X

Nasıl flört ediyoruz?: Flörtleşme çeşitleri ve özellikleri

Çevrenizdeki bazı insanların hiç zorlanmadan flört edebildiklerini veya bazı arkadaşlarınızın flörtöz davranışlar sergilemek isterken bir türlü başarılı olamadıklarını fark ettiniz mi? Kendinizin nasıl flört ettiği üzerine hiç düşündünüz mü? Sizce neden kimileri için flört etmek çok doğal, çok rahat ya da kendiliğinden gerçekleşebiliyorken diğerleri için çok zor anlara sebep oluyor? Ya da karşınızdaki kişi size yaklaşmaya çalıştığında davranışlarını yorumlamaya çalışırken “Acaba benimle flört etmeye mi çalışıyor?” diye merak ediyor musunuz? Tüm bu soruların cevapları flörtleşme çeşitlerinde saklı. Evet, hepimizin flört etme şekilleri birbirinden farklı; davranışlarımız, temas halinde oluşumuz, göz teması kurup kurmamamız nasıl flört ettiğimizi ele veriyor.


Keşke tüm flörtleşmeler Joey’in “How you doin’?”leri kadar kolay olsaydı ama olamıyor…

Kansas Üniversitesi’nde iletişim profesörü olan Jeffrey Hall ve arkadaşları bireylerin romantik ilgilerini potansiyel bir partnere iletmelerinin farklı yollarını değerlendirmek için yürüttükleri bir araştırmada 5 farklı flörtleşme çeşidini ortaya çıkardılar. Bunlar: Geleneksel, fiziksel, samimi, oyuncu ve nazik flörtleşme olarak literatürde yerini aldı.

Araştırmanın baş kahramanı ve flörtleşme çeşitlerinin yaratıcı olan Jeffrey Hall’un aynı zamanda bu konu ile ilgili daha detaylı bilgileri kaleme aldığı kitabı “The Five Flirting Styles: Use the Science of Flirting to Attract the Love You Really Want”ı incelemek ve satın almak isterseniz tıklayabilirsiniz.

Belirleyici özelliklerine göre 5 gruba ayrılan flörtleşme çeşitlerinden hangisinin sizin tarzınız ya da potansiyel partnerinizin tarzı olduğunu bilmiyorsanız yazımızın devamında ihtiyacınız olan cevapları keşfedebilirsiniz. İşte flörtleşme çeşitleri ve özellikleri:

Geleneksel flörtleşme

Geleneksel flörtleşme, eski usul flört olarak da biliniyor. Hepimizin aşina olduğu erkeğin ilk hamleyi yaptığı, kadınların ise özellikle ilk karşılaşmalarda daha pasif bir rol oynadığı flörtleşme türü geleneksel tipi açıklıyor. Toplumsal cinsiyet rollerine bağlı kalan bu flörtleşme çeşidi, kadının göz kontağı ile küçük bir sinyal vermesi ve erkeğin iletişim kurmak için ilk adımı atması ile şekilleniyor.

Heteroseksüel ilişkilerde süreci başlatanın ve yürütenin erkek olması, kadının ise ilgisini, beğenisini dile dökmeden sadece bakışları ile anlatmaya çalışması geleneksel flörtleşmenin sinyallerini taşıyor. Ancak erkek çekingen ve ilk adımı atmakta kararlı değilse, kadın için ilişkiye başlamak zorlu bir mücadeleye dönüşebiliyor. Eğer bir kadın olarak geleneksel flörtleşmeyi benimsiyorsanız ve ilgi duyduğunuz kişi de içine dönükse uzun bir bekleyiş yaşayabilirsiniz. Belki de sizin için en iyi motto “Seviyorsan git konuş.” olabilir. 😊

Fiziksel flörtleşme

Belki de flörtleşmenin en belirgin sinyallerini taşıyan fiziksel flörtleşme, isminden de anlaşılacağı üzere kolayca fark edilebilecek fiziksel hareketler içeriyor. Beden dilinin aslında ne çok şey anlattığını fiziksel flörtleşmede bir kez daha görebilirsiniz.

Potansiyel partnerinizin saçlarıyla oynaması, sıklıkla dudaklarına dokunması, size doğru bedenini yaklaştırması, temas etmek için fırsatlar yaratması, sözel olmayan ama gözle görülebilir davranışlarla ilgisini belli etmeye çalışması havada aşk kokusu olduğunun mesajını verebilir. Kendi davranışlarınızı bir düşünün. Karşınızda hoşlandığınız biri varken ilginizi belli etmek için benzer davranışlar sergiliyor musunuz? Eğer öyleyse flörtleşme tarzınızı bulmuş olabilirsiniz.

Oyuncu flörtleşme

Oyuncu flörtleşmenin açıklamaları sizi biraz rahatsız edebilir, baştan belirtelim; özellikle karşınızdaki bir “oyuncu” flörtöz ise. Oyuncu ya da şakacı flörtleşme, anlamlı ilişkilerle sonuçlanma olasılığı en düşük flörtleşme tarzı olarak biliniyor. Oyuncu flörtleşme tarzını benimseyen kişiler, flört etmeyi bir araç olarak görerek bu uğurda şakalaşmaktan zevk alıyorlar. Ayrıca, bunu benlik saygılarını artırmak için de kullanabiliyorlar.

Karşılarındaki kişiyle oyun oynamayı, bir sıcak bir soğuk yaklaşmayı, kısaca dengesiz algılanabilecek davranışlar sergilemeyi seviyorlar; oyuncu flörtözler tüm bunlardan haz alıyorlar. O nedenle karşı tarafın hislerini pek önemsemedikleri de söylemek mümkün. Bu yüzden genellikle rastgele ve kısa süreli ilişkiler yaşıyorlar. Eğer bir oyuncu flörtöz ile karşı karşıyaysanız aklınızın iplerini bırakmamanızda fayda var, bizden söylemesi. 😊

Samimi flörtleşme

En yaygın flörtleşme tarzı olan samimi flörtleşme, genellikle dürüstlüğe ve duygulara önem veren bireylerin sahip olduğu flört etme şekli olarak biliniyor. Samimi flörtleşme tarzında duygusal bağ kurmayı amaçlayan kişiler, yakınlaşmak istedikleri potansiyel partnerlerine karşı yakın davranışlar sergilemeleri ile fark ediliyorlar.

Tanımak için sorular sormak, karşı tarafın hobilerine ilişkin diyaloglar kurmak, iltifat etmek samimi flörtözlerin en belirgin özellikleri olarak tanımlanıyor. Dışarıdan ilk başlarda romantik bir arkadaşlık gibi de görünebilen samimi flörtleşme, gerçekten yakınlık kurmak isteyen, güvenli ve duygu dolu ilişkiler arayan kişilerin benimsediği bir flört etme stili olarak da biliniyor.

Nazik flörtleşme

Nazik ya da kibar flörtleşme, fark edilmesi en zor flört etme şekli olabilir. Birisi size kibar davrandığında aklınıza ilk olarak flört etmeye çalıştığı mı geliyor yoksa sadece çok zarif bir insan olduğunu mu düşünüyorsunuz? Ayırt etmesi zor değil mi?

Nazik flörtleşme tarzına sahip kişiler karşılarındaki bireyi etkilemek için görgü kurallarına uygun davranarak ilgilerini belli etmeye çalışıyorlar ve bu nedenle de zaman zaman yanlış anlaşılabiliyorlar. Eğer sizin flört etme tarzınız da nazik ise belki de ilginizi belli etmeye çalıştığınız potansiyel partneriniz sadece çok kibar olduğunuzu düşünüyor olabilir.

Bahsettiğimiz flörtleşme çeşitlerinden illaki biri sizi anlatmak zorunda değil. Belki de birden fazla flörtleşme tarzınız vardır. O yüzden kendinizi ya da karşınızdakini tek tip flört etme tarzına sığdırmak için düşüncelerinizi zorlamamanızı öneririz. Aynı kişi zaman zaman samimi zaman zaman nazik flört ediyor olabilir. Çoğu zaman kişinin kendini anlaması veya ilgi gösterdiği kişi tarafından anlaşılması zor olsa da belirleyici soruları içeren bazı testler flörtleşme stiline karar vermek isteyenlere yardımcı olabilir. Dilerseniz “What is your flirting style?” testinde yer alan sorulara içten cevaplar vererek kendi tarzınızı keşfedebilirsiniz.

Flörtleşme tarzınız ne olursa olsun kendinizden fazlasıyla ödün vermemeyi, karşı tarafı incitmemeyi, her zaman dürüst diyaloglar kurmayı ve mutluluğunuzu ön planda tutmayı unutmayın.

İlginizi çekebilir: Tartışma şekillerine göre ilişki türleri: Hangi tip çiftler, çatışmaların üstesinden nasıl gelir?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale