X

Neden doktorlar hastalarının psikosomatik sorunlarını dinlemek istemiyor?

Bazen kendinizi berbat hissedersiniz, bir türlü yerini tespit edemediğiniz bir ağrı ve acı duyarsınız ancak fiziksel olarak vücudunuzda yanlış giden hiçbir şey yoktur. Böyle durumlarda doktorunuz size bir psikiyatra görünmenizi tavsiye eder. İşte psikiyatrların en sevmediği hasta türü…

Psikiyatra gidersiniz, geçmeyen ağrılarınızdan ve hiçbir fiziksel belirti bulunamamasından bahsedersiniz. O sırada psikiyatrın söyleyemediği ancak aklından geçen tek şey “Peki ben ne yapmalıyım” sorusudur. Görünüşe göre hiçbir fiziksel hastalığınız olmadığı gibi herhangi bir psikiyatrik hastalık, depresyon, psikoz veya anksiyete bulgusuna da rastlanmaz. Psikiyatr için
bu muayene, zaman kaybından başka bir şey değildir.

Bazen kendinizi berbat hissedersiniz, bir türlü yerini tespit edemediğiniz bir ağrı ve acı duyarsınız ancak fiziksel olarak vücudunuzda yanlış giden hiçbir şey yoktur.

Yıllarca göz ardı edilen bu “semptomsuz lezyonlar” konusu, son dönemde tıp çevrelerinde tartışılmaya başlandı. Hastalarıyla daha iyi iletişim kuran doktorların bu tür durumlarla baş edebileceğini düşünerek “iletişim” programları açan tıp fakültelerinin sayısı her geçen gün artıyor. Ancak tahmin edeceğiniz üzere birçok tıp öğrencisi bu iletişim konularından pek hoşlanmıyor ve
bunu mesleklerini yapmalarına engel dikkat dağıtıcı bir unsur olarak görüyor.

Oysa bu tür hastalar, sağlık sisteminde ciddi bir yoğunluk oluşturuyor. Öyle ki tıbbi pratiklerin neredeyse yarısını, organik olarak herhangi bir sorunu olmayan ancak olduğunu sanan kişiler oluşturuyor. Bu kişilerin yarattığı yoğunluğun yanında yüksek sağlık harcamaları da cabası. Herhangi bir bulgu saptanamadığında, tüm testler yeniden yapılıyor ve sağlık harcamalarının faturası kabardıkça kabarıyor.

Aslında doktorlar semptomu olmayan lezyonlar konusuna pek de yabancı değil. Bu durum, neredeyse tıp tarihi kadar eski. Hatta bazı tıp dallarında, bu durumu tanımlamak için farklı terimler bile geliştirilmiş durumda. Örneğin kulak-burun-boğaz dalında baş dönmesi ve sersemlik hissi büyük bir problemdir. Vücut dengesini sağlayan kulak içindeki vertibüler sisteminde hiçbir sorunu olmadığı halde baş dönmesi ve sersemlik hissi yaşayan hastalar için “avestibüler” tanımı bulundu.

Psikiyatride ise açıklanamayan somatik semptomlar gösteren kadınları önce “histerik” ardından
da “psikosomatik” diye tanımlanmaya başlandı. Nörologlar ise bu tür hastaları “fonksiyonel” diye tanımlıyor; yani organik olmayan sorunlar yaşayan hastalar anlamına geliyor.

Tıbbi pratiklerin neredeyse yarısını, organik olarak herhangi bir sorunu olmayan ancak olduğunu sanan kişiler oluşturuyor.

Peki o zaman asıl sorun ne? Doktorların kendi mutsuzlukları yüzünden organik teşhislerle sınıflandırılamayacak bu doktorlarla mücadele etmek istememesi mi? Aslında bu kadar basit değil. Tıp bilimi bu meseleye yüzyıllardır aşina. Aslında doktorların bu hastalarla ilgili bir sorunu yok. Asıl gerçek, doktorlar bu hastaları bir başka meslektaşına sevk ettiğinde ortaya çıkıyor: Bu tür hastaların tek tedavi yöntemi zaman! Onları muayene etmenin tek yolu, onlarla zaman geçirmek. Bunun dışında ne ilaç, ne fizik tedavi ne de bir başka yöntem onlarda işe yarıyor. Bu tür hastalarla zaman geçirmek, onların hikayelerini anlatmalarına fırsat tanımak ve tıbbi bilgileriyle doktorların onlara kulak verdiğini göstermek yeterli.

Ancak bir doktorun en azından 45 dakikasını bu şekilde bir hastaya ayırması, sadece bir zaman
sorunu değil aynı zamanda sağlık sistemi için son derece pahalı bir uygulama. Bunun sebebi de
aynı süre içinde organik semptomlar gösteren hastaların tedavi edilebilecek olması. İşte
günümüz tıp dünyasının en büyük sorunlarından biri de bu.

Kaynak:
Psychology Today

İlginizi çekebilecek diğer yazılar:

Hastalık hastalığı nedir ve nasıl tedavi edilir?

Hayatın sınavı hastalıklar kişiyi ve ilişkileri nasıl etkiler?

Psikolojik bozukluklar: Dünyanın en şaşırtıcı ve nadir görülen 7 psikolojik rahatsızlığı

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale