X

Minik patili dostlarımızın iyileştirici gücü

Köpekler bazen evde bir yoldaş olarak, bazen terapi odalarında arkadaş olarak, bazen de bir rehber olarak hayatımızın her anında bulunuyorlar ve bunun iyi bir sebebi var: Köpeklerin insanlara ruh sağlığı, dostluk, karşılıksız sevgi ve stres konusunda verebilecekleri çok şey var. Bu sadık yoldaşlar bir arkadaştan daha fazlası durumundalar. Bilimsel araştırmalarla da desteklendiği üzere ruh sağlığı üzerinde ciddi etkileri bulunuyor. Bu faydalardan bir tanesi özellikle anksiyetenin azaltılmasına yardımcı olmaları.

Yapı, rutin ve fiziksel aktivite

Anksiyete problemleri yaşayan insanların en zor buldukları aktivitelerden bir tanesi günlük yapıyı korumaktır. Yani ruh sağlığı problemliyken rutinleri tamamlamak çok zor hale gelir. Köpekler ise sahiplerinin hayatına mecburen yapılanma getirirler. Günlük yürüyüşlerden tutun da beslenmeye kadar bir rutin vardır ve bir köpeğe bakmak sorumluluk ve rutin hissi doğurur. Bu günlük yapı sahibinin ruh sağlığına fayda sağlayacak günlük yapılandırılmayı sağlayabilir. Öngörülebilir olması ise anksiyeteyi azaltır ve anksiyetesi olan birisi için iyi bir günlük takvimin faydası çoktur.

Buna ek olarak köpek sahiplerinin, köpeklerinin fiziksel ihtiyaçlarından dolayı aktif olma ihtimalleri daha fazladır ve bu da endorfini arttırır, depresyon ve anksiyete belirtilerini hafifletir. Ancak bunun için sahibinin katılımı gerekir ve bu yönde bir arzu olması iyi olur. Böylece birlikte yapılan aktivitelerde hem sahibi hem de köpeği sağlıklı yaşama adım atar. Ancak köpekler oldukça ikna edici canlılardır, onların sevecen gözlerine baktığınızda hayır diyebilir misiniz?

Anda kalmak

Anksiyete genellikle gelecekteki potansiyel olayları fazla düşünmekten ve sonuçlar hakkında olumsuz öngörülerde bulunmaktan kaynaklanır. Terapide psikologlar çoğunlukla bilişsel-davranışsal terapi ve mindfulness teknikleri ile bu problemin üzerinden gelmeye çalışırlar. Özellikle mindfulness teknikleri faydalı olurlar çünkü bireylere nasıl anda kalacaklarını, düşüncelerini anlamlı öngörüler değil de anlamsız arka plan sesleri olarak görmelerini öğretirler.

Araştırmalara göre bir köpek sahibi olmak anksiyeteyi azaltabiliyor. Aktivitede bulunmak bireyin ana odaklanmasını sağlıyor ve iç düşünceleri bastırıyor. Buna ek olarak köpek beslemek rahatlama ve bağ kurma ile alakalı olan oksitosinin doğal yoldan salgılanmasına yardımcı oluyor. Köpekler içgüdüsel olarak anda yaşarlar ve onlarla birlikte zaman geçirmek sizin de buna kapılmanızı sağlayarak kaygılı düşüncelere biraz ara vermenize yardımcı olur.

Sosyal destek ve yoldaşlık

Araştırmalara göre sosyal destek stres ve anksiyetenin azalmasını sağlayabiliyor, bunun sonucunda daha iyi bir duygusal sağlık ve genel sağlık mümkün oluyor. Bu destek özellikle zorlu zamanlarda çok önemli. Stres tamponu hipotezine göre, sosyal destek bireylere duygusal ve uygulamalı kaynaklar sağlayarak stresin negatif etkilerinden uzak durmalarına yardımcı oluyor ve bu da anksiyete ve depresyon gibi duyguların azalmasını sağlıyor.

Köpek dostlarımızın tüylü yoldaşlığı da çok faydalı. Çalışmalara göre köpek sahiplerinin yalnızlık ve depresyon yaşama ihtimalleri çok daha düşük. Köpekler sadece direkt duygusal destek sağlamıyorlar, aynı zamanda diğer köpek sahipleri, yabancılar ve arkadaşlarla da sosyal etkileşime girmemize yardımcı oluyorlar. Bu da bir topluluk ve aidiyet hissi yaratılmasını sağlıyor ve anksiyeteyi doğrudan azaltabilecek şekilde duygusal sağlığı destekliyor.

Endişe etmeyin, mutlu olun

Araştırmalara göre köpek sahibi olmak stres hormonu kortizolün ciddi anlamda azalmasına da destek oluyor. Kortizol düzeylerindeki bu düşüş ise travma sonrası stres bozukluğu, anksiyete ve depresyon gibi ruh sağlığı problemlerinde iyileşmeler de sağlayabiliyor. İnsan ve Hayvan Bağı Araştırma Enstitüsü’nün yaptığı bir çalışmaya göre köpekler ile etkileşime girmek bireylerin stresle daha kolay başa çıkmalarını sağlıyor çünkü kortizol düzeylerinde düşme meydana geliyor. Buna ek olarak çalışmalara göre köpek sahipliğinin tansiyonda düşme ile de bağlantısı var. Köpeklerle düzenli olarak etkileşime girmenin tansiyonda ölçülebilir düşüler sağladığı belirtiliyor ve bu da anksiyetede düşüş, genel ruh sağlığında ise iyileşme bulguları ile oldukça uyumluı. Bu fizyolojik faydalar, köpeklerin ruh sağlığımız üzerindeki güçlü etkilerinin altını çizmemize de yardımcı oluyorlar.

Kısacası, köpekler anksiyete yönetimi konusunda doğal ve etkili arkadaşlardır çünkü koşulsuz sevgi, duygusal destek ve yaşamlarımıza da yapılanma getirirler. Bilimsel kanıtlarda köpeklerin arkadaşlığının anksiyeteyi azaltabildiği belirtiliyor ve bu nedenle insanlar ve köpekler arasındaki özel bağ, duygusal iyileşme için güçlü bir araç olabilir. Bu fiziksel bir dokunuş da olsa, düzenli egzersiz de olsa, sosyal etkileşim de olsa, köpekler anksiyeteyi hafifletme konusunda çok yönlü bir yaklaşıma sahipler ve bu nedenle ruhsal sağlığımız için vazgeçilmez yoldaşlar olmaya devam edecek gibi görünüyorlar.

Kaynak: psychologytoday

İlginizi çekebilir: Eros’un anısına: ‘Kendimizi iyileştirme yolundaki her adım, dünyayı da iyileştirir’Eros’

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Akbank’tan sürdürülebilirlik yolunda ilham veren bir rehber

Sürdürülebilirlik, günümüz dünyasında her zamankinden çok daha büyük bir öneme sahip. Çünkü, doğal kaynaklarımız hızla tükenirken yalnızca kendi geleceğimizden çalmakla kalmıyor, gelecek nesillerin sahip olabileceği yaşamdan da çalıyoruz. İklim değişikliği ve çevresel sorunlar bir yana, kişisel tercihlerimiz, hızla artan tüketim alışkanlıkları, teknolojik gelişmeler ve daha pek çok sebep, sürdürülebilirliğin ne kadar hayati bir gündem olduğunu defalarca gözler önüne seriyor. Artık yalnızca bugünü değil, yarınları da düşünerek doğal kaynaklarımızı korumak, geleceğimizi ve gelecek nesillerin geleceğini garanti altına almak, daha yaşanabilir bir dünya yaratmak için adımlar atmalı, değişimi geç kalmadan başlatmalıyız. Sürdürülebilirlik, artık bir tercih değil; kendimiz için, dünyamız için, geleceğimiz için benimsememiz gereken bir zorunluluk. Aksi halde yarınlar, hayalini kurduğumuz yarınlardan çok uzak olacak.



Bu bağlamda sürdürülebilirlik konusunu merkezine alan ve hem bireysel hem toplumsal farkındalığı artırmayı hedefleyen Akbank, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için “Sürdürülebilirlik insan için, #Hepimizİçin” diyor ve sürdürülebilirlik odaklı bloguyla bizleri buluşturuyor. Sürdürülebilirliği yalnızca çevresel boyutuyla ele almayan, sosyal ve ekonomik boyutunu da göz önünde bulunduran Akbank, bu önemli konuda liderlik ederek sürdürülebilirliğin her yönüyle ilgili bilgi ve farkındalık dolu içerikleri kaleme alıyor. Hem sürdürülebilirlik konusunda neler yapabileceğini merak eden herkese hem de bu konudaki bilgi birikimini artırmak isteyenlere geleceğimizi koruma yolunda ilham verici bir rehber oluyor. Peki, bu rehberde başka neler var, gelin yakından bakalım.

Akbank Sürdürülebilirlik Blog’da neler var?

Akbank, sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığı artırmayı amaçladığı bu blogda, bireyleri harekete geçmeye teşvik edecek güncel bilgileri ve sürdürülebilir alışkanlıkları hayata dahil etmenin pratik yollarını aktarıyor. ‘Herkes için sürdürülebilirlik’ mesajını paylaşarak toplumun tüm kesimlerini kapsamayı ve bireysel olarak atılabilecek adımlar konusunda da ilham vermeyi amaçlıyor.

“Sürdürülebilirlik, çevrenin yanında insan için, toplumun gelişmesi için” anlayışını benimseyen Akbank, eğitimden gönüllülüğe, yatırımdan sanata her alanda toplumun kalkınması ve sürdürülebilir yarınlar için çalışıyor. Bu bağlamda Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan, farklı alanlara hitap eden başlıklardan bazıları ise şöyle:

Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının hem toplumsal bilincin artmasında hem de kalkınmanın sağlanmasında kritik bir öneme sahip olduğunu biliyor muydunuz? Akbank, blogunda yer verdiği Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği yazısında bu konuyu detaylıca ele alıyor ve UN Women’ın verilerinden yola çıkarak toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının getireceği faydaları, ekonomik, sosyal ve daha pek çok açıdan sürdürülebilirlik bağlamında değerlendiriyor.

Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur?

Sürdürülebilir bir yaşam biçimi benimsemenin en önemli adımlarından biri de hiç şüphesiz bireysel olarak finansal sürdürülebilirliği sağlamaktan geçiyor, bunun da en etkili yolu bireysel yeşil bütçeler oluşturmak. Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur? yazısında Akbank, çevreyi korumaya odaklanan harcamaların nasıl planlanacağından yeşil bütçe oluşturmanın pratik yollarına kadar pek çok kolay uygulanabilir yöntem paylaşıyor.



5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş

Günümüzde hızla yaygınlaşan tüketim çılgınlığının hem bütçeye hem doğaya verdiği zarar aşikar. Bu tüketim alışkanlıkları, doğal kaynakların bilinçsizce harcanmasından karbon ayak izinin artmasına, çevre kirliliğinden biyoçeşitlilik kaybına kadar gezegenin doğal dengesini bozan pek çok olumsuz sonucun ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. Karşılığında ise ‘az, çoktur’ anlayışını benimseyen minimalizm, bu gereksiz harcama alışkanlıklarına bir panzehir olma görevi üstleniyor. Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan 5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş yazı da modern dünyada minimalist alışkanlıklar benimsemenin yollarını aktarıyor.

Sanatta Sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirliğin genellikle pek değinilmeyen ya da bağlantısı sorgulanmayan fakat aslında çokça göz önünde bulunan kısmı; sürdürülebilirlik ve sanat ilişkisi üzerine hiç düşündünüz mü? Sanat, yüzyıllardır toplumsal bilinci artırmada ve en zor görünen konuları bile daha anlaşılır kılmada güçlü bir iletişim aracı. Bu gücü onu sürdürülebilirlik konusunda da etkili bir özneye dönüştürüyor. Sanat eserlerinde kullanılan materyallerden sanatçıların toplumsal konulara farkındalık yaratmak amacıyla benimsedikleri yaklaşımlara kadar sanat ve sürdürülebilirlik bağını pek çok açıdan ele almak mümkün. Akbank Sürdürülebilirlik Blog’ta yer alan Sanatta Sürdürülebilirlik başlıklı paylaşım da bu bağın ne denli güçlü olduğuna dikkat çekiyor.

Sürdürülebilir Turizm, Karbon Nötr, Doğa Dostu Teknoloji ve dahası

Sürdürülebilirliği tüm yönleriyle ele alan Akbank, blogunda daha pek çok konuya dikkat çekiyor. Sürdürülebilir turizmden, karbon nötr kavramına, doğa dostu teknolojik gelişmelerden sürdürülebilirlik alanında öne çıkan yeni trendlere kadar yaşama, insana, dünyaya ve geleceğe dair her alanda sürdürülebilirliğin önemine ve etkisine değiniyor. Hayatın her alanına yayılan stratejilere ihtiyacımız olduğunun farkında olan Akbank, sürdürülebilirliğin kalbinde insan var diyor ve toplumsal dönüşüm için bütünsel bir yaklaşım benimsemenin gerekliliğini vurguluyor.

Siz de çok geçmeden bir adım atmak ve daha yaşanılabilir bir dünya için bugünden neleri değiştirebileceğinizi öğrenmek istiyorsanız Akbank’ın sürdürülebilirlik odaklı bu blogunu takip edebilir, hem kendiniz hem de gelecek nesiller için değişimi başlatabilirsiniz.

*Bu yazı, Akbank katkılarıyla hazırlanmıştır.



Orkid, “Sporla Güçlen” projesine verdiği destekle kız çocuklarının geleceğine ışık tutuyor

Bir kız çocuğu düşünün: Günün ilk ışıklarıyla birlikte koşuya çıkan, her sabah elinde topuyla antrenman yapan, büyük bir hevesle hem bedenini hem de zihnini beslemek için yıllarca gönül verdiği spor dalı uğruna çalışmaya devam eden ve uzun yıllar sonra gözlerinden ışıklar saçarak ilk kupasını milyonların önünde havaya kaldıran… Ne harika bir tablo, öyle değil mi?



Toplumun her köşesinde, binlerce kız çocuğu bu anı yaşamayı hak ediyor. Ancak, ne yazık ki birçoğu için spor; erişilmesi çok güç bir lüks, uzak bir hayal gibi kalıyor hayatları boyunca. Oysa spor, sağlığın, özgüvenin, azmin, başarının, kararlılığın, istikrarın temellerini atan, kız çocuklarının güçlü bireyler olarak yetişmesine katkı sağlayan en önemli araçlardan biri. Bu önemin farkında olan ve kız çocuklarını spor yoluyla güçlendirmek isteyen Orkid, Watsons iş birliği ile Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin (TMOK) Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da yürüttüğü “Sporla Güçlen” projesine destek veriyor.

Geleceğe atılan adımlar: Kız çocukları, ‘sporla güçleniyor’

Türkiye’de kadınları ilk kez hijyenik pedle buluşturan P&G’nin kadın bakım markası Orkid, 45 yılı aşkın süredir dünyadaki tüm kadınların hayatını kolaylaştırmak, onları her alanda desteklemek için imza attığı çalışmalarına bir yenisini daha ekleyerek “Sporla Güçlen” projesiyle kız çocuklarının yanında oluyor.

Kız çocuklarına sporla yeni yollar açmayı ve kız çocuklarının geleceğini aydınlatmayı hedefleyen Orkid, yürüttüğü bu iş birliğiyle kız çocuklarının eğitim ve spor yaşamlarını desteklemeyi, onların fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamayı amaçlıyor. Kız çocuklarının hayatta karşılaşacakları tüm zorluklar karşısında çok daha güçlü durmalarını sağlayan, onların bütüncül gelişimini desteklerken duygusal dayanıklılık kazanmalarına da zemin hazırlayan sporun gücü, yadsınamayacak kadar fazla. Öyle ki; Orkid’in, İpsos ile Türkiye genelinde gerçekleştirdiği araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kadınların %77’si, sporun bugün oldukları kişi olmalarına yardımcı olduğunu belirtiyor. Dahası, yapılan bu araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kızlar, istedikleri kişi olmalarına yardımcı olabilecek özgüven ve becerileri sporla kazanıyor.

Buna rağmen genç kızların neredeyse yarısının düzenli spor yapmadığı sonucuna ulaşan Orkid, TMOK ve Watsons iş birliği ile kız çocuklarının sporla güçlenmesi için onların yanında yer alıyor. Kız çocuklarının hem eğitimlerine hem de spora devam etmelerine yönelik gerekli spor malzemelerinin temin edilmesini destekleyen Sporla Güçlen projesi ile Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da bulunan okullardaki kız öğrenciler dönem boyunca badminton, basketbol ve voleybol dallarında eğitim alıyor.



Kadınların daha özgüvenli olmasını destekleyen ve spor ile olan bağlarını güçlendirmeye odaklanan bir marka olarak Orkid, hiçbir kız çocuğunun bu haklarından mahrum kalmaması için çalışıyor. Bu sayede geleceğin sağlıklı, özgüvenli, başarılı ve belki de milli sporcuları bugünden yetişmeye başlıyor. Gelecek nesillerin hayallerine ulaşmalarına yardımcı olmak için onların yanında olmaya ve onları cesaretlendirmeye devam eden Orkid, kız çocuklarına yeterli imkan sağlandıkça daha eşit ve aydınlık yarınların mümkün olduğuna inanıyor.

Kız çocuklarını genç yaşta sporla tanıştırarak onların kendi potansiyellerini keşfetmelerine olanak tanıyan bu projenin ve başta Orkid ile Watsons olmak üzere projenin tüm destekçilerinin ülkemize ve dünyaya ilham olması, kız çocuklarının ışıl ışıl bir geleceğe doğru çok daha emin adımlarla yürümesi hepimizin en büyük temennisi.

Güçlü kadınlar, güçlü yarınlar için, #SporlaGüçlen projesine destek veren Orkid ürünlerini Watsons’ta keşfetmek için tıklayın.

*Bu yazı Orkid katkılarıyla hazırlanmıştır.



İlgili Makale