X

Mucizevi besin soğanın faydalarını biliyor musunuz?

Bütün sebzeler sağlık için önemli olsa da, bazı sebzeler çok daha benzersiz faydalar sunar. Soğanlar, sarımsak, arpacık soğanı, pırasa ve frenk soğanı gibi çiçekli sebzeler Allium cinsinin üyeleridir. Bu sebzeler, çeşitli yollarla sağlığı teşvik ettiği görülen çeşitli vitaminler, mineraller ve güçlü bitki bileşikleri içerir. Aslında, soğan türleri tıbbi olarak, baş ağrıları, kalp hastalıkları ve ağız yaraları gibi rahatsızlıkları tedavi etmek için kullanıldığı eski zamanlardan beri bilinmektedir.

Soğanlar besinsel içerik açısından yoğundurlar, kalorisi düşük olmakla birlikte vitamin ve minerallerden zengindir. Bir orta boy soğan sadece 44 kalori içerir, ancak önemli miktarda vitamin, mineral ve lif içerir. Özellikle bağışıklık sistemi, kolajen üretiminin, doku onarımının ve demir emiliminin düzenlenmesinde yer alan bir besin olan C vitamini için de önemli bir besindir.

C vitamini, vücudunuzda güçlü bir antioksidan görevi görür ve hücrelerinizi serbest radikaller denilen dengesiz moleküllerin neden olduğu hasara karşı korur. Soğanlar ayrıca folat (B9) ve piridoksin (B6) dahil olmak üzere B vitaminleri bakımından da zengindir; bunlar metabolizmada anahtar rol oynarken kırmızı kan hücrelerinin yapımınında da önemli rolü vardır.

Son olarak, çok sayıda insanın eksiklik yaşadığı bir mineral olan iyi bir potasyum kaynağıdır. Normal hücresel fonksiyon, sıvı dengesi, sinir iletimi, böbrek fonksiyonu ve kas kasılması gibi olayların tümü için potasyum gerekir. Soğanlarda antioksidanlar ve inflamasyonla mücadele eden, trigliseritleri azaltan ve kolesterol seviyelerini azaltan bileşikler bulunur –bunlar da kalp hastalığı riskini azaltabilir. Güçlü anti-inflamatuar özellikleri ayrıca yüksek tansiyonu düşürmeye ve kan pıhtılarına karşı korumaya yardımcı olabilir.

Quercetin, soğanlarda yüksek oranda konsantre olan flavonoid bir antioksidandır. Güçlü bir anti-inflamatuar olduğundan, yüksek tansiyon gibi kalp hastalığı risk faktörlerini azaltmaya yardımcı olabilir. Yüksek tansiyonu olan 70 kiloda bir insanda yapılan çalışmada, kuersetin bakımından zengin soğan ekstraktının günde 162 mg’lık dozunun sistolik kan basıncını, plaseboya kıyasla 3–6 mmHg azalttığı bulunmuştur. Soğanların da kolesterol seviyelerini düşürdüğü gösterilmiştir.

Polikistik over sendromlu (PCOS) 54 kadında yapılan bir çalışmada, sekiz hafta boyunca büyük miktarlarda çiğ kırmızı soğan tüketildiğinde toplam ve “kötü” LDL’nin azaldığı bulunmuştur.

Ek olarak, hayvan çalışmalarından elde edilen kanıtlar, soğan tüketiminin, iltihaplanma, yüksek trigliserit düzeyleri ve kan pıhtısı oluşumu da dahil olmak üzere kalp hastalığı için risk faktörlerini azaltabileceğini desteklemektedir.

Antioksidanlar, hücresel hasara yol açan ve kanser, diyabet ve kalp hastalıkları gibi hastalıklara katkıda bulunan bir süreç olan oksidasyonu engelleyen bileşiklerdir.

Soğanlar mükemmel bir antioksidan kaynağıdır ve 25 farklı türde flavonoid antioksidan içerirler. Kırmızı soğan, özellikle antosiyaninler içerir (flavonoid ailesindeki kırmızı soğanlara derin renk veren özel bitki pigmentleri). Çoklu popülasyon çalışmaları, antosiyaninler açısından zengin olan gıda tüketen kişilerin kalp hastalığı riskinin azaldığını göstermiştir.

Allium cinsine ait sebzeleri, sarımsak ve soğan gibi besinleri daha fazla yemek, mide ve kolorektal dahil olmak üzere belirli kanserlerin riskini düşürdüğü bulunmuştur. Bu, kanserle mücadele özellikleri ise allium içerikli sebzelerde bulunan kükürt bileşikleri ve flavonoid antioksidanlarla ilişkilendirilmiştir.

Soğan tüketmek, diyabet veya prediyabet hastaları için özellikle önemli olan kan şekerinin kontrolüne yardımcı olabilir. Tip 2 diyabetli 42 kişide yapılan bir çalışmada, 3,5 gram (100 gram) taze kırmızı soğan yemeğinin, açlık kan şekeri düzeylerini dört saat sonra yaklaşık 40 mg/dl düşürdüğü gösterilmiştir.

Ek olarak, çoklu hayvan çalışmaları, soğan tüketiminin kan şekeri kontrolüne fayda sağlayabileceğini göstermiştir. Soğanların, oksidatif stresi azaltmaya, antioksidan seviyelerini artırmaya ve kemik kaybını azaltmaya yardımcı olduğuna dair çalışmalar mevcuttur, bu da osteoporozu önleyebilir ve kemik yoğunluğunu artırabilir.

Soğanlar, Escherichia coli (E. coli), Pseudomonas aeruginosa, Staphylococcus aureus (S. aureus) ve Bacillus cereus gibi potansiyel olarak tehlikeli bakterilerle savaşabilirler. Ayrıca, soğan ekstraktının, gelişmekte olan ülkelerde önemli bir halk sağlığı sorunu olan Vibrio cholerae‘nin büyümesini engellediği gösterilmiştir.

Soğanlardan ekstrakte edilen Quercetin, bakterilerle savaşmak için özellikle güçlü bir yol gibi görünüyor. Soğanlar, en iyi bağırsak sağlığı için gerekli olan zengin bir lif ve prebiyotik kaynağıdır. Prebiyotikler faydalı bağırsak bakterileri tarafından parçalanan, sindirilmeyen lif türleridir. Bağırsak bakterileri prebiyotikler üzerinden beslenir ve asetat, propiyonat ve bütirat dahil olmak üzere kısa zincirli yağ asitleri oluşturur.

Araştırmalar bu kısa zincirli yağ asitlerinin bağırsak sağlığını güçlendirdiğini, bağışıklığı artırdığını, iltihaplanmayı azalttığını ve sindirimi artırdığını göstermiştir. Ek olarak, prebiyotikler açısından zengin gıdalar tüketmek, sindirim sağlığına faydalı olan Lactobacillus ve bifidobacteria suşları gibi probiyotiklerin artmasına yardımcı olur.

Prebiyotikler açısından zengin bir diyet, kemik sağlığını geliştirebilen kalsiyum gibi önemli minerallerin emilimini artırmaya yardımcı olabilir. 

Prebiyotiklerden zengin soğanı diyetinize nasıl ekleyebilirsiniz?

  • Baharatlı fırınlanmış ürünlere soğan ekleyin.
  • Sağlıklı bir garnitür için pişirilmiş soğanları diğer sebzelerle birleştirin.
  • Omlet, frittata veya quiches gibi yumurta yemeklerine pişmiş soğan eklemeyi deneyin.
  • Sote soğan ile et, tavuk ya da balık yemeklerini pişirin.
  • En sevdiğiniz salataya ince dilimlenmiş kırmızı soğan ekleyin.
  • Nohut, doğranmış soğan ve kırmızı biber ile lif açısından zengin bir salata yapın.
  • Soğan ve çorbalar için bir üst olarak soğan ve sarımsak kullanın.
  • Soğan, domates ve taze kişniş ile ev yapımı salça yapın.
  • Doyurucu bir soğan ve sebze çorbası hazırlayın.
  • Lezzetli ev yapımı salata sosu için taze soğan, sirke ve zeytinyağı ile çiğ soğanı karıştırın.

Kısacası diyetinize daha fazla soğan eklemek, genel sağlığınıza fayda sağlamanın en kolay yoludur.

İlginizi çekebilir:

Hanife Kara: Diyetisyen Hanife Kara, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünden başarıyla mezun oldu. Üniversitede aldığı eğitim süresince birçok kamu ve özel sağlık kuruluşunda uzun dönemli stajlar yaptı. Sağlıklı yaşam ve zihinsel gücün insan vücudu üzerine etkisi kavramları ile yakından ilgili olan Pozitif Diyetisyen; 2018 yılında aldığı eğitim programını başarı ile tamamlayarak, “Yaşam Koçu” unvanını kazanmış ve mesleğine yeni bir boyut katmıştır. Ege Üniversitesi Fitorerapi Yüksek Lisansı ile eğitim hayatı devam etmektedir. Şu an İzmir'de Pozitif Diyetisyen Hanife Kara beslenme ve diyet danışmanlığı merkezinin kurucu diyetisyenidir.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale