X

Nasıl bir yoga matı seçmelisiniz: Doğru yoga matını bulabilmek için 7 adım

Yogaya başlamaya karar verdim. Pratiğimde ilerlemek istiyorum, kendime uygun matı nasıl bulabilirim?” Bana çok sık gelen sorulardan birisi. Sizlere bu yazımda bir yoga matındaki gereklilikleri en ince detayına kadar aktaracağım. Yoga matı seçerken nelere dikkat etmeliyiz? Beraber görelim.

1. Vücut tipinizi dikkate alın.

Eklemleriniz kısa süre sonra ağrıyorsa, daha kalın bir mata ihtiyacınız olabilir. Ekstra dolgulu yoga matlarını tercih edebilirsiniz. Standart yoga matları 3 mm-8 mm arasındadır. Dizlerinizde ve eklemlerinizde problem varsa bu kalınlığı artırabilirsiniz.
Boy uzunluğunuz da mat seçiminizde etkilidir. Standart yoga matları 170 cm’dir. Çok uzun boyunuz varsa ekstra uzun matları tercih edebilirsiniz.

2. Yoga türünüz mat seçiminizde önemli bir etkendir.

Yapacağınız yoga türü, nasıl bir mat seçeceğinizde büyük bir etken. Hangi yoga türünün size uygun olduğunu merak ediyorsanız önceki yazılarımdan ulaşabilirsiniz.

Flow yoga dersleri daha karmaşık hareketler gerektirir ve dengenizi sağlayabilmek için kaymaz bir mat ihtiyacınız olacaktır. Yin yoga dersleri tercih ediyorsanız veya yogaya yeni başladıysanız daha yumuşak, kalın ve rahat bir mat tercih edebilirsiniz. Matın ortasında veya kenarlarında hiza çizgilerinin olması da her türlü yoga pratiğinde işinize yarayacaktır.

3. Nerede yoga yapacağınız da önemli bir husus.

Evde yoga yapmayı düşünüyorsanız hafiflik konusunda endişelenmenize gerek yok, ağır olmasından korkmayın. Ancak evin dışında yoga yapacaksanız daha hafif ve kolay taşınır bir mat size göre olacaktır. Bunun için özel tasarlanmış yoga matları da mevcut. Bazen ikisini de temin edip hem evde hem de dışarıda yoga yaparken maksimum faydayı sağlamak da mümkün.

4. Malzemelerin yapısına dikkat edin.

Polivinil Klorür (PVC) yoga matı için çok tercih edilmiştir fakat içeriğinin kanserojen olduğunu gösteren çalışmalar yoga camiasında çok tepki toplamıştır. Sağlığınıza dikkat eden birisiyseniz matınızda bu maddeden olmadığına emin olun. Bunun yerine kauçuk yapılı bir mat tercih edebilirsiniz. Hem sağlığa zarar vermeyen hem de kolay bulunabilirdir.
Bazı yoga matları pamuktan yapılmıştır. Pamuk hem doğal bir malzeme hem de yoga sırasında teri emen yapıda olduğu için kaymayı önler. Bu da sağlıklı ve daha mantıklı bir alternatif elbette.

5. İhtiyacınıza uygun kalınlıkta bir mat seçin.

Yogaya yeni başlıyorsanız daha yumuşak bir mata ihtiyacınız olacak. Yeni başlayanlar için 5mm – 8mm kalınlığındaki bir mat hem eklemlerinize zarar vermemenizi hem de dengenizi sağlamanızı kolaylaştıracaktır.

Orta ve ileri seviye yoga pratiğine sahipseniz ve zorlu hareketler uyguluyorsanız matın ter emmeyen kaymaz yapıda ve kalınlığı 3 mm’den kalın olmaması, pratiğin verimliliği için daha iyi bir tercihtir.

6. Saklama kolaylığına ve aksesuarlara dikkat edin.

Yuvarlaması zir bir yoga matına sahip olmak külfetli olabilir. Hafif malzemeden yapılmış ve kolayca yuvarlayabileceğiniz türden olması işinizi kolaylaştırır. İhtiyaçlarınıza bağlı olarak yoga matınız için belirli aksesuarlara ihtiyacınız olabilir. Sürekli seyahat ediyorsanız, kulp iyi bir fikir olabilir. Ayrıca matınız için bir taşıma çantası ve matı yuvarlarken sabitlemek için pamuklu bir toka satın almak isteyebilirsiniz.

7. Fiyata bakın.

Yoga matları fiyat olarak büyük farklılıklar gösterir. Kaymaz özelliğe sahip olmayan PVC matlar en ucuz seçeneğiniz olacaktır, ancak hızla yıpranacaktır.

Uzun süreli yoga yapmayı planlıyorsanız ilerisini de düşünüp kaymaz ve kaliteli bir yoga mata yatırım yapmayı düşünün.
Dolgu ve kaymazlık gibi bazı özellikler ekstra maliyetlidir. Ancak, kişisel ihtiyaçlarınız nedeniyle bu ekstraların sizin için önemli olduğuna karar verdiyseniz, ekstra ücrete değer olabilirler.

İlginizi çekebilir: Yoga kilo vermeye yardımcı olur mu: Kilo vermede en etkili 5 yoga pozu

Ayşe Kaya: 1992 Antalya doğumlu Ayşe Kaya, RYT 500 yoga eğitmenidir. 2018 yılında 200 saatlik ve 300 saatlik olmak üzere toplam 500 saatlik eğitmenlik eğitimini tamamlamış ve Uluslararası Yoga Alliance sertifikası almıştır. Çok değerli hocalardan İleri Seviye Asanalar dalında uzmanlaşma sertifikası almıştır. İstanbul'da bir çok stüdyoda ve kendi home stüdyosunda dersler vermekte, workshoplar düzenlemektedir. Özellikle pandemi sürecinde Türkiye'nin her bir noktasına yogayı ulaştırmak amacıyla Youtube'da "Ayse Yoga Dynamics" adlı yoga kanalı açmış ve bu kanalda eğitici yoga videoları paylaşmaktadır. Bunun yanında @ayseyogadynamics hesabından da yogaya ve hayata dair içerikler paylaşmaya devam etmektedir. Yogayı hayatın tamamı olarak gören Ayşe Kaya'nın amacı, yoganın saçtığı ışığı, sağlığı ve huzuru olabildiğince çok kalple tanıştırabilmek ve geliştirebilmektir.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale