Genç birini düşünün. Hali vakti yerinde bir ailesi var, özel bir okuldan mezun, zorluklarla çok fazla mücadele etmesini gerektirecek bir durumla karşılaşmamış biri… Üniversite eğitimi için ailesinin yanından ayrıldığında, o korunaklı çevresinden de çıkıyor ve artık tüm gerçekliğiyle hayatla karşılaşıyor. Artık birçok şeyi kendi başına yapabilir. Ancak maalesef bir şeylerin altından kalkacak veya hayatla tek başına yüzleşecek güce sahip değil…
İlgili yazı: Efsaneler ve gerçekler: Kışın daha mı mutsuzuz?
Böyle durumda olan biri, mutsuz insanların tutunduğu üç tip beklenti içine girer:
Daha iyisini yapmalıyım
İnsanlar bana daha iyi davranmalı
Zorluklarla baş etmek zorunda kalmamalıydım
Böyle insanlar genellikle, hiçbir zaman trafikte kalmamaları, sırada beklememeleri, resmi işlerle uğraşmamaları, zor insanlarla karşılaşmamaları veya kimseden kötü söz duymamaları gerektiğini düşünür. Psikolojik açıdan “toksik” bu düşünce şeklinin panzehiri, aslında tüm taleplerden vazgeçmekte gizli. Dr. Albert Ellis, bu konuda en çok referans verilen klinik psikologlardan biri. “Rasyonel Duygusal Davranış Terapisi” adını verdiği bir tedavi geliştiren Dr. Ellis, kendisini yok yere mutsuz eden insanların sebepsiz beklentilerini veya taleplerini üç başlık altında topladı. İşte mutsuz insanların hayattan tipik beklentileri:
1. Mutsuz insanlar genellikle kendileriyle ilgili haksız beklentiler içine girer. Her zaman ideallerine uygun bir yaşam sürmeleri konusunda ısrarcıdırlar. “Daha iyisini yapmalıyım, daha başarılı olmalıyım, daha yetenekli olmalıyım, yapabileceğim her şeyi yapmalıyım, hedeflerimi yakalayamazsam ve beklentileri karşılayamazsam zavallı bir başarısız olurum ve en kötüsünü hak etmek zorundayım” gibi cümleleri bu tür insanlardan sık sık duyabilirsiniz. Bu cümleler aslında kendisini sevmeyen, kendini inkar eden, kendi motivasyonunu düşüren birinin düşüncelerini yansıtıyor.
İlgili yazı: Hayatımıza renk katmak için çıktığımız bu yolda, birbirine benzeyen mutsuz bireyler olmayalım
2. Mutsuz insanların, başkalarının onlara iyi davranması gerektiği beklentisi içinde olurlar. Bekledikleri saygıyı, ilgiyi, düşünceyi başkalarından bulamadıklarında mutsuz olurlar ve ruh halinde ciddi bir düşüş görülür. Bu aslında nefret, öfke, düşmanca düşüncenin bir yansımasıdır.
3. Mutsuz insanların hayattan bir başka beklentileri de “Ben bu zorluklarla baş etmek zorunda değilim” düşüncesidir. Başkalarının, hayat şartlarının veya dünyanın geri kalanının onları hayal kırıklığına uğratmaması veya zorlamaması gerektiğini düşünürler. Doğa ananın onları her şeyden koruması gerektiği insancı hakimdir. Bu yüzden mutsuz insanların zorluklar karşısında toleransı oldukça düşüktür.
İlgili yazı: Y jenerasyonundaki bireylerin mutsuzluğunun ve tatminsizliğinin arkasında ne var?
Tüm bu beklentiler aslında mutsuz insanların düşünce yapılarının ne kadar gerçek dışı ve bencilce olduğunu gösteriyor. Dr. Ellis bu mutsuz edici taleplerden uzaklaşmak için sonu “yapmalı, etmeli” diye biten cümlelerden uzak durulması gerektiğini öneriyor.
Unutmayın; iyi düşünün, iyi yaşayın, iyi hissedin ve iyi olun.
Kaynak:
Psychology Today