30’lu yaşlarda 20’lere dönüp “ah keşke vaktimi ve enerjimi bana daha yararlı olacak şeylere harcasaydım” demeyen varsa gerçekten çok şanslı. Zira bu pişmanlığı duyanlar için zaman o kadar hızlı akıyor ki hızlandırılmış şekilde kendimizi geliştirmeye, bir yerlere yetişmeye ve arayı kapatmaya çalışıyoruz. Bu süreçte kimisi sevdiği bir işte çalışarak hayatını daha keyifli yaşıyor, kimisi ise her sabah ayakları geri geri giderek işine gidiyor ve harcandığını düşünüyor. 17-18 yaşında yaptığımız üniversite ve bölüm tercihleriyle hayatımızın şekillendiğinin ne kadar farkındayız?
Temelde “hayat çok zor” deyip bu zorluğu kabullenerek mücadele verenlerle, bu zorluğun altında ezilerek hep başkalarının ne kadar şanslı olduğunu düşünenler arasında iki türlü ayrım var. Bu aslında üniversite ve bölüm tercihlerinden başlayan bir süreç; büyük hayallerle girilen bölümler, arkadaşlar orada olduğu için yazılan üniversiteler. İşin içine girince görüyor insan gerçekleri. İstediği okul veya bölümde okuyanların ileride hayatlarından memnun ve umutlu olduklarını kendi öğrencilerimden görüyorum. “Koşullar onu gerektirdiği için” bir üniversite veya bölüm tercih etmek zorunda kalanların çoğu okuduğu alandan çok farklı bir işte çalışıyor. Burada işten alınan zevk çok önemli. Yaptığın işi seviyorsan başarı oklarını istediğin hedefe yönlendirebiliyorsun, bazen umutsuzluğa kapılsan da sonucunda azmin zaferini tadabiliyorsun.
Peki zevk almayarak yapılan işten nasıl memnun olunur?
Hangi bölümden mezun olmuş olursan ol, insan kendine kattığı bireysel becerileri, özgüveni ve pratikliği ile her zaman farklı bir şeyler üreterek gelişiyor. Mutlu, huzurlu, daha az stresli ve başarılı olanlar, olanı kabul etmeyip bir şeyler katıyor ya da en azından katmaya çabalıyor. Burada kilit nokta kendine inanç, çaba ve sevgi. Değişim, değişmek isteyen herkesin elinde. İnsan bir şeyi yapmak istiyorsa koşullarını esnetebilir.
Geleceği düşünmeden verilen kararlar bazılarımızı oradan oraya savursa da şu andan itibaren ne istediğini biliyorsa geleceği tasarlamak kendi ellerinde. Çocukken oyunlarının içinde olan o hayal ettiğin geleceği yaşamak istiyorsan öncelikle kendine inan, şikayet etmekten vazgeç, plan yap ve harekete geç.
Seçimlerinizin hayatınızda verdiğiniz en iyi kararlar olması dileğiyle.
İlginizi çekebilir: Başarılı olmanın ve fark yaratmanın 6 anahtarı