Mutluluk için onu görebilen gözler gerekir: Mutluluğu uzaklarda arıyor olabilir miyiz?
“Güneşin, ayın, yıldızların, yerin ve denizin tadını çıkaran kişi ne yalnızdır, ne de çaresiz.”
Epiktetos (Yunan Stoacı filozof)
Mutluluk, mutlu olmak ne kadar öznel iki kavram değil mi? Mutluluğu baktığınız bir kelebekte görmeniz de mümkün, ömür boyu kovalayıp ulaşamamanız da… Gelin bugün bu güzel duyguya daha farklı bir perspektiften bakalım.
Türk Dil Kurumu sözlüğünde mutluluk “Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç durumu, mut (I), ongunluk, kut, saadet, bahtiyarlık, saadetlilik” olarak tanımlanmış. Sözlüğümüzde bile devamlılık vaadeden bir duygu durumu olarak karşımızda… Peki sahiden -biyolojik ve hormonal olarak- bir insanın ömrü boyunca “sürekli” mutlu olması mümkün mü? Biliminsanlarına göre cevap “hayır”. Çünkü biz artık biliyoruz ki “korku, mutluluk, hüzün, öfke” gibi tüm duygularımız gelip geçici, hatta çoğu zaman birden fazla duyguyu aynı anda yaşıyoruz. İşte modern insanın asıl sorunu da bu gerçeği reddetmekle başlıyor; artık sürekli “mutluluk beklentisi” içinde yaşıyoruz.
Üniversiteye kadar tüm öğrencilik hayatımı iyi notlar almaya adamış bir öğrenci olarak bir karne günümde kendi kendime şunları söylediğimi hatırlıyorum: ”Tamam, hedefime ulaştım, peki ya şimdi?” Düşünsenize daha lise yıllarımda mutluluk benim için ulaştığımda “sönümlenen” bir kavram olmaya başlamıştı bile. Çünkü modern olmak, her şeyin hızla değiştiği bu çağa ayak uydurmak bunu gerektirirdi, değil mi ?
- Hızlı yaşa
- Hızlı sev
- Hızla tüket
- Acele et
Saatte 200 km hızla giden bir aracın içindeyken çevrenizdeki güzelliklerin, masmavi gökyüzünün, yanından geçip gittiğiniz insanların farkına nasıl varabilirsiniz? Biz artık hayatı hiç olmadığı kadar ıskalıyoruz, ıskalamaktan da bir o kadar korkuyoruz. Sürekli mutluluğu kovalıyoruz. Dahası, kendimize sürekli yeni hedefler koyup onlara ulaşınca mutlu olacağımıza inanıyoruz. Mutluluk artık işyerinden aldığımız terfide, kazandığımız parada, hatta bindiğimiz arabanın, taktığımız kol saatinin markasında.
“Ve suyu gören gözleriniz olduğu için de mutluluğunuzun artması gerekmez mi? Bardağı rahatlıkla tutan elleriniz, ellerinizi ağzınıza götürmenize yardımcı olan sağlıklı kollarınız yok mu? Peki dünyadaki hangi makam, para, mevkiye elinizi, parmaklarınızı, gözlerinizi, kollarınızı, ağzınızı, midenizi veya böbreklerinizi verirsiniz? O halde mutlu olmak için her şeyiniz var… Yani mutluluk sizin içinizde… Yani mutluluk küçük zannettiğiniz her şey ve her yerde. Yeter ki farkındalığınızı artırıp bunu hayatınızda refleks haline getirin… ‘Büyük şeylerin peşinde koşmayın’ demiyorum. Sonuna kadar hedeflerinizi, hayallerinizi tabii ki kovalayacaksınız. Tabii ki büyük düşünmekten asla vazgeçmeden… Ama küçük şeylerde büyük mutlulukları ıskalamadan.” diyor Dr. Servet Terziler. Ne güzel anlatmış değil mi?
Diyeceğim o ki… Hayat keyif alarak geçirdiğiniz anların toplamı; devamlı şükürde kalmak, sahip olduklarınızın farkına varmak ve bunu sıklıkla dile getirmek hayattan duyduğunuz hazzı muazzam arttırabilir. Mutluluk bazen ufak bir bebeğin gülümsemesinde, bazen sevdiklerinizin sesini bir kez daha duyabilmekte… Mutluluk sağlıkla aldığınız her nefeste…
Hayatınızda içinde bulunduğunuz her durum sizin bakış açınıza göre şekilleniyor. Bakış açınızı değiştirmek ise sandığınızdan çok daha kolay. Thetahealing tekniği ile sizler de istediğiniz hisleri nöronlarınıza Yaratıcı tanımı ile anda yükleyebilir, kendinize yeni bir gerçeklik yaratabilirsiniz. Thetahealing yöntemiyle ilgili ayrıntılı bilgiye www.esindemir.com sitesinden ulaşabilir; her türlü sorunuz için benimle Instagram hesabımdan ve [email protected] mail adresim üzerinden iletişime geçebilirsiniz.
Tekrar görüşünceye kadar mutlulukla kalın…
İlginizi çekebilir: Bahanelerimiz bittiyse: Şimdi harekete geçme zamanı