X

Neden ağlayamıyorum: Ağlayamamanın arkasında yatan fiziksel ve duygusal sebepler

Zaman zaman ağlamak istediğinizi fark edip ağlayamadığınız oluyor mu veya çevrenizde bu durumu yaşadığını söyleyen insanlar var mı? “Neden ağlayamıyorum?” diye kendinize soruyor musunuz? Gözlerinizin arkasında karıncalaşan, sanki iğne gibi batan bir his beliriyor ama gözyaşlarınız akmıyor mu? Ya da içinde bulunduğunuz durum ne kadar yorucu, üzücü olsa da kendinizi ağlayabilecekmiş gibi hissetmiyor musunuz? Bu durumlara nelerin sebep olabileceğini daha önce hiç merak ettiniz mi?

“Ağlayamamak” dendiğinde “Friends” severlerin gözünde hemen Chandler’ın olduğu sahneler canlanacağına eminiz. Duygusal bir film izlerken grupta tek ağlamayanın o olduğu, Joey’in üç bacaklı köpek hikayesine üzüleceğine espriler yaptığı, Monica’nın bir dizi üzücü durumu tasvir ederek ağlatma çabalarına girdiği ama başarısız olduğu; en sonunda “Senin için ölmüş!” diye hayıflandıkları…

Sahneyi hatırlayamayanlar ya da “Çok merak ettim.” diyenler için eğlenceli dizi Friends’ten bir kesit:

Hatırladınız, değil mi? Sizinle de özdeşiyor mu bu durum ya da belki de partnerinizle, en yakın arkadaşınızla, babanızla ? “Neden ağlayamıyorum?”, “Bir kez olsun duygularını gösteremez misin?”, tanıdık sorular mı sizin için? Merak etmeyin, içiniz falan ölmedi. Muhtemelen, ağlayamadığı için belki de sinirlendiğiniz partnerinizin de…

Tüm bunların ardında bugüne kadar hiç fark etmediğiniz sebepler yatıyor olabilir. Bu yazımızda, ağlayamama durumunun olası nedenlerini sizlerle paylaşacağız. Belki de size “duygusuzsun” diyenlere verecek cevaplarınız buradadır, kim bilir.

Ah şu toplum baskısı: Ağlamaya engel olan toplumsal ve duygusal sebepler

1. “Gözüme toz kaçmadı”

Kolayca gözyaşlarını akıtan insanların ilk savunması olan “Gözüme toz kaçtı.”, ağlayamayanlar için de örnek teşkil ediyor: Gözüme toz kaçmadı; ağlamıyorum çünkü sebebim yok. Gerçekten yok mu acaba? Ortada üzücü, yorucu ya da yıkıcı olumsuz bir duygu yaratacak sebep olsa da “O”na karşı tepki göstermek yerine “O”nu gömmeye, derinlere itmeye veya görmezden gelmeye alışan/alıştırılan insanlar gözyaşlarına da kilit vururlar. Onlar için belki de güçsüzlüğün, zayıflığın simgesi olarak öğretilmiş gözyaşlarını akıtma eylemi, dağları delmek kadar zor. Oysa ki ağlamak, güçsüzlüğün değil aksine, duyguları hissetmenin göstergesi olarak duygusal gücün ta kendisi!

2. “Erkek adam ağlamaz”

Hepimizin hayatında en az bir kez duyduğu “Erkekler ağlamaz.” cümlesi, genetik kodlarımıza işleyebilecek kadar yaygın bir kullanıma sahip. Küçük yaştan itibaren erkeklere sıkça söylenen bu cümleyi kurmak ilk kimin aklına geldi ve bunu nereden çıkardı anlamak zor olsa da birçok erkeğin kendisine görev edindiği bir durum: Gözyaşlarına zincir vurmak. Neden erkekler ağlamaz? Onlar da duyguları olan, hissetme yetisine sahip canlılar değil mi? Bu tarz stereotip söylemlerin insanlar üzerindeki etkisi fazlasıyla büyük.

Erkek sağlığına ilişkin konuları ele alan bir kuruluş olan Movember‘ın 4000 erkekle yürüttüğü bir araştırmanın sonuçları, erkeklerin çoğunun duygularını ifade etmenin önemini bildiklerini ama bunu yaparlarsa bir şekilde cezalandırılacaklarına inandıklarını ortaya koyuyor. Ayrıca, katılımcıların %58’i duygusal olarak güçlü görünmeleri ve zayıflıklarını ortaya çıkaracak “erkekçe olmayan” bir şey yapmamaları gerektiğini düşünüyor. Belki de güçlü olmanın bir kanıtı olarak gördüğü için gözyaşlarına hakim olan erkek arkadaşınız aslında içinde duygularını çok yoğun yaşıyor, üzüntünüzü paylaşıyor ama bunu dışarıya yansıtmıyor olabilir.

3. “Herkes bana bakıyor”

Hayır, kimse size bakmıyor. Çevredeki insanların ne söyleyeceği veya ne düşüneceği üzerine fazlasıyla kafa yoran biriyseniz, akıtmadığınız göz yaşlarınızın ya da yansıtmadığınız duygularınızın sebebi bu olabilir. Çevresel faktörler, birçok duygu durumu ve davranışa sebep olabildiği gibi ağlama eyleminde fazlasıyla etkili bir rol oynuyor.

Yapılan araştırmalar, kültür faktörünün duyguları ifade etme konusunda birincil derecede etkisi olduğunu ortaya çıkarıyor. Kültür konusunda farklı araştırmalar yürüten Dianne A. Van Hemert‘in önderliğinde yürütülmüş bir çalışmanın sonuçları, benimsediğiniz kültür duyguları açığa çıkarmak yerine bastırmayı ve içe gömmeyi destekliyor ise o kültüre sahip bir toplumun parçası olan bireyin de duygularını göstermekten kaçındığını gösteriyor.

Elimde değil, ben böyleyim: Ağlamaya engel olan fiziksel ve psikolojik sebepler

Duygusal durumların yanı sıra fiziksel, genetik veya çevresel çeşitli tıbbi sebepler de ağlayamama durumunun altında yatan gizli engeller olabilir. Bazen, gözlerinizdeki bir rahatsızlık, kullandığınız bir ilacın yan etkisi ya da depresyonun vücutta yarattığı semptomlar ağlamak için gerekli olan gözyaşı salgılanmasını önleyebilir.

1. Kuru Göz Sendromu

“Keratoconjunctivitis Sicca” ismiyle bilinen, korneada kuruluk veya gözyaşı salgılanmasındaki yetersizlik olarak tanımlanan göz kuruluğu, ağlamak istediğiniz zamanlarda gözyaşlarınızın gelmemesinin sebebi olabilir. Hamilelik, hormon değişiklikleri, diyabet, ilerleyen yaş, lens kullanımı ve buna benzer sebepler kuru göz sendromunu ortaya çıkarabilir. Yani, sık sık “Sen de çok duygusuzsun!” diye serzenişte bulunan partnerinize bir dahaki sefere “Hayır, gözlerim kuru.” savunması yapabilirsiniz.

2. Sjögren Sendromu

Sjögren Sendromu, ağız ve göz kuruluğu olarak kendisini iki ana semptom ile belli eden, genellikle 40 yaş üzerindeki kadınlarda görülen, otoimmun bir hastalıktır. Göz yaşı üretimini önemli seviyede düşürerek ağlamanın önünde engel oluşturabilir.

3. Melankolik depresyon

Majör depresif bozukluğun bir alt türü olan melankolik depresyon; umutsuzluk, hissizlik veya yoğun üzüntü içerisinde olma gibi olumsuz duygu durumlarını içerir. İlgisizleşmeye veya tepkisiz kalmaya sebep olabilir. Sadece üzücü durumlar karşısında ağlayamama değil, aynı zamanda mutlu gelişmelere sevinememe olarak da tepkisizlik semptomları yaratabilir.

4. İlaç kullanımı

Ameliyat sonrası kullanılan birtakım ilaçlar, doğum kontrol hapları, tansiyon ilaçları veya antihistaminler gözyaşı üretimini olumsuz etkileyerek ağlayamamanıza sebep olabilir. Kullandığınız bir ilaç varsa ve sizi bu yönde etkilediğini düşünüyorsanız vakit kaybetmeden doktorunuza danışmalısınız.

Peki, ne yapsak da göz yaşlarımızı özgür bırakabilsek?

Öncelikle böyle bir durum yaşadığınızı kabul ederek işe başlayın. Kendinizi, duygularınızı, tepkilerinizi gözden geçirin. En son ne zaman ağladınız? Ağlamak isteyip de gözyaşlarınızı akıtamadığınız için bastırılmış duygularınız var mı? Toplum baskısından çekindiğiniz için ağlamaktan kaçıyor musunuz? Eğer öyleyse tüm bu engelleyici düşüncelerden arının ve sadece hissettiklerinize odaklanarak duygularınızı özgürce yaşayın.

  • Yaşadığınız duyguların normal olduğunu kabul edin.
  • Güvendiğiniz insanlarla duygularınızı, hissettiklerinizi paylaşın.
  • Duygularınızı ifade etmekten korkmayın, onları bastırmak yerine açığa çıkarın.
  • Kendinizi rahat hissedebileceğiniz alanları keşfedin.
  • Sesli düşünmekten çekinmeyin, kendinizle konuşun, duygularınıza siz tercüman olun.
  • Tepkilerinizi keşfedin; neye, nasıl tepki veriyorsunuz ya da veremiyorsunuz, fark edin.
  • Yazıya içinizi dökün. Anlatamıyorsanız, yazın.
  • Hareket edin, yer değiştirin, kendinizi özgür hissedebileceğiniz mekanlara gidin.
  • Yardım istemekten korkmayın, bir uzmana danışın.

Unutmayın, kimsenin yargılarına göre yaşamak zorunda olmadığınız gibi, mükemmel olmak zorunda da değilsiniz. Siz duygularınızı özgürce yaşayamadıktan, hislerinizi ifade edemeyerek kendinizi rahatlatamadıktan sonra biri görmüş mü, görmemiş mi, kim ne demiş, ne önemi var? Sadece kendinize odaklanın, “Ama insanlar ne der?” diye düşünerek geçiştirilemeyecek kadar değerli bir hayatınız var.

İlginizi çekebilir: Duyguları tanımanın ve ifade edebilmenin önemi

Kaynak: healthline, mindbodygreen, myonlinetherapy, time

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale