X

Metaverse dünyasında empati var olabilir mi?

Son dönemlerin en popüler konularından biri olan Metaverse, hemen hemen her alanda artık karşımıza çıkmayı başarıyor. İngilizce’de ‘ötesinde’ anlamına gelen ‘meta’ ve ‘evren’ anlamına gelen ‘universe’ kelimelerinin birleşiminden doğan ‘metaverse’; gerçekliğin ötesinde, kurgusal evren, sanal dünya gibi tanımlarla ifade edilebiliyor. İlk kez 1992 yılında, bilim kurgu romanı Snow Crash’de kullanılan bir terim olan ‘metaverse’, insanların gerçek hayatta, günlük yaşamlarında yaptıkları hemen hemen her şeyi sanal gerçeklikte de yapabilmelerine imkan sağlamak için çalışıyor. Alışverişten oyunlara, para harcamaktan sosyalleşmeye kadar çeşitli şekillerde gerçek insan görüntüleriyle etkileşime girilebileceğinin sinyallerini veren Metaverse’de duyguların, duygusal becerilerin var olup olamayacağı ise merak ediliyor. Psychology Today’de yer alan bir yazı dizisi, Metaverse dünyasında empatinin var olup olamayacağını ele alıyor. Gelin, sanal empati mümkün mü, birlikte bakalım.

Empati ve Metaverse

Gerçek hayatta bile karşılaşması nadir zamanlara denk gelen empatinin sanal dünyada var olabileceğini söylesek, şaşırtıcı olur muydu yoksa dijital dünyada artık her şeyin mümkün olduğunu düşündüğünüz için şaşırmaz mıydınız? Öyleyse, hemen söyleyelim yapılan yeni araştırmalar ‘sanal empati’nin mümkün olduğunu öne sürüyorlar.

Yapılan çalışmalar, sanal bir insanla olan etkileşimlerin çoğunlukla gerçek bir insanla olan etkileşimlere çok benzer olabileceğine dikkat çekiyor ve sanal bir insanın varlığının, tıpkı gerçek bir görgü tanığı varmış gibi, tepkileri şekillendirebileceğini ileri sürüyor.

Sanal dünyadaki duyguları, tepkileri, insanlar arasındaki etkileşimleri, benlik ve öteki algısını etkileyen önemli bir faktör olan ‘Proteus Etkisi’nin sanal empati üzerinde anlamlı bir etkisi olduğu 2007 yılında Stanford araştırmacılarının yaptığı bir çalışma ile ortaya çıkıyor. İnsanların sanal dünyadaki davranışlarının, avatarların kişisel özelliklerine (karakter, dış görünüş vb.) göre değiştiğini anlatan bir olgu olan Proteus Etkisi, Metaverse’de empatinin geliştirilmesini de mümkün kılıyor. Başka bir deyişle, sanal insanların nasıl tasarlandıkları, insanların sanal dünyalardaki empati kapasitelerini doğrudan etkileyecek. Bu konuda tüm iş sanal dünya tasarımcılarına düşüyor.

Diğer yandan, sanal dünyada empatinin varlığını inceleyen birçok araştırma benzer sonuçlar ortaya çıkardı. Computers and Human Behavior Dergisi’nde yapılan bir araştırma, belirli görsel temsil ve acı ifade yöntemlerinin sanal insanlar arasında daha fazla farkındalık ve duygusal algı yaratabileceğini buldu. Aynı dergide yayınlanmış bir başka çalışma, sanal dünyadaki bir avatara daha spesifik vücut hareketleri ve belirli yüz ifadeleri eklemenin, insanların avatarın acısını çok daha fazla hissedebildiklerini ortaya çıkardı. Tüm bu bulgulardan hareketle, alanın uzmanları ve sanal dünya tasarımcıları, empatinin Metaverse’de daha da geliştirilebileceğine inandıklarını belirtiyorlar; sanal dünyadaki hislerin, acıların, kısaca duyguların daha etkili ve gerçek hayattakinden neredeyse farksız bir şekilde karşı tarafa aktarılabileceğine de dikkat çekiyorlar.

Hangi empati türleri Metaverse’de olabilir?

Metaverse’i geliştirmek için yapılan araştırmalar devam ederken sanal empati konusu daha da irdeleniyor ve güncel çalışmalar sanal gerçekliğin belirli empati türlerini geliştirebileceğini de gösteriyor.

Sanal gerçeklik teknolojisi şirketinin CEO’su olan Chris Milk, 2015 yılında katıldığı TED konuşmasında sanal gerçeklik gözlüklerinden “the ultimate empathy machine” yani ‘nihai empati makinesi’ olarak bahsetti ve devamında farklı VR şirketleri ‘VR for good’, ‘iyilik için sanal gerçeklik’ girişimine yatırım yaparak programlarını, sanal gerçeklik tasarımlarını, sosyal fayda için geliştirmeye başladılar. Peki, bu gelişmeler sanal empatiyi etkiledi mi? Elbette ki. Yapılan birçok araştırma, Metaverse’de farklı empati türlerinin gelişebileceğini gösterdi. Gelin, hangi empati türünün Metaverse’de gelişebileceğinin cevabından önce empati türlerini hatırlayalım:

Duygusal empati: Başka birinin duygularını paylaşma yeteneğidir. Otomatik bir duygusal tepki olarak kabul edilir ve duygusal bağlantı yoluyla elde edilebilir.

Bilişsel empati: Bir kişinin nasıl hissettiğini ve ne düşünebileceğini anlama yeteneğidir. Bu tür empati, farklı bakış açıları ve iletişim yoluyla geliştirilebilir. Bu tür bir empati daha fazla zihinsel çaba gerektirir. Bilişsel empatinin iki alt türü vardır:

Benlik bakış açısı: Başka birinin deneyimlediği bir koşulda, nasıl hissedeceğinizi, ne düşüneceğinizi, duygularınızın, kararlarınızın ne olacağını hayat etmek; yani başka birinin yerine geçmek olarak tanımlanan empati türüdür.

Başkasının bakış açısı: Belli bir konuya, başkalarının gözünden nasıl yaklaşacağınızı, bakış açınızı nasıl değiştireceğinizi düşünmek olarak tanımlanan empati türüdür.

Merhametli empati: Kişiyi başkalarına yardım etmeye sevk eden empati türüdür. Bu tür bir empati, başka bir kişinin acı çekmesine odaklanır ve kişiyi harekete geçmeye iter.

Farklı empati türlerinin özellikleri göz önünde bulundurulduğunda, güncel çalışmalar duygusal empati türünün sanal gerçeklik deneyimleri ile geliştirilebileceğine dikkat çekiyor. Öte yandan, daha derin ve zihinsel süreçler gerektiren bilişsel ve merhametli empati türlerinin sanal dünyada geliştirilip geliştirilemeyeceği hala cevabı merak edilen bir bilinmez… Ancak, bazı bilim adamları ve filozoflar bu konuya tepkili yaklaşıyorlar ve kullanıcıların empatilerini sanal gerçeklik ile geliştirmeye çalışmanın etik dışı olduğunu vurguluyorlar. Görünen o ki, Metaverse dünyasında daha araştırılacak, geliştirilecek, tartışılacak çok şey var. Bakalım, bizleri sanal evrenlerde daha neler bekliyor…

Daha fazlasını keşfetmek için dilerseniz Chris Milk’in yukarıda bahsi geçen TED konuşmasına da göz atabilirsiniz.

Kaynak: Psychology Today

İlginizi çekebilir: Siber psikoloji ve sanal gerçeklik: Metaverse psikolojimizi nasıl etkileyecek?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale