X

Dingin bir zihin için minimalizm önerileri: Sadeleşerek hafifleyin

Modern hayatın bitmek bilmeyen beklentileri, aile içi sorumluluklar, yetiştirmemiz gereken işler derken; hepimiz her gün kendimizi fiziksel ve zihinsel bir kalabalığın içinde buluyoruz. Üzerine evdeki fazlalıklar, kullanmadığımız eşyalar ya da düzensiz yaşam alanları da eklenince bu kalabalıklar giderek artıyor ve dingin bir zihne sahip olmamızı engelliyor. Öte yandan mücadele etmek zorunda kaldığımız olumsuz düşünceler ve birtakım toksik ilişkiler de olunca imdadımıza her alanda minimalizm yetişiyor.

Kafamızda biriken düşünceler, çoğu zaman yorgun ve bitkin hissetmemize zemin hazırlarken; bu yoğunluk esas yapmamız gerekenleri sürekli ertelememize de neden olabiliyor. Zihnimiz günden güne bir savaş alanına dönüşürken, artan stresle birlikte hafızamız zayıflıyor ve psikolojik yorgunluk zamanla fiziksel yorgunluk ve birtakım sağlık sorunları olarak da baş gösteriyor, yanılıyor muyuz? Tam da bu nedenlerden dolayı sadeleşmek; yaşamın her alanında minimalleşmek etkili bir çözüm olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü sadeleşmiş bir yaşam, daha huzurlu bir zihnin en önemli anahtarı.

Biz de tüm bunlardan yola çıkarak yeni yıla girmemize sayılı günler kala hepimizin yaşamımızı gözden geçirmemize yardımcı olacak ve tüm fazlalıklardan arınmamızı sağlayacak ipuçlarını bir araya getirdik. İşte yeni yıla girmeden önce tüm fazlalıklardan, kalabalıklardan kurtulmanın, stresi azaltmanın ve huzuru, mutluluğu artırmanın ipuçları:

  • Toksik ilişkilerinizi bitirin: Etrafınızdaki herkes size gerçekten iyi geliyor mu, bir düşünün. Eğer cevabınız hayırsa daha fazla hayatınızda ve zihninizde yer işgal etmelerine gerek yok. Sizi mutsuz eden kişilerle aranıza sınırlar çizerek yeni yıla çok daha arınmış ve iyi hissederek girebilirsiniz.
  • Size hizmet etmeyen düşüncelerinizi terk edin: Olumsuz düşüncelerinizi, sizi sınırlayan, geride tutan inançlarınızı bu yılda bırakın; yeni yıla onlarsız devam edin.
  • Hayır demeye başlayın: Sevdiğiniz, istediğiniz, keyif aldığınız her şeye daha fazla zaman ayırabilmek için sizin sorumluluğunuzda olmayan, yapmak zorunda olmadığınız işlere, görevlere hayır diyerek kendiniz için ayırdığınız zamanı artırın.
  • Başkalarıyla daha az kendinizle daha fazla zaman geçirin: Sevdiklerimize zaman ayırmak, ilişkilerimizi güçlendirmek, üzüntülerimizi, mutluluklarımızı paylaşmak için önemli bir aracı olsa da başkalarıyla olduğu kadar kendimizle de baş başa zaman geçirmeye ihtiyacımız var. Yeni yıla girmeden önce bedeninizi, zihninizi dinlendirmek, kafanızı toplamak, sakinleşmek, yavaşlamak için kendinize zaman ayırın.
  • Sizi ‘aşağı çeken’ her şeyi/herkesi bırakın: Hayatımızdaki birtakım şeylerin bize iyi gelmediğini bildiğimiz halde onları bırakmakta zorluklar yaşayabiliriz. Kötü alışkanlıklar, iyi gelmeyen bir sosyal çevre, yanlış kariyer ve benzeri size kendinizi iyi hissettirmeyen ne varsa, değiştirmek için bir adım atabilirsiniz.
  • Önceliklerinizi gözden geçirin, zamanınızı doğru harcayın: İnsanlar olarak sonsuz bir enerjiye ya da zaman sahip değiliz. Dolayısıyla enerjinizi ve zamanınızı neler için kullanmak istediğinizi, ilişkilerinizi, düşüncelerinizi ve hareketlerinizi özenle seçmenizde ve onlara göre hareket etmenizde fayda var.
  • Mail kutunuzu dolduran gereksiz bültenlerden çıkın: Dijital yoğunluk ve kargaşa da günümüzde en az fiziksel kalabalıklar kadar yaygın. Özellikle de asla boş kalmayan mail kutularını düşündüğümüzde…Sürekli bildirim olarak telefonunuza düşen, sizi rahatsız eden, okunmadıkça biriken ve zihninizi meşgul eden gereksiz maillerden kurtulmak için işe yaramayan aboneliklerden çıkabilirsiniz.

  • İşinize yaramayan üyelikleri sonlandırın: Günümüzde film, dizi, müzik gibi tercihlerimiz için sonsuz platforma erişmek mümkün ve çoğumuzun da birden fazla platforma üye olduğu kesin… Ancak, hepsinin gerçekten kullanışlı ve işe yarar olup olmadığı şüpheli. Tüm üyeliklerinizi gözden geçirerek gerçek anlamda faydalanmadıklarınızı iptal edebilir; hem zihninizdeki hem giderlerinizdeki fazlalıklardan kurtulabilirsiniz.
  • Aktarabileceğiniz her şeyi dijitale aktarın: Çalışma masanızda, çekmecelerde, evin sağına soluna dağılmış bir yerlerde duran faturalar, belgeler ya da dosyalar gibi kağıt yığınları varsa yaşam alanlarınızı ferahlatmak için hepsini dijital ortama aktarabilirsiniz.
  • Giymediğiniz kıyafetleri bağışlayın: Gardırobumuzdaki kalabalıklar hem zihnimizde hem de yaşam alanlarımızda gereksiz yer işgal edebiliyor. Bir gün zayıflarsam giyerim, kilo alırsam giyerim, şuraya gidersem giyerim diye tuttuğunuz tüm kıyafetleri gözden geçirerek severek kullanmadığınız ya da belki de yıllardır giymediğiniz ne varsa bağışlayabilir, yeni yıla girerken başkalarının yüzünde kocaman bir gülümsemenin sebebi olabilirsiniz.
  • Kapsül gardırop hazırlayın: Özellikle bugün ne giysem sorusuyla zihninizi sürekli meşgul ediyorsanız, kapsül gardıroba geçiş yaparak hem fiziksel hem zihinsel sadeleşmeyi hayatınıza çekebilirsiniz. Az ve öz bir seçkiyle zaman kazanabilir, üstelik her zaman iyi görünebilirsiniz.
  • Tarihi geçmiş tüm ürünlerden kurtulun: Banyonuzu, mutfağınızı, kilerinizi elden geçirin. Bakliyatlara, içeceklere, buzluktaki paketli gıdalara, cilt bakım ürünlerine hepsine bakın ve son kullanma tarihi geçmiş olanlardan kurtulun. Böylece hem alan açmış hem de yanlışlıkla kullanarak sağlığınızı tehlikeye atma riskinden kurtulabilirsiniz.

  • Yaşam alanlarınızı hafifletin, gereksiz eşyaları elden çıkarın: Evinizdeki her odayı gözden geçirin; tüm mobilyalar, objeler, dekorasyon ürünleri, kısacası her eşya gerçekten gerekli ve kullanışlı mı, yoksa varlıkları kalabalık yaratarak aslında size rahatsızlık mı veriyor? Eğer hepsinin gerekli olmadığını ve bazılarının evden çıkmasıyla kendinizi daha iyi hissedeceğinizi düşünüyorsanız hiç durmayın, yeni yıla daha fazla alan açılmış bir evde girmek için işe koyulun.
  • Mümkün olan her alanda dikey depolama kullanarak boş alanlarınızı artırın: Yaşam alanlarınızda daha fazla boşluk ve ferahlık yaratmak için dikey depolama yöntemlerinden faydalanın. İnce uzun dolaplar, duvar rafları bu konuda yardımcı olabilir.
  • Atılması, değiştirilmesi, tamir olması gereken her şeyi listeleyin: Pili bitmiş saatler, ayağı sallanan masa, düğmesi kopmuş elbise… Genellikle bu tür işleri erteler dururuz ama kafamızda döner durur. Öyleyse zihni rahatlatmak için bunlardan kurtulmak şart. Hemen bir liste yapın ve tadilata ihtiyacı olan kıyafetlerinizi, eşyalarınızı ayarlayın.
  • Kurumuş, yıpranmış çiçeklerinize bakım yapın: Yeşil dostlarınız da yeni yıla boynu bükük girmesinler, değil mi? Çiçeklerinizin yapraklarını inceleyin, kurulmuş, dökülmüş, zarar görmüş olanları temizleyin, ihtiyaçları olan bakımı yapın. Göreceksiniz hem onların hem evinizin havası değişecek.
  • Marie Kondo’dan ilham alın: Yaşam alanlarını düzenleme konusunda dünyaca ünlü bir isim olan Marie Kondo’nun tekniklerinden faydalanın. YouTube videolarını ya da Netflix’teki serisini izleyebilir ve onun tabiriyle ‘size neşe vermeyen her şeyden’

3 anlayışı benimseyerek sadeleşin

Fiziksel ve zihinsel kalabalıklığı kontrol altına alırken kendinize 3 şu anlayışı da sık sık hatırlatarak yeni yılda daha dingin bir hayata sahip olabilirsiniz:

Biriktirmeyin, paylaşın: Kafanızda sürekli aynı düşünceler dönüp durmaya başladığında, zihniniz kalabalıklaştığında kendi düşüncelerinizden kurtulabilmek için uygulayabileceğiniz en etkili yöntem, sahip olduklarınızı paylaşmak; zamanınızı, sahip olduklarınızı ya da fikirlerinizi… Fazla zamanınızı başkalarına yardım için kullanabilirsiniz. Fazla kıyafetlerinizi ihtiyacı olanlarla paylaşın, artan yemeklerinizle evsizleri ya da ihtiyaç sahiplerini doyurun… Küçük ya da büyük diye düşünmeden; zamanınızı, kıyafetlerinizi ya da gerçekten ihtiyaç duymadığınız şeyleri paylaşarak hayatınızı minimalize etmeye bakın. Kendinize, içinde bulunduğunuz şartlar ne kadar zor olursa olsun, her zaman daha zoruyla uğraşan birileri olduğunu hatırlatın ve enerjinizi bu kişilere yardım etmek için kullanın.

Eşyalara değil, insanlara değer verin: Her ne kadar paranın mutluluğu satın alamayacağını biliyor olsak da pek çoğumuz bir şeyler satın almaktan asla vazgeçmiyoruz. İndirim sezonları ile dolaplarımızı ve evlerimizi daha da kalabalıklaştırırken, bunların hiçbirinin bizi aslında rahatlatmadığının farkına varamıyoruz. Ne var ki eşyalara değil, insanlara değer vermek ve hayatınızda eşyalardansa sevdiklerinize yer açmak, daha sade, huzurlu ve mutlu bir yaşama sahip olmanızı sağlayabilir.

Daha ‘az’la daha ‘çok’ yaşayın: Gereksiz eşyalara, olumsuz düşüncelere, iyi gelmeyen işlere, kötü hissettiren insanlara daha az sahip oldukça dolu dolu yaşamaya daha çok zaman ayırabileceğinizi fark edin. Daha az eşya, daha az stres, daha az kaygı, daha çok mutluluk…

Yaşamınızın her alanında sadeleşmeyi ilke edinerek daha dingin, mutlu ve huzurlu bir yaşama sahip olabilirsiniz.

Şimdiden kolay gelsin!

İlginizi çekebilir: Evinizde mutlu ve huzurlu alanlar yaratmanın püf noktaları

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale