X

Mutluluk ve enerjiyi beraberinde getiren “Be-Bop”

Flow Radyo olarak bu hafta müzik tarihinin ilginç ve bir o kadar da tartışmalı biçimi, Caz’ın bir alt dalı olarak görebileceğimiz Be-Bop’a değineceğiz.

Be-Bop aslında bir müzik türü olmaktan çok Caz müziği çatısı altında 1940’larda Modern Caz’ın oluşmasında etkili olmuş bir tarz ve sesler bütünü.

Ella Fitzgerald ve Louis Armstrong

Be-bop, karmaşık armoniden beslenen Swing grupları tarafından geliştirildi ve Blues’dan ve dönemin diğer popüler müziklerinden ayrı bir çizgiye ulaştı. Be-bop sayesinde Caz, insanların sadece dans ettikleri müzik türü olmaktan çıktı ve ritmin, hızlı temponun, karışık ezgi ve armonilerin yoğunluklu olduğu bir tarza evrildi. Bu nedenle ilk denendiği yıllarda pek anlaşılmadı ve Caz ile özdeşleştirilemedi. Bir bakıma deneysel ve Avant-Garde bir tarz oldu ve Caz’a yeni bir bakış açısı getirdi. Bu bakımdan Caz’ı daha önceki stillerin basit armonilerinden ve temel ritimlerinden kurtaran erken Modern Caz olarak da görülebilir.

Be-Bop’ta eserler hızlı tempoda ve 8’lik notalarla oluşmaktaydı. Yani; ilk başta melodi hep birlikte çalınıp daha sonra her bir enstrüman tekrar tekrar parçanın akor ilerlemelerine dayanarak solo atmaya başlar ve en sonda tekrar melodi birlikte çalınıp parça noktalanır.

Be-Bop’un Swing’den farkı ne?

Swing daha sakin bir melodi ve tempo izlerken Be-Bop sanatçıları hızlı tempo ile karışık bir armoni düzeninde olmasıdır. Be-Bop, Coleman Hawkins, Lester Young, Art Tatum, and Roy Eldridge gibi Swing sanatçılarınından ilham aldı ama bu isimlerin sistemini geliştirerek enstrüman paletini genişletti.

Sololar ve notaların yoğunluğu Be-Bop’ta açık bir şekilde hissediliyordu. Be-Bop’ta sadece sololar önemli bir yer tutmuyordu elbette, Be-Bop, müziklerin ritim bölümlerinde de genişletmeye gitti. Müzisyenler solistlerle etkileşim halinde oluyor ve kendi melodik “süslemelerini” de aralara katıyorlardı.

Ünlü Be-Bop’çılardan biraz bahsetmek gerekirse akla gelen ilk isim Charlie Parker olur. Bir saksafoncu olan Parker, gençliğinde Swing gruplarında da yer aldı. Başarılı ritimleriyle tekniği 40’larda pek çok kişi tarafından taklit edildi. Yarattığı pek çok eseri önemli Caz standartları olarak müzik tarihinde yer aldı. “Confirmation”, “Moose the Mooche” ve “Billie’s Bounce” parçalarını Parker’ın önemli eserleri olarak sayabiliriz.

Dizzy Gillespie da Be-Bop deyince akla gelen isimlerden. Müzik yaşamına trompet çalmayı öğrenerek başlayan Gillespie’ın, enstrüman çalmanın limitlerini zorlayan bir tavrı vardır ve müziğindeki bu agresif tavrı onu Caz dünyasında farklı bir yere yerleştirir. Hızlı, çevik ve alışılagelmişin dışında bir tarzı olan sanatçı, bu becerisi ile Be-Bop’u ve Be-Bop tekniklerini ifade eden bir isim olarak öne çıktı.

Max Roach ise 1940’larda pek çok Caz müzisyeni ile çalışmış ve Caz’da davul anlamında yenilik getirmiş bir isimdir. Charlie Parker, Dizzy Gillespie ve Miles Davis ile çalıştı ve tekniğinde bas davuldan uzaklaşarak büyük zile (cymbal) ağırlık verdi ve bu şekilde daha özgür ve daha esnek sesleri yarattı ve seste oluşan bu esneklik davulcu ve solist arasında iyi bir etkileşimi oluşturdu.

Be-Bop’la ilgili yazımızın üzerine sizin için Be-Bop’un en güzel örneklerinden bir liste derledik.

Keyifli dinlemeler!

İlginizi çekebilir: Türkiye’nin caz divaları: Ayten Alpman, Nükhet Ruacan, Sevinç Tevs Türkiye’nin caz divaları: Ayten Alpman, Nükhet Ruacan, Sevinç Tevs 

Flow Radyo: Türkiye ve Amerika’da Hip Hop kültürlerinin etkileşimi, iletişimi ve iş birliği için zemin oluşturan, sosyal sorumluluk bilinci ile hareket eden genç, devamlı öğrenme ve paylaşmaya açık bir ekibiz. Flow Radyo olarak önemli sosyal meseleleri konu edinirken, konuşulmayanları konuşmayı, sesini yükseltemeyenlere ses vermeyi kendimize görev edindik. Bir Hip Hop kültürü temsilcisi olarak amacımız, ekolojiden insan haklarına, sosyal sorumluluk projelerinden aktivizme tüm dünyada azınlıkta kalanların, dayanışmanın çoğalan sesine katılmak, ve bu sırada sizlerle ilham verici müzikler paylaşmak. Hip Hop, Jazz, Blues, Funk, Reggae, Gospel ve Soul müzikleri başta olmak üzere birçok farklı, yeni ve eskimeyen sesleri kulağınıza getiriyoruz

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale