X

Mutlu, duygusal açıdan sağlıklı çocuklar yetiştirmenin altın kuralları

Anne-baba olmayı düşünen herkes, güzel hayaller kurarak bu yola çıkar. Hiç kimse anne-baba olmadan önce çocuğuna psikolojik olarak nasıl zararlar verebileceğini düşünerek yola çıkmaz. Herkes çocuğuna, kendi anne-babasının sunduğundan daha iyi imkanlar sunmayı hayal ederek bu yola çıkar.

Peki neden birçoğumuzun çocukluktan gelme sorunları var? Anne-babamız bizleri doyurdu, büyüttü, sıcak bir yuva verdi, fiziksel olarak nasıl kendimize bakmamız gerektiğini öğretti. Bizleri sorumlu ve üretken bireyler olarak yetiştirmek için çabaladı. Ama yine de kendimizi mutlu ve tatmin olmuş hissetmiyoruz. Bunun en önemli sebebi, kendimizi iyi hissetmeyle ilgili çocukluktan gelen bir düşüncemizin olmayışı. Kendimizi nasıl hissettiğimiz konusunda hiçbir fikrimiz yoktu. Sağlıklı bir ilişkinin veya ruh halinin nasıl olduğunu öğrenmedik.

İlgili yazı: ‘Meraklı çocuklar’ yetiştirmek için onlara büyük resmi gösterin

Teknolojik ve ekonomik gelişmeler, son 100 yılda hepimizin hayatını kökten değiştirdi. Artık sadece beslenmek, barınmak gibi temel ihtiyaçları karşılamak yetmiyor. Bir insanın sadece temel eğitimi için 12 yıl harcandığını düşününce, siz de bir an şaşırmıyor musunuz? Üstelik bu sadece temel eğitim için ayrılan süre ve bu sırada kimse bizlere duygusal dünyanın nasıl olduğunu öğretmiyor. Matematik, yabancı dil, müzik ve benzeri birçok konuda ders görüyoruz ama psikolojik ve duygusal sağlığımız konusunda hiçbir eğitim almıyoruz. Hepimiz fiziksel sağlığımıza odaklanmış durumdayız. Hiçbirimizin psikolojik veya duygusal sağlığımızla ilgili bir eğitimi yok. Oysa duygusal açıdan ne kadar sağlıklıysak, fiziksel açıdan da o kadar sağlıklı olduğumuzu biliyoruz.

Kendi duygusal sorunlarımızı çözmeden çocuklarımızın duygularını anlayamayız.

Birçoğumuz dünyanın artık çığrından çıktığınız düşünmüyor muyuz? Bunun için sadece televizyonu açmak yeterli. Katliamlar, savaşlar, ölümler, tecavüzler, bağımlılıklar, şiddet, boşanmalar, çocuk istismarı her yerde. Peki böyle bir dünyada çocuklarımıza duygusal açıdan sağlıklı olmayı nasıl öğreteceğiz?

Aslında tüm bu kötülüklerin ilacı, yine duygusal olarak sağlıklı bireyler yetiştirmekte gizli. Duygusal açıdan sağlıklı bireyler başkalarını baskılamaz, farklı olduğu için başkalarından nefret etmez, başkalarından daha üstün olduklarını düşünmez, kendilerini ifade etmeyi bilir, başkalarını istismar etmezler, yalanlar söyleyip başkalarını kandırmazlar. Duygusal açıdan sağlıklı bireyler mutlu, üretken, sevecen, hataları kabullenen, sağlıklı bireylerdir.

Peki bu durumda duygusal açıdan sağlıklı çocuklar nasıl yetiştirebiliriz?

1. Duygularınızı inkar etmeyi bırakın

Hepimiz algıları açık bir şekilde doğduk. Çocuklar bu konuda yetişkinlerden çok daha açık oldukları için yetişkinleri gözden kaçırdıkları birçok şeyi onlar yakalar. Birçok çocuk ya sezgisel yönü kuvvetli ya da araştırmacı yönü kuvvetli olarak doğar. Çevreleri de onların bu yönlerini ya kuvvetlendirir ya da baskılar.

İlgili yazı: Sosyal çocuk: Arkadaşlarıyla ve yakın çevresiyle iyi anlaşan çocuklar yetiştirmek

Çocukların deneyimledikleri şeyleri tanımlamalarına ve isimlendirmelerine yardımcı olmalısınız. Duygular ve hislerin bir amacı vardır. Hayatımızın başarılı bir şekilde yönlendirilmesi için gerekli olan bilgiyi bize ulaştırırlar. Ancak maalesef birçoğumuz buna pek fazla tolerans gösteremiyoruz. Daha da ötesi, bizler kendi duygularımız ve hislerimiz konusunda dürüst davranmıyorsa, çocuklarımıza bunu nasıl öğretebiliriz? Aslında sorun olan duyguların kendisi değil, bizim onlarla ne yapacağımızı bilemeyişimiz. Çocuklarınıza duygularınız ve hisleriniz konusunda dürüst davranın. Eğer üzgünseniz ve çocuğunuz size “Anne/baba üzgün müsün” diye soruyorsa, “Hayır canım, hiç üzgün olur muyum” diye yanıt vererek onun kafasını karıştırmayın. Çocuğunuzun gördüğü görüntüyle, sizin sözleriniz arasında çelişki yaratmayın.

Öte yandan, duygularınızla ilgili çocuklarınıza sorumluluk yüklemeyin. Çocuğunuza “Böyle yaptığında kızıyorum” demek yerine “Beni kızdırıyorsun” demeyin. Anne-babaların bu tür söylemleri, kendi hisleri yüzünden başkalarını suçlayan narsistik nesiller yaratılmasına neden oluyor.

2. Duygularınızı “iyi” veya “kötü” diye yargılamayı bırakın

Duygularımızı olduğu gibi kabullendiğimizde, ne kadar ürkütücü görünürlerse görünsünler onlardan ders çıkarmaya ve bu duyguları dönüştürmeye başlarız.

Çocuklarınızın duygularını da yargılamayın. Bu sayede onlara kendi duygularını utanmadan, sıkılmadan ifade etme özgürlüğü tanımış olursunuz. Bu sayede onlar da duygularından dersler çıkarabilir ve hayatlarına devam edebilir. İfade edilmeyen duygular ise hayatın akışına engel oluşturur.

Birçok çocuk ya sezgisel yönü kuvvetli ya da araştırmacı yönü kuvvetli olarak doğar.
3. Çocuklarınıza sizin gibi düşünmelerini söylemekten vazgeçin

Eğer çocuğunuzun aklından neler geçtiğini öğrenmek istiyorsanız, ona sorular sormalısınız. Çocuğunuzun dünyasında neler olup bittiğine dair merak duymalısınız. Çocuğunuza kendi duygularınızı ve düşüncelerinizi empoze etmeden önce onu ilgiyle dinlerseniz, onlar da kendi duygularını olduğu gibi kabul etmeyi ve düşüncelerini değerli bulmayı öğrenirler. Çocuğunuz sizinle aynı olmak veya sizin bir uzantınız olmak zorunda değil. Onların bir kişiliği, kendi düşünceleri, duyguları, fikirleri olduğunu unutmayın. Çocuklarınızla ilgili meraklı olun. Onların güçlü yönlerinin farkına varın ve bu güçlü yönleri besleyin.

İlgili yazı: Sadece konuşarak daha başarılı çocuklar yetiştirmek mümkün

4. Kendi duygularınızla baş etmeyi öğrenin

Kendi duygusal sorunlarımızı çözmeden çocuklarımızın duygularını anlayamayız ve onlara duygularıyla baş etmeleri konusunda yardımcı olamayız. Hepimizin hayatta eksikleri var. Hiçbirimiz tam değiliz. Zaten hayat da böyle bir yolculuk. Ancak kendi duygularımızdan korkup kaçtığımız sürece, çocuklarımızın duygularından da kaçma ihtimalimiz oldukça yüksek. Hayatın akışına engel olamazsınız. Yapabileceğiniz en iyi şey, duygularınıza karşı hazırlıklı olmak. Kendi çocukluğunuzu düşünün ve duygularınızla baş etmeyi veya baş edememeyi nasıl öğrendiğinizi aklınıza getirin. Bu, çocuklarınızı yetiştirirken çok yardımcı olacaktır.

Kaynak:
TinyBuddha

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale