X

Nasıl seviyorsunuz: 5 farklı sevgi tipini tanıyarak kendinizi anlayabilirsiniz

Hayatımızda ilişkilerin gerçekten çok büyük önemi var. Çoğumuz dileklerimize ne kadar sağlık, para ve başarı eklesek de sıra bir yerde aşka, aileye ve arkadaşlıklara geliyor. Hangi tip ilişkiden bahsedersek edelim sanırım hepimiz anlamaya ve anlaşılmaya çok ihtiyaç duyuyoruz. Bir an gelip de bu karşılıklı anlayış sekteye uğradığında kalbimiz kırılıyor, hayal kırıklıkları yaşıyoruz, öfkeleniyoruz ve daha bir sürü başka duygu canlanabiliyor içimizde.

Daha uyumlu, huzurlu ve sevginin kolayca aktığı ilişkilerden bahsedildiğinde hep daha pozitif, daha hoşgörülü ve daha sakin olmam gerektiğini düşünüyordum eskiden. Tabii ki bu benim için kendi duygularımı bastırmam gerektiği anlamına geliyordu ve çok tepkiliydim bu bakış açısına.

Oysa içimde başka bir yer; herkesin kendi olabileceği, açık, samimi ve güven dolu ilişkilere inanıyor. “Peki nasıl olacak bu?” diye düşünürken YouTube’da bir video çıktı karşıma. Bana çok ilham verdi, bazen uzlaşmak için kendi gözlüklerimden farklı gözlükler deneyebileceğimi hatırlattı. Videoda 5 farklı sevgi tipinden bahsediliyor; çocukluğumuzdan getirdiğimiz, sonrasında geliştirdiğimiz farklı bağ kurma yolları olduğunu söylüyor. Acaba bunlardan herhangi birisi sana tanıdık gelir mi, merak ediyorum.

  • İlki, fedakar olmakla alakalı. Oldukça gergin koşullarda yetişen çocuklar bu stresli ortamın sorumluluğunu üstlenerek herkesi memnun etmeyi bir çözüm olarak görüyorlar. Büyüdüklerinde aynı davranışı devam ettirmeye çalışsalar da bu başarmak için oldukça zor bir amaç. Başkalarının ihtiyaçlarını kendi isteklerinin önüne koymalarına rağmen anlaşmazlık ve gerginlikler devam ettikçe kendilerini yeteri kadar iyi hissetmeyip ilişkilerden kaçmaya ve kaçınmaya başlayabiliyorlar. 
  • İkincisi kendini mağdur hissetmek üzerine. Çocukluğunda kaotik ortamlarda kendi üzerine dikkatleri çekmemek için sessiz kalan, kriz zamanlarında o stresi yaşamak yerine kendine başka bir dünya kurmaya çalışan bir yöntem bu. Yetişkin olduklarında da her ne kadar dışarıdan sessiz ve sakin görünseler de iç dünyalarında endişeli ve gergin hissedebiliyorlar. Kendi sınırlarından bahsetmek ve onları korumak yerine dışarıdaki koşullara adapte olmayı tercih edip oldukları halden uzaklaşabiliyorlar.


  • Kontrol etmekse başka bir strateji. Çocukluğunda korunduğunu tam anlamıyla hissetmeyince güçlenip kendi işini kendi halletmeye çalışan yetişkinler olarak büyüyorlar. Kırılganlıklarıyla açıkça yüzleşmek yerine yok saymayı veya öfkeyle karşılık vermeyi tercih edebiliyorlar. Kendi bildikleri ve rahat hissettikleri yerlerde kalmak; başkalarına ve akışa güvenmekten daha kolay olabiliyor. 
  • Dördüncü yol tereddütlü adımlardan bahsediyor. Beklenmedik koşullar ve davranışlarla sıkça karşılaşan çocuklar önceliklendirilmediklerini düşündüğünden kolayca yüzüstü bırakılacağına inanmaya başlıyorlar. Bir yetişikin olarak ilişkilerinde, hayallarinde yarattıkları ideal tipe ulaşmak istedikleri için kırılganlaşıyor, duygusal stresle baş etmek zorlaşıyor, yanlış anlaşılmaya sebep olacak kadar hassaslaşabiliyorlar. 
  • Son olarak kaçınmaktan söz ediliyor bu videoda. Bağımsızlık ve özgüvenin çok değer gördüğü koşullarda büyüyen çocuklar kendi duygu ve ihtiyaçlarıyla ilgilenmek yerine yapılması gerekeni yapmaya odaklanabiliyorlar. Kendi alanlarına sıkı sıkıya sahip çıkıp duygulardan çok mantığa değer verdiklerinden çevrelerindekilerin duygu değişimlerini anlamlandıramayabiliyorlar.

Bu videoyu izlediğimde hemen “Acaba ben hangi tipim?” diye düşündüm. Sonra bana en yakın olan ilişkilerimdeki insanları eşleştirmeye çalıştım. Aynı konuya iki farklı yolu seçmiş insanın ne kadar başka açılardan yaklaşabileceğini o zaman fark ettim. O yüzden sanırım herhangi bir ilişkinin iki tarafını da dinlediğimizde, ikisine de hak verir hale geliyoruz. Üstelik algılama biçimlerimiz sadece bu 5 tiple de sınırlı değil. Hepimizin bambaşka deneyimleri, kültürleri ve biriktirdikleri olduğundan belki binlerce farklı yol geliştiriyoruz kendimize.

İşte o yüzden aile ilişkilerimizde, arkadaşlıklarımızda veya birlikte olduğumuz kişiyle bir çatışma yaşadığımızda onun gözlüklerinden bakmayı deneyebilir miyiz, merak ediyorum. Ben bir süredir bunu yapmaya çalışıyorum; hak vermekten, doğru olmaktan, kendini açıklamaktan öte hepimiz anlaşılmayı istiyoruz. Belki bunun için en kısa yollardan biri anlamaya çalışmak olabilir. Sen de denemek, paylaşmak, konuşmak istersen yorumlara yazmaya ne dersin?

İlginizi çekebilir: 2019’da kendinizi sevin: Şefkatinize sizin de ihtiyacınız var

Seza Aslanbaş: ODTÜ Siyaset Bilimi Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun olduktan sonra 7 yıl kurumsal şirketlerde satış planlama ve pazarlama departmanlarında çalıştım. 2013 yılında dışarıdan her şey güzel görünürken sıkışmış hissettiğim ve hayatıma anlam aradığım zamanlarda meditasyonla tanıştım. Bireysel dönüşümüme katkısını gördükten sonra bu bilgileri daha çok öğrenmek, aktarmak ve paylaşmak için Türkiye ve Hindistan’da farklı hocalarla çalıştım ve hala çalışmaya devam ediyorum. 2016'dan beri zihnen bildiklerimizi kalpten hatırlamak niyetiyle meditasyon temelli bireysel seanslar, atölyeler ve grup çalışmaları yapıyorum. Aldığım farklı eğitimlerle kendi yolculuğumda bana iyi gelenleri birleştirerek bazen paylaşımlarla bazen hareketle bazen de sessizlikle farkındalığımızı destekleyecek alanlar sunuyorum. Online ve yüzyüze yaptığım çalışmalar hakkında bilgi almak ya da sadece tanışalım istersen bana seza.aslanbas instagram hesabımdan veya sezaaslanbas@gmail.com'dan bir merhaba diyebilirsin. Çokça sevgiler.
İlgili Makale