Bir iş yapmak istediğiniz zaman araştırma kısmının en önemli konu olduğunu her zaman vurguluyoruz. Ürün, hedef kitle, piyasa, rakipler konuları zamanımızın %80’lik dilimini ayırarak araştırma yapmamız gereken konular.
Bu aşamayı geçtikten sonra ikinci kısımda ne yapıyoruz? Takılıyoruz. Gereksiz bir zaman harcıyoruz. “Detaylı iş planı yapalım, aman ileride oluşacak sorunları şimdiden çözelim” diyoruz.
Ben bu lüzumsuz oyalanmaları kendim yaptığım için tarifini çok güzel yapabiliyorum. İşimi dijitale taşıyıp online eğitimler vermek istediğim zaman yeterince araştırma yaptım. Konumu buldum. Türkiye’de network pazarlama yapan kişilere internet eğitimleri vermek istiyordum. Videolarımı yaptım, teknik altyapıda ileride başıma gelebilecek konuları önceden çözmeye takılınca uzunca bir durakladım. Hem zaman hem de para kaybettim. Bunu fark edip farklı bir platformdan bodoslama yola çıkıp ilerlemeye başlayınca gördüm ki uygulamada başıma gelen çözülmesi gereken konular başka. Durup da işe başlayamadığım varsayımlar ve benim yürümeme engel olan teoriler ise başka.
“Kervan yolda düzülür” ne güzel bir deyimdir.
Yeni bir işe girerken varsayımlar üzerinden detaylı planlama yapmaya çalışmak odaklanma becerisini kaybettirir.
Bugün milyoner olmuş kişilerin birçoğu iş planının ne olduğunu bile bilmemiş. Kimse onlara mentorluk etmemiş, yapacakları işin adımlarını vermemiş. İstanbul ve Bodrum’da 10 tane şubesi olan meşhur kebapçı Bedri Usta’nın okur yazar olmadığını öğrenince önce şaşırmıştım. Sonra da düşündüm. Okur yazar olmak çok para kazanmak için gerçekten gerekli mi?
Bugünün milyonerleri işe bodoslama dalmaya cesaret göstermiş olanlardır. İşe bir kere başlayınca engeller çıkmaya başlıyor, bunları yolda çözmeyi öğrenip, duvarları yıkıp yola devam ediyorsunuz.
Düşünün çocuk yetiştirme üzerine yazılmış yüzlerce kitap var. Okuyup duruyoruz. Gerçek öğrenmeyi ise uygulama esnasında yaşıyoruz. Deneyimlediklerimiz kitapta yazılı olanlar ile aynı olmuyor.
Bütün bu varsayımlarla, olacakları önceden düşünmelerle, işinizi kafanızda canlandırıp “bunu şöyle yaparım, bunu böyle yaparım”la beyin çalışır. İşin tuhafı beyin gerçekleşen ile canlandırılanı ayırt edemez ve bunları yaptığınızı zanneder. Buna nöroplastisite denir. Meraklısı araştırsın, nöroplastisite merkezi sinir sisteminin çevresel değişimlere uyum gösterebilme yeteneğidir.
Bunun sonucunda gün boyu “bu nasıl olacak, şu nasıl olacak” diye düşündüğünüz şeylerin hepsini beyniniz yapmış zanneder ve akşam olduğunda yorgunluktan yıkılırsınız. Daha da kötüsü çok şeyi aynı anda düşünürsünüz ve hiçbirinde de ilerleyemezsiniz. Bunların hepsi de gereksiz yorgunluk ve zaman kaybıdır. Odaklanma sorunu yaşayanlarımız çoktur. “Ne yapayım oldum olası odaklanma sorunum var hatta ilaç bile kullanıyorum” diyenleriniz olabilir. Ancak bu sorunları aştığınız zaman hedefe ulaşabilirsiniz.
Odaklanma problemi çok önemli ve hedeflerimiz yolunda ilerlememize engel olan bir konu. Bir sonraki yazım bunun çözümü üzerine olacak. Haftaya görüşmek üzere…
İlginizi çekebilir: Kodlanmış beynimizi mi yoksa otantik sezgilerimizi mi dinleyelim?