X

Mutlu olmanın yolları: Yeni yılda daha pozitif bir bakış açısı kazanmak isteyenler için öneriler

Yeni bir yılın gelişi yeni başlangıçlar yapmak, hayatımızda yepyeni bir sayfa açmak ve kendimizle ilgili kararlar almak için en güzel zaman dilimi. 2020 ve 2021 yılları hepimiz için zorlayıcı bir yıl oldu. Kendimiz ve sevdiklerimiz için endişelendiğimiz, rutinlerimizi ve alışkanlıklarımızı istemeden de olsa değiştirdiğimiz, aldığımız kötü haberlerle hayata karşı pozitif bakış açımızı ve umudumuzu korumakta zorlandığımız bir yılın ardından, hepimizin en büyük dileği yeni yılda daha mutlu ve huzurlu olabilmek.

Sizlerle Instagram hesabımız üzerinden gerçekleştirdiğimiz soru/cevap etkinliğimizde sizlere bu yıl yeni yıldan neler beklediğinizi, kendinizle ve yaşam tarzınızla ilgili hangi kararları aldığınızı sormuştuk. Aldığımız cevapları farkındalık kazanmak; daha fit, enerjik ve zinde olabilmek; daha düzenli, planlı ve üretken olarak bolluğa ve berekete yer açmak; daha mutlu ve pozitif bir yaşam sürdürebilmek olarak dört ana başlık altında topladık.

 Yeni yıl hedefleriniz ve kararlarınız arasında daha mutlu bir yaşam sürdürmek ve daha pozitif bir bakış açısına sahip olmak varsa, yazının devamındaki önerilerimizi mutlaka okumanızı öneriyoruz.

Mutluluk nedir?

Herkes tarafından en iyi bilinen, hepimize en tanıdık olan temel duygularımızdan biri olan mutluluk, kimimiz için bir yolculuk kimimiz içinse varılması gereken bir nokta ya da nihai bir yaşam amacı. Mutluluğun tanımı kişiden kişiye değişse de, en basit haliyle günlük yaşantımızda bize zevk veren tüm insanların, davranışların, durumların ve deneyimlerin bizde bıraktığı pozitif hisler olarak tanımlanabilir.

Zevk, rahatlık, huzur, minnettarlık, umut, ilham gibi pek çok olumlu duygu, mutluluk seviyemizi artıran; bizi hayatta ilerlemeye ve gelişmeye motive eden olumlu hisler arasında. Bilimsel literatürde ise mutluluk hali hedoni; yani olumlu duyguların yoğun, olumsuz duygularınsa seyrek ya da hiç olmaması olarak tanımlanıyor.

Mutluluk üzerine şimdiye kadar yapılmış olan binlerce araştırma, mutluluk seviyemizin yaşamımızdaki bazı duygularla, durumlarla ve davranışlarla yakından ilişkisinin olduğunu gösteriyor. Doğuştan getirdiğimiz kişilik özelliklerimiz ve mizacımız, beden sağlığımız, sosyo-ekonomik seviyemiz ve finansal refahımız, bağlanma stilimiz ve kurduğumuz ilişkiler, yaşam amacımız ve hedeflerimiz, bu hedefleri gerçekleştirmek için sahip olduğumuz öz yeterlilik ve özgüven gibi kendimizle ilgili algımız, hatta bulunduğumuz yerin coğrafi özellikleri ve hangi zaman diliminde yaşadığımız gibi pek çok faktör mutluluk seviyemiz üzerinde son derece önemli ve güçlü etkilere sahip.

İlginizi çekebilir: Mutluluk neden birçok insan için en değerli duygudur?

Neden mutsuz hissediyoruz?

Mutluluğun tanımından kolaylıkla çıkarım yapabileceğiniz üzere, mutsuzluk hali de umutsuzluk, üzüntü, endişe, kaygı, korku gibi pek çok olumsuz duyguyla bağlantılı bir durum. Aslında mutluluk gibi mutsuzluk da hayatın ayrılmaz bir parçası ve deneyimlerimize, sağlık durumumuza, kurduğumuz ilişkilere, kişilik özelliklerimize ya da kendimizle ilgili algımıza göre zaman zaman mutlu, zaman zaman da mutsuz hissedebiliyoruz. Deneyimlediğimiz olumlu ve olumsuz duyguların yoğunluk seviyesi mutlu ya da mutsuz olma halimizi belirliyor.

Hayatımızın bazı dönemlerinde olumsuz duyguların çok daha yoğun olması, mutsuz bir yaşantımızın olduğu çıkarımını yapmamıza sebep olabiliyor. Araştırmalar, mutsuzluk ve mutluluk durumlarının yaşamımızdaki davranış ve düşünce kalıplarıyla şekillendiğini gösteriyor. Yaşamımız boyunca inşa ettiğimiz davranış ve düşünce kalıpları; kalıplaşmış duyguları da beraberinde getiriyor. Bu duygu kalıpları daha çok olumlu duygularla şekillendiyse kendimizi mutlu, olumsuz duygularla şekillendiyse de kendimizi mutsuz olarak tanımlayabiliyoruz. Dolayısıyla mutluluk hissini artırmaya yönelik adım atmak istediğimizde kalıplaşmış düşüncelerimizle, davranışlarımızla ve bu kalıpların beraberinde getirdiği duygularla çalışmamız gerekiyor.

Mutsuzluğa sebep olan duygular, düşünceler ve davranışlar hepimiz için farklılık gösterebiliyor. Örneğin; bazılarımız için çok istediğimiz bir ayakkabıya sahip olamamak gibi çok basit gibi görünen bir durum bile mutsuzluğa sebep olabilirken, bazılarımız için yakın ve anlamlı ilişkiler kuramamak, bazılarımız için sevdiğimiz birini kaybetmek, bazılarımız içinse yaptığı işten bir türlü tatmin olamamak ‘mutsuzluk sebebi’ olabiliyor. Dolayısıyla mutlu olmanın ya da daha az mutsuz hissetmenin yolu herkes için farklı. Ancak yapılan araştırmalar, daha mutlu ve huzurlu bir yaşam için gerekli olan pozitif bakış açısını geliştirmenin hepimiz için ortak olan bazı yollarının bulunduğunu gösteriyor. Yani, daha mutlu olmak için kendimizi ve beynimizi eğitebilmemiz mümkün. Nasıl mı? Gelin birlikte bakalım.

Mutluluğumuzun ne kadarı bizim kontrolümüz altında?

Araştırmalar, mutluluk seviyemizin %40’ının genlerimizle ve bu genlerin şekillendirdiği kişiliğimiz ve mizacımızla bağlantılı olduğunu gösteriyor. Yaşamın ilk yıllarında beslenme, barınma, bakım ve güvenlik ihtiyacımızın karşılanmış olması, mutlu bir yaşam sürdürmenin genetik altyapısına %10’luk bir katkı sağlıyor. Kontrolümüz dışında olan bu %50’lik dilime karşın, mutlu oluşumuzu belirleyen kalan %50’lik kısımsa bizim kendi kararlarımızla, kendi yaşamımızın sorumluluğunu ve kontrolünü elimize alarak belirleyebileceğimiz bölümü oluşturuyor. Yani, aslında mutlu bir yaşam sürdürebilmemiz yarı yarıya kendi özgür irademize ve seçimlerimize bağlı.

Daha mutlu ve daha iyimser bir bakış açısı geliştirmenin yanı sıra, yaşamda karşılaştığımız zorluklar karşısında psikolojik sağlamlık geliştirebilmek için beyninizi eğitebilmemiz mümkün. Pozitif psikoloji alanında yapılan araştırmalar beden sağlığımızı, zihinsel iyi oluşumuzu ve ruh sağlığımızı koruyabilmek için ‘iyi hissetmeyi’ bir araç olarak kullanabileceğimizi gösteriyor. Kendimizi daha iyi hissetmek, olumlu duygulara daha fazla yer açmak ve mutluluk seviyemizi yükseltmek içinse en temelde üzerinde çalışmamız gereken 4 zihinsel kalıp bulunuyor.

Mükemmeliyetçilik

Günümüzde kişinin becerilerine ve yeterliliklerine uygun, somut beklentilerle kavramsal olarak iç içe girmiş bir kalıp olan mükemmeliyetçilik; aslında somut beklentilerden çok kişinin yetkinliklerinin ve başarabileceklerinin çok ötesinde, gerçekçi olmayan, soyut beklentileri içeriyor. Hiçbir şeyin mükemmel olamayacağı gerçeğiyle tutarsız olarak, kendimizin ya da başkalarının becerilerinin ve yapabileceklerinin çok ötesinde beklentiler geliştirmek bu beklentilerin karşılanamamasına, tatminsizlik duygusunun yoğunlaşmasına; hayal kırıklığı ve üzüntü gibi ikincil duyguların sürekli deneyimlenmesine ve mutsuz olmamıza sebep olabiliyor. Dolayısıyla daha mutlu olabilmek için hem kendinizden hem de diğer insanlardan ve yaşamın size sunduklarından neler beklediğinizi, bu beklentilerin ne kadar gerçekçi olup olmadığını farkındalıkla değerlendirebilmeniz gerekiyor.

Kendimizi başkalarıyla kıyaslamak

Kendimizi sosyal çevremizdeki diğer insanlarla karşılaştırmaya başladığımızda genelde kendimizdeki eksiklikleri bulma eğiliminde olduğumuz için; sahip olduklarımızı, yaşam tarzımızı, kariyerimizi, kişilik özelliklerimizi ya da bedenimizi başkalarınınkiyle kıyaslamak yaşam tatminimizi azaltarak mutsuz olmamıza sebep olabiliyor. Aslında sosyal karşılaştırma, sağlıklı şekilde yapıldığında yaşamınıza fayda getirebilecek bir öğrenme şekli. Başkalarının size ilham veren özelliklerini bulduğunuzda ve bu niteliklerden yaşamınıza katkı sağlayabilecek olanları seçip çaba gösterdiğinizde mutluluk seviyenizi artırabilmeniz mümkün. Ayrıca kendinizi sadece kendinizle kıyaslamak, yani geçmişteki kendinizle şimdiki kendiniz arasındaki farklılıklara odaklanmak ve hangi konularda geliştiğinizi, hangi konularda kendinizi daha fazla geliştirebileceğinizi keşfetmek daha mutlu bir yaşam için atabileceğiniz en önemli adımlardan.

Materyalizm ve sahip olma isteği

Mutluluğu çevresel kaynaklara bağlamanın ne kadar tehlikeli olabileceğinin en somut örneklerinden biri olan materyalizm, mutlu olmak için bir şeylere sahip olmamız gerektiğine dair inancımızı içeriyor. Toplumsal beklentilerin, ekonomik düzenin ve tüketim kültürünün bir sonucu olarak, kolektif bir etkileşim sonucunda geliştirdiğimiz bu düşünce kalıbı, mutluluk algımızı dış kaynaklara bağımlı hale getiriyor. Maddi koşullarımızla, finansal durumumuzla ve alım gücümüzle doğrudan bağlantılı olan bu düşünce kalıbı zihnimizde baskın hale geldiğinde, ekonomik koşullarımızdaki ve tüketim alışkanlıklarımızdaki en küçük değişim bile mutsuz olmamıza sebep olabiliyor. Dolayısıyla daha mutlu bir yaşam sürdürebilmek için mutluluk seviyemizin, deneyimlediğimiz olumlu duyguların sadece sahip olduklarımızla ilişkili olabileceğine dair inancımızı; tüketim alışkanlıklarımızda köklü değişiklikler yaparak düzenlememiz gerekiyor.

Her şeyi optimize etmeye çalışmak

Kaynakları en verimli şekilde kullanma, minimum eforla maksimum sonuç elde etme, en az zamanı harcayarak en çok işi yapma gibi takıntılı düşünce kalıplarına sahipsiniz kendinizi mutsuz biri olarak tanımlamanız çok olası. Yediği yemekten harcadığı zamana kadar yaşamındaki her şeyi optimize etmeye çalışan insanlar tatmin olabilecekleri sonuçlar elde etseler bile daha iyi seçeneklerin peşinde koşmaya devam ederler. En iyi kararı almış olsalar bile akılları her zaman alamadıkları ‘diğer’ kararlarda olur. Sürekli en iyi seçeneğin peşinde koşmak ve maksimuma ulaşma çabası yaşam tatminini azaltan, kişiye şükretmek için alan ve zaman bırakmayan bir bakış açısı olduğu için mutlu olabilmek adına bu bakış açısını değiştirmeniz, olabildiği kadarıyla yetinmeyi ve çabanızı takdir etmeyi alışkanlık haline getirebilmeniz gerekiyor.

Mutluluğu alışkanlık haline getirmek için öneriler

Daha mutlu bir yaşam sürdürmenin, yaşam tatminini artırmanın, şükretmenin ve iyi hissetmenin binlerce farklı yolu bulunuyor. Bu yollardan bazılarıysa şöyle:

Pozitif bir bakış açısı geliştirin. Mutluluğu bir yaşam tarzı haline getirebilmek için ilk yapmanız gereken şey zihninizi pozitifi görebilmek üzerine eğitmeniz. Bunu yapabilmenin en kolay yoluysa, yaşamınızda pozitif olarak nitelendirdiğiniz şeyleri bilinçli olarak bulmaya çalışarak farkındalığınızı geliştirmek. Her gün kendinize yaşamınızdaki pozitif şeyleri listelemek için her biri 2 dakikalık olacak şekilde üç zaman dilimi yaratın. Sabah kalktığınızda, öğle aranızda ve akşam yatmadan önce yaşamınızdaki pozitif şeyleri zihninize getirmeye çalışabilirsiniz. Bir süre sonra zihninizin bunu otomatik olarak yapmaya başladığını göreceksiniz.

Daha fazlası için: Daha pozitif bir bakış açısına sahip olmak için hayatınızda yapmanız gereken 10 değişiklik

Büyük ya da küçük olmaksızın tüm başarılarınız kutlayın. Başarısız olduğunuz durumlarda da elinizden gelenin en iyi yaptığınızın farkında olarak çabanızı takdir etmeyi unutmayın.

Daha fazlası için: Başarınızı doyasıya yaşamanıza engel olan nedir ve bunu nasıl aşabilirsiniz?

İş yaşamınız ve özel yaşamınız arasındaki dengenizi koruyun. Özellikle şu günlerde işle ilgili sorumluluklarımız günümüzün çoğunu alıyor, ancak yaptığımız tek şey bu olmamalı. Bir hobiniz var mı? Arkadaşlarınız ve sevdiklerinizle vakit geçiriyor musunuz? Egzersiz yapıyor musunuz? İş ve özel yaşamınızda dengeyi bulmak stres seviyenizi azaltmanıza yardımcı olmanın yanı sıra, kendinizi ifade etmeniz ve eğlenmeniz için size farklı yollar sunacaktır.

Daha fazlası için: İş-özel yaşam dengesi nasıl kurulur: Bu dengeyi kurmanıza yardımcı olacak 3 ipucu

Mindfulness pratikleriyle farkındalığınızı geliştirerek olumlu ya da olumsuz tüm duygularınıza eşit bir mesafeden yaklaşabilmeyi ve anın tadını her şekilde çıkarabilmeyi öğrenin.

Daha fazlası için: Şimdiki anda olmanın sihirli anahtarı: Bilinçli farkındalık teknikleri ve anda olma pratikleri

Yaratıcılığınızı besleyin. Yazı yazmak, resim yapmak, hayal kurmak gibi yaratıcılığınızı kullanmanıza alan açan aktiviteler daha fazla olumlu duygu deneyimlemenizi sağlayarak daha mutlu hissetmenizi sağlayacaktır.

Daha fazlası için: Yaratıcılığınızı geliştirmenizi sağlayacak 7 yöntem

Hataları ve eksiklikleri kabul etmeyi öğrenin. Çoğumuz mükemmel olabilmek için çabalıyoruz. Kendimizi elimizden gelenin en iyisini yapmak için zorlamak istiyoruz. Ama gerçekten mutlu olmak için hayatın ayrılmaz bir parçası olan kusurları kucaklamayı öğrenmemiz gerekiyor.

Daha fazlası için: Hatalar güzeldir: Hangi hatalarınızla gurur duyuyorsunuz?

Sevdiğiniz işi yapın. Çalıştığınız işten nefret ediyorsanız, mutlu bir yaşam sürdürebilmeniz oldukça zor. Faturalarınızı ve kiranızı ödemek, ihtiyaçlarınızı karşılayabilmek için çalışmak zorunda olsanız bile hayatınızın en güzel yıllarını keyifsiz bir işte harcamayın. Sizi motive eden bir alanda, yaşam tatmininizi giderecek bir sektöre geçiş yapmayı deneyebilirsiniz.

Daha fazlası için: Sevdiğiniz işi yapmayı beklemek mi, yaptığınız işi sevmek mi?

Anlamlı ilişkiler kurun. Tam 75 yıl süren Harvard Mutluluk Araştırması‘nın sonuçları hayatta güvenebileceğimiz, bizi olduğumuz gibi seven ve kabul eden, her koşulda destek olacağını bildiğimiz bir sosyal çevreye sahip olmamızın mutluluğun en önemli kaynağı olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla daha mutlu bir yaşam için yapmanız gereken en önemli şey anlamlı, değerli ve kendinizi güvende hissettiğiniz ilişkiler geliştirmek. 

Daha fazlası için: İnsan neden ilişki kurma ihtiyacı duyar: İlişkilerin ‘neden’i, ‘nasıl’ı ve Bağlanma Teorisi

Paranızı akıllıca harcayın. Her ne kadar mutluluğun sahip olduğumuz şeylerle doğrudan bir ilişkisi bulunmasa da, mutlulukla doğrudan ilişkili olan temel ihtiyaçlarımızın karşılanması ve yaşamda ilerleyebilmemiz finansal iyilik halimizle de bağlantılı. Tüketim alışkanlıklarınızı ve harcamalarınızı gözden geçirmek, bütçe planlaması yapmak ve tasarruf yapmak uzun vadede daha mutlu olmanıza dolaylı yoldan da olsa katkıda bulunacaktır. 

Daha fazlası için: Kakeibo: Japon bütçe ve tasarruf sanatı

Mutluluğu dışarıda aramayın. Mutluluk, yaşamda zorluklarla karşılaşmamak, şanslı olmak ya da zengin olmak gibi koşullara bağlı bir durum değildir. Mutluluk, hayata bakış açımızı ve karşılaştığımız durumlar karşısındaki tutumumuzu belirleyen bir oluş halidir. Mutlu olabilmek için hayatımızda olumlu duygulara yer açmamız, olumlu duygulara yer açabilmemiz içinse düşüncelerimizi ve algımızı pozitife odaklamamız gerekir.

Daha fazlası için: Ne dışarıda ne başkasında: Aradığımız ama bulamadığımız mutluluk, sen neredesin?

Uplifers Mutluluk Kartları’yla her anınızı mutlu bir deneyimlere dönüştürün. Uplifers mutluluk yazılarından derlediğimiz soru ve önerilerden oluşan Uplifers Mutluluk Kartları, gün içerisinde motivasyonunuzu artıracak ve iyi hissetmenizi sağlayacak 52 motto kartından oluşuyor. Hayat mottosu haline getirebileceğiniz mutluluk mesajları, mutluluk dilekleri  ve en güzel huzur mutluluk sözleri, bu kutunun içinde sizleri bekliyor. Uplifers Mutluluk Kartlarında yer alan sorular ise, hem kendinizi daha iyi tanımanızı hem de çevrenizi daha iyi anlamanızı sağlayacak bilgiler sunuyor. Yeni yılda sevdiklerinize ve kendinize verebileceğiniz en güzel hediyelerden biri olan mutluluk kartlarıyla yaşamınızın her anına, dilediğiniz zaman mutluluk katabilirsiniz.

Daha fazlası için: Mutluluk, farkındalık ve iyi yaşam peşinde olanlara özel bir hediye: Uplifers Mutluluk Kartları

Yeni yılda daha mutlu olabilmek, umudunuzu koruyabilmek ve yaşamdaki pozitif şeyleri daha iyi görebilmek için yapabilecekleriniz tabii ki bunlarla sınırlı değil. Aşağıdaki yazılarımızı inceleyerek pozitif bir bakış açısına kavuşmanın, olumlu duygulara yer açmanın ve daha mutlu bir yaşam sürdürmenin diğer yollarını da öğrenebilirsiniz.

Yeni yılda daha farkındalığınızı geliştirmek için bilmeniz gereken her şeyi Mindfulness nedir, nasıl alışkanlık haline getirilir: Yeni yılda farkındalığını geliştirmek isteyenler için öneriler Mindfulness nedir, nasıl alışkanlık haline getirilir: Yeni yılda farkındalığını geliştirmek isteyenler için öneriler yazımızda; daha enerjik, zinde ve fit bir yıl geçirmek için ihtiyaç duyabileceklerinizi ise Sağlıklı beslenme ve aktif yaşam rehberi: Yeni yılda daha enerjik, fit ve zinde olmak isteyenler için öneriler yazımızda bulabilirsiniz.

Kaynaklar: Entrepreneur, Healtline, Greater Good, Positive Psychology

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale