Nedir bu alkali beslenme: Alkali beslenmenin özü nedir?
Alkali beslenmenin takipçileri, kilo kaybına neden olan diğer diyetlerin aksine, buna “vücudu iyileştiren bir beslenme sistemi” demeyi tercih ederler. Bu tür beslenmenin kurallarına uyulduğu taktirde kilo vermek çok daha kolay hale gelmektedir.
Alkali diyetin temel amacı, vücudun pH dengesini alkali tarafa kaydırmak ve onu orada tutmaktır. Bunu yapmak için asitli yiyecek tüketimini en aza indirmeli ve alkali besin miktarını artırmalısınız. Böyle bir diyetin temeli çiğ yenmesi gereken sebze ve meyveler olmalıdır. Bu sınırlama, bazı yiyeceklerin pişirme işlemi sırasında doğalarını alkaliden asidik hale getirmesinden kaynaklanmaktadır.
Son öğün en geç 19.00–20.00 saatleri arasında olmalıdır. Alkali beslenmede sadece alkali edilmiş su ve bitki çayları içilmesi önerilir. Alkali beslenmenin “yasak” olarak adlandırılan besin öğelerinden bazıları beyaz un, hayvansal besinler, alkollü içecekler, kahve ve çay, beyaz pirinç, çikolata, et, balık ve deniz ürünlerinin çoğu, yüksek glisemik indeksi olan bazı kuruyemiş ve meyveler. Genel olarak alkali beslenmenin ideali şu şekildedir: Beslenmenizin en az %80’i alkali ve en fazla %20’si asidik olmalıdır. Bu oran, 07.35-07.45 arasında sağlıklı bir pH dengesi elde etmenize yardımcı olacaktır.
Alkali beslenme nasıl olmalı?
Alkali gıdalanma sistemine geçiş sorunsuz olmalıdır. Hastalık ve özel durumlar söz konusu olduğunda doktor tavsiyesine göre belirlenmelidir. Zaman zaman yaptığınız bir diyet veya beslenme şekli olursa çok işe yarar olmayabilir, burada sistematik bir yaklaşım önemlidir.
Bu gıdalanma şekline geçtiğinizde, alkali yiyeceklerin asidik yiyeceklere anında panzehir olamayacağını anlamanız gerekir. Yani, geleneksel olarak, öğle yemeğinde üç dilim pizza ile kendinizi şımarttıysanız, onun zararını büyük bardak alkali edilmiş su ile elimine edemezsiniz.
Alkali beslenmede, alkali besinlerin miktarını artırmak bu beslenmenin temel amacı değildir. Buradaki asıl amaç, asitli yiyecekleri en aza indirmek ve pH’ı normale eşitlemektir. Tüm felsefe parazitlerin, mantarların ve bakterilerin alkali bir ortamda gelişmemesi gerçeğinde yatmaktadır. En azından ebeveynlerimizin sebze ve meyveleri, onlardan bakteri plağını çıkarmak ve diğer şeylerin yanı sıra tüm larvaları çıkarmak için soda ile nasıl yıkadığını hatırlayalım.