X

Milyon yıllık bir bilgelik ve tertemiz bir ayna: Ayahuasca nedir?

Her şey moda oluyor; insan tipleri, saç renkleri, ev mobilyaları, semtler, dini inançlar, yaşam şekilleri, meslekler…
Ruhsal, kutsal yolculuk bile bir moda. İnancımızı, varoluşumuzu sorgulama halimizi bile bir akım ile yapıyoruz. Araştırmadan, hissetmeden, anlamadan, idrak etmeden…
Tüketmenin dayanılmaz hırsı!
Böylelikle içi boşalıyor her şeyin,
Yoganın, şamanizmin, kutsal kitapların, ezoterizmin, kişisel gelişimin, sufizmin, insanın, aşkın, saygının, değerin, alçak gönüllüğün, sevgiliğin, samimiyetin…
Bu ara çok denk geliyorum sosyal medyada, yaşam koçu olmak ister misiniz?
Yoga öğretmeni olmak ister misiniz?
Yakında guru olmak ister misiniz diye soracaklar,
200 saat eğitimden sonra Guruluk sertifikası verilecek!

Organik büyümeler, organik gelişmelerden uzaklaşıyoruz böylece.
Tanrılarımız bile değişecek, Şiva’dan, Instagram’a transfer edileceğiz!
Mekanik sevdalar peşinde koşmaya başladık, sanırım artık gerçekten bir yanımız inanmaya da başladı, bir organ değişikliği ile daha yeni sürüm makine olacağımıza…

Organik yapılarız arkadaşlar, illüzyonumuz ne kadar güçlü olursa olsun, insanlık deneyimi için burada olanlarız.
Bu yeni bilgiden, değişimden uzak kalıp, arkaik gerçeklere tutunmak değil, arasındaki dengeyi yönetebilmek, ayrılan dünyayı gözlemleyebilmek hali.. Aynen bir insan gibi…

Nerde o eski bayramlar demiyorum, ne haddime.. Sadece artık sorumsuz çocuklar gibi saldırmayalım, kıymet vererek seçelim, özen gösterelim, emek harcayalım diyorum.
Işığımızı savurmayalım!

Uzun zamandır yazmak isteyip yine de hadsizlik yapmamak için uzak durduğum bir konudan bahsedeyim istedim; ayahuasca’dan…
Herkesin merakla araştırdığı, şamanizm deyince akla ilk gelen şey. Kutsal şaman çayı.
Bu aralar öyle yükselen bir değer ki, her yerde herkesin ağzında. Herkesin de belirli bir fikri var konuyla ilgilenen, deneyimleyen, deneyimlemeyen….
Hatta son edindiğim izlenim, artık tüm yaşamsal sorunlarımızın, ‘varoluş kaygılarımızın kökten şifasını sağlayacak sihirli çay!’

Deneyimlemeyenin, deneyimleyene ilk sorusu ise:

Ne gördün?

Bütün problemlerin bitti mi?
….
Hayatın değişti mi?

Ne kadar meraklıyız sihirli değneklere, bir kurtarıcıya.
Hristiyanlıkta bizi İsa Mesih, masallarda beyaz atlılar, yaşamda da ayahuasca kurtaracak!
Hala kendimize yeni dinler,  gücümüzü teslim edip sorumluluğunu almadan yaşayacağımız hayatlar kurmaya çalışıyoruz. Hipnozumuz öyle büyük ki, ‘yaşam’ hediyesini kullanmadan, açmadan geri iade etmeye gönülden, ilk dakikadan razıyız.

Varoluşsal sıkıntılarımızdan kurtulmak için, ‘panikle’ bir kurtarıcı arıyoruz.
Deneyimin zorluğu, sonrasında çoğunluğa bir ‘başarmışlık’ ve ‘idrak etmişlik’ hissi veriyor.
Her parlak şeyin bir gölgesi oluyor elbet, o kadar ışığın kendi kadar güçlü karanlığı..
Tembellik…

Gözlemlediğim şey, kendi üzerinde halihazırda çalışmamış bireylerin, bu deneyimden sonra aşırı yükselip, daha sonralarında ‘her şeyi başarmış ve anlamış (!)’ olarak rehavete düştüğü ve ardından geçirdiği uzun tembellik döneminden sonra, yaşama geç kalmışlık ve daha derin yalnızlık veya kopmuşluk halleri, tutsaklık dürtülerinin derinleşmesi..

Küçük bir sorum var burada.
Yaşamda tek hakkınız olsa bir milyon yaşındaki bir insanla konuşmak için,
Ona ne durumdayken giderdiniz ve ne sorardınız?
Ve diğer bir soru da, aldığınız cevaplar ile ne yapacaksınız?

Ayahuasca bir milyon yaşında bir kadın.
Ona giderken, huzuruna çıkarken, bedensel ve zihinsel bir arınmaya, keskin bir niyete ihtiyacımız var… sonrada güçlü bir teslimiyete*
Soracak adam akıllı bir soruya, saygıya ve olgunluğa..
Bizi kurtarmak için orada beklemiyor bizleri…
Milyon yıllık yaşam bilgisini bize sunuyor, varoluşa dair, sevgiye dair, gerçeğe dair..
Yolcuların kutsal araçlarından biri, diğer kutsal ilaçlar gibi.
Bir moda değil, bir yudumda tüm hayatınızı değiştirecek bir iksir değil.
Size sizi anlatır isterse,
Eğer gerçekten isteğiniz buysa!
Size yaşamı anlatır isterse, eğer cidden istediğiniz buysa!

Dişi enerji size sadece istediğinizi verir. Bazen öyledir ki, istediğim bu değildi diye isyan edersiniz…
Çünkü o, gönlünüzden geçeni verir size, zihninizin istediğini değil…
Niyet, istek ile aynı şey değildir.
Niyet gönlünüzden geçerken sizi niyetin kendisi yapar,
Niyet artık sizin olduğunuz şeydir, yaydığınız vibrasyondur.
Olduğunuz hal, niyeti yaratandır..

O yüzden niyetiniz ne ise onu verir size kutsal ilaçlar da, size sizi gösterir, o an olduğunuz şeyi.
Ve o halin var olan kabını doldurur, ne kadar alıyorsa…

Yaşam, yaşamı bize sunan araçlar çocuk oyuncağı değildir, ciddiyet ister, saygı ister, ama çok da ciddiye almamak gerekir.
O kadar ince bir çizgi ki, gücünüzü vermeyin, kendinizden önemli tutmayın ama aşağı indirmeyin!
Her şey göz hizasında olur biter!

Sorumluluğunu almayı istemeyen bireyler için, bu tarz deneyimler bir şekilde aşırı eğilim, gerçeklerden kaçma, derin depresyon halleri yaratabilir.
Yaratmaya da bilir!
Sadece bilin, kiminle konuştuğunuzu, ne kadar değerli olduğunu…
Hürmetinizi eksik etmeyin, saklanmış bilgilere, miraslara.. Yine de sizden öte koymayın, alçak gönüllülük ve kendine sonsuz sağlam bir güvenle taşıyın, köksüz olmasın hiçbir şey.

Her şeyin bir enerjisi var, her yaptığımızın bir sorumluluğu…
Sorumluluğumuzu alalım, hem yaşamın hem de istediğimiz, yaptığımız her şeyin..
Saygımızı ve hürmetimizi popüler ihtiyaçlarımız /meraklarımız için kaybetmeyelim.

Kendimiz üzerinde sabır ve özenle çalışıp artık gerçekten bir rehbere ihtiyacımız olduğunda, gidecek bir yerimiz, soracak, dizine yatıp usul usul ağlayacak, belki hiçbir şey söylemese de gölgesinde dinleneceğimiz bir büyüğümüz olsun…
Koruyalım, kollayalım değerlerimizi, kıymet verip onurlandıralım..

Tekamül bireysel bir şeydir. Herkesin yolculuğu tamamen kendisiyle, dolaylı olarak başkaları ile ilgilidir…
Ve herkesin deneyimi de kendisinedir, her şeyde, her tür çalışmada..
Bir şiir okunur, herkes başka bir şey için ağlar…
Kendi yolunuzun dervişi olmaktır olay, kendi kendinizin bileni, öğretmeni..
Kimseye vermeyin gücünüzü, ne ilaçlara, ne eğitimlere, ne televizyona, ne Instagram’a, ne de bu yazılara… Sizin olsun hepsi, istediğiniz gibi sadece kendi iç sesinizin kararıyla kullanın.

Yaşam olduğu gibi bir seminer alanı, inziva…  kendinizi iyi gözlemleyin. Nerede hangi güdü ile ne yapıyorsunuz?
Zihinsel ve bedensel olarak derinlere inin ve bakın elinizden gelenin en iyisiyle, kendinize olur verin, onay verin, hakkınızı helal edin kendinize..
Yaşamı da, getirdiklerini de, götürüp yerine koydukarını da onurlandırın..
Her şeye değerini verdiğinizde, kendinize, acılarınıza, yaşamınıza, duygularınıza.. Her şey değerli ve yaşanmaya değer olur, toplumsal ve bireysel anksiyete ortadan yok olur ve gerçek birer yolcu oluruz yolumuzda…
Ve bazen yolumuzu şaşırdığımızda, egodan öte kendi ruhumuzu solumaya ihtiyaç duyduğumuzda ‘öğretmenimiz’, ‘atalarımız’ bizi çağırır ve buyur eder..
Ne olduğunu anlamadan kendimizi huzurunda buluruz bilginin ve kaynağın.

Şimdi belki anlatabilirim ayahuasca nedir? Tertemiz bir aynadır! Yalın, pırıl pırıl bir ayna..
‘Tanrı dünyaya göndermeden önce elindeki çamurdan insan heykeline, kendi ruhundan üflemiş ve kulağına eğilip usulca ismini söylerken içinden ilahi bir melodi çıkmış, insancığın tüm bedenini saran..
Kendini oku güzel yavrum demiş,
Ve hep bil içinde taşıdığın parçamı..
Benim gibi görebil, benim gibi duyabil, benim gibi hisset diye emanetimdir benim sana..
Doya doya yaşa, keyfini çıkar sen olmanın, ben olmanın..’

Aynanın karşısına geçip kendi gözlerinin içine bakarak, Tanrıya onun parçasıyla yaşamda ne yaptığını söylemek ve bunda huzurlu olmak mesele..
Yaşama varlığımıza emanetimize saygı, hürmet ve sevgiyle geçsin günlerimiz…
Hepinizin içindeki yaşamı ve ışığı onurlandırırım,
İyi tatiller.

Esra Uyman: Lise yıllarında başlayan kişisel gelişim, ruhsal gelişim ve metafizik konularına duyduğu yoğun merak onu yurt içi ve yurt dışında birçok özel eğitim çalışmalarına katılmaya yönlendirdi. İlk eğitmenlik diplomasını ‘World Initiatives School of Esoteric Studies’den alan Uyman’ın katıldığı çalışmaların bazıları; Organizasyon Konstelasyonu, Aile Sergileri, Vernon Frost eğitimleri, Louis Franco’dan aldığı çeşitli eğitimler, Anthony Robbins Unleash the Power Within San Jose semineri, Charlie Morlay Lucid Dreaming eğitimi, Tayland da Tantrik Yoga (RYT-200) eğitmenliği eğitimi, Peru, Amerika, Şili, G.Afrika ve Türkiye’de katıldığı Şamanik çalışmalar ve seremonilerdir. Bunların yanı sıra TGA İleri Seviye Metafizik Semineri, Ziya Azazi’nin Dervish in Progress Çalışması gibi pek çok özel çalışmaya katıldı ve eğitmenlik eğitimini aldı. Masssuma Altın Enerji I-II enerji uyumlamasını alan Esra Uyman, Avi Gören-Bar Jungian Coaching School (ICF) (ACSTH) dan koçluk sertifikasını aldı. Tüm bu çalışmalar ve eğitimlerle kendi uyanış deneyimini birleştiren Esra Uyman, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor. Kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, çarpıcı bir vizyon ve perspektif değişimi sunan, yaşamda üstlendikleri sorumluluklarda anlam bulmalarını sağlayan, merak, heyecan ve umut duygularını yükselten, tüm insanlık deneyiminin derinliğini kavramaya yardım eden ve çarpıcı yüzleşmeleri şefkatle yaşamalarını sağlayan eğitimler gerçekleştiriyor. Yaşamın Sorumluluğunu Almak, Kendimiz Olmak, Bizi Engelleyen İnançlar, Metafizik ile Özgürleşme Yolculuğu, Seçimlerimiz ve Biz, Gözlemci Bilinci, Nefes ve Meditasyon Teknikleri başlıkları altında kurumlara webinar ve uygulamalı eğitimler veriyor.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale