X

Mizah anlayışı gelişmiş ebeveynler, çocuk yetiştirmede daha mı başarılı?

Çocuklarınızla şakalaşan, türlü türlü komiklikler yapan, en zorlayıcı anların içerisinden bile kahkahalarla çıkmayı başaran bir ebeveyn olduğunuzu düşünüyor musunuz? Yoksa disiplini hiçbir zaman elden bırakmayan, ciddiyetini her zaman koruyan bir ebeveynlik tarzına mı sahipsiniz? Ebeveynlik, hiç şüphesiz ki keyifli ve mutluluk dolu olduğu kadar çoğu zaman yorucu bir iş ve pek çok zorlukla dolu. Ancak, bu yorucu yolculuğu daha eğlenceli hale getirmek ve üstelik bunu yaparken çocukların gelişimine de katkı sağlamak mümkün. İşin sırrı; mizah anlayışınızda.

Araştırmalar gösteriyor ki, mizah anlayışı gelişmiş komik bir ebeveyn olmak sadece çocukların gülümsemesini sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda onların duygusal ve zihinsel gelişimlerine de katkı sağlıyor. En stresli anlarda bile gülebilen, esprili ve neşeli bir ebeveyn, çocuklarına hayata karşı daha olumlu bir bakış açısı kazandırabiliyor.

Oyuncu ebeveyn olmanın, yani çocuklarıyla kaliteli zaman geçiren, onlarla oyunlar oynayan anne-babaların, çocuklarının bütüncül gelişimine katkı sağladıkları genel olarak bilinen bir gerçek ve bu konuda çok sayıda araştırma mevcut. Ancak, mizah konusunda veriler oldukça kısıtlı. Dolayısıyla bir grup araştırmacı bu konuyu ele almış ve ‘humor in parenting’ yani ‘ebeveynlikte mizah’ başlıklı bir çalışma yürütmüş. PLOS One Dergisi’nde yayınlanan bu araştırma, ebeveynlikte mizah kullanmanın fark ettiğimizden daha büyük bir etkiye sahip olduğu ortaya çıkarmış.

Elde edilen sonuçlar göstermiş ki, komik ebeveynlerin çocuklarıyla daha güçlü ilişkileri var, üstelik yetişkin olduklarında bile bu güçlü ilişki devam etmiş. Ayrıca, komik ebeveynlere sahip bu çocuklar, ebeveynlerine karşı daha olumlu bir tutum geliştirmiş. Dahası da var! Çalışmadaki bir başka örnekte, bir çocuğun öfke nöbetini yatıştırmak için yapılan tüm çabalar başarısız olduğunda, ebeveynin kendi öfke nöbetini şakacı bir şekilde geçirmeye çalışmasının çocuğun öfkesini hafifletmek üzerinde etkili olduğu açığa çıkmış. Yani, çocuk hem ebeveynin o şakacı hallerine gülerken daha iyi hissediyor hem de kendi öfkesini nasıl kontrol altına alabileceğine dair bir fikir geliştiriyor.

Uzmanlara göre mizah, bir olayı veya tepkiyi nasıl yorumladığımızı değiştiren ‘çerçeve kaymalarına’ (yani bakış açısı değişikliklerine) neden olabildiği için hem ebeveynlerin hem de çocukların özellikle zorlayıcı anlarda farklı olasılıkları değerlendirmelerine yardımcı olabiliyor. Diğer bir deyişle, şakalaşmak, çatışmaya doğru giden durumların dinamiklerini hızlı ve etkili bir şekilde değiştirebiliyor. Ve yine uzmanlara göre bunu yapmakta daha etkili olan bir başka ebeveynlik tekniği yok! En iyisi mizah… Kısacası bol bol gülmek, şakalaşmak. Üstelik, mizah yalnızca o çatışmaları anlık olarak çözmekle kalmıyor, uzun süreli ve kalıcı etkilere de neden oluyor.

Pozitif psikolog ve ebeveynlik uzmanı Reena Patel, ebeveynlerini izleyerek stresli senaryolarda şaka yapmayı öğrenmenin çocukların edinebileceği son derece faydalı bir yaşam boyu beceri olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Mizah, çocukların bakış açısını gerçekten geliştirebilir ve olayları olumlu bir şekilde görmelerine yardımcı olabilir.”

Öyleyse, ebeveynliğin ciddi sorumlulukları ve yorucu maratonu içerisinde bile nasıl gülümsemeyi sürdürebileceğinizi ve çocuklarınızın hayatına nasıl pozitif bir etki yaratabileceğinizi öğrenmek için hazır olun! İşte ebeveynlik tarzınıza mizah eklemenin yolları:

Ebeveynliğe mizah katmak için ipuçları

Çocuklarınıza veya genel olarak hayata karşı mizah ile yaklaşamıyor, şakalaşmaktan pek hoşlanmıyor ya da gülünç duruma düşeceğinizden çekiniyorsanız, sizi rahatlatacak ve daha ‘komik’ biri olmanızı sağlayacak birkaç adım atabilirsiniz:

  • Yemek yeme, giyinme, diş fırçalama gibi günlük rutinlerin arasında eğlence katın. Fıkralar anlatabilir, bilmeceler sorabilir veya komik tiplemeler yapabilirsiniz.
  • Çocuklar, rol yapma oyunlarını çok severler. Birlikte tiyatro oyunları oynayabilir, farklı karakterleri canlandırarak komik diyaloglar yaratabilirsiniz. Ayrıca, çocuklarınızın favori karakterlerini taklit etmek de eğlenceli olabilir.
  • Birlikte komedi kitapları okuyabilir veya komik animasyonlar izleyebilirsiniz. Böylece hem yaratıcı düşünme becerileriniz gelişir hem de çocuklarınızla bol kahkahalı dakikalar geçirebilirsiniz.
  • Günlük konuşmalarınıza komik ifadeler veya sesler ekleyebilirsiniz. Örneğin, komik sesler çıkararak veya kelimeleri farklı aksanlarla söyleyerek çocuklarınızı güldürebilirsiniz.
  • Fiziksel mizahı deneyebilirsiniz. Örneğin, komik bir yürüyüş, takla atma ya da el şakaları gibi hareketlerle çocuklarınızı güldürebilirsiniz.

Sonuç olarak kendinize biraz zaman ve alan tanıyarak komik, mizahsever, eğlenceli bir ebeveynlik tarzı geliştirebilir; hem kendinizi hem çocuklarınızı güldürebilirsiniz. Unutmayın, daha ciddi olmanın bir getirisi olmayabilir ama daha neşeli olmak, evinizin içinde pek çok şeyi olumlu yönde değiştirebilir.

İlginizi çekebilir: Çocuklarla kaliteli zaman geçirmenin uygun fiyatlı yolları

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Akbank’tan sürdürülebilirlik yolunda ilham veren bir rehber

Sürdürülebilirlik, günümüz dünyasında her zamankinden çok daha büyük bir öneme sahip. Çünkü, doğal kaynaklarımız hızla tükenirken yalnızca kendi geleceğimizden çalmakla kalmıyor, gelecek nesillerin sahip olabileceği yaşamdan da çalıyoruz. İklim değişikliği ve çevresel sorunlar bir yana, kişisel tercihlerimiz, hızla artan tüketim alışkanlıkları, teknolojik gelişmeler ve daha pek çok sebep, sürdürülebilirliğin ne kadar hayati bir gündem olduğunu defalarca gözler önüne seriyor. Artık yalnızca bugünü değil, yarınları da düşünerek doğal kaynaklarımızı korumak, geleceğimizi ve gelecek nesillerin geleceğini garanti altına almak, daha yaşanabilir bir dünya yaratmak için adımlar atmalı, değişimi geç kalmadan başlatmalıyız. Sürdürülebilirlik, artık bir tercih değil; kendimiz için, dünyamız için, geleceğimiz için benimsememiz gereken bir zorunluluk. Aksi halde yarınlar, hayalini kurduğumuz yarınlardan çok uzak olacak.



Bu bağlamda sürdürülebilirlik konusunu merkezine alan ve hem bireysel hem toplumsal farkındalığı artırmayı hedefleyen Akbank, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için “Sürdürülebilirlik insan için, #Hepimizİçin” diyor ve sürdürülebilirlik odaklı bloguyla bizleri buluşturuyor. Sürdürülebilirliği yalnızca çevresel boyutuyla ele almayan, sosyal ve ekonomik boyutunu da göz önünde bulunduran Akbank, bu önemli konuda liderlik ederek sürdürülebilirliğin her yönüyle ilgili bilgi ve farkındalık dolu içerikleri kaleme alıyor. Hem sürdürülebilirlik konusunda neler yapabileceğini merak eden herkese hem de bu konudaki bilgi birikimini artırmak isteyenlere geleceğimizi koruma yolunda ilham verici bir rehber oluyor. Peki, bu rehberde başka neler var, gelin yakından bakalım.

Akbank Sürdürülebilirlik Blog’da neler var?

Akbank, sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığı artırmayı amaçladığı bu blogda, bireyleri harekete geçmeye teşvik edecek güncel bilgileri ve sürdürülebilir alışkanlıkları hayata dahil etmenin pratik yollarını aktarıyor. ‘Herkes için sürdürülebilirlik’ mesajını paylaşarak toplumun tüm kesimlerini kapsamayı ve bireysel olarak atılabilecek adımlar konusunda da ilham vermeyi amaçlıyor.

“Sürdürülebilirlik, çevrenin yanında insan için, toplumun gelişmesi için” anlayışını benimseyen Akbank, eğitimden gönüllülüğe, yatırımdan sanata her alanda toplumun kalkınması ve sürdürülebilir yarınlar için çalışıyor. Bu bağlamda Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan, farklı alanlara hitap eden başlıklardan bazıları ise şöyle:

Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının hem toplumsal bilincin artmasında hem de kalkınmanın sağlanmasında kritik bir öneme sahip olduğunu biliyor muydunuz? Akbank, blogunda yer verdiği Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği yazısında bu konuyu detaylıca ele alıyor ve UN Women’ın verilerinden yola çıkarak toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının getireceği faydaları, ekonomik, sosyal ve daha pek çok açıdan sürdürülebilirlik bağlamında değerlendiriyor.

Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur?

Sürdürülebilir bir yaşam biçimi benimsemenin en önemli adımlarından biri de hiç şüphesiz bireysel olarak finansal sürdürülebilirliği sağlamaktan geçiyor, bunun da en etkili yolu bireysel yeşil bütçeler oluşturmak. Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur? yazısında Akbank, çevreyi korumaya odaklanan harcamaların nasıl planlanacağından yeşil bütçe oluşturmanın pratik yollarına kadar pek çok kolay uygulanabilir yöntem paylaşıyor.

5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş



Günümüzde hızla yaygınlaşan tüketim çılgınlığının hem bütçeye hem doğaya verdiği zarar aşikar. Bu tüketim alışkanlıkları, doğal kaynakların bilinçsizce harcanmasından karbon ayak izinin artmasına, çevre kirliliğinden biyoçeşitlilik kaybına kadar gezegenin doğal dengesini bozan pek çok olumsuz sonucun ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. Karşılığında ise ‘az, çoktur’ anlayışını benimseyen minimalizm, bu gereksiz harcama alışkanlıklarına bir panzehir olma görevi üstleniyor. Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan 5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş yazı da modern dünyada minimalist alışkanlıklar benimsemenin yollarını aktarıyor.

Sanatta Sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirliğin genellikle pek değinilmeyen ya da bağlantısı sorgulanmayan fakat aslında çokça göz önünde bulunan kısmı; sürdürülebilirlik ve sanat ilişkisi üzerine hiç düşündünüz mü? Sanat, yüzyıllardır toplumsal bilinci artırmada ve en zor görünen konuları bile daha anlaşılır kılmada güçlü bir iletişim aracı. Bu gücü onu sürdürülebilirlik konusunda da etkili bir özneye dönüştürüyor. Sanat eserlerinde kullanılan materyallerden sanatçıların toplumsal konulara farkındalık yaratmak amacıyla benimsedikleri yaklaşımlara kadar sanat ve sürdürülebilirlik bağını pek çok açıdan ele almak mümkün. Akbank Sürdürülebilirlik Blog’ta yer alan Sanatta Sürdürülebilirlik başlıklı paylaşım da bu bağın ne denli güçlü olduğuna dikkat çekiyor.

Sürdürülebilir Turizm, Karbon Nötr, Doğa Dostu Teknoloji ve dahası

Sürdürülebilirliği tüm yönleriyle ele alan Akbank, blogunda daha pek çok konuya dikkat çekiyor. Sürdürülebilir turizmden, karbon nötr kavramına, doğa dostu teknolojik gelişmelerden sürdürülebilirlik alanında öne çıkan yeni trendlere kadar yaşama, insana, dünyaya ve geleceğe dair her alanda sürdürülebilirliğin önemine ve etkisine değiniyor. Hayatın her alanına yayılan stratejilere ihtiyacımız olduğunun farkında olan Akbank, sürdürülebilirliğin kalbinde insan var diyor ve toplumsal dönüşüm için bütünsel bir yaklaşım benimsemenin gerekliliğini vurguluyor.

Siz de çok geçmeden bir adım atmak ve daha yaşanılabilir bir dünya için bugünden neleri değiştirebileceğinizi öğrenmek istiyorsanız Akbank’ın sürdürülebilirlik odaklı bu blogunu takip edebilir, hem kendiniz hem de gelecek nesiller için değişimi başlatabilirsiniz.

*Bu yazı, Akbank katkılarıyla hazırlanmıştır.





Orkid, “Sporla Güçlen” projesine verdiği destekle kız çocuklarının geleceğine ışık tutuyor

Bir kız çocuğu düşünün: Günün ilk ışıklarıyla birlikte koşuya çıkan, her sabah elinde topuyla antrenman yapan, büyük bir hevesle hem bedenini hem de zihnini beslemek için yıllarca gönül verdiği spor dalı uğruna çalışmaya devam eden ve uzun yıllar sonra gözlerinden ışıklar saçarak ilk kupasını milyonların önünde havaya kaldıran… Ne harika bir tablo, öyle değil mi?



Toplumun her köşesinde, binlerce kız çocuğu bu anı yaşamayı hak ediyor. Ancak, ne yazık ki birçoğu için spor; erişilmesi çok güç bir lüks, uzak bir hayal gibi kalıyor hayatları boyunca. Oysa spor, sağlığın, özgüvenin, azmin, başarının, kararlılığın, istikrarın temellerini atan, kız çocuklarının güçlü bireyler olarak yetişmesine katkı sağlayan en önemli araçlardan biri. Bu önemin farkında olan ve kız çocuklarını spor yoluyla güçlendirmek isteyen Orkid, Watsons iş birliği ile Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin (TMOK) Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da yürüttüğü “Sporla Güçlen” projesine destek veriyor.

Geleceğe atılan adımlar: Kız çocukları, ‘sporla güçleniyor’

Türkiye’de kadınları ilk kez hijyenik pedle buluşturan P&G’nin kadın bakım markası Orkid, 45 yılı aşkın süredir dünyadaki tüm kadınların hayatını kolaylaştırmak, onları her alanda desteklemek için imza attığı çalışmalarına bir yenisini daha ekleyerek “Sporla Güçlen” projesiyle kız çocuklarının yanında oluyor.

Kız çocuklarına sporla yeni yollar açmayı ve kız çocuklarının geleceğini aydınlatmayı hedefleyen Orkid, yürüttüğü bu iş birliğiyle kız çocuklarının eğitim ve spor yaşamlarını desteklemeyi, onların fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamayı amaçlıyor. Kız çocuklarının hayatta karşılaşacakları tüm zorluklar karşısında çok daha güçlü durmalarını sağlayan, onların bütüncül gelişimini desteklerken duygusal dayanıklılık kazanmalarına da zemin hazırlayan sporun gücü, yadsınamayacak kadar fazla. Öyle ki; Orkid’in, İpsos ile Türkiye genelinde gerçekleştirdiği araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kadınların %77’si, sporun bugün oldukları kişi olmalarına yardımcı olduğunu belirtiyor. Dahası, yapılan bu araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kızlar, istedikleri kişi olmalarına yardımcı olabilecek özgüven ve becerileri sporla kazanıyor.

Buna rağmen genç kızların neredeyse yarısının düzenli spor yapmadığı sonucuna ulaşan Orkid, TMOK ve Watsons iş birliği ile kız çocuklarının sporla güçlenmesi için onların yanında yer alıyor. Kız çocuklarının hem eğitimlerine hem de spora devam etmelerine yönelik gerekli spor malzemelerinin temin edilmesini destekleyen Sporla Güçlen projesi ile Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da bulunan okullardaki kız öğrenciler dönem boyunca badminton, basketbol ve voleybol dallarında eğitim alıyor.

Kadınların daha özgüvenli olmasını destekleyen ve spor ile olan bağlarını güçlendirmeye odaklanan bir marka olarak Orkid, hiçbir kız çocuğunun bu haklarından mahrum kalmaması için çalışıyor. Bu sayede geleceğin sağlıklı, özgüvenli, başarılı ve belki de milli sporcuları bugünden yetişmeye başlıyor. Gelecek nesillerin hayallerine ulaşmalarına yardımcı olmak için onların yanında olmaya ve onları cesaretlendirmeye devam eden Orkid, kız çocuklarına yeterli imkan sağlandıkça daha eşit ve aydınlık yarınların mümkün olduğuna inanıyor.



Kız çocuklarını genç yaşta sporla tanıştırarak onların kendi potansiyellerini keşfetmelerine olanak tanıyan bu projenin ve başta Orkid ile Watsons olmak üzere projenin tüm destekçilerinin ülkemize ve dünyaya ilham olması, kız çocuklarının ışıl ışıl bir geleceğe doğru çok daha emin adımlarla yürümesi hepimizin en büyük temennisi.

Güçlü kadınlar, güçlü yarınlar için, #SporlaGüçlen projesine destek veren Orkid ürünlerini Watsons’ta keşfetmek için tıklayın.

*Bu yazı Orkid katkılarıyla hazırlanmıştır.





İlgili Makale