X

Yaşamla ilişkimizi düzenlemek için bilimsel bir yol: Mindfulness

Son zamanlarda ne çok duyar olduk değil mi “mindfulness” kelimesini. Stres konuşulsa içinde geçiyor, şefkat konuşulsa yine aynı şekilde, duyguları tanıma, yönetme, endişe, kaygı, depresyon… Neredeyse her taşın altından çıkar oldu. Bir de üstüne üstlük Türkçe de değil. Yok mu Türkçesi bu kelimenin?

14 Mart 2013’ten beri Türkçe mindfulness programları yapan ilk eğitmenlerden biri olarak anlatayım istiyorum biraz bunları.

Mindfulness nedir?

Mindfulness duygularımıza, düşüncelerimize, bedensel hislerimize ve çevremize dikkatimizi yönlendirmek, fark etmek ve bunların yanında nazik ve besleyen bir bakış açısıyla anbean farkındalık oluşturmaktır. Yani bilerek, isteyerek seçtiğimiz “bir” şeye dikkatimizi yöneltmek (burada seçim yapıyor olmanın altını ne kadar çizsem az). Dikkatimizi yönlendirmek, dikkat etmek işini de ancak şimdiki zamanda, içinde olduğumuz “bu an”da yapabiliyoruz. Bir saniye önce değil, bir saniye sonra değil. Sadece bu an… Ve bu işi de yargılamadan yapmak. Açık bir kalple. İçten bir merakla. Tüm bunlarla ortaya çıkan farkındalığa işte “mindfulness” diyoruz.

Mindfulness “kabul”ü de içerir tabii. Yani duygularımıza ve düşüncelerimize oldukları ve olmadıkları gibi dikkatimizi yönlendirmek, onları izlemek… Yargılamadan, “inanmadan.” Herhangi bir anda nasıl düşüneceğimiz ya da nasıl hissedeceğimizin doğru veya yanlış bir yolu yok. Ki aslında mindfulness temelli programlarda -en temeli MBSR’dir (mindfulness temelli stres azaltma programı)- ilk ve en temel konu şudur: Sende yanlıştan çok doğru var. Ve öğrencilerime de hep derim: “Sırf nefes aldığın için, bu dünyada var olduğun için sendeki doğrular yanlışlardan, iyiler kötülerden, güzellikler çirkinliklerden, olanlar olmayanlardan katbekat fazla.”

Mindfulness alıştırmaları, pratikleri yaparken bu anda her ne deneyimliyorsak, direkt olarak ne hissediyorsak, düşüncelerimiz de onlara odaklanıyor. Geçmişte neler olup bittiğine veya geleceğe dair hayallere değil de tam da şu anda ne varsa ona. Her haliyle, tam da nasılsa öyle. Olması gerektiğini düşündüğümüz gibi değil, olduğundan farklı yapmaya çalışmak değil, tam da olduğu gibi deneyime yüzünü dönmek. İlgiyle… Merakla… Açıklıkla…

Eğer buraya kadar okuduysan, bunun olumlu düşünmeyle, sadece hayatın güzel yanlarıyla alakalı olmadığını fark etmişsindir. Nasıl hayat her zaman güllük gülistanlık değilse, mindfulness pratikleri yaparken de sadece olumluya, güzele, iyiye odaklanmıyoruz. Ha, bir süre sonra her hoş şeyin içinde hoşa gitmeyen nüveler de olabileceğini, rahatsızlık hissettiğimiz durumlarda bile hoşlanabileceğimiz yanları keşfedebileceğimizi deneyimliyoruz, ayrı. Ancak tıpkı hayat gibi, mindfulness da hayatın her anına yüzünü dönebilmektir. Kaçınmadan, saklanmadan. Hayatımıza uyanmak diyebiliriz belki de. Bir öğrencim şöyle demişti programın 2. veya 3. haftasında: “Hayatı artık HD kalitesinde yaşıyorum!” Belki tam da öyle…

Türkçesi yok mu bunun?
Cevap veriyorum: Yok!

Yukarıda paragraflar boyunca yazdıklarım bile ne olduğuna dair bir fikir vermiş olabilir ancak tam karşılığı değil. Psikoloji bilim insanları mindfulness üzerine üniversitede araştırma yaparken, etik kurullar mutlaka Türkçe karşılık istediği için, e araştırma yapabilmek için de etik kurul onayı gerektiğinden, “bilinçli farkındalık” şeklinde bir Türkçeleştirmeyi seçmişler. Bu terimin mindfulness’ı ne kadar tanımlamadığını görmüşsünüzdür.

Ben tıp fakültesini İngilizce okudum ve ilk yıl tüm terimlerin Latincesini öğrendik. Çünkü Latincesini bilince her türlü terminolojiye, anatomiye, fizyoloji, histoloji, biyokimyaya hakim olabilmek ve kavrayabilmek mümkün oluyordu. Ben mindfulness’a da Latince bir terim gibi yaklaşmayı seviyorum. Birebir karşılığı yok, koskoca bir dünya anlatıyor. Sadece bilimsel bir mecrada parantez içerisinde Türkçe karşılığı olan terimi kullanıyorum.

Her ne kadar temelleri çok eski öğretilere dayansa da tüm bunlardan bağımsız, bilimsel temellere dayalı bir program olarak mindfulness -ve özellikle MBSR- Jon Kabat-Zinn tarafından 1979 yılında Massachusetts Üniversitesi Tıp Fakültesi içinde başlamıştır. Tıp fakültesi bünyesinde başlaması demek, ilk günden itibaren yapılan, uygulanan her şeyin bilimsel olarak incelenmesi, veriye dökülmesi, araştırılması demek tabii.

Jon Kabat-Zinn’in de dediği gibi bir muzun tadının nasıl olduğunu merak edince, muz üzerine onlarca kitap, yüzlerce makale okuyabilir, bir sürü kişiye sorabilir, pek çok video izleyebilir, podcast dinleyebilirsin. Ancak bunların hiçbirisi bir muzu eline alıp, soyup, ısırarak ağzının içine alıp çiğnemeye başladığında öğrendiklerin kadar bilgi vermeyecektir sana. Mindfulness da öyle. Hakkında ne kadar konuşursak konuşalım deneyimleyene kadar bunların hepsi havada kalacaktır. Bir sonraki yazıda basit ve minik bir pratikle deneyimlemeye başlarız.

O zamana kadar Instagram hesabımdan daha fazla bilgiye ulaşabilirsin.

İlginizi çekebilir: Mindfulness vs overthinking: Bilinçli farkındalıkla aşırı düşünmekten kurtulmak mümkün

Dr Eda Uslu: Dr Eda Uslu, yürümek istediğiniz yolda sizi destekleyen, cesaretlendiren, anlayışla ve şefkatle yanınızda yürüyen dost. Siz en harika versiyonunuzu gerçekleştirmek için yolunuzda yürürken yanınızda size yarenlik eden bir “karunamitra”. Aslında bir tıp doktoru iken hayatın akışı içerisinde kendi yolculuğuna çıkan kişilerden Eda. 15 yıl boyunca göğüs hastalıkları ve uyku bozuklukları uzmanı olarak görev yaptı ve Türkiye’nin sayılı akredite uyku laboratuvarlarından birini kurdu. Bir süre sonra Tıp Doktorluğunun da yetmediğini, içindeki insanlara yardım etmek isteğini doyuramadığını hissetmeye başladı. Sorular sormaya başladıkça cevaplar buldu. Çemberin içinde çırpınıp durmaktansa cesaretini topladı ve uzun yıllarını verdiği, çok severek yaptığı ve aşkla bağlı olduğu doktorluk mesleğinden ayrılarak çemberden çıktı. 2009 yılında Mindfulness ile tanıştı ve 2013 yılından beri hem Türkiye hem de İngiltere’de pek çok kurum ve kuruluşta eğitimler veriyor. Bu yolculukta Bangor University UK - Mindfulness Eğitmenliği ve süpervizyonlar, CTI (The Coaches Training Institute) - Profesyonel Koçluk Eğitimi ve Sertifikasyon, Landmark Worldwide - Liderlik Eğitimi, Mindful Schools USA – Çocuklar için Mindfulness Eğitmenliği ve İngiltere Mindfulness in Schools Project’ten .b ve Paws b (çocuk ve gençler için mindfulness eğitmenliği) eğitimlerini almış ve halen de yeni eğitimlere devam etmekte.. Son 8 senedir sadece profesyonel koçluk ve mindfulness eğitmenliğini yapıyor. 2018-2019 eğitim yılı itibariyle Türkiye’de ilk defa Mindfulness’ın müfredata girmesini sağlayarak halen Bilgi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde ve Marmara Üniversitesi İngilizce Tıp Fakültesi’nde öğrencilere Mindfulness dersleri veriyor. “Hayatın gerçek anlamda farkında olan insanlar, yaşam yolculuğu sürerken aynı zamanda kendi içlerinde bir yolculuğa çıkmaya hazır ve gönüllü olurlar.” eda@edauslu.com

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale