Günlük hayatımızda zorluklar yaşarken insanların size değer veriyormuş gibi yapması ya da sizi dinliyormuş gibi yapması, “Anlıyorum” ya da “Duyuyorum” şeklinde kafa sallayıp davranışlarında ise tam tersini göstermesi çok sık karşılaştığımız durumlar olabiliyor.
Sanki yokmuşuz gibi davranılması, varlığımızın onurlandırılmaması, kutlanmaması hali bizi zaman içinde daha fazla tetikleyebiliyor. Yavaşlamak, hatta bazen durarak bütün algıyı bedenimize, kendimize rehber olmaya getirmek üzere sabırlı ve istikrarlı olmak ve özveriyle çaba göstermek, durum içerisinde enerjimizi korumamızı sağlayacaktır. Evet, bazen ötekinden ayrışıp kendimizle buluşmak bir farkındalık süreci isteyebilir. Ayrışmak ve buluşmak oyununu gün içinde yapmaya başladığımızda bütün kimliklerimizi ziyaret etmiş ve en sonunda da kendimizi tanımak için güzel bir yol bulmuş oluruz. Böylece bizi tetikleyen duygularla daha net kalabiliriz.
Her zaman üzerinde durduğumuz soru, en temel ihtiyacımız neydi? “Benim bu işin, durumun, sürecin, ilişkinin içindeyken ihtiyacım olan ne?” sorusunun cevabı.
İşte bu, bizim hayatımızdaki en dürüst, en güvenilir ses. Bu sese kulak veriyor olduğumuz sürece enerjimiz hep akar, cevaplar ise hep daha net olur.
Bedene temas ederek duygularımızı izlemek, bu durumlarda hep anda kalmamızı sağlayabilir.
İlginizi çekebilir: Göç yolculuğunuzda ilerlerken anlamlandırma çabasından sıyrılın