X

Mutluluk mu başarıdan çıkar, başarı mı mutluluktan?

Nesillerdir başarı ile mutluluk arasındaki ilişkiye dair şöyle bir inanç hakim: “Çok çalışıp başarılı olursun ve ancak başarılı olduğunda mutlu olabilirsin.” Günümüzde özellikle z ve y kuşağı ünlü ve zengin olmayı da başarıyla özdeşleştirdiği için başarılı olma çıtası oldukça yükselmiş durumda. Başarılı olunca mutlu olacağımıza inanıyorsak, bu durumda mutluluk çıtası da yükselmiş demektir. Peki bu inançlar mutlu ve başarılı olma yolunda bize ne kadar hizmet ediyor? Bilim mutluluk ve başarı arasındaki ilişkiyle ilgili neler söylüyor?

Başarı ile ilgili herkesin kendine ait bir tanımı olabilir ancak en basit haliyle başarı bir hedef koyup onu gerçekleştirmektir.

Mutluluk çok başarılı olunca kazanılan bir ödül değildir.

Öncelikle yalnızca başarı odaklı olup sosyal ilişkiler, olumlu duygular, anlam ve anda/akışta olma gibi diğer mutluluk bileşenlerini hayatımızın dışında bıraktığımızda mutlu olamıyoruz. Bu noktada başarı yalnızca anlık bir doyum olmaktan öteye geçemiyor ve eski başarılı tenisçi Narvatilova’nın da dediği gibi “Zafer anı yalnızca ve yalnızca onun uğruna yaşamak için çok kısa.

Özellikle sosyal ilişki bileşenini hayatımızın dışında bırakmak, mutluluk için en önemli koşulu göz ardı etmek olur ve yalnızlaşmayla beraber depresyon ve fiziksel hastalıklara kapı açar. Sosyal ilişkiler stresi azaltır, paylaşımla oluşan olumlu duyguların getirdiği sevgi duygusunu yaşamamıza, sosyal destek hissetmemize sebep olur. Tüm bunlar yüksek performans göstermek ve hedeflerimizi gerçekleştirmek için ihtiyaç duyduğumuz öğelerdir.

Mutlu olmak başarılı olma şansını artırır.

Öte yandan veriler daha mutlu kişilerin başarılı olma şansının daha yüksek olduğunu gösteriyor. Beyin pozitifte olduğunda, nötr ya da olumsuzda olduğundan çok daha iyi performans gösteriyor. Yapılan çalışmalara göre mutlu çalışanlar daha üretken, daha fazla satış yapıyor, daha iyi liderlik gösteriyor ve daha yüksek maaş alıyorlar. Örneğin olumlu satışçılar olumsuzlara nazaran %56 daha fazla satış yapıyor. Bilim mutluluğun başarıya neden olduğunu ortaya koymaktadır.

Hedef koyup gerçekleştirmek bize iyi gelir.

İnsan 3 yaşından itibaren hedef odaklı bir varlıktır. Hedef koyup gerekleştirmek iyi hissettiren hormonlardan dopamini salgılamamızı sağlar. Böylece kendimizi iyi hissederiz. Hedefler otonomi kazanmamıza yardım eder; hayatımızın kontrolünün elimizde olduğunu hissettirir. Değişim yaratma becerisiyle öz saygıyı artırır. Kendimizi etkin hissetmemize yardım eder. Zamanı stratejik kullanmamızı sağlar.

Hedef için gösterilen gayret en az başarı kadar değerlidir.

Aşırı sonuç odaklı olup yalnızca başarının getireceği şeyler yerine hedefe ulaşma yolundaki sürecin keyfini çıkarmak, zorlu koşulların neler öğrettiğini, kazandırdığını görmek, kullandığımız güçlerimizin farkına varmak, çabamızı taktir etmek, kısacası değer verilen bir iş için çaba harcamak, mutluluk açısından en az o hedefe ulaşmak kadar önemlidir.

Kriz dönemlerinde hedef koymak sorunlarla başa çıkmaya yardım eder.

Özellikle şimdiki gibi belirsizliğin hakim olduğu ve kısıtlandığımız kriz dönemlerinde hedef koymak iyi gelir çünkü hayatımızın kontrol edebildiğimiz kısmına odaklanmamıza yardım eder. Eski hedefleri revize ederek duruma uygun hedefler koymak ve onları uygulamak iyi hissetmemizi, sorunlar yerine çözümlere odaklanmamızı sağlar.

Belli koşulları sağlayan hedefler daha mutlu eder.

Ünlü ya da zengin olma ya da tüketime dayalı dışsal hedefler yerine, içsel hedefler bizi mutlu ediyor. Başkalarının istekleri ya da baskısı olmadan kendi içimizden gelerek seçtiğimiz, yani içsel, değerlerimize uyan, yani özgün, kaçınmak yerine bir şeye yaklaştığımız (kilo almak istemiyorum yerine ideal kiloma yaklaşmak istiyorum) yaklaşma hali, içinde yaşadığımız koşullara uyan esnek, diğer hedeflerimizle örtüşen uyumlu ve hareket & deneyim içeren aktivite hedefleri mutlu eder.

Başarı mutluluğun bileşenlerinden biri, ancak tek başına “Başarı mutluluk getirir” kalıbı bilimsel verilere göre doğru değilmiş gibi gözüküyor. “Mutluluk mu başarı, başarı mı mutluluk getirir?” sorusunun cevabı “Mutluluk başarı getirir”dir diyebiliriz. Ancak başarı için adım atmak, hedefler koymak ve gerçekleştirmek mutluluk bileşenlerindendir ve diğer bileşenlerle beraber hayatımıza kattığımızda mutluluğumuzu besler.

Bu dönemde whatsapp üzerinden Mutluluk Bilimi Pratiklerini paylaştığım “Endişeyi Azaltmak için Mutluluk Ritüelleri” online takipli grup çalışmama katılmak ya da online bireysel danışmanlık almak istersen bilgi için bilgi@iremulgu.com adresine mail atabilirsin. Pozitif psikoloji pratikleri ve hayat deneyimlerimi paylaştığım Instagram hesabıma ve Youtube kanalımı takip edebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Söz konusu mutluluksa, zihin çoğu zaman yanıltır: Mutluluğu yanlış yerlerde aramak

İrem Ülgü Orhan: Berkeley, North Carolina ve Pennsylvania Üniversitelerinde bulunan Pozitif Psikoloji kürsülerinde, Pozitif Psikoloji alanında eğitimler almış olan İrem Ülgü Orhan, bu eğitimlerini şamanik öğretiler ile besleyerek, doğu batı senteziyle kendi mutluluk atölyelerini tasarlıyor. Bireysel danışmanlık pratiğinde, özellikle kişilerin hedefleri önünde engel oluşturan, farkında olmadıkları düşünce ve davranış kalıplarını fark ettirme ve değişim yaratmaya dayalı kendine has koçluk metodlarını kullanıyor. Amacını "Her geçen gün daha çok kişinin potansiyelini gerçekleştirmesine yardımcı olmak" olarak özetliyor. İrem kurucusu olduğu HUB Consulting şirketi ile koçluk, eğitim ve danışmanlık hizmetleri vermenin yanı sıra, İrem Ülgü Orhan adlı Youtube kanalı aracılığıyla kendi alanıyla ilgili video içerikleri paylaşıyor.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale