X

Modern zamanlarda aşk: Teknoloji romantik ilişkilerimizi nasıl etkiledi?

Kültürel ve toplumsal değişimin hiç olmadığı kadar hızlı yaşandığı bir dönemde, flört etme ve ilişki kurma şeklimiz de hiç şüphesiz hızlı bir dönüşüm geçiriyor. Teknoloji romantik ilişkilerimizi özellikle flört uygulamalarıyla etkilerken; cinsel özgürlüğün trend haline gelmesi, evliliğe ve aile kurumuna olan güvenimizin azalması, kariyerimizi önceliklendirmemiz, dikkat dağıtıcıların fazla olması, seyahat özgürlüğümüzün artması gibi pek çok sebep ilişki dinamiklerimizde de hızlı bir değişimi beraberinde getirdi. Öyle ki, 2016 yılında YouGov tarafından yapılan bir anket çalışmasının sonuçları, 18-44 yaş arasındaki bireylerin %17’sinin ilişkide oldukları halde, partnerlerinin izniyle başka insanlarla cinsel aktiviteye girdiklerini gösteriyor. Ayrıca, katılımcıların %34’ü partnerlerinin başka biriyle flört etmesinin kendileri için problem olmadığını belirtiyor.

İlginizi çekebilir: Açık ilişkiler ve yaşayanlardan tavsiyeler

Aşık olmak neden bu kadar zor?

Güçlü, derin ve anlamlı ilişkiler yerine; tek gecelik ilişkilerle, yüzeysel sohbetlerle ve anlık hazlarla adeta mücadele ettiğimiz bir dönemdeyiz. İşin ilginç tarafı da, bir taraftan bu durumdan şikayet ederken aslında ilişkilerdeki bu dönüşüme kendi seçimlerimizle ve davranışlarımızla da katkıda bulunuyor oluşumuz. İnsanlarla gerçek hayatta tanışmaya zaman ve enerji harcamak yerine, oturduğumuz yerden aynı anda onlarca kişiyle mesajlaşarak bağ kurmanın; nasıl hissettiğimizi karşımızdakiyle paylaşmak yerine ortadan kaybolmanın, flört etmek ya da ilişkide olduğumuza dair taahhüt vermek yerine birbirimizle ‘takılmanın’ norm haline geldiği bir düzende; hepimiz yakınlık kurmayı sistematik olarak engelleyen flört kültürünün suç ortaklarıyız. Bir yanımız aşık olmaktan ve ilişkiye dair yoğun duygulardan korkup kaçmaya çalışırken, bir yanımız güçlü bağlara ve yoğun duygulara duyduğu ihtiyaç nedeniyle sonu gelmeyen bir arayışın içine sıkışıp kalmış durumda. Aşık olmayı ve ilişki kurmayı tercih etmediğimiz bir zaman diliminde yaşıyoruz ancak, birlikte olduğumuzu hissettirdiğimizden de emin olmak istiyoruz; çünkü birbirimizi başka biriyle görmekten hiç olmadığı kadar korkuyoruz.

Bunda hiç şüphesiz günümüzün yetişkinleri olan Y kuşağının ebeveynlerinin ilişki konusundaki deneyimleri kilit bir rol oynuyor. Sevmenin ve sevilmenin ne anlama geldiğini, evliliğe ve ilişkiye yüklenen anlamları romantik filmlerdeki mükemmel ilişki örnekleriyle şekillendiren ebeveynlerimizin kendi ilişkilerinde yaşadıkları problemleri gözlemlemek, aşk ve ilişki konusundaki kolektif anlayışımızı değiştirerek günümüzde bulunduğu noktaya gelmesine aracı oldu. Aşk evliliği olarak lanse edilen, ruh eşini bulma hikayeleriyle süslenen, sağlam olduğu garanti edildiği halde en ufak bir sarsıntıda çökerek hayal kırıklığı yaratan ilişkiler hepimize aynı mesajı iletti: Aşk, içi havayla doldurulmuş bir balonsa ve bizi ileri taşıyan bir değerden çok aşağı çeken bir ayak bağıysa, neden bununla zaman kaybedelim?

İlginizi çekebilir: Aşık olmanın anatomisi: Robert Sternberg’in aşk üçgeni 

Aşk, günümüz insanının yaşamının neresinde?

Günümüzde pek çoğumuz kariyer hedeflerini, bireyselliğini ve maddi edinimlerini anlamlı ve kalıcı ilişkiler kurmanın, ilişkiye zaman ve emek sarf etmenin önüne koymuş durumda. Saatlerce çalışarak, uykusuz kalarak, pek çok ihtiyacımızdan fedakarlık ederek kariyerimize katkıda bulunacak bir işle meşgul olmak çoğumuz için kabul edilebilir bir durumken, aynı emeği ve enerjiyi ilişkiye harcamak birçoğumuz için ikinci planda. Kariyerimiz konusunda bir amaç, hedef ve plan çerçevesinde ilerlerken söz konusu ilişkilerimiz olduğunda herhangi bir amacımız olmaksızın, sadece anlık hazlar için birbirimizi araç olarak kullanma eğilimi gösterebiliyoruz.

İlginizi çekebilir: Modern zamanlarda aşk: Y jenerasyonunun romantik ilişkilerinde en sık yaptığı 10 hata

Teknoloji romantik ilişkilerimizi nasıl dönüştürdü?

Teknolojinin yaşamımızın tam merkezinde yer almasının da ilişkilerimizin dinamiğinin değişmesinde önemli bir rolü bulunuyor. Her ne kadar iletişim kurmamız, birbirimize ulaşmamız ve partner seçeneklerimiz hiç olmadığı kadar çoğalmış durumda olsa da, insanlarla yüz yüze iletişim kurma becerimizin köreldiği, duygu ve düşüncelerimizi olduğu gibi paylaşmaktan çekindiğimiz, birini sevdiğimizi ya da ondan hoşlanmadığımızı yüzüne karşı söyleyebilecek cesareti gösteremediğimiz, sanal bir ilişki evreni yaratmış durumdayız. Yarattığımız dijital bağlarda beklenen yakınlığı postlarla, beğenilerle, yorumlarla, bildirim sesleriyle tatmin etmeye çalışırken; bağ kurma şeklimizle birlikte mutluluğumuzu ve iyi oluşumuzu da dijital parametreler üzerine konumlandırma noktasındayız. İnternet bağlantımızı kestiğimiz, bildirimlerimizi kapattığımız ve karşımızdaki kişiyi engellediğimiz anda ilişkiyi sonlandırabiliyor olmak bir taraftan muhteşem bir rahatlık verirken, diğer taraftan ilişkilere ve insanlara olan güvenimizde onarılmaz yaralar açıyor.

İlginizi çekebilir: Kadınlar için güvenilir bir flört uygulaması olduğu söylenen Tinder’ın görünmeyen yüzü

Mükemmeliyetçilik ve doyumsuzluk ilişkilenme şeklimizi nasıl değiştirdi?

‘İstemem ama yan cebimde dursun.’ motivasyonunun önemli sebeplerinden biri de hiç şüphesiz seçeneklerin sınırsız olması. Her zaman daha iyisine ulaşabilmek gibi bir şansımız varken, elimizdekiyle yetinmenin mantıksızlığı fikri size oldukça mantıklı bir çıkarım gibi görünüyor olabilir. Daha iyisi için attığımız her adım aslında kendi değerimizi yükseltmek için bir fırsat ve bizi ideal benliğimize daha fazla yaklaştıracağına inanarak elimizde olanla yetinmek yerine daha fazlasının arayışına giriyoruz. Bu zihniyetin en belirgin sonucu da, binlerce farklı seçenek arasından seçim yapmaya çalışırken kronik bir kararsızlık davranışı geliştirmek ve sonu gelmeyen bir boşluk duygusuna sürüklenmek.

Teknoloji, medya, ilişkilere yüklediğimiz anlamlar en sonunda bağlanma ihtiyacımızı tatmin etmeyen, toksik olarak nitelendirilebilecek kadar yüzeysel ve zarar veren bir flört kültürü yarattı. Samimiyetin yerine ilgi alanlarını, müzik zevkini ya da kariyer hedeflerini önceliklendirmek; doğru seçim yapma beklentisiyle birlikte bağ kurmayı ikinci plana atmamızla sonuçlandı. Ancak kabul edelim, kendimizi bile tanımadan, yüzeysel sorularla çok kısa sürelerde tanımaya çalıştığımız kişilerle derin bağlar kurabilmemiz pek de olası değil. Gerçek benliklerimizin bir araya gelebilmesi ve uyum sağlayıp sağlamadığımızı anlayabilmek sabır, emek, zaman ve enerji gerekiyor. Doğru insanı bulmak istediğimizi, aşık olmak istediğimizi, evlenip aile kurmak istediğimizi söylerken davranışlarımızın bu isteğimizle uyumlu olmaması beklentimizin karşılanma ihtimalini neredeyse tamamen yok ediyor. İnsanlara derin ve anlamlı bağ kurma şansı tanımadığımızda, kendimizin de onlarla ilgili hoşumuza gidebilecek şeyleri öğrenme şansını elinden almış oluyoruz.

İlginizi çekebilir: İnsan neden ilişki kurma ihtiyacı duyar: İlişkilerin ‘neden’i, ‘nasıl’ı ve Bağlanma Teorisi

Bu döngünün hepimizin yaşamında problem yarattığı ve tatmin edici olmayan, yüzeysel ilişkiler yarattığı ortada. Mutluluk, hepimiz için farklı şeylerle ifade edilebilecek bir kavram. Bazılarımız için evlilik ve çocuk, bazılarımız için dünyayı dolaşmak, bazılarımız içinse yağmurlu bir günde, evde tek başımıza, en sevdiğimiz kitabı yeniden okumak…  Bununla birlikte mutluluk konusunda, hepimizin ortak paydada birleştiği tek bir şey varsa o da yaşamımızda anlamlı ve derin ilişkilere sahip olmanın, mutluluk ve yaşam doyumunun anahtarlarından biri olduğu gerçeği.

Reddedilme ya da hayal kırıklığına uğrama korkusuyla karşımızdaki kişiye duygusal anlamda mesafe koyduğumuzda insan olmanın en önemli parçalarından birini kaybediyoruz. İçten içe, bir şeylerin boşluğunu hissediyor olsak da, içimizdeki o boşluğu neyle doldurabileceğimizi bilmiyoruz. Bu oyunun bir kazananı olmadığı kaçınılmaz bir gerçek. Bu nedenle sevmeyi ve sevmeye dair duyguları hissetmeyi yeniden öğrenmek, öğrendiklerimizi deneyimlemek, deneyimlediklerimizi sonucundan hoşnut olalım ya da olmayalım kabul etmeyi bilmek, davranışlarımızın ve kendi hayatımızın sorumluluğunu almak durumundayız.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?

Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale