X

Mizofoni (misophonia) nedir: Bazı seslere karşı aşırı duyarlı olabilir misiniz?

Seslere karşı aşırı duyarlı olduğunuzu düşünüyorsanız mizofoni ya da misophonia nedir, öğrenmenizde fayda var. Mesela başka insanlarla yemek yerken ağız şapırtısının sizi gereğinden fazla kızdırdığını fark ettiğiniz oldu mu? Çiğneme, kalemle oynama veya diğer küçük sesler, bazı insanları hiç rahatsız etmez. Ama misophonia (mizofoni, misofonya) rahatsızlığı olan kişiler için bu sesler can sıkıcı olmanın da ötesinde, dayanılmaz olabilir.

İlk olarak 2001 yılında bir durum olarak adlandırılan mizofoni, “sesten nefret etmek” anlamına gelen eski Yunanca bir kelime. Seçici ses duyarlılığı sendromu olarak da bilinen bu durum hem psikolojik hem de fizyolojik semptomlarla birlikte, beynin gerçek bir anormalliği. Yakın tarihli bir çalışmada MRI taramaları, mizofonisi olanların beyin yapısında ve tetikleyici sesleri duyduklarında, beyinlerinin tepki verme biçiminde belirgin bir farklılık olduğunu ortaya koydu. Sese karşı bu aşırı duyarlılık, günlük yaşamlarına müdahale edebilecek durumdaki kişilerde savaş ya da kaç tepkisine neden olur. Tetikleyici sesleri duyduklarında endişe, öfke ve panik hissedebilirler. Tüm bunlar kaçınma, izolasyon ve depresyona yol açabilir.

Mizofoni konusundaki araştırmalar hala nispeten yeni. Teşhis etme kriterleri de henüz tam anlamıyla bilinmiyor ancak bazı doktorlar bunu “Obsesif Kompulsif ve İlişkili Bozukluklar” altına dahil etmeyi öneriyor. Eğer siz de misophonia hakkında daha fazlasını öğrenmek istiyorsanız yazımızı okumaya devam edin.

Mizofoni nedir?

Misophonia ne demek, aslında yukarıda açıkladık. Peki mizofoni nasıl bir hastalıktır? Misophonia’sı olan birinin bir tetikleyici duyduğunda veya gördüğünde ne hissettiğini anlamanın en iyi yolu, çoğu insan için rahatsız edici bir ses olan kara tahtaya tebeşir sürtüldüğünde çıkan sesten duyulan rahatsızlığı hayal etmek olabilir. Gerçekten sinirleriniz bozuluyor ve bir an önce sona ermesini istiyorsunuz. Çoğu insan için bu, nadiren olur. Ama mizofonisi olan insanlar, diğer insanların neredeyse hiç fark etmediği sesler nedeniyle bu hissi sık sık yaşayabilirler. Özetle, tetikleyici sesler kişiye berbat hissettirir. Oregon Odyoloji Kliniği’nde 20 yıldan fazla bir süredir mizofoni üzerinde çalışan bir odyolog olan Dr. Marsha Johnson’a göre, bu durumdaki insanlar, bilişsel olarak onları duyduklarının farkında bile olmadan seslere verilen tepkiyi deneyimlemeye başlıyorlar. Johnson bu durumu “olumsuz tepkilerin tsunamisi gibi” diyerek açıklıyor.

Mizofoni tetikleyicileri

Tetikleyici sesler, mizofonisi olan kişiler arasında farklılık gösterir ve zamanla değişebilir. En yaygın tetikleyiciler ise çiğnemek, yutmak, boğaz temizlemek, ağız şapırdatmak gibi diğer insanların ağzından gelen seslerdir. Diğer tetikleyiciler ise şunları içerebilir:

  • Burnunu çekmek
  • Yazı sesleri
  • Hışırdayan kağıtlar
  • Saatlerin tıklaması
  • Araba kapılarının çarpması
  • Kuşların, cırcır böceklerinin ve diğer hayvanların sesleri

Görüldüğü üzere hemen her ses potansiyel bir tetikleyici olabilir. Mizofonili bazı insanların ayak sallama, burun sürtme, saç savurma gibi görsel tetikleyicileri de vardır.

Mizofoni kimlerde görülür? Mizofoni neden olur?

Araştırmacılar, mizofoniye neyin neden olduğunu henüz bilmiyorlar. Yine de şu koşullara sahip olan kişilerde bu bozukluğun daha yüksek oranda ortaya çıktığı görülmekte:

  • Obsesif-kompulsif bozukluk (OKB)
  • Anksiyete bozuklukları
  • Tourette sendromu
  • Kulak çınlaması (Tinnitus, kulaklarınızda çınlama gibi başka kimsenin duyamayacağı sesleri duyduğunuz farklı bir rahatsızlıktır.)

Mizofoni kendine özgü özelliklere sahip gibi görünüyor ancak diğer koşullarla da kesinlikle örtüşüyor. Yukarıdaki durumlara sahip çoğu insanda mizofoni de var ve ürettikleri semptomlar son derece benzer. Örneğin, mizofonisi olan endişeli bir kişi, tıpkı evde veya işteki stresli bir durumda hissedeceği gibi belirli bir gürültüyü duyduğunda da benzer şekilde kalp atışı, terleme vb. belirtiler yaşayabilir.

Hatta uzmanlar, yıllarca mizofoniye sahip insanlara anksiyete, fobiler ve diğer bozukluklar gibi yanlış teşhis konulduğuna dikkat çekiyor. Yine de misophonia, aşağıdakiler de dahil olmak üzere kendine has özellikleri olan benzersiz bir bozukluk:

  • Misophonia, genellikle ergenlikten önce başlar ve ilk belirtiler en sık 9-12 yaşları arasında görülür.
  • Kadınlarda daha fazla görülür.
  • Misophonia’lı insanlar daha yüksek IQ’ya sahip olma eğilimindedir.
  • İlk tetikleme sesi tipik olarak bir ebeveyn veya aile üyesinden gelen sözlü bir sestir ve zamanla yeni tetikleyiciler ortaya çıkar.
  • Genellikle ailelerde ortaya çıktığı için genetik bir bileşen olması muhtemeldir.

Misophonia belirtileri

Misophonia nedir açıkladıktan sonra misophonia belirtilerine değinelim. Misophonia’nın birincil belirtisi, diğer insanların belirli sesler çıkarmasına karşı duyulan aşırı bir tepkidir. Bu belirtileri şöyle sıralayabiliriz:

  • Kızgınlık
  • Kaçınma
  • Sıkıntı
  • İğrenme
  • Sözlü veya fiziksel saldırganlık

Misophonia’sı olan bir kişinin bu tetikleyicilere verdiği tepkiye genellikle “otonom” denir ve bazen vücudun “dövüş ya da kaç” tepkisiyle karşılaştırılır. Savaş ya da kaç tepkisi aynı zamanda akut stres tepkisi olarak da adlandırılır. Bu, vücudun tehdit edici olduğunu düşündüğü bir duruma tepki vermesinin doğal yoludur. Bu yanıtın bir parçası olarak vücutta bir dizi olay gerçekleşir:

  • Adrenalin ve norepinefrin hormonları salgılanır.
  • Kalp atış hızı ve solunum hızı artar.
  • Kaslar gerilir.
  • Kan damarları daralır.
  • Gözbebekleri genişler.
  • Uyanıklık ve farkındalık artışı yaşanır.

Araştırmalar, mizofonili kişilerin ayrıca artan kan basıncı, kalp atışı ve vücut ısısı yaşadıklarını da gösteriyor. Tüm bu tepkiler, vücudun tehdit edici uyarana tepki vermeye hazırlanma şeklidir. Misophonia’lı bir kişinin neden tetikleyici bir sese benzer şekilde tepki verdiği tam olarak bilinmese de araştırmacılar bu tepkinin istemsiz olduğuna inanmakta.

Bu kronik rahatsızlığa sahip kişiler, tetikleyici seslere tepki olarak genellikle panik, öfke ve endişe duyduklarını bildirirler. Misophonia’lı insanlar, tetikleyici seslere maruz kalmaktan kaçınmak için çok çaba sarf edebilirler. Kendilerini sosyal olarak izole edebilir veya ilginç başa çıkma mekanizmaları icat edebilirler. Bazıları, tetikleyici sesleri bastırmak için kulaklık takabilir veya başka sesler çıkarabilir.

Mizofoni nasıl geçer?

Mizofon nedir sorusundan sonra en çok merak edilen soru bu olsa gerek. Çeşitli seslere karşı aşırı tepki duyan birçok kişi, misofonya nasıl geçer, merak ediyor. Şu anda mizofoni için yerleşik bir tedavi yok. Bununla birlikte, faydalı olabilecek bazı tedavi seçenekleri şunlar:

  • Bilişsel davranışçı terapi (CBT): Bu yaklaşım, insanların tipik olarak bir yanıtı tetikleyen seslerle bazı olumsuz düşünceleri ve çağrışımları değiştirmesine yardımcı olabilir.
  • İlaçlar: Misophonia’yı tedavi etmek için onaylanmış bir ilaç bulunmamakla birlikte anksiyete veya depresyon gibi birlikte ortaya çıkan durumları tedavi etmek için ilaçlar reçete edilebilir.
  • Tinnitus yeniden eğitim terapisi (TRT): Bu yaklaşım, dikkati dağıtan sesler üretmek için bir cihaz takmayı, insanlara sesleri görmezden gelmeyi öğretmek için terapiyi ve otomatik stres tepkisini en aza indirmek için gevşeme tekniklerini içerir.

Misophonia ile baş etme yolları

Ayrıca misophonia semptomlarını yönetmenize yardımcı olabilecek yaşam tarzı değişiklikleri, başa çıkma stratejileri ve gevşeme teknikleri de var. İşte yapabileceklerinizden bazıları:

  • Tetikleyici sese maruz kalacağınız durumlarda kulak tıkacı takmak,
  • Belirli sesleri engellemeye yardımcı olması için beyaz gürültü makinesi kullanmak,
  • Bunalmış hissetmeye başlamanız durumunda kulaklık takmak,
  • Biraz arka plan gürültüsü için müziği veya televizyonu açmak,
  • Stres yönetimi teknikleri uygulamak,
  • Ayarlarınızı, tetikleyici seslere daha az sıklıkta maruz kalacağınız şekilde ayarlamak.
  • Odadan çıkmak veya derin nefes alma veya görselleştirme gibi bir gevşeme tekniği uygulamak,
  • Bir patlamanın yakın olduğunu hissettiğiniz zamanlar için bir planınızın olması.

Misophonia nedir açıkladık. Tüm bu öneriler mizofoni çözüm başlığı altında da değerlendirilebilir. Eğer siz de çeşitli seslere karşı aşırı duyarlı olduğunuzu düşünüyorsanız ve bu durum yaşam kalitenizi düşüyorsa bir akıl sağlığı uzmanından destek almayı unutmayın.

İlginizi çekebilir: Hamilelik ve doğum korkusu tokofobi hakkında tüm merak edilenler

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.

Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.

Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale