta tekrarlanan durumlar iş ve kişisel hayatımızda zorluk ve başarısızlıklara yol açabiliyor. Ertelemenin sizin hatanız olmadığını bilmek önemlidir. Bu bir davranış örüntüsüdür ve bu davranışta bulunmanızın belirli nedenleri vardır.

Peki, neden erteliyoruz?

Birincil nedenler arasında, görevin sıkıcı veya zorlu olması, kişisel sorunlar, yeterli zaman veya kaynak eksikliği, korku veya belirsizlik gibi nedenler sayılabilir. Erteleme, çeşitli düşünce ve alışkanlıklardan kaynaklanmaktadır. Ancak en çok, yapmaktan keyif almayacağımıza inandığımız veya yapamayacağımızdan korktuğumuz görevlerde kullandığımız bir davranış örüntüsüdür . Mükemmeliyetçilik, erteleme davranışı ile çokça ilişkili bir yapıdır. Mükemmeliyetçi bir birey o işi yapıp tam olarak istediğini elde edememektense o işi yapmama olasılığını psikolojik olarak daha kabul edilir bulmaktadır. Çünkü başkalarının kendisi hakkında ne düşüneceği konusunda o kadar endişelidir ki, yargılanmamak için kaçınma yolunu seçebilir.

Modern dünyayı yaşama şeklimiz de erteleme davranışımız açısından önemli bir kriter. Günlük yaşamdaki uyaranların artması, çeşitliliğin çok fazla ve çok rahat erişilebilir olması, neyin öncelik olduğu, neyin esas olup olmadığı ve neyin doğru ve yanlış olduğuna dair kafa karışıklığımızı artırmakta ve böylece herhangi bir şey yapma konusundaki motivasyonumuz düşmektedir. Motivasyon kaynağı eksikliği de erteleme davranışının altındaki önemli bir neden olabilir. Kişinin hayata dair sahip olduğu anlamlar ve hayaller uzun süreli ve tatmin edici bir motivasyona yol açar. İnsanlar davranışlarında bir amaç bulduklarında, özellikle de o davranışı gerçekten sergilemek istediklerinde, en güçlü motivasyonlardan biri ortaya çıkar ve bu eyleme dönüşür. Bazen kişi bunun eksikliğini yasadığında da erteleme ve kaçınma davranışı gösterebilir.

Bir görevi ertelerken genelde temizlik, etrafı toplamak, yemek yapmak gibi günlük görevleri yerine getiririz. Daha sonrasında kaçındığımız görevin bedelini ödememiz gerekse bile o an için bu günlük işler kendimizi verimli hissetmemize yardımcı olur. Ve böylece daha az suçluluk duygusu hissederiz. Aynı şekilde yarın hallederim cümlesi de bizler için kurtarıcı bir görev görür. Yarın yapacağımıza inanarak o andaki olumsuz duygularımızı hissetmekten kaçınabiliriz. Erteleme, o anki baskımızı hafifletebilir ancak duygusal, fiziksel ve pratik açıdan bize geri dönüşleri yüklü olabilir.

Altını çizmek istediğim noktalardan bir tanesi de rahatlama davranışının bir erteleme olmadığıdır. Erteleme ile rahatlamayı birbirine karıştırmamız da son derece önemlidir. Rahatlamak, ertelemenin tersi bir şeyleri halletmek, dinlenmeye izin vermek, iş yükünüzle anlamlı şekilde baş etmek ve uzun vadede mutlu olabilmektir ve günlük akış içinde mutlaka yapmamız gereken bir şeydir.

Öz denetim, motivasyon, planlama ve zaman yönetimi hakkında ne kadar bilgi edinirsek edinelim, bunu yaşamımızın içine aktif olarak katmadığımız sürece sadece bilgi olarak kalacaktır.

Benim kişisel olarak erteleme davranışı ile ilgili olarak en önem verdiğim kriterlerden biri içsel motivasyondur. Kişinin kendine ait bir vizyon, hayal belirlemesi harekete geçmesi açısından çok kıymetlidir. Bu hayal veya vizyon, aynı enerjinizi doğru şeylere yöneltmenizi ve öncelikler belirleyerek sürekli bir şeyden bir şeye geçmenin önüne geçmenizi sağlar. Bu motivasyon kaynağını bulabilirseniz kendi disiplininizi daha iyi yönetebilirsiniz.

Yapılacaklar listesi hazırlamak da erteleme davranışı yönetmekte kullanılan bir yöntemdir. Ancak bu liste ne kadar uzun olursa kişinin ertleme davranışı o kadar artmaktadır. Bu yüzden kısa vadeli, günlük bir yapılacaklar listesi en önemli ve en acil şeyleri halletmenizi sağlarken, programınızdaki şeyleri önceliklendirmenize ve listeye eklenecek yeni işleri limitlendirmenize yardımcı olur. Bu sayede, bir gün içinde daha az stres ve yorgunlukla daha fazla şeyi halledebilirsiniz.

Bir davranışı alışkanlık haline getirmek de o işten kaçınmamıza yardımcı olmaktadır. Eğer bir davranışı alışkanlık haline getirirsek bu işi yaparken her seferinde daha az zihinsel enerji harcarız. Rutinimizin bir parçası haline gelir ve onu yük olarak görmekten uzaklaşırız.

Çevremizdeki dikkat dağıtıcı unsurları azaltmak veya ortadan kaldırmakta bu aşamada faydalı olabilir. Telefondan gelen bildirimleri kapatmak, sosyal medyayı sınırlamak veya sessiz bir ortamda çalışmak gibi adımlar, dikkatinizi odaklanmış tutmanıza yardımcı olabilir.

Erteleme davranışıyla başa çıkmak, sürekli bir çaba ve pratik gerektirebilir. Bu stratejileri uygulamak ve kendi kişisel başa çıkma yöntemlerinizi geliştirmek, ertelemenin etkilerini azaltmanıza ve daha verimli bir şekilde çalışmanıza yardımcı olabilir. Ancak bazen tüm bu denemelere rağmen davranış kronikleşebilir ve ilişkilerimizi olumsuz yönde etkileyebileceği için depresyon gibi önemli ruhsal sorunlara yol açabilir. Bu nedenle, erteleme davranışı günlük hayattaki işlevselliğinizi, ilişkilerinizi etkilemeye başladığı zaman bir uzmandan destek almayı düşünebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Hangi tip ‘erteleyici’ olduğunuzu biliyor musunuz?

Nazlı Şerifoğlu Kaya: 2015 yılında İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin Psikoloji bölümünden mezun olduktan sonra 2017 yılında Polonya’nın Varşova kentinde bulunan The University of Social Science and Humanities (SWPS) Üniversitesi'nde Klinik Psikoloji Yüksek Lisans eğitimimi tamamladım. 2017'de Türkiye’ye dönüş yaptıktan sonra farklı kurumlarda danışanlarıma bireysel terapi alanında hizmet vermeye başladım. EMDR, bilişsel davranışçı terapi, şema terapisinin yanı sıra sanat terapisi odaklı olup ergen ve yetişkinlerle çalışmaktayım.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale