Mükemmeliyetçilik, erteleme alışkanlığı ve psikolojik stres arasında nasıl bir ilişki var?

Hata yapmaktan korkma, kendinden şüphe duyma, kendini acımasızca eleştirme, mümkün olmayacak kadar yüksek performans standartları koyma veya beklenti içine girme, kronik bir şekilde başkalarının performansını yetersiz bulma… Tüm bunlar mükemmeliyetçiliğin uyumsuz özelliklerini oluşturuyor ve psikolojik stresi beraberinde getiriyor.

İlgili yazı: Mükemmel olmayı bırakabilmenin “mükemmelliği”

Florida Üniversitesi’nden araştırmacılar Kenneth Rice, Clarissa Richardson ve Dustin Clark, özellikle kadın üniversite öğrencilerinin katıldığı uzun süreli bir araştırma yaptı. Araştırma kapsamında mükemmeliyetçilik, erteleme ve psikolojik stres arasındaki ilişkiyi incelediler ve araştırmanın sonunda bu değişkenler arasındaki ilişkiyi açıklayan bir dizi potansiyel model ortaya koydular. Bu üç kavramdan bahsedildiğinde birçoğumuz mükemmeliyetçiliğin daha fazla erteleme alışkanlığına neden olduğu, bunun da psikolojik stresi artırdığını düşünürüz. Ancak ilginç bir şekilde araştırmacıların vardığı bulgu bu değildi. Gelin bu ilginç sonucun ne olduğunu öğrenelim.

Bir kişi eğer gerçekçi olmayan bir mükemmeliyetçilik standardına sahipse ve bunu içselleştirmişse, kendinden daha fazla şüphe duymaya ve kendini daha acımasızca eleştirmeye başlıyor. Bu da kısa süreli olarak hata yapmaktan korkma davranışına davetiye çıkarıyor. Bu davranış biçimi bazen uzun süreli ve kalıcı bir hal alabiliyor. Bu yüzden mükemmeliyetçi davranışları sonucu başarısızlıktan, tatminsizlikten korkan kişi, performansının değerlendirilmesini istemiyor ve erteleme alışkanlığı kendini gösteriyor. Böylelikle uzun vadede verilen görevlerden kaçma, son dakika mücadelesinden yoksunluk gibi davranışlar ortaya çıkıyor. Tüm bunlar mükemmeliyetçilik-stres ilişkisinin erteleme alışkanlığı tarafından yönlendirildiğini ortaya koyuyor. Ancak araştırmacıların ulaştığı şaşırtıcı sonuç bu değil.

İlgili yazı: Mükemmeliyetçi bir kişiliğe sahip olduğunuzu gösteren özellikler

Araştırmacılar, yarıyılın başında, ortasında ve sonlarına doğru olmak üzere üç defa öğrenciler üzerinde ölçümlemeler yaptı. Bu ölçümlemelerde erteleme ve mükemmeliyetçiliğin psikolojik stresle güçlü bir bağı olduğu anlaşıldı. Daha fazla mükemmeliyetçilik veya daha fazla erteleme, daha fazla strese neden oluyor. Buraya kadar şaşırtıcı bir şey yok. Asıl şaşırtıcı olan, mükemmeliyetçilikle erteleme arasındaki karşılıklı ilişkinin son derece sınırlı olması. Yani erteleme alışkanlığı, mükemmeliyetçilik-stres ilişkisine neden olan bir şey değil. Bir başka deyişle, mükemmeliyetçilerin gerçek dışı beklentilerle işlerini ertelemesi veya tam olarak yerine getirmemesi gibi bir durum söz konusu değil. Bununla birlikte hem mükemmeliyetçilik hem de erteleme alışkanlığı son derece stabil alışkanlıklar ve her ikisi de psikolojik stresin öncülü konumundalar.

Daha da ilginci, yarıyılın başlangıcında mükemmeliyetçi olmak, yarıyıl sonunda klinik olarak stresli olmanın habercisi gibi. Bu durumda erteleme alışkanlığı da devreye giriyor. Yüksek psikolojik stres, erteleme alışkanlığıyla ilişkili olabiliyor ancak bu durum sadece kendiliğinden mükemmeliyetçi olmayanlar için geçerli. Araştırmacılar bu bulgulardan yola çıkarak şöyle diyor:

Yüksek ölçüde mükemmeliyetçilik, erteleme alışkanlığı olmadan da kaçınılmaz bir şekilde sorun olabilir. Ancak erteleme alışkanlığının olumsuz sonuçları, sadece mükemmeliyetçi olmayanlarda görülür.

Aslında bu sonuç, yarıyıl başlangıcında mükemmelliyetçi ve erteleme alışkanlığı olan öğrencilerin tespit edilip, yarıyıl sonundaki olası psikolojik stresten kaçınmak için çok anlamlı olabilir.

Kaynak:
Psychology Today

Uplifers
Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!