X

Mindfulness: Sadece yaşamını muhteşem bir serüvene dönüştürmek isteyenler için

Yaşamı muhteşem bir serüvene dönüştürmek! Evet, lütfen olsun artık; bıkmadık mı hep aynı şeyleri yaşamaktan?

Küçükken, “gökyüzü mavidir” diyenlere rağmen onu rengarenk boyayanlar burada mı? Ya, onlarca kez düşse de elinin üstünde durmaya çalışanlar? Çöp adamı 3 kollu çizenler de geldiyse artık başlayabiliriz.

Yaşamın muhteşem bir serüvene dönüşmesi… Hımm bu ne demek ya? Bu senin için ne anlama geliyor?

Benim için, bu daha az sıradan bir yaşam demek. Sıradan olanı sıra dışına dönüştürebildiğim, meraklı ve heyecanlı bir yaşam… Mükemmel ya da olağanüstü değil, daha az kontrollü ve daha çok mucizeli.

Mucize ne demek? Mucize, benim hayal edebileceğimin ötesinde olan demek.

Hayal edebileceğimin ötesi… Yani bu demektir ki ben bir masanın başında oturup önümdeki 10 yılı, 100 yılı, hatta 1000 yılı da planlamak istesem gidebileceğim en uzak noktadan daha ötede bir yer orası… Daha ötede ama olağanüstü değil, son derece olağan!

Ve mucizelerle dolu bir yaşam, muhteşem bir serüven olmaz mı? Demek ki aradığımız şey mucizeler…

Peki yaşamında mucize yaratmak isteyen biri ne yapmalıdır? Bırakmalıdır…

Bırakmak ne demek? Benim için bırakmak, anda olmaktır. Yani yaşamın tam içinde olmak. Yaşama bırakmak, yaşamla akmak, yaşam olmak…

Anda olmak, şu an her ne yapıyorsam tüm detayıyla bütün duyularımla onu algılamak, odağımın tamamen onda olması ve hatta daha da ötesinde o şeyin/eylemin ta kendisi olmaktır. Bu canlılık dolu bir deneyimdir, şüphesiz yaşayabileceğiniz en yüksek orgazmik deneyimden bahsediyorum.  

Anda olmak en basit eylemi öylesine büyülü bir hale getirir ki aklınız karışır, “Ne oldu bana az önce?” diyerek açarsınız gözlerinizi. Mutlu ve hafif. Hemen bir örnek ile deneyelim mi? Anlatmak zor çünkü yaşamanız lazım.

Şimdi, kendinizi rahat hissedeceğiniz bir yere gidin ve istediğiniz konforlu bir köşeye oturun. Elinize bir parça çok sevdiğiniz bir yiyecek alın, bir adet kuru üzüm, bir parça çikolata veya belki bir tane badem…. Evet sadece 1 parça olsun elinizde lütfen… Şimdi her zamankinden farklı bir şey yapacağız: Hemen ağzımıza atıp yemek yerine öncelikle 5 duyu organımızla tanıyacağız. Ona bakın, elinize alın ve çok çok yakından bakın ona… Nasıl bir rengi var? Tüm yüzey boyunca aynı renk mi hakim yoksa ara ara ufak ton dalgalanmaları mı var? Nasıl bir dokusu var? Girintili çıkıntılı mı yoksa dümdüz mü görünüyor? Elinizde evirin çevirin bakın… Daha önce hiç görmemiş gibi bakın ona çünkü muhtemelen onu daha önce hiç görmediniz, baktınız ama görmediniz. Şimdi gözlerinizi kapayın ve elinizdeki bu yiyeceğin dokusunu bir de parmaklarınızla keşfedin. Gördüğünüz girinti çıkıntılarda gezdirirken ellerinizi bu size nasıl hissettiriyor? Sert bir yüzey mi yoksa ipeksi mi? Olabildiğince tüm detaylarında gezdirin parmaklarınızı. Biraz sonra burnunuza götürün onu ve koklayın. Kokusu neye benziyor? Ne canlanıyor gözünüzde? Bir anda koca koca dalgaların içinde mi buldunuz kendinizi? Ya da belki hiç tanımadığınız egzotik bir adaya götürdü bir anda sizi bu koku… Kendinizi bir kabilede dans ederken bulmuş bile olabilirsiniz… Tüm hücrelerinize işleyecek kadar çektiniz mi kokusunu içinize? O bir parça yiyeceğin nefesinizle burnunuzdan girip ayak parmaklarınıza ulaştığını hissettiniz mi? Kim demiş yiyecek sadece ağzımızla yenir diye, burnunla da yiyebileceğini algılayabiliyor musun şimdi? Koklamaya doyduysan kulaklarına götür onu. Belki ortadan kırarsın ve incecik bir TIK sesi kulaklarından ayaklarına ulaşır bu sefer… Ya da belki bir şarkı söylediğini duyarsın… Belki de bilgece bir konuşma yapar sana kısa ve vurucu. Tüm bu aşamaları geçtiyseniz şu an onu yemek için sabırsızlanıyor olmalısınız… Acele etmeden yavaş yavaş ağzınıza götürün ve usulca dilinizin üzerine bırakın onu. Ağzınızdaki suların tsunami gibi dev dalgalarla o parçaya nasıl nüfus ettiğini izleyin? Ya da belki de sizinki bambaşka büyülü başka deneyimler yaratır… Hızlandırmadan dilinizin üzerinde kendiliğinden çözülüşünü deneyimlersiniz belki… Ya da belki minik minik parça parça ısırırsınız onu ve dişlerinizden dilinize yumuşacık dökülen parçaların ele ele tutuşup boğazınızdan kahkahalarla hızla kayışına şahit olur onlarla birlikte bir kahkaha da siz patlatırsınız.

Nasıldı? Neler yaşadınız? çok merak ediyorum… Sonrasında nasıl hissettiniz kendinizi? Genişlemiş ve hafif mi? Sizce de muhteşem orgazmik değil mi?  

Peki, tüm yaşamımız böyle olsa ya olamaz mı? Olsa muazzam olmaz mı? Bir parça çikolatanın açtığı kapıları bir meslek, bir ilişki, bir hikaye neden açamaz? Böylesine muhteşem bir deneyimi yaşamaktan bizi alıkoyan nedir?

Bence en temelde bunun sebebi böyle bir yaşam deneyiminin olasılığından habersiz oluşumuz (ki siz daha önce duymadıysanız da artık var olduğunu biliyorsunuz) ve ikinci olarak da bunu nasıl yapacağımızı bilmeyişimizdir.

Bununla birlikte, yaşam şartlarımız da anda olmayı zorlaştırır. Çok yoğun, hızlı ve meşgul hayatlarımız içinde sıklıkla andan kopup geçmişe veya geleceğe odaklanırız… Yani yaşamımızın pilotu olup olasılıklar arası seyahat etmek yerine, koltuğu otomatik pilota verip standart, sıradan ve alışılmış bir rotada seyrederiz.  

Köpeğini dolaştırırken onunla oynamak yerine cep telefonu ile oynayan bir adam, bedenine değen suyu hiç hissetmeden hızlıca duş alıp çıkan bir kadın, okula yetişmek için kahvaltısını ağzına tıkan bir çocuk… Bu eylemleri otomatik pilottan yaparlar. Eylemin kendisi ile bir bağları yoktur, sadece sonuçlar önemlidir, çoğunlukla neden yaptıkları hakkında fikirleri bile olmayabilir ve hatta yaptıklarını unutmaları da çok mümkün. Böyle bir yaşam keyifsizdir dostum ve tatminsiz. Muhteşem bir serüvene çıkarken yanımıza kesinlikle almayacağımız şeydir otomatik pilot.

İşte Mindfulness (Bilinçli Farkındalık) tam olarak burada devreye girer, bizi otomatik pilottan kurtarıp macera dolu serüvenlere yelken açacağımız kaptan koltuğumuzu bize geri vermek için!

Otomatik pilottan çıkabilmek ve yaşamımızı mucizelerle donatmak için ihtiyacımız olan şey beynimizi eğitmektir. Mindfulness bize bunu sunar. Özel birtakım teknikler ile dikkatimizi içinde olduğumuz ana, o anı yargılamadan ve farkındalıkla vermeyi öğreniriz. Pratik ettikçe zaman içinde zihnimizde bir alan oluşmaya başlar ve yine pratikle zaman içinde genişler. Bu sayede, mucizenin yaşamımıza girmesi için gerekli alanı yaratmış oluruz. İşte o zaman sıradan olan sıra dışına dönüşebilir ve biz ağzımızı açık bırakacak kadar muhteşem olasılıklar yaşayabiliriz.

Mindfulness’ı yaşamımda uygulamaya nasıl başlayabilirim?

Benim önerim bilinçli pratik ile başlamanız olur. Özellikle yeni başlayanlar için bir uzman eşliğinde pratik yapmak çok faydalı olacaktır. Bunun için cep telefonunuza bir mindfulness uygulaması indirmenizi tavsiye ederim. Ben kendi pratiğim için Patika App’i kullanıyorum. Oldukça kullanışlı ve herkesin rahatlıkla anlayabileceği harika su gibi bir anlatımı var. Uygulamanın içinde Odaklanma, Uyku, Şefkat, Stres gibi konuya odaklı programlar da mevcut. Özellikle uyku problemi çektiğim ve fazlasıyla stres yüklü olduğum zamanlarda bana epey yardımcı oldu. Dilediğiniz paketi alıp istediğiniz her yerde dinleyebilirsiniz. Hatta, ben içeriği o kadar beğendim ki Mindfulness hakkında daha çok bilgi almak ve sizlere aktarmak için Patika App’in Mindfulness Eğitmeni Selin Ilgaz ile iletişime geçtim. 

Selin, Fransa’da Psikoloji bölümünü bitirip, Nöropsikoloji dalında uzmanlaşmış. Yüksek lisansını Londra’da Klinik ve Kognitif Nörobilim dalında tamamlamış. Sonrasında tüm araştırmalarını Mindfulness üzerine odaklamış ve İngiltere’den onaylı Mindful Academy ve Mindful Academy InternationalMindful Academy  ile Akredite Mindfulness Eğitmeni (Accredited Mindfulness Teacher, AMT) sertifikasyonunu elde etmiş. Özellikle Mindfulness Temelli Stres Azaltma (MBSR – Mindfulness Based Stress Reduction) programında uzmanlaştığını söylüyor. Halen, bu doğrultuda İngiltere’de Mindfulness eğitmenleri tarafından uygulanan Doğru Uygulama Prensiplerini takip etmeye özen gösteriyor.

Sesi gibi kendisi de çok tatlı olan Selin uzun bir zamandır bu alanda çalışıyor, atölyeler düzenliyor ve bizzat kendi yaşamında pratik ediyor. Önümüzdeki günlerde size Mindfulness konusunda daha fazla bilgi aktarmayı planlıyorum. Lütfen takipte kalın.

Bir sonraki yazıya kadar uygulamayı indirerek mutlaka kendi deneyiminizi yaşamanızı öneririm. Burada bir parça yiyecek ile yaşadığımız serüveni de mümkün olduğunca tekrarlayabilir ve yaşamınızda otomatik pilota aldığınızı fark ettiğiniz bir çok alanda bu tekniği uygulamayı deneyebilirsiniz. Zira üzerine günlerce de konuşsak Mindfulness en iyi deneyimlenerek anlaşılabilecek bir yaşam pratiği.

Mindfulness konusunu derinlemesine araştırmak isterseniz bu konuya yıllarını vermiş pek çok harika uzman ve inceleyebileceğiniz pek çok kaynak var. Geçtiğimiz günlerde Türkiye’de bir konferans veren Gabor Mate’nin kitaplarına da mutlaka göz atmanızı öneririm.

 

İlginizi çekebilir: Gerçekten kendim olmak neye benzer?

Diğdem Girici: İnanıyorum ki doğru bilgiye ulaşabilen ve bu bilgiyi hayatında doğru şekilde kullanmayı öğrenen her insan hayal ettiği yaşamı yaratabilir. İşte bu yüzden yazıyorum, yaşamımı hafifleten bu muhteşem bilgiler daha çok insana ulaşabilsin ve daha çok insan yaşamdan keyif alabilsin diye. Sorularınız veya paylaşımlarınız için bana giricidigdem@gmail.com adresimden veya @digdemgiriciyoga Instagram hesabımdan ulaşabilirsiniz. Sevgiler.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale