X

Mutluluğun tıpkı karın kasların gibi işlenebileceğini biliyor musun?

Bazen dünya üzerindeki en zor zamanları yaşıyor olduğumuz hissine kapılıyorum. Öyle ki sokakta yürürken yanımdan geçen, ardımdan gelen herkesin ağzında bir “olumlu düşün”, “bunlar hep kalıp”, “meditasyon müthiş…”, “biliyor musun bunlar hep atalarımızdan gelen…” gibi temalı cümleler… İnsanlar artık sorguluyor, insanlar dinliyor… Ya ben bu konulara çok ilgiliyim diye algıda seçicilik yaşıyorum, ya bir kısım gerçekten hayatın zorluklarına nefes almaya başladılar, ya da hepsi, yani tüm seçenekler…

Bu konuda kendi deneyimim ise şu yönde heyecanlı; sanırım en sonki konuşmalarımızın tabir-i caizse “goygoy” olduğu zamanlardaki arkadaşlarımla tekrar bir araya geldiğimde, sohbet konularımız meditasyona başladıklarını, ya da başlamayı düşündükleri üzerine evriliyor. Bakıyorum, benim Yoga Eğitmeni kimliğimle alakası yok, kendisi yaşıyor bunu! Kendisi deneyimlemek istiyor, deniyor ve nereden ve hangi yoldan nasıl yürümesi gerektiğine içsel olarak enerji harcıyor ve zaten yollar bir yerde yol oluyor, kesinleşip kesişiyor.

Bize neyin iyi geldiğini kendimize kulak verdiğimiz zaman ancak duyabiliyoruz.

Gün geçtikçe fark ediyorum; bir kesim kendini inandığı şeyleri yapmaya adamaya başladı… Kimimiz yoga ile, kimimiz sadece çeşitli meditasyonlar ile, kimi olumlama cümleleri ile, kimi sadece şarkı söyleyerek, dans ederek, kimi sadece kitap okuyarak, kimi yemek yaparak… Ya da bunları yapmayı öncelikle zihninde canlandırmaya başladı ve belli ki bir zaman sonra yapacak…

Aslında biz o kadar iyi biliyoruz ki bize neyin iyi geldiğini… Bunu kendimize kulak verdiğimiz zaman ancak duyabiliyoruz. Kendimize daha çok değer verdiğimiz zaman ise harekete geçiyoruz.

Bu yazımda, şimdiye kadar hep aşina olduğunuz “meditasyon” üzerine bilinen ezber cümlelerin haricinde, daha bir başka açıdan bakmanızı istedim. Biz duyduğumuz şeyleri zaten bilgi olarak kaydedip, hayatımıza uygulayan varlıklarız çünkü. Duyduğun için bildiğini varsayarak yaşayan bir sistemimiz aslında ve sistem bu şekilde işliyor. Siz meditasyon yapmak için tütsüye, muma, hafif bir müziğe, loş bir ortama, ve benzeri şeylere ihtiyaç duyuyorsanız, ve bunlardan bir tanesi eksik diye meditasyonunuzu bir kalıba sokuyorsanız, aşağıdaki satırlarda bunlardan çok uzaklarda olacağız.

Mutlu musun? Kendini seviyor ve tüm olumsuz durumlara sakin bir tavırla mı yaklaşıyorsun? Cevabın evet ise; senin precuneus’un senden daha mutsuz olan bir insandan daha büyük. Peki bu ne demek oluyor?

Mutluluğun bir kas gibi işlenebileceğini öne süren bir çalışmadan bahsediyor bilim.

Biz kendi hayatlarımızla mücadele ededuralım Kyoto Üniversitesi’nden Japon bilim insanları, mutluluk üzerine birçok deney yapmışlar (2015). Beyindeki precuneus denen bir bölgenin daha mutlu olan insanlarda daha büyük olduğunu keşfetmişler. Precuneus beynin arka tarafındaki iki yarım kürenin arasında kalan kısım olarak açıklanıyor.

Bu yukarıdaki kısa bilgilerin hepsini duyup unutabiliriz belki ama, şu cümleyi hayatımıza katmamız, sanırım birçok şeyin başlangıcı olabilir: mutluluğun bir kas gibi işlenebileceğini öne süren bir çalışmadan bahsediyor bilim. Yani beynini gerçekten mutlu bir beyin olması yönünde eğitebiliyorsun! “Günlerce spor salonlarında bizim mesela karın kaslarımızı güçlendirdiğimiz gibi mi?” diye de sormadan edemiyor zihin… Ama verilen cevap, evet aynen öyle! Bunu nasıl yapacağız; sokakta yanından geçen insandan duyduğun gibi: meditasyon ile. Ayşe Hanım belki böyle söyledi, inanmadın ama bilim de bu konuda Ayşe Hanım’la hemfikir! Tabii ki sade ve sadece meditasyon değil… Ben yalnızca kendi hakimiyet alanımda olan meditasyon kısmını size sunabilirim.

5000 yıllık Tantrik Hint yazılarında meditasyonun türlü çeşitleri olduğunu biliyoruz ve meditasyonun, 20. yüzyılda ancak Batı’ya ulaştığı gerçeğini de görüyoruz.

Bu yapılan araştırmalara göre “meditasyonun precuneus’ta gri madde kütlesini artırdığını göstermiştir.” Yani precuneus’un yukarıda ifade edildiği biçimde bir kas gibi işlenip gelişmesine şahit olmuşlar.

Yapılan araştırmalar meditasyonun precuneus’ta gri madde kütlesini artırdığını göstermiştir.

Beynimizi, eğer istersek geliştirebiliyoruz, farkında mıyız artık? Olumsuz geliştirmek de gelişmenin bir parçası ise… Yani nasıl istersek o şekilde geliştirebiliyoruz ve katman katman hayatımıza etki eden bir dalgayı yaratabiliyoruz… Esasen, artık her şey bas bas bağırıyor bize…

Ek olarak değinmek istediğim bir nokta daha var; aslında bildiğimiz/duyduğumuz birçok sözün bilimsel araştırmalarına ve sonuçlarına ulaşabiliyoruz. 5000 yıl önceden şu zamanlarımıza ulaştığı söylenen bilgiler bile şu zamanın teknolojisi ve deneyimi ile onaylanmış şekilde önümüze sunuluyorsa, dünya üzerinde varolan, henüz üzerinde çalışılmakta ya da çalışılacak olan duyduğun bilgileri elinin tersiyle “bilimsel olarak açıklanmadı” düşüncesine kapılıp itmemekte fayda görüyorum. Akabinde, duyduğumuz herhangi bir bilgiyi sırf spirütüel ya da entellektüel olması adına dillendirmek yerine, derinlerde bu bilgi nerede, bunu da sormak, araştırmak gerekiyor.

Yazımın kapanışını aşağıdaki profesöre bırakacağım ancak yorum/yol ve yöntem ise sizin eşsiz kalbinizin derinliklerinde gizli, ona kulak vermeyi ihmal etmeyin, olur mu?

Londra Ekonomi Okulu’ndan Mutluluk Uzmanı Prof. Paul Dolan: “Bizi mutlu edeceğini düşündüğümüz çoğu şey olmayacak” diyor ve ekliyor: “Birlikte olduğumuz kişiye ve şu an yaptığımız şeye odaklanırsak gerçekten çok mutluyuz. Öyleyse hoşuna giden bir şey yap. Dinlemeyi sevdiğiniz müziği dinlemelisiniz. Bunun ruh halinizde önemli bir etkisi var. Beynin kelimenin tam anlamıyla yanıyor. Beynini uyandırmak için müzik gibi başka bir uyarım yoktur. ”

 

İlginizi çekebilir:Bir lotus gibi ol, dokunulmamış kalırsan kontrol sende olur

Şebnem Pınar: Merhaba! Yazılarımda benim 'anlama yolculuğumu' okuyor olacaksınız. Beni anlamak için yazan birisi olarak tanımlamak da isteyebilirsiniz. Şimdi daha önceden edindiğiniz tüm varsayımları ve okurken yapacağınız tüm kritikleri bir kenara bırakıp, sadece okuyun. İdraki de doğal sürecine bırakın... Okuduğunuz an anladığınız şey az sonra değişebilir! Bunu hatırlayın. Bu sizin size yapabileceğiniz en güzel şey!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale