X

Muhteşem utanma duygumuz: Sevgili “utancım” senden hiç utanmıyorum!

Utanmak dedik değil mi? Şimdi bu başlığı yazabilmek bile benim için çok uzun bir oluşuma dayanıyor ve ben bu durumdan “utanmıyorum”… Bizler için hayatımızdaki en basit olgulardan biridir “utanmak”; çok basittir, hiçbir sorunumuz yoktur ve hatta çoğu şey “ne olacak canım bunda utanılacak ne var” diye geçiştirilir.

Fakat ben bu yazımda istiyorum ki yine sizlerle kendimizi derinlerden inceleyeceğimiz, biraz o bizim yadsıdığımız “ben hiç böyle şeyler yaşamam ki” diye savunmaya geçtiğimiz tecrübelerimizin, hatıralarımızın, şu anda yaşamakta olduğumuz deneyimlerimizin samimi bir şekilde üstünden geçelim. Bu yollar belki kolay olmayacak ama inanıyorum ki biz, “bunu deneyimlemekten utanmıyoruz”…

Utançlarımızın gerçek nedeni nedir?

Öncelikle sizi bu maceraya davet eden ben, bakın hangi utançlarla yüzleşmekte oldukça zorlanıyorum; evet ben genelde gözlerimin içine bakarak konuşan insanlardan “utanıyorum”. Neden diye soracak olursanız bu şekilde yetiştirilmediğim için. Bir insanın (erkek veya kadın) gözlerinin içine bakma “hakkı” sanki bana verilmemiş ve baktığım durumda bu “utanmam” gereken bir olguymuş gibi.

Evet ben örneğin bir topluluk içinde göz önünde olma durumundan çok “utanıyorum”. Bunun için genelde kalabalık sınıfların en arkasında oturuyor, kalabalık ortamlardan kaçınıyor veya herkesin en çok dışarılarda olduğu saatlerde dışarıda olmamayı tercih ediyorum; bunun sebebi bana öğretilmiş olan “kenarda bekleme” kavramı çünkü ben kadınların ön planda “olmaması’’ gerektiğini öğrenerek yetişmiş bir kadınım…

Evet ben bir erkeğe duygularımı belli etmekten veya sözlü olarak duygularımı açıklamaktan “utanıyorum”. Bundan utandığım için bu hissimi sadece kendimle yaşamayı, belki sadece çok yakın hissettiğimde yazarak paylaşmayı tercih ediyorum. Bu utancımın sebebi duygularımı “ifade etmekten” kaçınarak yetişmiş olmam; çünkü anlaşılmayı beklemek üzerine edindiğim tüm öğretimin, “duyguyu ifade edebilmekten” çok uzak bir iz düşümü olması, çünkü öğrendiğim, bir kadının duygularını belli ettiği durumda “hafif’” olarak algılanabileceği, belki dinlenilmeyi bile hak etmemiş olduğu veya duygularının karşılığı olmazsa “halinin ne olacağı” endişesi…

Evet ben kendimi anlatmaktan “utanıyorum”; bu yüzden genel olarak gittiğim yerleri, yaşadığım hayatı, benimle birlikte var olan hayallerimi ve düşlediğim akışı sadece “yazarak” ifade edebiliyorum. Genel olarak sözlü paylaşabileceğim insan sayısı çok az oluyor, yargılanmaktan, suçlanmaktan veya diğer kişinin hayatına göre daha mutlu bir hayatım olduğunu düşünebileceği için üzülmekten veya kişileri bu yüzden “incitebilecek” olduğumu düşünerek kendimi paylaşmaktan korkuyorum. Bu utancımın kaynağı, yine sevgili öğrenimlerim; çünkü kendini anlatmak bir “ego” gösterisidir, kendini anlatmak bir kadın için layık olunmayan bir durumdur ve hatta bir kadının “anlatılabilecek” ne hikayesi olabilir ki?

Evet ben bana ulaşan bolluktan “utanıyorum”; hayatım boyunca çok çalışmış olduğum ve bunu sonuna kadar hak ettiğimi bilsem de utanıyorum, bu yüzden para ile elde edilecek tüm hayallerimi bazen erteliyorum, bazen kendime layık görmüyorum, bazen “diğerleri” kavramı kendimi suçlu hissetmeme sebep oluyor, tüm insanlar dururken bu bolluğun neden benimle olduğunu anlamaya çalışıyorum. Bu utancın kaynağı, yenmek için çokça savaş vermem gereken “parayla saadet olmaz” bilincidir, bolluğun erişilmeyecek bir şey olduğu, hak edilmeyecek olduğu ve tabi ki bir kadının “tek başına” bolluk hak etmesinin “olanaksız” olduğu anlayışıdır…

İşte benim bazı utançlarım bunlar. Burada anlattığım hallerinden evrildiler, ben onlarla barıştım, artık belki utanç değiller ama hala almam gereken o kadar çok yol var ki… Bizler belki “utanç’” duygusunu “küçük çocuk gibi” düşünerek yani “büyükler utanmaz” diyerek arka plana itiyoruz; fakat utanma duygumuz hayatımızda tercihlerimize, davranışlarımıza ve bakış açımıza o kadar derinden etki ediyor ki farkında olmadan sırf o derin “utancımız” yüzünden kalkanlar kuşanıyoruz, kendimizle savaşıyoruz veya “diğerlerini” suçluyoruz…

Sevgili Dr. Brene Brown ilham veren eseri Mükemmel Olmamanın Mükemmelliği’nde bakın o bizim kendimize yakıştıramadığımız utancımızı nasıl yorumluyor:

“…İşte utanç hakkında bilmeniz gereken ilk üç şey:

Hepimizde var. Utanç evrenseldir ve hissettiğimiz en ilkel insan duygularından biridir. Utanç hissetmeyen insanlar, empati ve insani bağlantı yeteneğinden yoksundur.

Utanç hakkında konuşmaktan hepimiz korkarız. Hakkında ne kadar az konuşursak, utanç hayatlarımız üzerinde o kadar kontrol sahibi olur.

Utanç, temelde sevilmeme korkusudur; hikayemizi sahiplenmenin ve değerli hissetmenin tam tersidir. Aslında, utancın araştırmamdan yola çıkarak geliştirdiğim tam tanımı şudur;

Utanç, kusurlu olduğumuza ve bu nedenle sevgiye veya aidiyete layık olmadığımıza inanmanın aşırı derecede acı veren duygusu veya deneyimidir.

…Utancın yaşamlarımızda kontrolden çıkması için üç şeye ihtiyaç vardır: gizlilik, sessizlik ve yargılama. Utanç verici bir şey olduğunda ve biz onu gizli tuttuğumuzda, iltihaplanır ve büyür. Bizi tüketir. Deneyimimizi paylaşmamız gerekir. Utanç insanlar arasında oluşur ve insanlar arasında iyileşir.”

Bugün utancınız ile barışmamış iseniz, utancınızı paylaşamamış iseniz, utandığınız şeylerin arkasına sığınıp kendinizi duvarlarınız ardında saklamışsanız, o saklandığınız yerde hayata karşı küskün, sevilmeye layık olmayan veya aidiyet hissetmeye değer olmayan bir kişi olduğunuzu düşünüyorsanız, öncelikle “utançlarınız” ile yüzleşin, onları kabul edin, onları çok sevin. Her ne yaşamış olursanız olun, utancınızı gerçekten güveneceğiniz bir dost ile insanca paylaşın, sizi “incitmesine”, “tanımlamasına” ve en önemlisi “kısıtlamasına” izin vermeyin. Çünkü siz sevilmenin ve aidiyetin en güzelini daima hak ediyorsunuz… Utanmak yani “utanmaktan utanmamak” çok güzeldir. Utancınızla barışın, sizin yine “kendinizce yarattığınız” gardiyanınız olması yerine izin verin muhteşem özgürlüğünüz olsun…

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale