dummy

Motivasyonumuzu yükseltmek elimizde: Kendimize gerçekçi ve şefkatli yaklaşmak

5…4…3…2…1… Hadi!

dummydummy

Okuduğum bir makalede geriye saymaya başladığımızda beyinimizde bizi harekete geçiren nöronları aktive ettiğimizden bahsediyordu. Ben de bu bilgiyi “hmm ne değişik” diye saklamak yerine hayatımda nerede işime yarayabilir diye düşünerek kullanmaya niyet ettim. Ve sonra basit bir yerden başladım; sabahları uyansam bile yataktan çıkmak benim için zorlayıcı oluyor. Alarmı sürekli ertelediğim için bir yerden sonra zaman kavramını o mahmurlukla karıştırıp tekrar uyuyabiliyorum.

İşte bu geriye sayma etkisini okuduğumdan beri önce kendimi dinleyip kaçtan geriye sayarsam sonunda yataktan kalkarım diyorum ve acelesizce rakamları söylüyor, sonunda da güne başlıyorum. Bugün de bu yazıyı ufak deyip gülüp geçtiğimiz kimi başlıkların bizim egzersiz alanımız olduğunu hatırlatmak için yazıyorum.

Uzun zamandır üzerine düşündüğüm, gözlemlediğim, araştırdığım bir konu var; kendimizi yüreklendirme biçimimiz. Doğrusu nedir, neler yapmak gerekir yerine, paylaştığımıza inandığım kimi başlıklardan bahsetmek istiyorum.

Ne yapmam gerektiğini biliyorum ama yapamıyorum” aşina olduğumuz cümlelerden biri. Ah şu motivasyon yok mu, aradığında bulamıyorsun da vaktin olmadığında veya yeri olmadığında çıkıp geliyor, insana “hadi, hadi yapabilirsin, yarın hemen başla!” diyor.

İnanıyorum ki yürüyeceğimiz yolu biliyorsak en güçlü ihtiyaçlarımızdan biri destek oluyor. O desteği de arkadaşlarımızdan, ailemizden veya gruplardan almaya çalışıyoruz da, çoğunlukla ya negatif motivasyona dönüyor ya da söylenilen pozitif şeyleri samimi bulmayabiliyoruz. O yüzden tam da senin tarifinle, sana göre ve sana özel motivasyonu ancak sen yaratabiliyorsun. İşte bu bilgiyle “Motivasyonumu nasıl yaratabilirim?” diye kendine sorsan yapman gerektiğini bildiğin konu için bir adım atmış olmaz mıydın?

Tamam deyip sorumluluk aldığımda kendimden o kadar çok şey bekliyorum ki gözüm korkuyor.” Ah ne tanıdık! Yıllar boyu multitasking’in iyi bir şey olduğu yanılsamasıyla büyüyen bir jenerasyonuz. Belki de bu yüzden odaklanma çalışmalarına, meditasyon ve mindfulness’a bu kadar ihtiyaç duyuyoruz.

Dikkatimiz veya hedefimiz hayatımızın her alanını kapsamaya başladığında, tutsak hissetmemiz oldukça doğal. İşte bu yüzden kendinle ve hayatınla ilgili yaptığın listelerden mükemmellik arzunu, her şeyi kapsama isteğini, dört dörtlük değişim beklentini çıkarmak ister misin? Yani gerçekçi, basit ve uygulanabilir sade bir liste, kendini tartmak için sana da bir alan yaratabilir. Örneğin, sağlıklı bir beslenme düzenine geçmek istiyorsan tüm alışanlıklarına sırt çevirmek yerine sadece akşam öğününü uyarlayarak başlamaya ne dersin? Nasıl hissettiğine bakıp, neleri ekleyip, neleri değiştirmek istediğini görüp gününe yaymak daha arkadaşça olmaz mı?

Kendime fazlasıyla yüklendiğim için denemek yerine hiç yapmamayı tercih ediyorum.” Bu cümleyi belki şöyle de duymuş olabilirsin: “Battı balık yan gider.” Hiç de öyle olmadığını söylesem, bana inanabilir misin? Eğer inanmazsan da başka bir bakış açısına davet etmek isterim seni. Farkındalık pratiklerinde sıklıkla tekrar edilen bir bilgi var, zaman linear bir çizgi olarak akmıyor; anların birleşiminden oluşuyor. Yani her an yeni, her an duygusal bagajlarından bağımsız hareket etmeyi tercih etme imkanın var, her yeni an yeni bir gerçekliği yaratmak için fırsatın var. Evet, belki o balık önceki an battı, fakat bu mümkünler dünyasında o balık şimdi yüzebilir, dalabilir, hatta uçabilir bile. Sen nasıl istersen. Hepimiz düşüyoruz, başarısızlığın tadını hepimiz biliyoruz, yine de bu yeni anda tekrar deneyip cesaretini kutlamak ister misin?

Peki ya sana tanıdık gelen başka hangi cümleler var; yorumlarda paylaşmak veya bana mesaj atmak ister misin? Nasıl ki yerçekimini çalışan bilim insanları da düştüklerinde yerçekimiyle karşılaşıyorlarsa; hocalar, danışmanlar, koçlar, öğrenciler ve daha niceleri de zaman zaman bu cümlelerle karşılaşabiliyorlar. Çünkü hepimiz sadece insanız, hepimizin alışkanlıkları, zihin yapıları ve eğilimleri var. Bununla birlikte birbirimize destek olarak, hatırlatarak ve alan yaratarak farkındalıklarımızı genişletebileceğimize yürekten inanıyorum.

O yüzden seni de katkın ve hatırlatıcı mesajın için paylaşmaya davet ediyorum…

İlginizi çekebilir: Değişim bir süreçtir: Bazen başa döner, bazen ileri gidersin ama yol hep senindir

Seza Aslanbaş: ODTÜ Siyaset Bilimi Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun olduktan sonra 7 yıl kurumsal şirketlerde satış planlama ve pazarlama departmanlarında çalıştım. 2013 yılında dışarıdan her şey güzel görünürken sıkışmış hissettiğim ve hayatıma anlam aradığım zamanlarda meditasyonla tanıştım. Bireysel dönüşümüme katkısını gördükten sonra bu bilgileri daha çok öğrenmek, aktarmak ve paylaşmak için Türkiye ve Hindistan’da farklı hocalarla çalıştım ve hala çalışmaya devam ediyorum. 2016'dan beri zihnen bildiklerimizi kalpten hatırlamak niyetiyle meditasyon temelli bireysel seanslar, atölyeler ve grup çalışmaları yapıyorum. Aldığım farklı eğitimlerle kendi yolculuğumda bana iyi gelenleri birleştirerek bazen paylaşımlarla bazen hareketle bazen de sessizlikle farkındalığımızı destekleyecek alanlar sunuyorum. Online ve yüzyüze yaptığım çalışmalar hakkında bilgi almak ya da sadece tanışalım istersen bana seza.aslanbas instagram hesabımdan veya sezaaslanbas@gmail.com'dan bir merhaba diyebilirsin. Çokça sevgiler.

Anne evi rahatlığında seçimler: Anneler Günü’ne özel içinizi ısıtacak hediye önerileri

“An-ne”; iki hecesine dünyaları sığdıran; güven, sıcaklık, huzur, sevgi ve daha nice güzel duyguyla bizleri kucaklayan, yorgun günlerin ilacı, mutlu anların ortağı, düştüğümüzde koştuğumuz, sevincimizi ilk paylaştığımız o eşsiz kahraman. İki hece ama içinde bir ömür saklayan… Anne demek bir evin kalbi demek, sevgiyle hazırlanmış sofralar, kahve fincanında biriken mutlu anılar, bir koltukta kurulan huzur, sıcak bir evin rahatlığı demek. Çünkü bir annenin dokunduğu her şey, dünyayı biraz daha yaşanır kılar. İşte bu yüzden Anneler Günü yaklaşırken bu yıl onlara sadece bir hediye değil, hissettirdikleri o tarifsiz sıcaklığı, huzuru, ‘anne evi rahatlığını’ hediye etmek gerek. Ne de olsa her şeyin en iyisini, güzelini, rahatını, konforlusunu hak eden onlar.



Geçmişten günümüze dönüşümler geçirmiş olsa da bu özel ve anlamlı günün değişmeyen en önemli özelliği, kalbimizde ayrı bir yeri olan annelerimizi onurlandırmak için bir fırsat sunuyor oluşu. Şüphesiz ki annelerimizin bize kattığı güzellikleri bir güne sığdırmak mümkün değil ama bu özel günde özenle seçeceğimiz küçük bir hediye, onların bizim için ne kadar değerli olduğunu hissettirmek için şahane bir fırsat olabilir. Önemli olan, seçtiğimiz hediyeye sevgimizi katmak; tıpkı onların her lokmaya, her bakışa kattığı sevgi gibi. İşte birkaç sıcak öneri:

‘Anne kucağı’ gibi: Konforu eve taşıyacak hediyeler

Anne kucağının o benzersiz sıcaklığı, en zor zamanların bile en güzel ilacı değil mi? Ve evet aslında hiçbir hediye tam anlamıyla o sıcaklığı vermeye yetmez ama yine de biraz da olsa yaklaşabilir. Film keyfi için sıcacık ve yumuşacık bir battaniye, polar bir sabahlık, rahat terlikler, evin her köşesini anne sıcaklığına büründürecek ev tekstili ürünleri, yastıklar, kırlentler ve çok daha fazlası ile annelerinize bu Anneler Günü’nde huzur ve konforu hediye edebilirsiniz.

‘Anne eli değmiş’ gibi: Kişisel bakım ürünleri

Annelerimizin dokunduğu her yeri güzelleştirdiği aşikar… ‘Anne eli değmiş gibi’ dendiğinde her ne kadar lezzetli yemekler akıllara gelse de, bir atkının düğümünde, bir buklenin düzeltilmesinde de aynı özen var. Bazen son bir anne dokunuşu her şeyi bambaşka yapabilir. Annenizin kendisine de en az başkalarına gösterdiği kadar şefkatle ve özenle yaklaşması için kişisel bakım ürünlerinden şahane hediyeler seçebilirsiniz. Parfümler, cilt bakım ürünleri, saç şekillendiriciler, makyaj setleri ve çok daha fazlası bu özel günde annenizin yüzünde güller açtırabilir.

‘Annemin tarzı’ gibi: Zamansız, şık ve özel parçalar

Bazı parçalar vardır, bize hep annemizi hatırlatır. Onun yıllardır severek taşıdığı bir fular, özel günlerde takındığı bir broş ya da gençliğinden kalma bir ceket… Şimdi, o hatıraların yanına çok daha özellerini eklemenin tam zamanı. Zarif elbiseler, şık altın takılar, birbirinden güzel aksesuarlar, rahat ayakkabılar, yazlık kombinlerini tamamlayacak parçalar ve çok daha fazlası Anneler Günü’nde harika hediyelere dönüşebilir.

‘Anne sofrasından fırlamış’ gibi: Sofralara renk ve lezzet katan detaylar

Anne sofrası; her tabakta ayrı bir hikaye, her kasede ayrı bir emek ama hepsinde aynı lezzet. Kimi zaman dört gözle beklenen bayram sofralarının, kimi zaman okuldan eve dönüşte karşılayan leziz yemeklerin yıldızı annelerin sofralarını daha da güzelleştirecek, mutfakta geçirdikleri zamanları kolaylaştıracak pratik ve şık ürünler harika hediyeler olmaz mı? Şık yemek takımları, renkli masa örtüleri, kahve makineleri, mutfak robotları, airfryer’lar ve çok daha fazlası tek bir tık uzağınızda.

Pazarama’da ‘anne evi rahatlığında’ alışveriş

Annenize hissettirmek istediğiniz tüm bu duygular, bir hediyeye sığabilir mi? Belki tam olarak değil, ama Pazarama’da, onun kalbine dokunacak seçenekler sizi bekliyor.

Pazarama, binlerce ürün seçeneği, avantajlı fiyatlar, çok kanallı erişim imkanı ve güvenli ödeme alternatifleriyle size anne evi rahatlığında bir alışveriş deneyimi sunuyor. Bir hediye seçin, içine sevginizi katın ve annenize onu ne kadar çok sevdiğinizi bir kez daha gösterin. Aradığınız her şey Pazarama’da.

Ayrıca Anneler Günü’ne özel şahane kampanyalar da sizi bekliyor. Pazarama üzerinden yapacağınız 750 TL ve üzeri alışverişlerde geçerli “HEDIYE125” kupon kodu ile 125 TL indirim fırsatı yakalayabilir, eğer Pazarama Plus üyesi iseniz aynı tutardaki alışverişleriniz için “PLUS200” kupon kodunu kullanarak 200 TL’lik özel indirimden faydalanabilirsiniz. Hepsi ve daha fazlası için hemen tıklayın, tam anneme göre’ diyeceğiniz hediyeleri kaçırmayın.  Her şeyin en iyisini hak eden anneler için, bu Anneler Günü’nde sadece bir hediye değil, bir “teşekkür” armağan edin.

*Bu yazı Pazarama katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale
whatsapp