Modern dünyanın konforunun kültürel esintilerle harmanlandığı yer: Bangkok
Kaosla hoşgörüyü bir arada hayal edebiliyor musun? Herkesin bir yana koşturduğu kalabalık bir sokakta, etrafının yüzleri bir gülümseme ile aydınlanmış mutlu insanlarla çevrildiği bir yer aklına gelmiyor mu?
O zaman Bangkok’u seyahat planlarına dahil etmen lazım. Güneydoğu Asya’nın metropollerinden, modern dünyanın konforunu yerel kültür esintileriyle harmanlayan Bangkok, Uzak Doğu seyahatlerinde ilk durak olmak için oldukça uygun bir seçenek.
Uzun bir Asya gezisinin başlangıcını Bangkok ile yapıyor ve kendini sudan çıkmış balık gibi hissediyorsan, çantasını alıp kendini Asya yollarına vurmuş diğer gezginleri bulacağın yer Khao San Road. Günün her saati hareketli olan bu caddede güzel bir kahvaltıyla güne başlayıp diğer gezginlerle tanışarak kendine yol arkadaşları edinebilirsin.
Bangkok’u tanımak için ilk olarak şehrin her yanına dağılmış olan birbirinden etkileyici tapınakları görmek gerek. Gitmen gereken yerlerin arasındaki uzun mesafeyi ve sıcak havayı düşününce en iyi çözüm etrafı gezdirmesi için bir şoförle anlaşmak. Taksi seçeneği de mevcut ama tuktuk adı verilen arkasında oturma alanı olan 3 tekerlekli motorsikletleri denemeni tavsiye ederim. Hem ucuz hem de eğlenceli bir açık hava turunu kim istemez? İngilizcesi iyi olan bir tuktuk şoförüyle anlaşırsan gün boyu sana eşlik edecek bir rehberin olabilir. İşte turuna dahil edebileceğin yerler:
Wat Pho
Bangkok’un en eskilerinden olan bu tapınak, 46 metre uzunluğundaki yatan Buddha heykeli ile meşhur, görmeden geçmek mümkün değil. Tapınak aynı zamanda Thai masajının doğduğu yer olarak biliniyor, randevu alıp masaj yaptırmak da mümkün.
Wat Arun
Mimarisi çok güzel olan bu tapınak, şehrin ortasından geçen nehrin kenarında yer alıyor ve heybeti şehrin büyük bir kısmından görülebiliyor. Gece ışıklandırılan tapınak nehirle birlikte masalsı bir hal alıyor. Gün doğarken güneş ışıklarını çok güzel yansıttığı için bir sabah da erkenden bu manzarayı yakalamaya gidebilirsin. Yani gün doğarken, güneş tepedeyken, gecenin ışıkları yanarken, aklına gelen her an bu tapınağı görebileceğin bir yer bulup ihtişamına bir bak.
Wat Benchamabophit
Bu tapınak şehirdeki diğer tapınaklar kadar eski olmasa da tarzı ve süslemeleriyle farklılaşıyor ve görülmesi gerekenler listesine üst sıralardan giriyor… İtalya’dan özel getirilmiş mermerlerle kaplı modern bir mimariye sahip bu tapınak Mermer Tapınak olarak da biliniyor. Tarif etmek çok zor, gidip tapınağı gezmek ve hatta etrafında biraz zaman geçirip, burada yaşayan Budist rahiplerin evlerini ve ritüellerini bizzat deneyimlemenin tadı başka.
Wat Saket
Golden Mountain ismiyle de bilinen bu tapınak, küçük bir tepe üzerinde yükseliyor, ama bu doğal bir tepe değil. Tam tersine 1800’lerde yıkılmış olan eski bir tapınağın kalıntıları, yani tapınak üstü tapınak. Merdivenlerle uzun bir tırmanışla çıkılan bu tapınaktan şehrin manzarasını izleyebilirsin. Kasım ayında geziyorsan, bu tapınak ve etrafındaki sokaklarda gerçekleşen festivali yakalayabilirsin. Festivalde, tapınağın etrafı özel kırmızı bir kumaşla kaplanıyor ve bu kumaşa yazı yazarak dilek dileniyor. Etraftaki sokaklar da normalden hareketli oluyor, buraya kurulan standlarda el yapımı ürünlerden yerel yiyeceklere her şeyi bulabilirsin.
Şehir turundan aç ve yorgun döndüysen, Khao San Road’daki güzel restoranlardan birinde kendine güzel bir ziyafet çekebilirsin. Hem yerel lezzetler hem de dünya mutfaklarından yemekler bulabileceğin yerler bir arada. Hangi restorana girsem diye bakınırken kokulara dayanamayıp sokak kenarında gördüğün yemek arabalarından barbekü tavuk, et, pilav gibi sokak yemekleriyle ayaküstü atıştırabilirsin. Eğer buralara kadar gelmişken akrep, örümcek, böcek kızartması denemeden dönmem dersen onları satan sokak arabaları da mevcut.
Bir sabah şehrin sıcağından kaçıp kendini yüzen pazarlardan birisine at. Tayland’a kadar gitmişken bu çok meşhur pazarda palmiyelerin gölgesinin serinliğinde kayıkla gezinmen, yandan geçen kayıktaki teyzeden hindistan cevizi içinde dondurma alıp yemen, meyve satıcılarının rengarenk meyvelerinden, küçük kırmızı renkli muzlardan tatman gerek. Bangkok yakınlarındaki iki yüzen pazar da yaklaşık birer saat uzaklıkta. Yol için bir tuktuk ya da taksi şoförüyle anlaşabilir, yolda gördüğün köy pazarlarına uğrayıp yerel lezzetleri keşfedebilirsin. Yol üstünde filler, maymunlar, tapınaklar ya da timsah şovları gibi şaşırtıcı sürprizlerle karşılaşabilirsin.
Bu yoğun günün yorgunluğunu atmak için en güzel yöntemlerden biri tabi ki de masaj yaptırmak. Khao San Road’daki masajcılarda yaptıracağın kısa bir masaj bile tüm enerjini yerine getirmeye yetecek. Çok büyük bir masaj taraftarı değilsen bile kısa bir ayak masajını denedikten sonra pişman olman mümkün değil.
Hem gece hem de gündüzleri kıpır kıpır olan Chinatown’a da zaman ayırmalı, bu farklı kültürü de keşfetmelisin. Tüm sokakları gezip aklına hiç gelmeyecek atıştırmalıklar, yemekler, hediyelik eşyalar ve masözlerle karşılaşabilirsin, tabii ki çok uygun fiyatlara.
China Town’un altını üstüne getirdikten sonra mahallenin tam ortasında yer alan Wat Traimit Tapınağı’na uğrayıp buradaki Buddha heykelini mutlaka gör. 13.yüzyılda yapılan bu heykel yıllarca bir tapınaktan diğerine sürüklenmiş ve pek önemsenmemiş. Ta ki, 1950 yılında heykelin etrafının alçıyla kaplı olduğu ve aslında tüm heykelin altından yapılmış olduğu şans eseri anlaşılıncaya kadar. Şu anda bu heykele değer biçilemiyor ve tüm turistler bu heykeli görmek için tapınağa geliyor. Chinatown geceleri de farklı tarzdaki bar ve gece kulüpleri, ve özellikle sokakların ortasına kurulan yemekçileri ile de keşfedilmesi gereken ilginç bir yer halini alıyor. Gece de gidip gezmelisin.
Söylemekte fayda var
- Tayland’a ayak basmışken meşhur Pad Thai’sinden denemeyi unutma. Özellikle tavuklu ve körü soslu olanları çok lezzetli. Acının çok acı olduğunu yeniden hatırlatmadan geçemeyeceğim…
- Tapınakları gezerken omuzlarını ve dizlerini kapatan bir kıyafet seçersen çok rahat edersin. Çok ziyaret edilen tapınaklarda turistler için ayrılmış şallardan bulmak da mümkün.
- Tayland’da, özellikle de Bangkok’ta gezerken kesinlikle unutmaman gereken şey pazarlık. Neredeyse her yerde her şey için pazarlık edilebiliyor, çünkü turistlere genelde ortalamanın üstünde fiyat veriyorlar. Belirtilen ilk fiyatın yarısına hatta daha azına bile anlaşabilirsin.
İlginizi çekebilir: Tayland’da doğayla iç içe büyüleyici bir seyahat deneyimi: Ko Phi Phi Adaları