-Mış gibi yapmaktan vazgeçip gerçekleri görmenin yolu
“Eğer mutlu olmak istiyorsanız, sevmediğiniz şeyleri yapmayın, söylemek istemediğiniz şeyleri söylemeyin. Kendinize yalan söylemek ve -mış gibi yapmak mutsuzluğu artırmaktan başka bir işe yaramaz.” -Michael Lee
İşinizi seviyor musunuz? Birlikte olduğunuz kişiyi seviyor musunuz? Mutlu musunuz? Bu sorulara evet yanıtı vermiş olabilirsiniz, peki gerçekten derine indiğinizde de buna inanıyor musunuz?
Birçoğumuz hayatı gerçekten yaşamak yerine yaşıyormuş gibi yapıyoruz. Bir şeyden veya bir insandan hoşlanmadığımızı kabul etmek yerine, kendimize “Yoo, ben mutluyum” demeyi daha kolay buluyoruz. Mutsuz olduğumuz halde kendimizi mutlu olduğumuza ikna ederek, bizleri değişikliğe götürecek zor kararları almaktan kaçınıyoruz. Eğer nefret ettiğimiz işi seviyormuş gibi yapıyorsak, işten çıkmaya gerek olmuyor. Bu sayede arkadaşlarımızdan, sevdiklerimizden gelebilecek eleştirileri, korkularımızı, riskleri de geride bırakmış oluyoruz. Birlikte olduğumuz kişiye, ona artık aşık olmadığımızı, bu ilişkinin artık bizi mutlu etmediğini söylemek zorunda değiliz. Her şey yolunda gittiğine göre, ihtiyacımız olduğunda yardım istememize de gerek yok. Sadece gülümseyip, mutluymuş gibi yapmaya devam edebiliriz.
Hayatımızda her şey yolundaymış gibi göstermek için büyük bir çaba harcasak da aslında hepimiz derinlerde bir yerde bunun doğru olmadığını biliyoruz. Toplumu rahatlatmak ve etrafımızdakileri memnun etmek için o kadar çok çaba harcıyoruz ki başkalarının beklentilerini karşılama çabamız, kendi kalbimizden geçenleri duymamıza engel oluyor.
İlginizi çekebilir: En mükemmel “ben”: Hayatının tüm sorumluluğunu alan “ben”
Peki, bu durumda -mış gibi yapmaktan nasıl vazgeçebiliriz? Yıllardır süregelen mutluymuş gibi yapma alışkanlığından vazgeçmek o kadar kolay olmasa da, bu cesur adımı atıp kalbimizin sesini dinlememiz lazım. İşte -mış gibi yapmaktan vazgeçip dünyaya kalbimizdeki gerçekleri açıklamamızı kolaylaştıracak öneriler:
1. Hayır demeyi öğrenin
Evet demek kötü bir şey değil ancak kalbiniz hayır derken dudaklarınızın evet demesi kötü bir şey. Gerçek düşüncelerinizi ve duygularınızı açıklamaktan asla korkmayın. Eğer içinizden gelmiyorsa başkalarını mutlu etmeye çalışmaktan vazgeçin. Unutmayın, yardım etmek ve kendinizi feda etmek farklı şeyler.
2. Numara yapmayın
Herkes farklı özelliklere sahip, bu yüzden herkes kendine göre bir yol seçip onu yaşamalı. Başkasının hayat yolculuğunu kopyalamak, kendinizi baskılamaktan başka bir işe yaramaz. Kendi yolunuzu inşa edin ve oradan yürüyün.
3. Gerçekleri söyleyin
Önce kendinize karşı, sonra da iletişim kurduğunuz insanlara karşı dürüst olun. Yalan söylemek, sürekli olarak anksiyete halinde yaşamak demektir çünkü her bir yalanın üstünü örtmek için başka bir yalana ihtiyacınız olur ve bir kısır döngüye girersiniz. İç huzurunuzu sağlamanın yolu, kendinize ve başkalarına karşı dürüst olmaktan geçer.
4. Yalnız kalma cesaretiniz olsun
Yalnızlıktan korktuğunuz için başkalarıyla olmak yerine yalnız olup kendinize karşı dürüst olmak ve kendinize güvenmek daha iyidir. Yalnız kalma korkusunu aştığınız zaman, toplumdan onay alma ihtiyacını da bir kenara bırakacaksınız. Böylelikle kendinize özgü ilişkiler kurabilirsiniz.
5. Sevdiğiniz şeyi yapın
Başkalarının sizden beklediği şeyleri düşünerek kendi hayat yolunuzu feda etmeyin. Yapmaktan hoşlandığınız şey neyse, onu yapmaya devam edin. Başkaları sevsin veya sevmesin, kendi iç sesinizi dinlemeye devam edin.
Kaynaklar:
The unbounded spirit
Tinybuddha