X

Mevlana’nın aşkı: Bilginin, dilin, aşkın, bedenin bir olduğu yer

Dergahtan çıkarken, gözlerim yaşlı, içimde tarifsiz bir hüzün bulutu ile eşsiz bir aidiyet hissi vardı. Aşramdan çıkarken, gözlerim yaşlı, içimde tarifsiz bir hüzün bulutu ile eşsiz bir aidiyet hissi vardı.

İşte aynen böyle oldu. Aynı Simyacı romanındaki gibi. Bir gurunun dizinin dibinde oturup saatlerce dinlemek isteyen halim, kendini bir pirin, dedenin dizinin dibinde, tasavvuf hikayelerini neşeyle, apaçık bir zihin ve gönülle, özgürce anlatışını dinler buldu.

Dünyanın her yerinden insanlar doluşmuşlar. Düğünümüz var! O ne güzel şarkılar, ne güzel müziktir. Defin sesi ne güzeldir, hele Farsça şiirler, gönülden gönüle akan tüm o alçakgönüllülük, samimiyet, sohbet. Göz göze anlatılan ortak hikayeler, ortak acılara akıtılan gözyaşları içine karıştı sarmaş dolaş atılan kahkahalar. Aşk ne güzel şeydir! 

Keşke okuyabilsek, keşke bilebilsek… Dilsizlik ne güzeldir.

İnsanlık o kadar mutluymuş ki, birbirinden ayrılmamak için Babil Kulesi’ni inşa etmeye başlamış. Demişler ki, hep beraber göğe yükselen bir kule inşa edelim ve orada hep beraber yaşayalım. Kulenin inşası hiç bitememiş, yükseldikçe yükselmiş. Hikaye o ki; tanrılar kulenin yükselişini izlerken, “Biraz daha yükselirlerse bize ulaşacaklar, bizim gibi olacaklar” demişler. Bunu engellemek için de insanlığa dili hediye etmişler. Bunun sonucunda farklı diller konuşmaya başlayan insanlar birbirlerini anlayamaz olmuş ve eski birliklerini kaybetmişler. Kule bitememiş.

Ezoterik hikayeler her yerde aynı. Hindistan’da, Güney Amerika’da, İran’da, Mısır’da, Yunan’da, Kuzey mitlerinde… Aynı hikayeyi başka dillerde anlatan, aynı acıyı ayrıymış hipnozu ile yaşayan insanlarız işte.

“Yiyip içip, ekip biçip gidecektik, ne oldu bize?” demiş ya şair. Ayrılmışız. Kimliklere, kültürlere, bölgelere ayrılmışız.

Dergahta uzun sakalları, molla elbiseleriyle aşkı anlatan adamlara, şeriatçı diye bakan akıl ayırmış bizi. “Saçı başı açık, eteği kısa” diyen akıl, “Ben ondan güçlüyüm” diyen akıl ayırmış. Zanneden ayırmış! Bilmediğimiz dildeki şiire ağlayan bizlerin gönlünü ayıramamış ama…

Bilginin ne dediğini anlayamamış, yorumlayıp idrak edememiş olan akıl ayırmış. Aslında içimizin “Anlamadın” diyen sesini duymuşuz hep de, neyi anlamadığımızı yanlış anlamışız.

Bazen hayat, hep yanlış anlaşılmış gibi geliyor. Yanlış anlamışız. Ve akla güvenen hallerimiz, akla inanan benliğimiz bizi yolumuzdan, kardeşliğimizden ayırmış.

Kendinden on adım ötede, kendini arayan insanlarız bizler. Korkulardan yaptığımız demir parmaklıkların ardında bir adım öteye geçmeye korkanlarız. Kendi kendimizin tuzağına düşüp orada ağlayanlarız.

Tüm insanlık işi, hayatı yaşama işi, kendini gerçekleştime işi, yaşamın yegane sebebi. Gerçek yaşam diye adlettiğimiz ve içinde kendimizi kaybettiğimiz şey, kendini bulma oyunundan, kendini tanıma alıştırmasından başka bir şey değil.

Ama dedim ya yanlış anlamışız, “gerçek yaşam” diyerek ayırdığımız bir olgu var, acı çektiğimiz! Gerçeğimiz acı bizim. Neşe, aşk, meşk hali gerçeklik kavramımız içine girmiyor bile. Bunca sisin arasında, gerçeği arayanlar, kendilerinin gerçek olduğunu bilmiyorlar…

Mevlana, Şems’ini bulana kadar, bilgisiyle kendini zanneden iken, Şems’in ateşiyle bildiğini, üzerine giydiği tüm kimlikleri yakarak, “gerçek” dediğimiz dünyayı yakarak, “hakikat”e ulaşmış olandır. Burada anlatılan aşk, kişiye olan aşk değildir. Aşkın kendisi zaten Mevlana’dır. Şems ona kendisini gösteren, hırkasını yaktırandır.

Şems Güneş’tir; yaklaştıkça üzerimizdekileri yakan, karanlığımızı aydınlatan, bizi bizle çırılçıplak bırakan. Zümrüdü Anka Mevlana’dır; Şems’te kendini yakan ve küllerinden yeniden doğan.

Ve akıl… Bunu anlayamaz. Aşkı tarif edemez. Kim bilir ne betimlemeler, ne beklentiler, ne hayaller kurmuştur, olacak olan üzerine. Sanmak biraz gafil avlanmaktır. Çünkü aşk geldiğinde; sebeplere, ihtiyaçlara, kurgulara dayanmayan aşk geldiğinde, olasılıksız olan tezahür eder.

Akıl ile düşündüğümüz her şey bir kurgudur. Sanma halidir, zandır. Olma halinin içinde bir düşünce yoktur. O boyutlardan öte, düşünceden öte, planlardan öte bir haldir. Halden hale geçmek bizim ustalığımızdır. Halden hale devinmek… Çünkü bu halller, bizi her şeyin ötesine taşıyacak olandır.

Bunun için çabalanmaz, “mış” gibi yapılmaz, sadece olunur. Orada durursun, olduğun yerde. “Elif” gibi. Kolsuz, başsız. Ayaklarının tam üzerinde, spiralin tam orta noktasında, yaşam çiçeğinin sürekli akan pınarı orta noktasında, semazenin ayağının altında, simyacının haritasında hazinenin işaretli olduğu yerde… Durup da kendine sarıldığın, gönlünü kucakladığın, ayağının toprağa bastığı yerde…

Şimdi ve burada. Bilginin, dilin, gönlün, aşkın, bedenin tek olduğu yerde. Dünyanın tam merkezinde, durduğun yerde.

Şems’in türbesinde hıçkırıklarla ağlarken, “Sevdiğim burada yatıyor” dedim. Baka baka bir hal oldum, bırakıp da gelemedim. Rumi ne yaptı kim bilir, biraz da onun yerine mi bu gözyaşları? 

“Doğru ile yanlışın ötesinde bir bahçe var, seninle orada buluşacağım.”
Rumi

İlginizi çekebilir: Kendinden kaçacak yer aramayı ve bildiklerini kenara bırak

Esra Uyman: Lise yıllarında başlayan kişisel gelişim, ruhsal gelişim ve metafizik konularına duyduğu yoğun merak onu yurt içi ve yurt dışında birçok özel eğitim çalışmalarına katılmaya yönlendirdi. İlk eğitmenlik diplomasını ‘World Initiatives School of Esoteric Studies’den alan Uyman’ın katıldığı çalışmaların bazıları; Organizasyon Konstelasyonu, Aile Sergileri, Vernon Frost eğitimleri, Louis Franco’dan aldığı çeşitli eğitimler, Anthony Robbins Unleash the Power Within San Jose semineri, Charlie Morlay Lucid Dreaming eğitimi, Tayland da Tantrik Yoga (RYT-200) eğitmenliği eğitimi, Peru, Amerika, Şili, G.Afrika ve Türkiye’de katıldığı Şamanik çalışmalar ve seremonilerdir. Bunların yanı sıra TGA İleri Seviye Metafizik Semineri, Ziya Azazi’nin Dervish in Progress Çalışması gibi pek çok özel çalışmaya katıldı ve eğitmenlik eğitimini aldı. Masssuma Altın Enerji I-II enerji uyumlamasını alan Esra Uyman, Avi Gören-Bar Jungian Coaching School (ICF) (ACSTH) dan koçluk sertifikasını aldı. Tüm bu çalışmalar ve eğitimlerle kendi uyanış deneyimini birleştiren Esra Uyman, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor. Kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, çarpıcı bir vizyon ve perspektif değişimi sunan, yaşamda üstlendikleri sorumluluklarda anlam bulmalarını sağlayan, merak, heyecan ve umut duygularını yükselten, tüm insanlık deneyiminin derinliğini kavramaya yardım eden ve çarpıcı yüzleşmeleri şefkatle yaşamalarını sağlayan eğitimler gerçekleştiriyor. Yaşamın Sorumluluğunu Almak, Kendimiz Olmak, Bizi Engelleyen İnançlar, Metafizik ile Özgürleşme Yolculuğu, Seçimlerimiz ve Biz, Gözlemci Bilinci, Nefes ve Meditasyon Teknikleri başlıkları altında kurumlara webinar ve uygulamalı eğitimler veriyor.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale