“Ortam gittikçe daha karanlık ve daha soğuk görünmeye başlıyor, bu da kendimde daha bitkin ve enerjisiz hissetmeme neden oluyor.” Bu cümle yaklaşmakta olan kış mevsiminin bireyin ruhuna yansımış halidir. Sıcaklıkların düşmesi, ışığın azalması, yaz aylarında ara verilen bazı rutinlere geri dönülmesi gibi etmenler tetikleyici olarak değerlendirilmektedir.
Sıcak havalar bireylere kendilerini iyi hissettirerek bir esneklik algısı verirken, “Her şeyi yapabilirim, birçok durumun üstesinden gelebilirim” duygusunu yaşatmaktadır. Soğuk havalar ise temelinde insanın içini ısıtan güzel havalara özlemi barındırırken daha ciddi olunmasını, bazı zorunluluk ve sorumlulukların yerine getirilmesini gerektiren zamanlar olarak algılanmaktadır. Ve mevsimsel depresyon olarak ifade ettiğimiz bu duygudurum hali, kadınlarda daha yaygın görülmekte olup günlük yaşamı etkilemekle birlikte, bireyin yoğun üzüntü halinde olmasına da sebep olmaktadır.
Kış aylarında güneş ışığının azalması ile beyindeki bazı kimyasalların değişimi sonucu bu durumla karşılaşıldığı bilinmekle birlikte değişen sirkadiyen ritimler neticesinde günlük yaşama uyum da bozulmaktadır. Beraberinde yeterli veya aşırı uyku halinde dahi yorgun ve uykusuz hissetme, artan karbonhidrat yeme isteği atakları yaşanabilmektedir.
Özellikle kış mevsimine geçişte şu belirtiler hissediliyorsa böyle bir duygudurum içinde olunup olunmadığı yoklanabilir: İsteksiz ve karamsar olmak, üzgün hissetmek, uykuya duyulan yoğun istek ve buna rağmen artan uyku ihtiyacı, odaklanma güçlükleri, değersiz veya suçlu hissetmek, genelde daha fazla yeme şeklinde kendini gösteren iştah değişimi, yoğun iç sıkıntısı ve bunun yerinde duramama ya da çok yavaş hareket etme gibi davranışlara yansımış hali ile hayatı yaşamaya değer görmeme düşünceleri…
Tüm bu belirtiler değişen mevsim ve artan gün ışığı ile kendiliğinden düzelebilirken kimi zaman ilaç, ışık terapi ile psikoterapi gerektirmektedir. Işık terapisi önleyici bir müdahale olarak da kullanılmaktadır. Buradaki uygulama şudur: Çok yoğun bir ışık veren, ancak zararlı ultraviyole ışınlarını filtreleyen bir kutu önünde oturarak ışığa maruz kalırsınız.
Psikoterapötik yöntemlerden olan kişilerarası psikoterapi ve ritim terapisi ile de sirkadiyen ritim düzenlenebilmektedir. Böylece günlük yaşama uyum sağlamak, olaylarla baş etmek de bir o kadar kolaylaşmış olacaktır. Elbette en önemlisi, bireyin etkileşimde olduğu ilişkilerin değerlendirilmesi ve günlük rutinlerin oluşturulmasıdır. Bir öneri olarak ilişkilerimizde paylaşımları artırmak, zehirleyici ilişkilerden sakınmak, iyileştirici ilişkiler geliştirmek, sabah uyanınca camdan bir müddet ışık almak ve nefes çalışması yapmak, günlük rutinler oluşturarak günlük yaşama uyumu desteklemek ve beraberinde işe yaramışlık duygusu artırmak değerli olacaktır.
Mevsim değiştikçe uyum sağlamak dileğiyle…
İlginizi çekebilir: Yaşam amacını aramak, bulmak ve gerçekleştirmek neden önemlidir?