Mükemmelliyetçilik, çoğu zaman kulağa olumlu bir özellikmiş gibi gelebilir; hele ki hemen hemen herkesin “mükemmel” olma arzusuyla çabaladığı düşünülürse… Ancak, Voltaire’in de söylediği gibi “Mükemmel, iyinin düşmanıdır.” Üstelik, sadece kişisel deneyimlerimizde değil; ilişkilerimizde de. Romantik ilişkilerde beklentileri karşılamak ve daha iyi bir partner olabilmeyi istemek hepimizin ortak çabası. Ancak ne kadar iyi olmak için çabalarsak çabalayalım, mükemmele ulaşabilmek de bir o kadar imkansız. Bu nedenle ilişkilerde hem kendimizden hem de karşı taraftan mükemmel olmasını beklemek aslında oldukça yıpratıcı. Çünkü mükemmeliyetçilik, sağlıklı ilişkiler yürütebilmeyi engelleyen ve hem kişilerde hem de ilişki dinamiklerinde problemlere neden olabilen bir olgu.
Çoğu insan ilişkisine yatırım yapmak için elinden gelenin en iyisini ortaya koymaya çalışır ve bunda aslında yanlış bir durum yoktur. Çünkü hemen hemen herkes sağlıklı ve uzun ömürlü bir ilişki inşa etmek ister, ancak bunun için başvurdukları ya da sahip oldukları mükemmeliyetçilik sanılanın aksine ilişkilerin lehine hizmet etmez. Mükemmelliyetçi kişilik özelliklerine sahip insanlar, ilişkilerinde hem kendilerine, hem partnerlerine hem de partnerleriyle aralarındaki bağa çoğu zaman farkında olmadan zarar verirler. Nasıl mı? Gelin birlikte ilişkilerde mükemmeliyetçilik konusuna daha yakından bakalım.
Mükemmelliyetçilik ilişkileri nasıl etkiler?
Mükemmelliyetçi yapıda biri, ilişkilerinde sıklıkla hayal kırıklığına uğrayabilir. Çünkü gerçekler, beklentilerini karşılamayabilir. Eğer mükemmelliyetçi bir yapınız varsa muhtemelen ilişkinizde hatalara yer yoktur ve hatalarla karşılaştığınızda partnerinizden çok daha büyük tepkiler veriyorsunuzdur. En ufacık bir sorun bile sizi çileden çıkarmaya yetiyordur, haksız mıyız? Bu da partnerinize karşı gösterdiğiniz tahammülün azalmasına neden olabilir.
Mükemmelliyetçilik, partnerler arasında rekabet duygusunu besleyebilir. Mükemmelliyetçi kişiler, partnerlerinin başarısını kutlamaktan kaçınabilirler, çünkü bu durum onların kendilerini yetersiz hissetmelerine neden olabilir. Partnerlerin birbirlerini desteklemediği bir ilişkinin de uzun sürmesi veya güçlü temellere dayanması oldukça zordur.
Mükemmeliyetçi insanlar sürekli mükemmeli arama çabasında oldukları için ve tatmin duygusunu tadıp kendilerine dinleme fırsatı tanımadıkları için zorluklarla karşılaştıklarında daha çabuk pes etme eğiliminde olabilirler. Zihinleri dağınıktır; mükemmelin peşinden koşarken kendilerini toparlayacak zamanı bulamayabilirler ve kendileri iyi hissetmedikçe ilişkilerinde de iyi hissetmeleri, partnerlerini mutlu etmeleri bu nedenle pek mümkün olmaz.
İlişkinizde mükemmelliyetçi olup olmadığınızı nasıl anlarsınız?
Peki, “Ben sadece ilişkimin iyi olmasını istiyorum ama mükemmelliyetçi miyim değil miyim bilmiyorum…” diyorsanız ilişkinize zarar vermemek adına bazı ipuçlarını değerlendirebilirsiniz:
- Çatışmaları başarısızlık olarak görüyorsanız
- İlişkiyi istediğiniz gibi yürütmek için çok çaba harcıyorsanız
- Bir kavgadan sonra, partnerinizin sizinle ilgili fikirlerini değiştireceğinden endişe duyuyorsanız
- Kendinize çok fazla beklenti ve rol yüklüyorsanız
- Her zaman hata aramak için tetikte bekliyorsanız
- İlişkinizdeki küçük aksilikleri bile uzun süre ve derinlemesine analiz ediyorsanız
- “Mükemmel bir partner nasıl olur” konusunda birçok kuralınız varsa
- İlişkinize dair sorunlarınızı yakın arkadaşlarınızdan bile saklıyor, mükemmel görünümü korumaya çalışıyorsanız
- Partnerinize söylemenize gerek kalmadan neye ihtiyacınız olduğunu bilmesini bekliyorsanız
- Partnerinizle fikir ayrılığı yaşamamanız gerektiğine inanıyorsanız
- Şimdiki ana odaklanıp tadını çıkarmakta zorlanıyorsanız
- Partnerinizin hatalarına karşı katı ve yargılayıcıysanız
- Değişim ve belirsizlikle başa çıkmaktan hoşlanmıyorsanız ilişkinize mükemmelliyetçi bir bakış açısıyla yaklaşıyor olabilirsiniz.
Eğer yukarıdaki maddelerden birçoğu ya da belki de hepsi, sizin için de geçerli durumları çağrıştırıyorsa mükemmelliyetçiliğin ilişkinize zarar vermemesi için bakış açınızı değiştirmeyi düşünebilirsiniz. Bu konuda işinize yarayacak ipuçlarını yazımızın devamında bulabilirsiniz.
Mükemmelliyetçiliğin ilişkinize zarar vermemesi için işinize yarayacak ipuçları
Kulağa başarılı bir beceriymiş gibi gelse de ilişkinize zarar verebilen mükemmeliyetçiliğe karşı atacağınız bazı adımlar ilişkinizi güçlendirmenize yardımcı olabilir.
1. Mükemmelliyetçiliğinizin kaynağını bulun
İlk olarak, mükemmelliyetçiliği nereden öğrendiğinizi kendinize sorun. Onun kaynağını bulmaya çalışın. Nereden geliyor olabilir, bir düşünün. Belki de annenizin her zaman temiz bir eve sahip olmak ya da geniş ailenizin en iyi aşçısı olarak onaylanmak istemesi nedeniyle ondan miras aldığınız bir zihniyettir. Ya da babanızın arkadaşlarına hayatındaki her şeyin mükemmelmiş gibi davranmasını izlemişsinizdir ve sizin için tek doğru bu olmuştur. Olamaz mı? Eğer öyleyse, onların zihniyetlerini ve değerlerini sizinkinden ayırmaya çalışın. Şimdi sıra sizde ve sizin ilişkinizde. Her şeyi yeni baştan yaratmak, kendi ilişkinizi dürüstçe ve sevgiyle sarmalamak sizin elinizde. Başkalarının ne düşüneceğine, ilişkinizin dışarıdan nasıl görüneceğine değil; partnerinizin ve kendinizin nasıl hissettiğine odaklanarak güzel şeyler inşa edin.
2. Tüm duygularınıza yer açın
Sağlıklı ve normal bir ilişki ancak tüm duyguların olduğu gibi yaşanmasıyla mümkün. Ancak mükemmeliyetçi bir yapınız varsa ilişkilerinizde yoğun olarak şu iki duyguyu deneyimliyor olabilirsiniz: Endişe ve rahatlama. Mükemmeliyetçi kişiler, zamanlarının ve enerjilerinin çoğunu, gelecekte yapabilecekleri olası hatalar nedeniyle taşıdıkları endişe ve benzer şekilde kazanacakları başarıların getireceği rahatlama duygusu arasında gidip gelmekle harcarlar. Bu iki baskın duygudan dolayı da diğer duygularına pek fazla alan tanıyamazlar. Çoğu zaman sorumluluklarını tam anlamıyla yerine getirmediklerini düşünerek doyuma ulaşamazlar ve tatmin duygusundan mahrum bir hayat yaşamak zorunda kalırlar. Eğer zihniniz ilişkinizde ortaya çıkabilecek olası hatalardan dolayı endişe ile dolusuysa aşk, sevgi, paylaşma, huzur, mutluluk, keyif, tatmin ve benzeri duyguları kaçırıyor olabilirsiniz. Unutmayın, sağlıklı ve normal bir ilişki ancak tüm duyguların olduğu gibi yaşanmasıyla mümkün.
3. Kabul pratikleri yapın
Bir partner olarak kendinizle veya partnerinizle ilgili hayal kırıklığına uğradığınız bir anda mükemmeliyetçilik yerine empati, şefkat, anlayış veya alçakgönüllük duygularını uygulamaya çalışın. Herkesin kusurları olabileceğini, kimsenin mükemmel olmadığını kendinize hatırlatın. Partnerinizden kopmak ya da kendinize yüklenmek, ilişkinizin değerinin düştüğünü düşünmek yerine, kabullenmeyi deneyimlediğinizde ilişkinizde mutluluklara yer açabilir, partnerinizle aranızdaki bağı güçlendirebilirsiniz.
4. Gerçek ihtiyaçlarınızla bağlantı kurun
Mükemmellik gerçek bir ihtiyaç değildir. Mükemmeliyetçilik, aslında farklı ihtiyaçlarla baş etmeye çalışırken ortaya çıkan bir durumdur. İhtiyaç duyduğunuz şey mükemmel olmak ya ilişkinizdeki her şeyin kusursuz gitmesini sağlamak olamaz; bunu hissettiğinizde altında bambaşka ihtiyaçlar yatıyor olabilir. Bağlanma, güven, onaylanma, anlayış, sevilmek… Gerçek ihtiyaçlarınızı keşfetmek için kendinize dönün, mükemmeliyetçiliğinizin aslında neyi perdelediğini bulabilirseniz ilişkinizde asıl ihtiyaç duyduğunuz duyguyu karşılamak için partnerinizle iletişim kurabilirsiniz.
5. Paylaşımda bulunun
Mükemmeliyetçi bir yapınız varsa duygularınızı pek sık paylaşmıyor olabilirsiniz. Mükemmeliyetçi bireylerle birlikte olan kişilerin en çok şikayet ettikleri konulardan biri partnerlerinin duygularını hiç açığa çıkarmaması ya da duygusal paylaşımlarda bulunmaması. Sürekli güçlü bir duruş sergilemeniz gerektiğine veya duygularınızı kontrol altında tutmak zorunda olduğunuza inanıyor olabilirsiniz. Bu nedenle korkularınızı, hayallerinizi, düşüncelerinizi, duygularınızı partnerinize açmamanız aranızdaki samimiyeti ve yakınlığı zedeleyebilir. Kendinizi açmanız, iç dünyanızı partnerinizle paylaşmanız ilişkinizi güçlendirmek konusunda size yardımcı olabilir.
İlişkinizin uzun ömürlü ve sağlıklı olması sizin mükemmelliğinize ya da zihninizdeki ideal senaryolara uyum sağlamasıyla değil, partnerinizle birlikte geçirdiğiniz anlamlı ve mutlu anların sıklığıyla ilgilidir. Hem kendinize hem de ilişkinizi zarar veren mükemmelliyetçi yönünüzü bir kenara bırakıp sadece partnerinizle aranızdaki güven ve sevgi bağına odaklanarak güçlü bir ilişki inşa edebilir
İlginizi çekebilir: Sağlıklı ilişkiler için bilimsel araştırmalara dayanan öneriler