X

Nasıl arkadaş edinilir?: Derin ilişkiler kurmanın 4 bilimsel yolu

Nasıl arkadaş edinilir, sorusunun bilimsel kaynaklı yanıtlarını öğrenmeye hazır olun.

Uzmanlara göre kaliteli ilişkiler daha uzun, daha mutlu ve daha sağlıklı bir yaşamın temeli. Bir psikiyatr, psikanalist, Zen uygulayıcısı olan Dr. Robert Waldinger, şu anda yetişkin yaşamına dair şimdiye kadar yapılmış en uzun araştırmayı yürütüyor. Kendisi, 85 yıllık Harvard Yetişkin Gelişimi Araştırması’nın direktörü. Bu araştırma kapsamında 2000’den fazla katılımcıyı inceleyerek şu soruya yanıt arıyor: “Bir hayatı iyi kılan şey nedir?” Sonuçlara göre ise ilişkilerimiz bu konuda oldukça güçlü bir role sahip.

Nasıl arkadaş edinilir?

Doğru ilişkiler kurmak ve sürdürmek, kulağa son derece kolay ve mümkün geliyor olabilir. Ama şöyle bir düşünecek olursanız bunu yapmanın o kadar da kolay olmadığını fark edersiniz. Waldinger de benzer şekilde, söz konusu derin sosyal bağlar olduğunda hepimizin biraz eksik olduğunu söylüyor. Ve bir yetişkin olarak gerçek, uzun süreli bağlar kurmak için bazı ipuçlarından bahsediyor. Eğer “Hiç arkadaşım yok nasıl arkadaş edinebilirim” diyorsanız bu makale size yardımcı olabilir. İşte Waldinger’in konuya dair çok önemli tavsiyeleri.

1. Gündelik temasları ihmal etmeyin

Yukarıda da belirttiğimiz gibi, söz konusu zihinsel sağlık olduğunda derin ilişkiler kurmak son derece önemli. Ancak Waldinger’e göre gündelik temaslar da aynı derecede önemli olabilir. Araştırmalar da minimal sosyal etkileşimlerin aidiyete ve olumlu etkiye yol açtığını gösteriyor. Yani her gün gördüğünüz ama çok iyi tanımadığınız insanlarla -marketteki kasiyer, kahvecideki barista gibi- sohbet ettiğinizde karşılıklı olumlu hisler alırsınız. İşte yapılmış en uzun yetişkin gelişimi araştırması da bu eylemin “iyi bir hayat” hissi için oldukça önemli olduğunu ortaya koyuyor. Dolayısıyla gündelik temasları ihmal etmeyin. Komşularınıza “Merhaba” deyin. Market çalışanları ile sohbet edin. Kargonuzu getiren kişiye teşekkür edin. Bu etkileşimler kulağa basit şeyler gibi gelebilir ancak refahınız üzerinde sandığınızdan daha önemli etkilere sahiptir.

2. Sevdiğiniz bir şeyi, diğer insanlarla birlikte yapın

Nasıl arkadaş edinilir, sorusuna çoğu insan benzer bir yanıt verecektir: Kendinizi ortaya koyun. Yani arkadaş edinmek istiyorsanız bunun için biraz çaba göstermelisiniz. Waldinger de insanları tam olarak buna teşvik ediyor: “Kendinizi aynı insanlarla tekrar tekrar karşılaşacağınız durumlara sokarsanız, bir sohbet başlatma olasılığınız artar. Bu konuşmaları sürdürme veya derinleştirme olasılığınız daha yüksektir”. Kendisi ayrıca bir amaç duygusu bulmanızı öneriyor. Örneğin gönüllülük, bir kitap kulübü; hatta bowling ligi gibi önemsediğiniz bir faaliyette bulunuyorsanız, muhtemelen ortak ilgi alanına sahip insanlarla tanışacaksınız. Ortak noktanız olan insanlarla dirsek temasında bulunma olasılığınız ise doğal olarak daha yüksek. Bu nedenle Waldinger’in tavsiyesi arkadaş edinmek için sadece sevdiğiniz bir şey bulmanız ve bunu diğer insanlarla birlikte yapmayı düşünmeniz.

3. Çevrimiçi ilişkilere de özen gösterin

Özellikle pandeminin ardından eskiye kıyasla daha fazla insan evden çalışıyor. Yani çoğu kez çalışma arkadaşlarınızla çevrimiçi bağlantı kuruyor olabilirsiniz. Elbette bu, hiç bağlantı olmamasından daha iyidir. Yalnızca, bu çevrimiçi ilişkileri nasıl derinleştireceğinizi bulmanız gerekiyor. Unutmayın, teknoloji “kişiliksiz” olmanızı sağlar (Ekrandaki kişinin tıpkı sizin gibi gerçek bir insan olduğunu unutabilirsiniz). Waldinger’e göre çevrimiçi ilişkilerde de -örneğin ofiste kahve makinesinin etrafında doğal olarak gerçekleşecek kişisel bir sohbet gibi- bağlantı kurmanın bir yolunu bulmak zorundayız.

İşte bu konuda, Waldinger’den gerçek bir örnek: “Amerikalı baş cerrahımız Dr. Vivek H. Murthy, online toplantılar için bir uygulama başlattı. Toplantılarda herkes sırayla ‘kişisel hayatından insanların bilmesini istediği bir şeyi’ söylüyor. Bu sayede insanlar birbirlerinin hayatlarını bildikleri için başka sohbetler de oluşturuyor. Bu son derece basit bir şey ancak çevrimiçi bile olsa, daha kişisel bir bağlantı kurmayı sağlıyor.”

4. Mevcut ilişkilerinizi besleyin

Çoğumuz, ilişkilerin kendi kendine devam edeceğini, bir şekilde mevcudiyetini sürdüreceğini varsayıyoruz. Oysa bu büyük bir yanılgı. En derin, en uzun, en alışıldık ilişkiler bile emek ister. Waldinger yaptığı araştırmalardan hareketle, “Görünüşe göre arkadaşlığı bozan nedenler, ilişkilerde yanlış giden şeyler olması değil. Arkadaşlıklar sadece ihmal edildikleri için kuruyup ölüyor” diyor.

Siz de bunu, sevdiklerinizi aramak için bir işaret olarak kabul edin. Waldinger ayrıca görmediğiniz ve özlediğiniz birini düşünmenizi tavsiye ediyor: “Telefonu elinize alın ve onu arayın. Ya da ona ‘Seni düşünüyordum, bu yüzden bir mesaj atmak istedim’ gibi küçük bir mesaj gönderin.” Sadece bunu yapın ve nasıl geri dönüşler alacağınızı seyredin. Bu 30 saniyenizi alacak eylem bile arkadaşlıkları beslemenin bir yolu olabilir. Bunu ayrıca sosyal egzersiz rutini olarak düşünebilirsiniz.

Sosyal ilişkilerin gücünü göz ardı etmeyin!

Nasıl arkadaş edinilir, sorusunu uzman görüşleri ile yanıtladık. Uzun süreli arkadaşlık kuramamak gibi bir şikayetiniz varsa, belki de yukarıdaki noktalara dikkat etmiyorsunuzdur. Söz konusu uzun ömür olduğunda sosyal ilişkiler büyük önem taşıyor. Bu konuda, sadece yetişkin yaşamına dair şimdiye kadar yapılmış en uzun araştırmayı yürüten Waldinger değil, pek çok uzman aynı fikirde. Uzun ve sağlıklı bir yaşam için amacı olan ilişkiler çok ama çok önemli. Öyleyse bu makaleyi bir işaret olarak görün ve tavsiyeleri dikkate alarak sosyal bağlarınız için hemen şimdi bir adım atın!

Kaynak: mindbodygreen

İlginizi çekebilir: Yeni girdiğiniz bir ortamda arkadaşlık kurabilmenin formülü

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale