X

Metropolitan Sanat Müzesi Eserleri: Mutlaka Görmeniz Gerekenler

Metropolitan Sanat Müzesi eserleri, gören herkesi büyüleyecek nitelikte. Çünkü bu şahane yer, dünyanın en büyük müzelerinden biri. 17 küratöryel departman, 2.2 milyon metrekarelik alan ve kalıcı koleksiyonlarında bulunan 2 milyondan fazla eserle Metropolitan Sanat Müzesi (halk arasında The Met olarak bilinir), çoğu ziyaretçinin bir ömür boyu görebileceğinden daha fazla hazine içeriyor. New York’ta bulunan bu önemli müzenin tarihini ve barındırdığı eserleri birkaç cümle ile açıklamak imkansız. Bu yüzden bazı önemli eserleri ve müzeyle ilgili bilgileri sizler için bir araya getirdik. Metropolitan Sanat Müzesi hakkında daha fazlasını keşfetmek için okumaya devam edin.

Metropolitan Sanat Müzesi nerede? İçerisinde neler var?

Yukarıda da kısaca yer verdiğimiz gibi Metropolitan Sanat Müzesi, ABD sınırları içerisinde, New York’taki Central Park’ın yanında yer alıyor. Müze, “The Cloisters” adı verilen Orta Çağ sanatını barındıran bir bölümü bünyesinde barındırıyor. İçerisinde ayrıca eski doğu, Mısır, Yunan ve Roma dönemlerine ait eserler de var. Avrupa orta çağ koleksiyonunun bir bölümü, Manhattan’ın kuzey ucundaki ek binada bulunuyor. Ayrıca bir araştırma kitaplığı, çocuklar için bir bölüm ve etkin bir eğitim sergisi de mevcut. Çoğu insan tarafından bilindiği gibi batı resim sanatının öne çıkan isimlerine ait tablolar da Metropolitan Sanat Müzesi’nin en dikkat çeken içeriklerinden.

Metropolitan Sanat Müzesi’nin tarihi

13 Nisan 1870’de kapılarını açan Metropolitan Müzesi bir grup iş adamı, finansör, sanatçı ve kültür meraklısı tarafından kuruldu. Bugün, Central Park’ı çevreleyen Beşinci Cadde’nin bir parçası olan Museum Mile’daki gösterişli kazılarıyla biliniyor. Ama aslında ilk kurulduğunda 681 Fifth Avenue’de, bir Roma taş lahitini ve 174 Avrupa tablosunu barındıran çok daha küçük bir binada bulunuyordu. Müzenin koleksiyonu büyük bir hızla büyüdü ve alanı yetersiz kaldı. Bu nedenle 1873’te West 14th Street’teki Douglas Mansion olarak bilinen bir mülke taşındı. Burada ise bugünkü kalıcı yerinin inşasının tamamlandığı tarih olan 1879’a kadar kaldı. Müzenin içeriği, yıllar içinde büyümeye devam ederken binaya çeşitli eklemeler yapıldı. Günümüzde, orijinal yapı daha modern kanatlarla çevrili.

Metropolitan Sanat Müzesi’ni ziyaret ederek adeta dünyayı dolaşabilirsiniz. Eski bir Mısır tapınağında durabilir, bir Çin bahçe mahkemesinde dinlenebilir, 16. yüzyıldan kalma bir İspanyol kalesinin verandasında dolaşabilir, M.S. 79’da Vezüv Yanardağı’nın patlamasıyla yok olan bir villa yatak odasını ziyaret edebilirsiniz!

Metropolitan Sanat Müzesi eserleri

Metropolitan Müzesi hakkında kısaca bilgi edindikten sonra içerisinde yer alan önemli eserlere değinelim. Daha önce de bahsettiğimiz gibi, müzenin çok ama çok zengin bir içeriği var. İçerisi özellikle dünyaca ünlü heykeller ve tablolarla dolu. Eğer sanatın müzik dalına tutkunsanız, dünyanın en eski piyanosunun da burada olduğunu belirtelim. Müze koleksiyonları yaklaşık 5000 enstrüman içeriyor. Bunlardan biri olan dünyanın ayakta kalan en eski piyanosunun tarihi 1720’ye kadar uzanıyor.

Müzik ve sanat ilginizi çekmiyor mu? Öyleyse VIII. Henry’nin 1544’teki son askeri kampanyasında kral tarafından giyilen zırhını ve Met’s Arms and Armor’daki diğer etkileyici savaş teçhizatı örneklerini inceleyebilirsiniz.

Metropolitan Sanat Müzesi moda tutkunlarının da mekanı. İçeride moda severler için beş kıta ve yedi yüzyıldan gelen 33.000’den fazla tarihi, çağdaş ve kültürel açıdan önemli giyim ürünleri ve aksesuarlar var.

Mutlaka görmeniz gereken Metropolitan Sanat Müzesi eserleri ise şunlar:

Yunan ve Roma Heykel Galerisi

Metropolitan Sanat Müzesi eserleri arasında yer alan Yunan ve Roma Heykel Galerisi’nde medeniyetlerin ulaştığı en geniş sınırlardan getirilen heykeller bulunuyor. Bu koleksiyonda Antik Yunan ve Roma sanatının en ünlü heykellerini görebilirsiniz.

Vermeer Koleksiyonu

Metropolitan Sanat Müzesi eserleri arasında yer alan bir diğer önemli koleksiyon ise Vermeer Koleksiyonu. Galeride 17. yüzyılın ünlü ressamı Johannes Vermeer’in günümüze ulaşan 36 tablosundan beşi bulunuyor.

Asya Sanat Koleksiyonu

Asya Sanat Koleksiyonu, müzenin en zengin koleksiyonu. İçerisinde 14. yüzyıldan kalma 7.5 metre uzunluğundaki Çin muralından Buddha portrelerine kadar pek çok önemli eseri barındırıyor.

Empresyonist Hazine

Metropolitan Müzesi’nin bu önemli koleksiyonunda Monet, Degas, Cézanne ve Picasso eserleri ile 17 adet Van Gogh tablosu yer alıyor. Ayrıca 19 ve 20. yüzyıl Avrupa sanatının önemli tablo ve heykelleri de burada.

Dendur Tapınağı

Dendur Tapınağı, dünyanın batı yarımküresinde bütün halde günümüze gelmeyi başarmış tek Mısır tapınağı. Bu nedenle 2.000 yıllık tarihi ve olanca görkemiyle müzenin popüler eserleri arasında yer alıyor.​

The Musicians (1595), Caravaggio

Metropolitan Sanat Müzesi’nde dakikalarca izlemek isteyeceğiniz yüzlerce resim olduğunu söylemiştik. Bu nedenle müzede mutlaka görmeniz gereken resimlere de yer vermekte fayda var. İşte Galeri 621’deki “The Musicians” bunlardan ilki.

Ünlü ressam Caravaggio, bu resmi 24 yaşındayken, Kardinal Francesco del Monte’nin isteği üzerine yaptı. Resmin adı Müzisyenler. Gelecekte bir kanun kaçağı olacağından habersiz olan ressam, kendi yüzünü adeta resimdeki üç müzisyen çocuğun suretinde ölümsüzleştirmiş. Bu nedenle mutlaka görülmeli.

Woman with a Parrot (1866), Gustave Courbet

Courbet daha önce mitolojik karakterlerin nü bir resmini yapıp Salon’dan red alınca farklılık getirecek bir nü yapmaya karar vermişti. Yapacağı resim onun gerçekliğini yansıtmalı ama yasaklanacak kadar da erotik olmamalıydı. Bu yüzden modelini bir koltuğun üzerine çırılçıplak yatırmış, elinde bir papağan ile neşe içinde yatağa kıvrılmalarını resmetti. Bu büyüleyici eseri Galeri 811’de görebilirsiniz.

Great Wave off Kanagawa (1820-1831), Katsushika Hokusai

Metropolitan Müzesi’nde mutlaka görmeniz gereken resimlerden biri de Great Wave off Kanagawa. Bu resim, Japon sanatçı Katsushika Hokusai’nın aynı konuyu işlediği 36 tablodan sadece biri. Tüm eserlerinde, Japonya’nın en yüksek noktası Fuji Dağı fonda görülüyor. Bu ikonik eserin emoji olarak kullanıldığını da hatırlıyorsunuzdur.

The Death of Socrates (1787), Jacques Louis David

The Death of Socrates, Jacques Louis David tarafından 1787 yılında resmedildi ve neoklasik dönemin en önemli yapıtları arasında gösteriliyor. Tabloda Socrates’e fikirlerinden vazgeçmesi veya intihar etmesi emredildiğinde, baldıran otu içerek ölmeyi tercih ettiği an ve etrafında yaşamayı seçmesi için yalvaran öğrencileri görülüyor.

The Dance Class (1874), Edgar Degas

The Dance Class, ünlü ressam Edgar Degas’ın bale dansçılarına odaklandığı bir eser. Resimde sınavdan geçmeyi bekleyen dans öğrencileri ve anneleri stüdyo görünmelerine rağmen, Paris’teki yanan eski opera binasının bir odasında görülüyor. Aynanın solunda yer alan Rossini’nin Guillaume Tell performansının posteri ise, ressamın tabloyu sipariş eden tenor Jean Baptiste Faure’a teşekkürü sayılıyor.

Mäda Primavesi (1912), Gustav Klimt

Mäda Primavesi, tam boy bir portre. Resimdeki yumuşak tonlardaki çiçek motifleri, ilk görüşte bunun bir Klimt eseri olduğunu anlamanızı sağlıyor. Tablo ayrıca sanatçının benzersiz kadın tasvirlerinden biri olarak değerlendiriliyor.

Circus Sideshow- Parade de Cirque (1887-88), Georges-Pierre Seurat

Ünlü ressam Seurat, bu resminde en çok önem verdiği renk tekniği üzerine yenilik getirmiş ve noktacılık (pointilism) tekniğinin öncüsü olmuştur. Noktacılık tekniği, birbirine yakın ama arasında boşluk bulunan renkli noktaları, insan gözünün birleştirerek başka renk olarak algılaması illüzyonu üzerinedir. Bu etkileyici resmin karşısında dikilip Seurat noktacıklarını yakından keşfettiğinizde çok ama çok etkileneceğinizin garantisini veriyoruz.

Metropolitan Sanat Müzesi sanal tur ile gezilebilir mi?

Yazımızı buraya kadar okuduysanız muhtemelen Metropolitan Sanat Müzesi’ni bir an önce görmek istiyorsunuz. Peki Metropolitan Müzesi sanal tur ile gezilebilir mi? Pandemi koşulları ile birlikte artık birçok müzeyi oturduğunuz yerden gezmeniz mümkün. Dünyanın en fazla ziyaret edilen müzelerinden biri olan Metropolitan Sanat Müzesi’ni internet sitesi üzerinden ziyaret edebilirsiniz. Metropolitan Sanat Müzesi sanal tur için buraya tıklamanız yeterli.

İlginizi çekebilir: İstanbul müzeler: Şehrin en iyi tarihi ve kültürel güzellikleri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale