X

MindBody Festival: Ayşe Tolga’yla “Aromaterapi” semineri

Hepinizin bildiği gibi geçtiğimiz haftasonu ekip olarak MindBody Festival’deydik. Sonbahara girdiğimiz şu günlerde, havanın dengesizliğinden kaynaklanan birkaç küçük aksaklık dışında workshoplardan seminerlere, sağlıklı yiyeceklerin ve spor ürünlerinin bulunduğu market alanından müziğe; her şeyiyle dört dörtlük bir festivalde, ekip olarak bir araya gelmenin de sevinciyle, hem eğlendik hem öğrendik.

MindBody Festival bizim için olduğu kadar Uplifers Challenger’larımız Müge ve Seçkin için de oldukça eğlenceli geçti. Kendileri, festival sonrası duygu ve düşüncelerini önümüzdeki günlerde sizlerle paylaşıyor olacaklar.

Ayşe Tolga’yla “Aromaterapi” semineri

Öncelikle bilmeyenleriniz için MindBody Festival’den bahsetmek istiyorum biraz. MindBody Festival, ilki geçen sene gerçekleşmiş olan, yoga ve pilates konularında dünyaca ünlü eğitmenleri yoga ve pilates severlerle bir araya getiren, sağlıklı yaşama dair her konuda seminerlerle sağlıklı yaşam meraklılarının sorularına cevap bulmayı amaçlayan bir festival organizasyonu. Daha detaylı bilgiye buradan ve buradan ulaşabilirsiniz.

Festival boyunca biz de ekip olarak hem Challenger’larımızın yarışma programını takip etmek, hem ilgimizi çeken workshoplara katılmak üzere 3 gün boyunca bu eğlenceli organizasyonda yer aldık.

Ayşe Tolga’yla “Aromaterapi” semineri

Katılmış olduğum bir çok seminer ve yoga workshopundan bana en ilginç gelen ve şaşırtanı aromaterapi semineri oldu. Markete girdiğinde deterjan ve kozmetik reyonlarında ürün koklayarak zaman geçiren, koku konusunda takıntılı bir insan olduğum için programda görür görmez ilgimi çekmişti aromaterapi semineri.

Aromaterapi hakkında daha önce hiç bilgim olmadığından mıdır bilmiyorum, seminer öncesi biraz ön yargılı yaklaşmıştım konuya. Genel olarak kokuların insanları nasıl etkilediğinden, masaj yağlarından vs. yüzeysel olarak bahsedilir, bir iki ürün de denetilerek soru cevaplarla seminer bitirilir diye düşünmüştüm.

Bir de açıkçası Ayşe Tolga’yı genelde oyuncu kimliğiyle tanıdığımız için bu konuda eğitim almış olabileceği aklımın ucundan bile geçmemişti. Tüm bu sebeplerden dolayı konuya olan merakımla ve kafamda bir yığın soruyla seminer alanındaki yerimi aldım.

Ayşe Tolga’yla “Aromaterapi” semineri

Sonrasında tahmin edebileceğiniz gibi gördüm ki Aromaterapi denen konu koskocaman bir derya! Anlattıklarımı dinledikten sonra siz de hak vereceksiniz bana.

Öncelikle semineri veren Ayşe Tolga’nın aromaterapist kimliğinden bahsetmek istiyorum biraz. Ayşe Tolga, 2001 senesinden beri Holistik terapiler ve Yoga ile ilgileniyor.

2007 senesinde kurulan Türkiye’nin ilk aromaterapi markası Aisha markasının yaratıcısı ve sahibi olan Tolga aynı zamanda, Tatijanna Rottenberg’den masaj ve vücut terapileri eğitimi, Chiva-som Destination Spa- Bangkok Spa yöneticiliği, dünyanın en prestijli aromaterapi okulu ITHMA- London (Institute of Traditional Herbal Medicine and Aromatherapy)’de Aromaterapi,  Öz Yağ Sinerjisi, İleri masaj teknikleri, organik kimya, Holistik Acil Yardım,  fitoterapi, Holistik tıp ve Çin Tıbbı  eğitimleri alarak uzman klinik aromaterapist unvanını almış.

Aromaterapi denen şeyin özü aslında; “esansiyel yağların kişinin fiziksel, duygusal ve ruhsal sağlığı ve güzelliği için çeşitli metodlarla uygulanması.”ndan oluşuyor. Yani iyi hissetmek için yağlarla masaj yaptırmak, güzel kokulu banyo köpükleriyle banyoda keyif yapmak aromaterapinin konuları; ancak bunlar buz dağının sadece görünen kısımları.

Kozmetik malzemelerinde ve masaj yağlarında bitki özlerinin kullanıldığı zaten bildiğimiz bir şey. Peki, her bitki her cilt tipine ya da her hastalığa uygun mu? Kozmetik ürünlerinde kullanılan her yağ gerçekten organik mi ve sağlıklı yöntemlerle mi elde ediliyor? Marketlerden ve aktarlardan alınan yağlar ne kadar faydalı?

Bitkilerden elde edilen 2 tür yağ var: Öz yağlar ve baz yağlar. Örneğin; lavanta yağı, narenciye yağları gibi çok yoğun ve keskin yağların tek başına vücuda uygulanması vücutta alerjik reaksiyonlara sebebiyet verebiliyor. Bu yağların mutlaka daha hafif ve seyrek uygun baz yağlarda (buğday yağı gibi) seyreltilip kullanılması gerekiyor.

Ayşe Tolga’yla “Aromaterapi” semineri

Ayşe Tolga; aktarlarda ve marketlerde satılan yağların uygun yöntemlerle elde edilmemiş olabileceği, vücudunuza zarar verebileceği ve yağların mutlaka eczanelerden alınması gerektiğini söylüyor. Yağ alırken bitkinin botanik isminin şişenin ön yüzünde yazılı olması, yağın elde edilme yönteminin bitkinin özelliğine uygun olması, içinde koruyucu herhangi bir maddenin olup olmadığına dikkat edilmesi de diğer önemli noktalar. Örneğin; halk arasında lavanta olarak adlandırılan bitkinin 20’den fazla botanik ismi varmış ve hepsinin kullanım alanı, elde edilme yöntemi, kullanım şekli, raf ömrü farklıymış.

Normal şartlarda koruyucusuz, saf bir bitki yağının raf ömrünün 2 haftadan 2-3 aya kadar olabileceğini, daha fazla raf ömrü olan yağlarda mutlaka asit desteği ya da koruyucu maddelerin olabileceğine de dikkat çekiyor Tolga. Marketlerden alınan ve raf ömrü uzun olan bebek yağlarının öz maddesinin ise bitkisel yağlar değil, petrolden elde edilen bir çeşit yağdan yapıldığını söylüyor.

Peki, bitkisel yağlar hangi yollarla vücuda alınabiliyor?

Bitkisel yağlar vücut masajıyla, yiyeceklerle karıştırılarak, banyo suyuna damlatılarak, kaynar suyun içerisinde buharlaştırmak suretiyle burun yoluyla ya da kozmetik malzemelerde kullanılarak vücuda alınabiliyor. Fakat dikkat edilmesi gereken bir nokta var: Her yağı her yöntemle vücudunuzda kullanamıyorsunuz. Bazı yağlar sıcak suyla birleştiğinde kimyasal özelliklerini kaybedebiliyor, ya da ağız yoluyla alındığında toksik etkiler yaratabilecek yağlar var. Bitkisel yağların mutlaka bir uzmana danışılarak, uygun şartlar altında kullanılması gerekiyor.

Hangi yağlar hangi amaçlarla kullanılabilir?

Ekolojik acı portakal öz yağı

Acı portakal yağı, deri hücrelerinin yenilenmesine yardımcı olur ve cildin elastikiyetini artırır. Olgun, kuru ve hassas tenlere özellikle faydalıdır.

Bergamot öz yağı

Uyku bozukluklarına karşı rahatlatıcı ve ferahlatıcıdır. Etkili bir antidepresandır. İştahı açar. Antiseptiktir, akne, çıban, böcek ısırması, egzama gibi sorunlarda kullanılabilir.

Greyfurt öz yağı

Aromaterapide canlandırıcı, pozitif enerji verici ve uyarıcı özellikleri nedeniyle öne çıkar. Selülit tedavisinde sık tercih edilir.

Ekolojik lavanta öz yağı

Lavanta kokusu vücudunuza güç ve ferahlık verir. Stresle mücadelede etkilidir. Sinir sistemini sakinleştirir.

Ekolojik limon öz yağı

Vücudu uyararak dinçliğini artırır. Antiseptik ve deodorant olarak kullanılabilir. Doğal bir idrar söktürücüdür.

Mandalina öz yağı

Tatlı portakal ve limon arasında bir aromaya sahip bu değerli yağ, psikolojik rahatsızlıklarda, aşırı huzursuzluk durumunda ve uykusuzluk sorununda, sakinleştirici rol oynar.

Nane öz yağı

Canlandırıcı ve yenileyici özellikleriyle öne çıkar. Hem zihni hem bedeni uyarır. Mantar ve uyuz gibi deriyle ilgili sorunlarda etkilidir.

Paçuli öz yağı

Paçuli, cilt için doğal bir dengeleyici saf yağdır. Selülit, ödem ve yara iyiliştiricidir.

Havuç tohumu yağı

Cildinizi nemlendirerek, yatıştırır ve yumuşatır. İçeriğinde ki yüksek seviyeli A vitamini nedeniyle hücre yenileyici, yeni hücre oluşumunu tetikleyici ve onarıcı özelliklere sahiptir.

Ekolojik buğday özü yağı

İçerdiği Lesitin, Linolenik asit ve diğer yağ asitleri ile cildi nemlendirir ve yumuşatır.

Ekolojik jajoba yağı

Tüm cilt tiplerinde mükemmel nemlendirici olarak kullanabileceğiniz Jojoba yağı saç bakımında da en çok kullanılan yağdır.

Kayısı çekirdeği yağı

Hem nemlendirici hem besleyici hem de canlandırıcıdır. İçerdiği yüksek A vitaminiyle, özellikle kuru, olgun ve hassas ciltler için önemli bir destektir.

Üzüm çekirdeği yağı

Üzüm çekirdeği, son yılların en popüler yağlarından biridir. Nedeni piyasadaki en güçlü antioksidanlardan olmasıdır.

Tatlı badem yağı

Orta Doğu kökenli olan badem meyvesinden elde edilen badem yağı, tatlı ve acı olarak ikiye ayrılır. Terapotik özellikleri nedeniyle tatlı badem yağı aromaterapide yaygın olarak kullanılır.

 

Kaynak: Aisha

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.

Merve Dökmeci: Lisans ve yüksek lisans eğitimlerimi Boğaziçi Üniversitesi’nde tamamladım. Boğaziçi Üniversitesinde araştırma görevlisi olarak çalıştığım 4 yıl boyunca uzmanlık deneyimimi üniversitenin rehberlik ve psikolojik danışmanlık biriminde (BÜREM), bireysel danışmanlık ve grup çalışmaları ile edindim. Bu süreç zarfında sempozyum ve kongrelerin organizasyonunda, ve çeşitli bilimsel araştırma projelerinde yer aldım. Mindfulness Temelli Bilişsel Davranışçı Terapi ekolüne olan ilgim ve araştırmalarım sonucunda, öz şefkatin kişilerarası kabul-red ve duygusal tepkisellik arasındaki ilişkiye olan etkilerini incelediğim tezimle birlikte, yüksek lisans eğitimimi yüksek onur derecesiyle tamamladım. ODTÜ Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Doktora Programı’nda doktor adayı olarak bilimsel çalışmalarımı ve uzmanlık eğitimimi sürdürüyorum. Doktora eğitimimle birlikte Bilgi Üniversitesi’nde başlayan akademisyenlik yolculuğuma ise, MEF Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak devam ediyorum. Akademideki çalışmalarımın yanı sıra, kurucusu olduğum Uniqus Eğitim ve Psikolojik Danışmanlık merkezinde, beden farkındalığı ile travma çözümlemesi ve stres yönetimi üzerine psiko-biyolojik bir yaklaşım olan Somatik Deneyimleme’yi mindfulness pratiğime entegre ederek; bireylere psikolojik danışmanlık, kurumlara ise seminer ve eğitim destekleri veriyorum. Büyük bir heyecanla çalıştığım ruh sağlığı alanındaki bilgi birikimimi paylaşma merakımın ve yazmaya olan tutkumun beni 2013 yılında buluşturduğu Uplifers’ta, editör olarak ilgi duyduğum konularda araştırmaya, öğrenmeye ve paylaşmaya devam ediyorum.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale