X

Neden Bilinmeyenden Korkuyoruz?

İnsanlar, çeşitli nedenlerden dolayı değişimden ve bilinmeyenden korkmaya yatkındır. Değişim özellikle kişinin kontrolünde olmadığında bilinmeyene karşı duyulan korku daha yoğun olabilir. Değişim, kontrolümüz dışında gerçekleştiğinde kendimizi güçsüz hissetmemiz normaldir.

Bilinmeyene karşı duyulan korku, bilinmeyen veya belirsiz durumlarla ilgili olarak ciddi sıkıntıya ve kaygıya neden olabilir. Bununla birlikte bu korkuyu yönetmek ve bilinmeyene güvenle adım atıp sunulan fırsatları yakalamak için bazı stratejilere başvurarak kendimizi güçlendirmemiz mümkündür.

Bilinmeyen korkmanın belirtilerini, nedenlerini ve bilinmeyenden korkmayla nasıl başa çıkabileceğinizi bu yazıda okuyabilirsiniz.

Bilinmeyenden Korkmak Nedir?

Bilinmeyenden korkmak, kişinin sahip olduğu bilginin eksik olması nedeniyle duyduğu korkudur. Belirsizliğe ve bilinmeyene karşı duyulan tahammülsüzlük, kişinin belirsiz durumlarla başa çıkamamasına neden olabilir.

Bilinmeyenden korkmak evrimseldir ve kökeni atalarımıza kadar uzanmaktadır. Beynimiz, rutini ve tutarlılığı tercih edecek şekilde programlanmıştır. Atalarımız, değişimin çoğu zaman güvenlik zafiyetine neden olduğunu bildikleri için doğaları gereği istikrarlı olmayı tercih etmişlerdir.

Örneğin, atalarımızın hayatta kalmak için yiyecek, su ve barınak aramak üzere hareket etmeleri gerekirdi. Bilinmeyene duyulan korku nedeniyle tüm bunların tükendiği bir yerde kalmak, topluluğun aç ve susuz kalmasına ve hatta ölmesine yol açabilirdi.

Günümüzde de durumun benzer olduğu söylenebilir. Günlük hayatımızda belli bir rutine sahip olduğumuzda ruh sağlığımızın daha iyi durumda olduğunu görüyoruz. Hayat öngörülebilir olduğunda daha az stres ve kaygı hissederiz. Ancak öngörülebilirlik olmadığında ve bizi nelerin beklediğini bilmediğimizde kendimizi stresli ve endişeli hissederiz. Değişime uyum sağlayıp bunun neler getirebileceğine dair netliğe ve bilgiye sahip olduğumuz zaman bu korkunun hafifleme eğiliminde olduğunu görürüz.

Bilinmeyenden Korkmanın Belirtileri

Bilinmeyenden korkmak, pek çok insanın sahip olduğu bir duygu olsa da bazı kişilerde bu korku fobi haline gelebilir ve ciddi fiziksel, duygusal ya da zihinsel belirtilere neden olabilir. Bilinmeyenden korkmanın, kişinin günlük hayatını etkilediğini gösteren belirtilerden bazıları şu şekildedir:

  • Kendini bunalmış veya mutsuz hissetmek ancak olumlu hiçbir değişiklik yapmamak
  • Kötü bir ilişkiye rağmen partnerden ayrılmamak
  • Mevcut işte mutsuz olunmasına rağmen iş değiştirmeyi denememek
  • Gelecekte olacaklara dair aşırı kaygı duymak
  • Kontrol dahilinde veya dışında gerçekleşen değişiklikleri kabullenememek
  • Ne olacağı belirsiz olduğu için günlük rutinin dışına çıkmayı reddetmek
  • Etkinliklere, kutlamalara, aile üyelerinin veya arkadaşların evlerine yaptıkları davetleri kabul etmemek
  • Değişimi düşününce mide bulantısı ve rahatsızlık hissetmek
  • Değişimi düşününce kalp çarpıntısı hissetmek
  • Hayatta bir değişiklik gerçekleştiğinde titremek veya terlemek

Bilinmeyenden ve değişimden korkma aynı zamanda başarısızlık, kayıp, kendinden emin olmama veya başkalarını üzme korkusuyla ilişkili olarak da görülebilir.

Korku temelde yapıcı ve yıkıcı olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Yapıcı korku, gerçek tehditlere karşı tetikte olmamızı ve tehlikeden korunmamızı sağlar. Yıkıcı korku ise gerçekte var olmayan bir tehdide karşı uyarılmamıza neden olur. Bilinmeyene duyulan korku, şiddetine bağlı olarak yıkıcı olabilir ve aşağıdaki sorunlara yol açabilir:

  • Depresyon
  • Kaygı
  • İzolasyon
  • Kaçınma
  • Stres
  • Madde kullanım bozuklukları
  • Sağlıksız ortamlarda kalma
  • Toksik ilişkide kalma
  • İntihar düşüncesi

Bilinmeyenden Korkmanın Nedenleri

Korku, çeşitli faktörlerden kaynaklanabilir. Pek çok korkunun kökeninin ise çocuklukta yaşanan travmatik denebilecek olumsuz deneyimlerden kaynaklandığı söylenebilir. Bunun yanı sıra korkuyu öğrenmek de mümkündür. Örneğin, bilinmeyene karşı kaygılı bir ebeveyne sahip olan çocuğun kendisi de bilinmeyene karşı korku geliştirebilir.

Genetik ve beyin kimyasının da korku ve fobiler üzerinde etkili olduğu düşünülmektedir. Kişi, bilmediği bir durumla karşılaştığında vücudu birtakım değişikliklere uğrayarak tepki gösterir. Bu tepkiler arasında şunlar görülebilir:

  • Beyin aktivitesinde değişiklikler
  • İnsülin salınımı
  • Kortizol salınımı
  • Büyüme hormonlarının salınımı
  • Kalp atış hızında artış
  • Kan basıncında artış
  • Adrenalin salınımı

Yukarıdaki tepkilerin gerçekleşmesiyle kişide terleme ve kalp atış hızında artış gibi belirtiler görülebilir. Bu belirtilerin tünü gerçektir ve bilinmeyene duyulan korkuya karşılık verilen biyolojik tepki sonucu gerçekleşmektedir.

İlginizi çekebilir: Kortizol seviyenizin doğru olmadığını gösteren işaretler

Bilinmeyenin Korkusu Nasıl Yenilir?

Bilinmeyene karşı duyduğunuz korkunun aslında hayatınız boyunca devam edecek bir süreç olduğu söylenebilir. Ancak bilinmeyenin korkusunu kontrol altına almak ve hayatınızı olumlu yönde etkileyecek adımlar atmak için bazı stratejilere başvurabilirsiniz. Bu sayede hayatınızı, bilinmeyenin korkusuna yenik düşmeden dolu dolu yaşayabilirsiniz.

1. Korkunuzu anlayın

Korku, insan olmanın bir parçasıdır. Bu nedenle bilinmeyene doğru adım atarken korkmanız normaldir. Beynimiz olumsuz sonuçları, bilinmeyen sonuçlara tercih edecek şekilde programlanmıştır ve bilinmeyene adım atmamızdan hoşlanmaz. Bilinmeyene duyulan korku, gerçekliğe dayalı değildir. Bilinmeyenin korkusu, kendi kendine sınırlayan birtakım inançlardan ibarettir. Bu nedenle korku dolu düşünceleriniz olduğunu kabul edin, ancak bunların hayatınızı felç etmesine izin vermeyin.

2. Korkunuzun nedenini bulun

Bilinmeyenden korkma, olumsuz deneyimlerden kaynaklanan çeşitli düşünceler ve inançlardan meydana gelir. Örneğin, daha önce bir işte başarısız olduysanız veya hayatta başarısız olduğunuzu hissediyorsanız, bilinmeyene duyduğunuz korku artacaktır. Konfor alanınızın dışına çıkma fırsatı bulduğunuzda bilinmeyene duyduğunuz korkunun nedenini anlamaya çalışın. Nedeni bulduğunuz zaman riski en aza indirgemenin yolları üzerine düşünün.

3. Korkunuzu sorgulayın

Korkularımızın gerçeğe dayanmadığının hepimiz farkındayız. Bilinmeyenden korkmamızın nedeni, gelecekte olabileceklere dair algımızdan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle bilinmeyene duyduğunuz korkuyu destekleyen kanıtlar olup olmadığını sorgulayın, bilinmeyenle başarılı bir şekilde başa çıktığınız birkaç örneği sıralayın ve bilinmeyen karşısında başarısız olacağınıza dair hangi kanıtlarınız olduğunu düşünün. Korkunuz üzerine düşünürken aklınıza çok fazla soru gelebilir. Bunları düşünürken bilinmeyene duyduğunuz korkunun gerçekliğe dayalı olmadığını unutmayın.

4. Başarısız olabileceğinizi kabul edin

Bilinmeyene duyulan korkunun altındaki neden, başarısızlık korkusudur. Özellikle konfor alanımızın dışına çıkmamızı gerektiren bir durum söz konusuysa başarısızlık korkusu duymamız normaldir. Ancak başarısız olma olasılığınızın bulunduğunu kabul etmeseniz, bilinmeyene duyduğunuz korku nedeniyle konfor alanınızda kalmaya eğilimli olursunuz. Bu durumda hiçbir şey yapmayabilir ve pişmanlık hissedebilirsiniz. Başarısızlığı ders alınacak bir deneyi olarak görmeniz, hayatınızın herhangi bir döneminde olumlu sonuçlarla karşılaşmanıza yardımcı olacaktır.

İlginizi çekebilir: Kabullenmenin gücü: Teslim olmak vazgeçmek değildir

5. Korkunuzu kabul edin

Hayatta denediğimiz ve konfor alanımızın dışına çıkmamıza neden olan her şey, beraberinde pek çok rahatsızlık ve belirsizlik duygusu getirir. Değişimin hayatınızda neden olacağı etkilerin önüne geçemezsiniz. Ancak değişimden duyduğunuz rahatsızlığın zamanla azalacağını kabul ettiğinizde korkunuzun üstesinden daha rahat bir şekilde gelebilirsiniz. Bunun için duygularınızla ilgili olarak birileriyle konuşabilir veya düşüncelerinizi yavaşlatmanıza ve şimdiye odaklanmanıza yardımcı olması için meditasyon yapmayı deneyebilirsiniz.

6. Değişimi kucaklayın

Bazen yapıcı bazense yıkıcı değişikliklerin meydana geldiği bir dünyada yaşıyoruz. Değişime ne kadar direnirsek değişimin etkisi hayatımızda o kadar kalıcı olacaktır. Bu nedenle değişimden kaçamayacağınızı ve değişimin korkmanız gereken bir şey olmadığını kabul edin. Değişime ne kadar açık olursanız, o kadar cesur olursunuz. Değişime direnmeniz, konfor alanınızda kalmanıza ve bilinmeyenden korkmanıza neden olur. Değişime adım atmanız ise büyümenize ve gelişmenize yardımcı olacak bir dünyaya açılmanıza yardımcı olur.

İlginizi çekebilir: Değişimin kilidi: Yapmak istemediğiniz şeyleri alışkanlık haline getirin

7. Bilinçli farkındalık uygulamaları yapın

Bilinmeyene karşı duyduğunuz korku, zihninizdeki düşüncelerden ve inançlarınızdan kaynaklanır. Bazılarımız için düşüncelerimiz ve inançlarımız, hayatımız üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Bu düşünce ve inançları ortadan kaldırmamız mümkün değildir. Ancak bunları kontrol altına almak ve zihnimizi eğitmek için yapabileceğimiz bazı şeyler bulunmaktadır. Bilinçli farkındalık, aşırı çalışan ve meşgul olan bir zihni yönetmek için çok iyi bir egzersizdir. Bilinçli farkındalık egzersizleri ile zihninizi korkularınızdan ve olumsuzluklardan uzaklaştırarak şimdiye odaklanabilirsiniz.

İlginizi çekebilir:

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale