Yaşam boyu başımıza yüzlerce iyi ve köyü şey geliyor. Tüm bu şeylerden bazen dersler çıkarıp tek başımıza üstesinden geliyor, bazen de yüklerimizi paylaşacak birini arıyoruz. 28 yıllık yaşamımın büyük bir bölümünü fevkalade geçirdim diyemem. Hatta ortalamanın üstünde sıkıntılarım oldu sanırım.
2020 yılında ise salgına, kısıtlamalara ve büyük bir bölümünde yalnız olmama rağmen başıma güzel şeyler geldi. Her şeyden önce minimalizmi yaşamıma dahil etme ve içime sindire sindire yaşama fırsatı buldum. Fakat 2021 üst üste kötü haberler aldığım bir sene oldu. Hatta yaşamı normal seyreden pek çok kişiyi depresyona sürükleyecek şeyler yaşadım. Sonra bir gün tüm bunların nasıl üstesinden gelip iyi kalabildiğimi düşündüm.
3 yıl önce ilk kez minimalizmle tanıştığımda bu yaşam tarzının bana iyi geleceğini anlamıştım. Ancak bugün bunu iliklerime kadar hissettim. Eğer siz de kötü bir süreçten geçiyorsanız -ki bu evliliğiniz, sağlık sorunlarınız, aileniz ya da iş hayatınızla ilgili olabilir, ne olduğu hiç önemli değil- minimalizmle tanışmanın tam zamanı!
Minimal yaşamımın ilk dönemlerinde sahip olduğum ve bana iyi gelmediğini düşündüğüm şeyleri elden çıkarırken tüm bu fazlalıklardan kurtulmanın yalnızca temizlik aşamasında faydalı olacağını düşünürdüm. Rutin olarak evin tüm odalarını tek tek gezip uzun süredir kullanmadığımız, ihtiyacımız olmayan ya da sırf hediye geldiği için bir köşede duran eşyaları ayırıp vedalaşmaya başladık.
İlk başlarda temizliğe ayırdığımız sürenin neredeyse yarıya düştüğünü fark ettik. Elden çıkardığımız eşyaların yarattığı boşluk o kadar iyi hissettirdi ki geçmiş yıllarda satın alırken yaşadığım hazzı eşyalarla vedalaşırken hissetmeye başladım. Daha sonra minimalizm yalnızca kıyafetlerimde ya da ev eşyalarında değil, dijital ortamda, sosyal çevremde, hatta beslenme alışkanlıklarımda etkili oldu. Kural çok basitti: İyi hissettirmiyorsa vedalaş!
3 yılın sonunda elimde kalanlarla mutlu olduğumu anladım. Evimden ya da gardırobumdan çıkarmak istediğim herhangi bir şey yoktu. Rehberimde konuşmadığım, hayatımda bana iyi gelmeyen insanlara yer yoktu. Hatta tüm dertlerini, yüklerini sırtlamaktan gocunmayacağım insanlar vardı ve onlarla iyiydim.
“Önemli olan sizin özünüzdür. Kişilik aynı zamanda büyümenin de gerekli bir parçasıdır. Bu, denizde yakalayıp karaya fırlattığınız bir balığın sıçrayıp tekrar denize atlamasına benzer. O balık ilk kez her zaman denizde yaşadığının farkına varır, ilk kez ‘Benim yaşamım denizde’ der. O ana kadar yakalayıp sahile fırlatılmadan önce belki de denizle ilgili bir fikri yoktu, belki denizin farkında bile değildi. Bir şeyi bilmeniz için önce onu yitirmeniz gerek.”
Osho/Ruh Eczanesi
Eğer minimalizm yolculuğunuz henüz yeni başlıyorsa geçmiş yazılarımdan yardım alabilir, Instagram hesabımdan bana ulaşabilirsiniz. Bu yolculukta yanımda olan Uplifers aileme teşekkür ediyorum. Bir sonraki yazıma kadar kendinize ve dünyaya iyi bakın.
İlginizi çekebilir: Dijital minimalizm hayatınızı nasıl etkiler: Alışkanlıklar içinde nefes almak