X

Muhteşem onaylanma ihtiyacım, hayatımdaki varlığını artık “onaylamıyorum”

Sizlerden çok fazla soru aldığım bir konuyu değerlendirelim istiyorum birlikte bugün… Onaylanmak, evet diğerleri tarafından “doğru” bulunmak, hayatımızda hep “onaylanan” şeyleri yapmaya çalışmak, annemizin babamızın arkadaşlarımızın “istediği gibi” biri olabilmek değil mi? Sonra eşimizin “onayladığı” bir kadın veya adam olmak? Ve tabii iş yerimizde “onaylanan” bir çalışan olmak? Hayatımızı “onaylanmış” sınırlara göre yaşamak… Yani “onaylı” kabul edilmiş, herkesin iyi dediği, iyi gördüğü o bizlerin muhteşem konfor alanlarımızın diğerlerinin “onayı” ile alamadığımız güzel risklerden çok ama çok uzakta güvenli kıyılarda yaşamak… Gerçek bir yaşamı tanımlamaya yeter mi?

İşte bugün bizleri bu kelimelere getiren sorumuz budur… Onaylanmış bir hayat (hepimizin onay verdiği, doğru ve güzel olarak bugüne kadar bilinen tecrübelerden alınan onaylarla uyumlu bir hayat) onaylanmamış kimsenin “evet” diyemeyeceği, “deli misin?” diye soracakları, “yapmasan olmaz mı?” diye arkamızdan koşacakları, “oğlum yapma“, “kızım yapma“, “canım yapma” diye duyacağımız cümleler ile başlayan tüm yollara karşı… Onaylanmasak da hayatımızı hayat yapmaya gücümüz yetmez mi? Veya “onaylanmayı” bir yana bıraktığımızda hayatımızda ne olur? Onaysız bir hayat, gerçek bir hayat hikayesi yaratmaya yeter mi?

Bugün “onaylanmayı” beklediğiniz ne varsa bir kenara koymanızı dilerim…

Öncelikle şunu anlamak istiyorum sizlerle birlikte neden “onaylanmak” bizler için bu derece önemlidir? Yani “doğrusunu yaptın” denmesi, bir kişiden bile bunu duymamız neden bu derece önemlidir? Neden kendi kendimizi önce kendi gönül muhakememizde değerlendirmeyiz de, can-ım hayatımızı diğer kişilerin, bunlar bazen evet çok sevdiğimiz anne ve babamız da olsalar, o “diğer” kişilerin yorumlarına ve görüşlerine, onaylamalarına bırakırız? Neden almamız gereken “karar” sorumluluğundan “diğer kişinin onayını almak” ile kaçmaya çalışırız? Hayatımızın tüm sorumlusu kendimiz iken neden diğer on kişinin belki yirmi kişinin belki sadece bir kişinin bizim “yanımızda” olan görüşü bu kadar önemlidir?

Bunu anlamak aslında genel olarak bizler hayatımızda “konfor” alanımızın dışında kararlar almaya çalıştığımızda gerçekleşir. Örnek olarak, konfor alanımız bir ülkede yaşamak ise farklı bir ülkeye taşınmak fikri bu sürecin “dışında” kalmaktadır. Konfor alanımızın dışında yepyeni bir hayat, yeni bir şehir, yeni arkadaşlar ve belki de yeni bir iş demektir. Bunun “risk” sinyalleri çaldığı noktada “danışmamız” gerekir. Evet, bizi sevenlerden ve gerçekten “onayını” almamız gerekli olanlardan onay almak… “Gitme” sesi duyulur daha çok değil mi gitme, çünkü konfor alanı biz ve diğerleri için doğru olandır… Arada tek tük “kimseyi dinleme git” sesi çıkabilir. Onlar da içimizde bizi konfor alanımıza çeken sesten ayrıdır… Bir kenara koyulur… Sonunda ne olur dersiniz; tabii onay alamadığımız üzere gitmeyiz ve onay aldığımız üzere muhteşem konfor alanımızın sınırlarında “kalmaya” ve “onaylanmış” olarak aynı ülkede değişikliğe cesaret bile edemeden iyi mi olur kötü mü olur göremeden karar veririz…

Bir örnek daha inceleyelim, diğer bir konfor alanı özel ilişkilerimizdir (ki bu nokta söz konusu evliliklerimiz ise oldukça hassastır ve çocuklarımız da var ise mutsuz bir hayata rağmen sonuna kadar dayanmak esastır). Mutsuz olduğumuzu her gün ama her gün hissederiz. Artık huzursuz ve sevgisiz yaşamak “normal” bir hayat süreci olur. Hatta bu güzel hayatta böyle yaşamayı hak ettiğimizi bile düşünmeye başlarız (ne yazık ki). Konfor alanımız bu ilişkiyi bu evliliği devam ettirmektir. Ve sadece kocaman bir ses “başka bir hayat mümkün” diye bağırır, ne yaparız peki?

Ve sadece kocaman bir ses “başka bir hayat mümkün” diye bağırır, ne yaparız peki?

Onaylanır mı kararımız? Kimse arkamızda durur mu, yuvayı yıkan adam, yuvayı yıkan kadın olmak kaldırılabilir mi? O “onaylamayan” her kalp, çektiğimiz acının sınırlarını hissedebilir mi? Ama “onaylamazlar” değil mi? Çünkü toplumun onayladığı her ne olursa olsun evli kalmak, ilişkiyi bitirmemek ve ancak sınırların bittiği çok “mutsuz” bir cinnet noktasına gelmedikçe devam etmektir… Tek seçimimiz budur; onay buna verilmiştir… 

Yıllarca içimizde saklarız, uzak bir ülkeye gidip sadece tek başımıza ovaları, dağları, hayatı ve gecelerini görmeyi. Fakat işte o onaylanmış çalışmak vardır, her gün bir plazanın muhteşem kapısından içeri girmek. Her gün binlerce diğer kişi gibi sabahtan akşama kadar bir bilgisayarın karşısında oturmak. Aylarımızı, sonra yıllarımızı, sonra on yıllarımızı ve hatta yirmi yıllarımızı bu şekilde tüketmek…

İnsan olmaya hayatı Fas’ın çöllerini koklamadan, Çin’in köylerini kendi gözlerimizle görmeden, Kuzey Kutbu’nda ellerimiz titremeden, Kanarya Adası’nın siyah kumlarında okyanusa dokunmadan veya Peru’nun o muhteşem enerjisini içimize çekmeden yaşamaya “onay” verilmiştir… Sigorta vardır, emeklilik vardır, hayatın kuralları vardır bir kere… Bunlar onaylanmıştır, bu onaylara “karşı” durmak, bugün istifa edip bir uçağa atlayıp yok olmak mümkün müdür? Bunun için onay alabilmek mümkün müdür? Başka bir hayat olduğunu bilmek bu konfor alanımızın her ay yatan maaşımızın dışında bu evrenin başka bolluk ve bereket kaynakları ile donatılmış olduğuna inanabilmek buna “onay” vermek mümkün müdür?

Aylarımızı, sonra yıllarımızı, sonra on yıllarımızı ve hatta yirmi yıllarımızı bu şekilde tüketmek…

Evet, itiraf edelim onay almak kolay olan yöntemdir, biz “onay alamadığımız” her anı kucaklamalıyız aslında… O muhteşem konfor alanımızın dışına bir adım da olsa (ama küçük de olsa bir adımdır) çıkabildiğimiz, koşarak o “onaysız” ben olmaya gidebildiğimiz anları kucaklayalım… Bugün “onaylanmayı” beklediğiniz ne varsa bir kenara koymanızı dilerim… Hayatınız X, Y veya Z’ nin “onaylamasına” çok seviyor da olsak annemizin babamızın kardeşimizin vs. onayına bırakılamayacak derecede çok ama çok kutsaldır. Her saat her dakika “bize” ve sadece bize bahşedilmiştir. Bu bizim hayatımızdır bu yol bize özeldir ve bunu yürüyecek olan sadece “bendir”…

Bu yol “onaylanmayı” beklemeyecek onaylanmaktan onaylanmamaktan öte içerisinde gerçek bir hikaye olmasını hak edecek ve sadece size ait bir yoldur; bugün “onaylanmadan” yola çıkabilen tüm dostlara sonsuz sevgilerimle…

 

İlginizi çekebilir: Hayatın 12 sihirli denge alanı: dengeyle yeniden buluşmaya hazır mısın?

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale