Daha önceki yazımda size Akış Teorisi’nden bahsetmiştim. Zamanın nasıl geçtiğini bile fark ettirmeyen bir işiniz ya da bir aktivite varsa onda kalmaya devam etmenizi tavsiye eden bir teoriydi. Bu yazımda da aslında yine zamana ithafta bulunacağım ve beni çok etkileyen bir kitaptan bahsedeceğim. Tam 2 günde bitirdiğim ve gerçekten zamanın nasıl geçtiğini anlamadığım bir kitap: Sevgili meslektaşım Pınar Maro’nun Mutluyken Zaman Hızlı Akar adlı otobiyografik kitabından ve bu hikayenin bana olan etkisinden bahsedeceğim.
366 sayfalık kitap Pınar Maro’nun lise yıllarından başlayıp neredeyse günümüze kadar gelen kısmını barındırıyor. Kendi deyimiyle iki kız kardeşiyle beraber kavganın gürültünün olmadığı mutlu bir ailede büyümesine rağmen çok genç yaşta Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji bölümünde okurken, aslında daha ilk gününden bile hiç istemediği bir evlilik yapıyor ve bu evlilikten bir erkek çocuk dünyaya getiriyor. Bu evlilikte maalesef şiddetin her türlüsüne maruz kalıyor ve 11 senenin sonunda boşanıyor.
Kısalı uzunlu birçok ilişki denemesi, arkadaşlarıyla geçirdiği güzel zamanlar, gittiği tatiller, ikinci bir ayrılık süreci ve atlatma çabasından sonra gerçek aşkını buluyor. Buraya kadar hızla akan zaman, sonrasında çok da hızlı akmamaya başlıyor maalesef ve asıl bundan sonra Pınar Maro’nun Amazon ruhu ortaya çıkıyor. Aslında tüm hikayeyi buraya yazmak isterdim ama okumayanlar için “filmin sonunu söylemek” gibi olmaması açısından bir kuple bahsetmek istedim.
Gelelim beni etkileyen kısımlara. Öncelikle danışanları, ailesi, sosyal çevresi ve tanımadığı okuyucular dahil başından geçenleri herkese karşı bu kadar şeffaflıkla ve cesurca anlatması beni en etkileyen ve bana ilham veren kısım oldu. Bölümler arasında mesleğinin getirdiği profesyonellikle yaptığı analizleri, “Ben yaptım, siz yapmayın” tadındaki tavsiyeleri, yeri geldiğinde kendisiyle dalga geçebilmesi ve günlük konuşma dilindeki kalemi, bu kitabı deyim yerindeyse nefes almadan bitirmemi sağladı. Kitabı kapattığımda birkaç konuda yalnız olmadığımı, kendimle ilgili birçok özelliğimi su yüzüne çıkarmam gerektiğini fark edip yeni kararlar aldım.
Çoğu hikayede “Sonsuza kadar mutlu, mesut yaşadılar” cümlesini okuruz ya da duyarız. Bence Pınar Maro her insanın hak ettiği gibi sonsuza kadar mutlu yaşamayı hak eden, tam anlamıyla Amazon ruha sahip bir insan ve bir ilham kaynağı. Eminim bu kitabı okuduğunuzda kendinizden bir şeyler bulacak, farkındalık kazanacaksınız. Şimdiden iyi okumalar ve hızlı zamanlar dilerim.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayabilirsiniz.
İlginizi çekebilir: Kurtulmak için beyaz atlı prensi beklemek: Sindrella veya Andromeda kompleksi