X

Modellik okulundan farkındalık dersleri 1: Var olmanın görkemi

“Her gün bir defiledir ve dünya senin podyumun.”
Coco Chanel

Modanın, modelliğin, güzel giyinmenin veya lüks içinde yaşamanın spiritüel olmadığını düşünenler burada mı? Bundan sadece birkaç ay öncesine kadar ben de böyle düşünüyordum. Daha doğrusu bana sorsan böyle düşünmediğimi söylerdim ama beynimin içinde kim bilir kaç senedir gizlice varlığını sürdüren böyle bir inancım varmış. Ta ki bu kısıtlayıcı bakış açısını fark edip ondan özgürleşmek için bir adım atana kadar… Eğer bu okudukların kalbinde merak uyandırdıysa bu yazı dizisi senin için de özgürleştirici olabilir. 

Burası sadece bir modellik akademisi değil, bir yaşam okulu!

Kıyafetler özellikle de günlük hayatta sık rastlanmayan tarzda olanlar her zaman çok ilgimi çekmiştir. Dünyaca ünlü moda duayenlerinden İris Apfel en büyük idollerimdendir.

Bundan 2 sene önce bu ilgimi fark edip onu dizginlemek yerine İSMEK’te Kostüm Tasarımı derslerine başladım. Katıldığım en faydalı eğitimlerden biri olduğunu söyleyebilirim. Daha önce karşılaşmadığım bir sürü farklı özelliğimle tanıştım. Renklerle, boyalarla, kumaşlarla buluştum. İşte o dönem sevgili hocam ve canım arkadaşım Sinem Azman’dan duymuştum ilk kez Ferhan Aral ismini.

Ferhan Aral, Türkiye’deki sayılı çok özel yaratıcı koreograftan biridir. Bugüne kadar, Türkiye’de ve dünyada yarattığı sayısız yaratıcı performans ve sektöre kazandırdığı yüzlerce başarılı model ile moda dünyasına ismini altın harflerle yazdırmış bir moda duayenidir. Henüz tanışmadıysanız yaptığı yaratıcı işlerden bir kaçını Youtube kanalından izleyebilirsiniz.

Ferhan Aral Model Academy’yi ve paylaştıkları başarı öykülerini Instagram hesaplarından tam bir sene merakla takip ettim. Her iki ayda bir modellik eğitimleri açtıklarını görüyor ve her seferinde başvurmamak için kendimi zor tutuyordum. Aklımdan şu düşünceler geçiyordu “Diğdem, sen yoga hocasısın, modellik gittiğin yolun tam tersi, senin orada ne işin var? Zaten 30 yaşını geçtin, kendini komik duruma düşürme. Artık daha ciddi işler yapmanın vakti gelmedi mi sence?…” Kafamın içinde böyle başlayıp sonsuza giden onlarca eleştiri duyuyor ve onlara kapılıp bu isteğimi öteliyordum. Ancak, takibe devam ederken burada ilginç bir şeyler olduğu da gözümden kaçmıyordu. Moda dünyası ticari amaçlarla kurulmuş bir yapı olmasına rağmen Ferhan Aral Academy’de kalpten bir bağlantı oluştuğunu gözlemliyordum. Mezun olanların şükran dolu enerjileri uzaktan bile rahatlıkla hissediliyordu.

Geçtiğimiz Ekim ayının başında artık beni mıknatıs gibi çeken bu enerjiye daha fazla karşı koyamayıp Ferhan Aral’a bir e-mail attım. Eğitimlerine yazar olarak katılmak ve yarattıkları değişimi birebir deneyimlemek istediğimi söyledim. Teklifimi nezaket ve sevgi dolu bir davetle kabul etti. Çok sevindim ve heyecanlandım. Eğitimin başlayacağı günü iple çektim.

Yaklaşık üç hafta önce 8 hafta süren eğitimi tamamladık. Şunu tüm kalbimle söylemeliyim ki: Ferhan Aral Academy, sadece yürümeyi öğrendiğiniz bir modellik akademisi değil. Burası bir yaşam okulu! Umuyorum ilerleyen dönemlerde sadece model olma amacıyla değil kişisel dönüşümleri için de birçok insan bu eğitimlere katılır, Ferhan Aral ve değerli ekibiyle tanışır.
…ve dilerim ki bu yazı dizisi moda dünyası üzerine kalıplaşmış bakış açılarından ve yargılardan özgürleşmenize yardımcı olur.

Haydi BAŞLAYALIM!

Var olmak görkemlidir. Asıl soru şu: Görkemli olmaya cesaretin var mı?

Her insan, sadece kendinde olan eşsiz bir hediye ile dünyaya gelir. Esasında tüm yaşam, bu hediyeleri coşkuyla diğerleri ile paylaşmak ve diğerlerinin hediyeleriyle tanışıp eşsizliğimizin muazzamlığını kutlamakla ilgilidir.

Var olmak, görkemlidir! Görkemli olmak cesaret ister. İnsanın kendi görkemini taşıyabilmesi ise ancak çok güçlü bir pratikle mümkün olabilir. İşte bu yüzden, bazıları için yaşamının yarısı, bazıları için neredeyse tamamı kendi görkemini aramakla geçer. Maalesef hiç keşfedemeden gidenler de var, onunla yüzleşip taşıyamadığı için kendini tanımlanmış küçük yaşamlara sıkıştırıp kalmışlar da…

Ferhan Aral, 8 hafta boyunca her pratikte bizi görkeme davet etti. Model olmanın, kıyafet giymek veya askı gibi onu taşımak değil, onun içinden ışımakla ilgili olduğunu kazıdı akıllarımıza. Podyuma her çıkışımda kapanmak isteyen kalbimle mücadele ettim, görkemli olmaktan korkan halimle yüzleştim. Acele acele adımlarla podyumu tamamlama çabamızı gördüğü her an uyandıran sesi ve güçlü enerjisi ile bizi yeniden kendimize getirdi. Bıkıp usanmadan görkemi hatırlattı bize. Korkularımıza inat kalbimizi daha geniş açmayı pratik ettik, cesaret kazandık.

Disiplini, güçlü otoritesi ve yüzde yüz mevcudiyetiyle eğitimin her anını yaşam enerjisi ile doldurdu. Yorgun girdiğim her ders yaşamla dolup çıktım oradan. 8 hafta sonunda ise görkemle pratiğim muazzam şekilde gelişti. Yaşamın bir podyum olduğunu hatırladım ve artık bu podyumun hakkını vermeye kararlıyım!

Eğitimden sadece bir iki hafta sonra görkemimden korktuğum için yıllardır ötelediğim Youtube kanalımı yayına aldım. Görünmekten korktuğum için geri durduğum her an Ferhan hocamın sesiyle irkilip kendime geliyor ve dikkatimi adımlarıma getirip yürümeye devam ediyorum. Kendi görkemimden kaçmak benim için artık değişim isteyen eski ve faydasız bir alışkanlık. Karşıma çıkan her fırsatta, geri çekilmek yerine görkemimi taşımayı pratik ediyorum. Sevgili Ferhan hocama, güzel kalbi ve candan varlığıyla bizi her an desteleyen Erdal abimize ve tüm arkadaşlarıma bu muazzam hediye için teşekkür ederim.

Şu anda her ne aşamada olursan ol, kendine giden yolda atacağın her adım bil ki şükranla dolu bir yaşama götürecek seni. Bu yolda kendin olma cesareti kazanacak kadar yürüdüğünde ise var olmanın görkemi ile buluşacaksın. Görkeminle buluştuğunda ondan korkmamayı hatırla, nefes al, göğsünü aç ve güçlü nazik adımlarla yürümeye devam et.

Defilenin yıldızı ol, podyumun hakkını ver!

Ne dersin? Sence de artık görkemle yaşamanın zamanı gelmedi mi?
Bu yazıdan ilham aldıysan, düşüncelerini aşağıdaki yorumlar alanında paylaşır mısın? Sana neler hissettirdi meraktayım. Bu 5 yazılık bir dizi, devamı için lütfen takipte kalın.

Sorularınız ve paylaşımlarınız için benimle her zaman giricidigdem@gmail.com adresimden de iletişime geçebilirsiniz.

YENİ YENİ YENİ! Youtube kanalım yayına girdi. Yoga, farkındalık, meditasyon, nefes pratikleri ve yaşamınızı kolaylaştıracak pratik bilgiler için kanalıma abone olmayı unutmayın. Beğendiğiniz videolarımı like ederek ve paylaşarak daha çok faydalı içerik üretmeme yardımcı olursunuz. Desteğiniz için teşekkürler.

İlginizi çekebilir: Hayallerini gerçekleştirmek isteyenler için altın kural: Budayın

Diğdem Girici: İnanıyorum ki doğru bilgiye ulaşabilen ve bu bilgiyi hayatında doğru şekilde kullanmayı öğrenen her insan hayal ettiği yaşamı yaratabilir. İşte bu yüzden yazıyorum, yaşamımı hafifleten bu muhteşem bilgiler daha çok insana ulaşabilsin ve daha çok insan yaşamdan keyif alabilsin diye. Sorularınız veya paylaşımlarınız için bana giricidigdem@gmail.com adresimden veya @digdemgiriciyoga Instagram hesabımdan ulaşabilirsiniz. Sevgiler.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale