X

Mindful bir oyuna var mısın: Gülümsemenin gücünü keşfet

Küçük oyunlar oynamayı seviyorum. Hayata bir oyun gibi bakmak, belki parçalara ayırmak bana iyi geliyor en azından.

Şöyle bir oyun oynardım eskiden: Günde en az üç kişiye gülümser ve “günaydın” derdim. Hatırlıyorum da bu oyunu oynarken epey arkadaşlık kurdum mahallemizde yaşayan insanlarla. Sadece kapının önünde kızımla okul servisini beklerken gördüğüm ve gülümsediğim, günaydın dediğim insanlarla sohbet eder oldum.

Hatta oyunum için şöyle bir hedef koymuştum kendime: Yolumun üstünde bir alt geçit var, onun çıkışında tezgah açmış bir amca vardı, eski kitaplar, mendiller satan. Son derece asık suratlı, huysuz görünümlü bir amca. Dedim ki kendi kendime, eğer onun gülümsemesini sağlarsam ben bu oyunu kazanırım. Ve her sabah ruh halim nasıl olursa olsun, önünden her geçtiğimde ona en neşeli halimle “günaydın” diyerek gülümsemeye başladım. Bazen başını kaldırmadı, bazen hamurdandı biraz ve günler geçti. Yavaş yavaş gülümsemeye başladı, sonra arada yavaş yavaş başını kaldırmaya başladı ve bir gün gülümsedi ve hatta günaydın demeye başladı! Bir süre sonra “Epeydir geçmiyorsunuz buradan”, “Her şey yolunda mı?”, “İşler nasıl?” şeklinde sohbet eder olduk birbirimizle.

Bu benim küçük oyunumun kazançlarından biriydi. Şimdi her seferinde yanından geçtiğimde sohbet ettiğim, hatırını sorduğum veya benim hatırımı soran biri var. Hayat bir oyun ve biz kendi oyunumuzun hem yazarı, hem yönetmeni, hem başrol oyuncusuysak, bunu istediğimiz gibi yapmak bizim elimizde aslında. Ruh halimiz nasıl olursa olsun…

Geçen yaz vaktimin çoğunu küçük bir kasabada geçirdim. Sabahları erkenden kalkıp ağaçlı yemyeşil bir yolda yürüdüm ve oyunumu tekrar hatırladım. Sabah yürüyüşüm boyunca karşılaştığım herkese gülümsemeyi seçtim. Her gün bana gülümseyerek cevap veren, hatta “günaydın”ıma “günaydın” diyen ya da “merhaba”ma “merhaba” diyen kaç kişi var ve bunlar ne kadar artacak diye bir oyun yarattım. Balkonlarında oturan insanların bile bakışlarını yakaladığımda “günaydın!” diye seslendim ve istisnasız herkesin ve herkesin gülümseyerek yanıt verdiğini gördüm. Bunlara şahit olmak beni çok mutlu ediyor.

Çok minik bir seçim ve ardından gelen hareket ve duyguyla insanları mutlu etmek mümkün. Hem de en önemlisi kendiniz için küçük bir serotonin deşarjı yaşamak mümkün. Bu hem ruh halinize hem de bedensel sağlığınıza iyi gelecek.

Ve bu gülümsemeyi mindful bir şekilde yapabiliriz. Nasıl mı?

Önce başınızı yerden kaldırın. Başınızı kaldırırken boynunuzda oluşan hareketi hissedin. Belki yüzünüzde, alnınızda birtakım hisler fark ettiniz.

Ardından kendinizi etrafınızdaki tüm renklere, şekillere, kokulara, harekete açın. Belki de yürürken oluşturduğunuz rüzgara dikkat edin. Her ne fark ederseniz… Önce gözlerinizi, burnunuzu, kulaklarınızı açın. Tüm duyularınızı…

Ve ardından, karşıdan gelen ilk kişiye odaklanın. Ona odaklanmayı seçin. Yaklaşırken görüntünün nasıl değiştiğini, ondaki tüm renkleri, belki size hissettirdiklerini fark edin.

Aklınızdan buca düşünce geçerken veya içinizden pek çok duygu geçerken, “Bu ne saçma!”, “Ne yapacağım şimdi?”, “Hoşlandım!”, “Hoşlanmadım!”, “Bana ne, yapmayacağım!” gibi pek çok şeyin arasından “Şimdi gülümsemeyi seçiyorum!” diyerek seçim yapın.

Karşıdan yaklaşan insana bakarak onun tüm görüntüsünü, tüm renklerini, hatta kokusunu fark ederek dudaklarınızın önce yanlara doğru genişlediğini hissedin. Aynı zamanda yanaklarınızın kenarındaki çekilmeyi, elmacık kemiklerinizin üstünde yanaklarınızın toplandığını fark edebilirsiniz belki.

Eğer bu hareketi tek başınızayken yapıyorsanız -belki şimdi ayna karşısında deniyorsunuzdur- yanaklarınıza dokunabilirsiniz. Nasıl hissediyorsunuz? Yumuşak ya da sert, pürüzsüz veya pürüzlü, her nasılsa öyle olduğunu fark edebilirsiniz. Gözlerinizin kenarlara doğru çekildiğini ve göz kenarlarınızın kırıştığını fark edin. Belki de bedeninizden, kalbinizden yayılan bir ılıklık hissi olabilir. Ona da bakın. Bedeninizde ne var? Hatta birden boğazınızda ses tellerinin titreştiğini, ağzınızın içinde bir hava akımı olduğunu ve de dilinizin hareket edip ağzınızdan birtakım kelimelerin döküldüğü fark edebilirsiniz. Kulağınıza sesiniz gelebilir “merhaba” diyen. Olabilir ya da olmayabilir.

Bu oyuna kimler katılır? Kimler her gün en az bir kişiye, hiç tanımadığı bir kişiye hem de, selam verme düşüncesini seçip yüzünde gülümseme yaratır ve tüm bunların kendisinde, bedeninde, duygularında, düşüncelerinde neler yarattığını beş duyusuyla hissederek, fark ederek gülümser?

Bir sonraki yazıda buluşana kadar Instagram hesabımdan daha fazla bilgiye ulaşabilir, DM üzerinden benimle iletişime geçebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Mindfulness’ı günlük hayatında uygulayabilmen için 10 öneri

Dr Eda Uslu: Dr Eda Uslu, yürümek istediğiniz yolda sizi destekleyen, cesaretlendiren, anlayışla ve şefkatle yanınızda yürüyen dost. Siz en harika versiyonunuzu gerçekleştirmek için yolunuzda yürürken yanınızda size yarenlik eden bir “karunamitra”. Aslında bir tıp doktoru iken hayatın akışı içerisinde kendi yolculuğuna çıkan kişilerden Eda. 15 yıl boyunca göğüs hastalıkları ve uyku bozuklukları uzmanı olarak görev yaptı ve Türkiye’nin sayılı akredite uyku laboratuvarlarından birini kurdu. Bir süre sonra Tıp Doktorluğunun da yetmediğini, içindeki insanlara yardım etmek isteğini doyuramadığını hissetmeye başladı. Sorular sormaya başladıkça cevaplar buldu. Çemberin içinde çırpınıp durmaktansa cesaretini topladı ve uzun yıllarını verdiği, çok severek yaptığı ve aşkla bağlı olduğu doktorluk mesleğinden ayrılarak çemberden çıktı. 2009 yılında Mindfulness ile tanıştı ve 2013 yılından beri hem Türkiye hem de İngiltere’de pek çok kurum ve kuruluşta eğitimler veriyor. Bu yolculukta Bangor University UK - Mindfulness Eğitmenliği ve süpervizyonlar, CTI (The Coaches Training Institute) - Profesyonel Koçluk Eğitimi ve Sertifikasyon, Landmark Worldwide - Liderlik Eğitimi, Mindful Schools USA – Çocuklar için Mindfulness Eğitmenliği ve İngiltere Mindfulness in Schools Project’ten .b ve Paws b (çocuk ve gençler için mindfulness eğitmenliği) eğitimlerini almış ve halen de yeni eğitimlere devam etmekte.. Son 8 senedir sadece profesyonel koçluk ve mindfulness eğitmenliğini yapıyor. 2018-2019 eğitim yılı itibariyle Türkiye’de ilk defa Mindfulness’ın müfredata girmesini sağlayarak halen Bilgi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde ve Marmara Üniversitesi İngilizce Tıp Fakültesi’nde öğrencilere Mindfulness dersleri veriyor. “Hayatın gerçek anlamda farkında olan insanlar, yaşam yolculuğu sürerken aynı zamanda kendi içlerinde bir yolculuğa çıkmaya hazır ve gönüllü olurlar.” eda@edauslu.com

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale